Hedefteki “İkinci Çin”

Hareketliliği görmemek mümkün değil. Fuara katılan şirket sayısından, Türkiye’den giden işadamlarına kadar İran’a yönelik ilgi açıkça görülüyor. İran Yabancı Sermaye Genel Müdürü, “İkinci Çin olaca...

1.02.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hareketliliği görmemek mümkün değil. Fuara katılan şirket sayısından, Türkiye’den giden işadamlarına kadar İran’a yönelik ilgi açıkça görülüyor. İran Yabancı Sermaye Genel Müdürü, “İkinci Çin olacağız” diyerek, bu ilginin nedenini açıkça ortaya koyuyor. Giden şirketler memnun, geleceğin daha iyi olacağını belirtiyorlar. Özellikle de hızlı tüketim maddeleri, ev tekstili, gıda, bilişim gibi alanlarda potansiyel müthiş…  
 
“İran” denilince akla ilk gelen 1979’daki İslam Devrimi, devrim planlarını hazırlayan Humeyni ve sürgünde ölen Şah Rıza Pehlevi idi. Şimdi bu isimlere bir de ılımlı politikaları ile kendinden söz ettiren Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi eklendi...  
 
Hatemi ile birlikte İran’da, her alanda olduğu gibi ekonomik alanda değişim rüzgarları esmeye başladı. Yabancı yatırımcı çekmek, ticari ilişkilerini geliştirmek için bir dizi hukuksal düzenlemeler yapıldı. Uygulamaların işaretleri de uluslar arası ilişkilerde yaşanan canlılık ve yatırımlardaki hareketlilikte kendini ortaya koyuyor…  
 
Bu rüzgar, Türkiye – İran arasındaki ticari ilişkilerde de gözlenmeye başlandı. Türkiye’nin İran’a ihracatı 2001 mart -2002 mart döneminde 353 milyon 500 bin doları aştı. Bu, 1996’dan beri ulaşılan en yüksek rakam. Son 3 yıl içinde İran’a olan ihracatımız yüzde 125 artarak 157 milyon dolardan 353 milyon dolara çıktı. İthalat son 3 yılda yüzde 32 artış gösterdi ve 839 milyon 750 bin dolara ulaştı. Bunun yanı sıra iki ülke arasında “kayıt dışı ticaret”in de yapıldığı belirtiliyor.    
 
Size 2002 rakamlarını veremedik. Çünkü, İran da “miladi takvim” kullanılmıyor. Bu nedenle, onların mali yılı mart ayında kapanıyor. 2Mart 2002-Mart2003 dönemine ait son rakamlar 2 ay sonra kesinleşecek.  
 
İran’da ekonomiye damgasını vuran bir başka gerçek ise Amerikan ambargosu. Amerikalı hiçbir şirket ve işadamı İran ile iş yapmıyor. İran ile iş yapan Avrupa ülkeleri ve Japonya ise ilişkilerinde ölçülü davranmayı seçiyor ve işler bir anlamda sessiz –sedasız yürütülüyor. En çok tercih edilen yöntem ise “üçüncü ülkeler” üzerinden ticaret yapmak…  
 
Öncü Türk girişimleri  
 
Aslında, kimileri önyargı ile yaklaşsa da bazı Türk şirketleri, bu ülkedeki pazarı uzunca bir zamandır iyi tanıyor. İran’da şu anda  uygulanmakta olan “Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı” kapsamında yürürlüğü konulan yeni politikaların da onların işini 3-5 yıl öncesine kıyasla  kolaylaştırdığı söylenebilir...Unit Grup, Zorlu Tekstil ve Teknoloji Holding, İran’da yatırımları, ortaklıkları olan Türk şirketlerinden. Arçelik ve Kalpen gibi çok sayıda firma da İran’a ihracat yapıyor.  
 
İran’ın ithalat yaptığı ülkeler arasında ilk sıralarda Almanya ve İtalya var. Çin ve Japonya da önemli ithalatta önemli paya sahip. İran’ın ithalatında Çin’in payı giderek artıyor. Türkiye ise son yıllardaki gelişmelere rağmen İran’ın ithalatında 17’inci sırada.  
 
Türk-İran İş Konseyi Başkanı Ali Osman Ulusoy, Türk işadamlarının İran’daki iş potansiyeli iyi değerlendiremediklerini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:  
 
“İstanbul’da 400’den fazla İran kökenli iş adamı faaliyet gösteriyor. Oysa, İran’da yerleşik Türk kökenli firma sayısı çok az. Bu üzücü bir durum. Türk işadamları İran’a yapacakları yatırımlarla Ortadoğu ve Orta Asya pazarlarına hitap edebilirler.”  
 
Kimler ne yapıyor?  
 
Unit Grup, aslında Belçika merkezli. Ancak, kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Ünal Aysal, Türk. Unit Grup, 25 yıldır İran ile iş yapıyor. Orada enerji projeleri gerçekleştiriyor, elektrik santralleri kuruyor. Son olarak İran doğal gazını Birleşik Arap Emirlikleri’ne taşıyacak bir projede yatırımcı rolünü üstlendi.  
 
Zorlu Tekstil Grubu ise geçen yıl İran’da “Atlas-pood” adlı bir şirketin yüzde 50’sine ortak oldu. Yatırımın tutarı ise 22 milyon dolar.  
 
Teknoloji Holding, Eniac-Tech isimli bir firma ile ortak olarak depo, satış ve dağıtım otomasyonu konularında projeler gerçekleştiriyor. Arçelik ve Vestel markalı ürünler, İran’da en çok tanınan markalar arasında.  
 
KOBİ’ler arasında da İran’ı keşfedenler ve ihracat yapanlar da var. Ambalaj ve paketleme makineleri üreten Barışsan bunlardan biri..  
 
İran’da ekmek sanayi, otel ve alış-veriş merkezi inşaatı, otomotiv yan sanayii alanalarında da Türk menşeeli yatırımların olduğu dikkati çekiyor.  
 
Arçelik’in İran macerası  
 
Arçelik’in İran ile ticari ilişkilerinde bu ülkedeki gelişmelere paralel bir süreç yaşanmış. Bu süreç son 20 yılın bir özeti gibi. Arçelik Uluslararası Pazarlama ve Satış Direktörü Nadir Yalçınalp, İran ile ticaret ilişkilerinin seyrini şöyle anlatıyor:  
 
“İran Devrimi sonrasında özel sektör ve devlet kuruluşlarına Arçelik ve Beko markasıyla ihracat yaptık. 1994’te bitmiş ürün ithalatına izin verilmemeye başlandı. Bunun sonucunda, İran’da beyaz eşya sektöründe faaliyet gösteren bir devlet kuruluşuyla know-how anlaşması yaptık. Çamaşır makinesi montaj hattı kurarak demonte ürün satmaya başladık. 2000 yılında İran Gümrük Rejimi’nde uygulamaya konulan yönetmelikle birlikte Beko markasıyla bitmiş ürün ihracatına tekrar başladık. İranlı yerli üreticilerin markasıyla bitmiş ya da demonte ürün ihracatımızda devam ediyor.”  
 
“İkinci Çin olacağız”  
 
İran Maliye Bakanlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürü Ahmad Mortazavi, İran’ın yabancı sermaye çekmek konusundaki hedefini, “Önümüzdeki dönemde ikinci Çin olmak” şeklinde ifade ediyor. Mortazavi, İran’ı bu hedefe götüreceğini söylediği gelişmeleri ise şöyle özetliyor:  
 
* Artık tek bir döviz kurumuz var. Önceden 12’den fazla döviz kuru vardı ve bunların her biri farklı amaçlar için kullanılıyordu. Bu iş dünyasını uzun dönemli projelere girmekten caydırıyordu.  
 
* Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda tarife dışı engeller ve kotalar kaldırıldı. İthalatı yasaklanan çok sayıda maddenin ithalatı mümkün hale geldi.    
 
* AB ile müzakerelere başladık. İkili ticaret ve işbirliği anlaşması imzalamak istiyoruz.  
 
* Sosyal güvence sisteminin kabul edileceği söylenilmekte. Bu sayede geçtiğimiz dönemlerde sosyal güvenlik meselesinin çözülmesine engel teşkil eden birçok konu çözüme kavuştu.  
 
* İran’da şeker, çay, çelik, tütün gibi birçok alanda tekeller var. Bu plan çerçevesinde tekellere son verilecek. Özel sektöre daha fazla olanak sağlanması amaçlanıyor. Önümüzdeki yıl içinde birçok şirketin özelleştirme yolunda adımlar atması bekleniyor.  
 
* Bizim vergi rejimimiz gelir vergilendirilmesi esasına dayalı. Bugün gelire uygulanan vergi oranı yüzde 65’ten yüzde 25’e düşürüldü. Şu anda herhangi bir satış veya katma değer vergisi yok. Ancak, satış vergisinin yürürlüğe girmesi için birtakım çalışmalar yapılıyor.”  
 
Çözüm bekleyen konular  
 
Her ne kadar yeni yapılan hukuki düzenlemeler İran’daki ticaret ve yatırım ortamının iyileşmesi yönünde umut verse de, bunların pratik yaşama taşınması vakit alıyor.  
 
Örneğin, İran’da geçtiğimiz yıllarda bütün bankalar hükümetin kontrolü altındaydı. İthalat tümüyle Merkez Bankası kontrolünde yapılıyordu. Bugünlerde ise özel bankalar kuruldu. El koyma durumunda piyasa değeri üzerinden teminat ödeniyor. Ama işadamları halen bankacılık işlemlerinin yüksek maliyetli olmasından şikayetçi.  
 
Unit International Proje Müdürü Serhan Gencer ise ithalat konusunda sıkıntı yaşadıklarına dikkat çekiyor ve şöyle konuşuyor:  
 
*Kamu kuruluşları ithalatlarında genelde bağlı muamele ve counter trade gibi alternatif ödeme şekillerini ön plana çıkarıyorlar. Asgari bir yıllık kredili ithalat yapmak istiyorlar.  
 
*Marka ve patent mevzuatındaki yetersizlikler nedeniyle sorun yaşanabiliyor.  
 
*Türk ve İran bankaları arasında teminat mektuplarının tanınmasında ve akreditiflerin açılmasında problemlerle karşılaşılıyor.  
 
*Gümrüklerde bürokratik zorluklar yaşanıyor. Gürbulak sınır kapısı henüz faaliyete geçmediği için sevkıyat süresi uzuyor.”  
 
İkili ilişkilerde gelişmeler  
 
İran’da mevcut üretim alanlarında ithalatı cazip hale getirmemek için ithalattan iki tür vergi alınıyor. Gümrük vergisi yüzde 1 ile 5 arasında. Ticari kazançlardan alınan vergiler ise yüzde 25 ile yüzde 500 arasında değişiyor. Bu da İran’a ihracat yapmak isteyen ülkelerin göz önünde bulundurması gereken bir durum.  
 
Yüksek ithalat vergileri nedeniyle Türkiye’den İran’a giden kayıt dışı ürünlerin tutarının 300 milyon doları aştığı tahmin ediliyor.  
 
Gümrüklerde yaşanan sıkıntılara çözüm bulmak amacıyla atılmış adımlar, başlatılan girişimler de var. Gürbulak Sınır Kapısı’nın yap-işlet-devret modeliyle yenilenmesi için Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ile sözleşme yapıldı. İnşaat ise yüzde 80 oranında tamamlandı.  
 
Esendere ve Sarpkaya tesisleri de yeniliyor. Sadece gümrük binalarının yenilenmesi elbette yeterli değil. Asıl iş bu konudaki anlaşma ve düzenlemelerde. Çalışma saatlerinin uyumlu hale getirilmesi bu konuda yaşanan küçük ama sevindirici gelişmelerden biri..  
 
TC Gümrükler Müsteşarlığı Genel Müdürü Ercan Saka, “ İran ve Türkiye’nin gümrük idareleri arasında yakın bir ilişki kuruldu. Bundan mutluluk duyuyoruz. Saka, bu çerçevede ikili ve uluslararası ticarette eşya, yolcu ve araç trafiğini kolaylaştıran etkin önlemler alındı. İletişim ve bilgisayar teknolojisinden, altyapının iyileştirilmesine kadar uzanan bir dizi alanda önemli yatırımlara imza atmaya devam ediyoruz” diyor.  
 
Saka, Türk-İran gümrük ilişkilerinin yasal dayanağı olan ve 23 Kasım 2000 tarihinde Ankara’da imzalanan “Gümrük Alanında İş Birliği ve Karşılıklı Yardım” anlaşmasıyla başladı. Söz konusu anlaşma Türk tarafınca onaylandı ancak İran tarafı henüz onaylanmadı”  
diyor.  
 
Sonuç olarak şu günlerde iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri hareketlendi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 2002 Mayıs ayında yaptığı ziyaretle birlikte İran ile ilişkilerin geliştirilmesi ivmelendi. 2003 yılı Temmuz ayında İstanbul’da bir İran fuarı düzenlenmesi planlanıyor.  
 
TÜRK İŞADAMLARI NE DİYOR?  
 
ARÇELİK
 
 
Bitmiş ürün ihracatı yapıyor. Bir devlet kuruluşla know-how anlaşması ile kurduğu bir çamaşır makinesi montaj hattı var. Arçelik Uluslararası Pazarlama ve Satış Direktörü Nadir Yalçınalp, “Hedefimiz, Türkiye’de sahip olduğumuz dağıtım ağının bir benzerini İran’da kurarak iş hacmimizi iki katına çıkarmak. Dağıtım ağını kurduktan sonra ilk yıl 10 milyon Euro ihracat hacmine ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu konuda yerel özel sektör firmalarıyla ortaklık görüşmelerimiz devam ediyor” diyor.  
 
ZORLU TEKSTİL  
 
Atlas Pood adlı İranlı bir şirket ile yüzde 50 ortak olarak 22 milyon dolarlık bir yatırıma imza attı. Zorlu Tekstil, Kafkasya, Orta Asya, Hindistan, Ortadoğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri’ne İran ile olan ticaret olanakları yardımıyla daha kolay ulaşabileceğini düşünüyor.  
 
Zorlu Holding Tekstil Grup Koordinatörü Vedat Aydın, İran’da ev tekstili pazarının yapısını şöyle aktarıyor:  “İran’da çarşaf ve perdelik kumaş pazarının büyüklüğünün 1.5 milyar dolar büyüklüğünde. Brode perde işi bu pazarın 500 milyon dolarlık bölümünü oluşturuyor. İran halkının yaşamı büyük ölçüde evlerde dört duvar arasında geçiyor. Bu nedenle, yaşadıkları mekanın döşenmesine özen gösteriyorlar.. Ev tekstili piyasası 1980’li yıllar Türkiye’si gibi çok canlı. İran’da yapılan üretim yenilik ve moda konularında halkı tatmin etmiyor.  
Yatırımımızın ilk fazından fabrika çıkışı olarak 10 milyon dolar ciro bekliyoruz.  
 
UNIT GRUP  
 
25 yılı aşkın zamandır bu ülkede iş yapıyor. Demir-çelik satışı ile başlayan iş ilişkisi elektrik santralı kuruluşları ile ilgili projelerle devam etmiş. Temmuz 2002’de yeni bir elektrik santralinin inşası için anlaşma imzaladı. Ayrıca, İran doğalgazını Birleşik Arap Emirlikleri’ne tedarik edecek bir başka projede de yatırımcı kimliğiyle yer alıyor.  
 
Unit International Proje Müdürü Serhan Gencer, takip ettikleri yeni fırsatları şöyle sıralıyor:  
 
“Başta İran olmak üzere Orta doğu ülkelerindeki tüm enerji piyasalarını çok yakından takip ediyoruz. Bu bölgede tamamen bu konuya konsantre olduk. Türkiye’nin İran gazını almaya başlaması ve iki ülke arasındaki dönemsel elektrik farklılıkları bizler için yeni açılımlar yarattı. Yeni doğal gaz piyasası ve elektrik piyasası kanunu da bu konuda bize destek sağladı. İran’dan komşu ülkelere yapılması muhtemel elektrik ve doğalgaz ticareti ile çok yakından ilgileniyoruz. Belirlediğimiz şirket politikalarımız sayesinde yeni Projeler geliştirmekteyiz.”  
 
BT SEKTÖRÜNDE FIRSAT VAR MI?  
 
Türkiye’de BT hizmetleri alanında faaliyet gösteren ve geçtiğimiz aylarda İran’da araştırmalar yapan Avrupalı bir şirketin yöneticisi ülkede bilişim teknolojileri sektörünün durumu şöyle anlattı:  
 
AMBARGO VE LİSANSIZ KULANIM Amerikan ambargosu bilişim teknolojileri sektörünün gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle işletim sistemi, veri tabanı yazılımları gibi platformlarda Amerikalı şirketler etkin olduğu için bu alanlarda İran’da yokluk çekiliyor. Bu yokluk ciddi boyutta bir kaçak kullanıma, lisansız kullanıma yol açmış durumda. Yerel firmaların yüzde 95’i kopya ürünler ve yazılımlarla hizmet veriyor. Bu da sistemlerin upgrade edilmesini, geliştirilmesini zora sokuyor.  
 
ALMAN VE JAPON FİRMALAR Avrupalı, Asyalı, Japon ve Türk teknoloji firmalarının önünde İran ile iş yapmaları için bir engel yok. Ama hiçbir dünya ülkesinin pazarda Microsoft’un Windows işletim sistemine eşit güçte bir işletim sistemi yok. Alman ve Japon şirketleri de Amerikan ambargosunu bir ticari fırsat olarak konumlayamıyorlar.  
 
Orada açık açık büyük bir pazar yaratma girişiminde bulunmuyorlar. Çünkü, Alman ve Japon teknoloji şirketleri için ABD’de çok büyük bir pazar.  
 
TAHMİNİ PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ Türkiye’de bile pazar büyüklüğü tam olarak tahmin edilemiyor. Nüfusu 2001 sonunda tahmini 70 milyondu. Türkiye’ye yakın bir nüfus. Kişi başına milli geliri 1.600-1.700 dolar civarında. Ambargo olmasaydı, petrol ve doğalgaz gibi zenginliklerinin de etkisiyle kişi başı milli geliri bu rakamların çok üzerinde olurdu. Pazarın potansiyeli en az Türkiye kadar olduğu söylenebilir. Ancak, ambargo ve devlet politikaları nedeniyle teknoloji kullanımı düşük, pazarda küçük.  
 
“BİLİŞİM 3-4 YIL SONRA CAZİP HALE GELECEK”  
 
Emin Hitay/Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı
 
 
Teknoloji Holding, İran’da Eniac –Tech adlı bir şirkette Azeri Türk işadamlarıyla ortak. Eniac-Tech bilişim sektörünün bir alt kolu olan “otomatik tanıma/veri toplama” alanında faaliyet gösteriyor. Hitay, İran’daki işlerine ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı:  
 
İran'da faaliyet gösterdiğiniz sektörün tahmini büyüklüğü nedir? Ne kadar şirket çalışıyor? Rekabet yapısı nedir?  
 
Bu kapsamda, barkod olarak bilinen teknolojilerde, depo, satış ve dağıtım otomasyonu konusunda ürün ve çözümlerle oradayız. İran’da bu alt sektör grubunun tahmini büyüklüğü 5-6 milyon dolar.  
 
3-4 şirket aynı konuda faaliyet gösteriyor. Potansiyel daha büyük olmasına rağmen, ucuz işgücü nedeniyle otomasyon projeleri ikinci plana atıldığından bu alanda fazla bir rekabet ve genişleme söz konusu değil.  
 
Niçin İran pazarına girdiniz? Cazibesi yüksek mi?  
 
Şu an için cazip olmayabilir, ancak potansiyeli çok yüksek bir pazar. Bugünden orada bulunanların, gelecekte oluşacak projeleri alma olasılığının çok daha yüksek olacağını biliyoruz.  
 
Oradaki müşterileriniz kim? Beklentileri nedir?  
 
İran’daki müşterilerimiz sanayi kuruluşları, ihracatçılar ve toptancılar. Kimse ilk olmak istemiyor. Dolayısı ile herkes bir öncü beklentisi içerisinde.  
 
İran'daki şirketiniz veya işiniz yılda ne kadar ciro ve kâr yapıyor?  
 
Şirketimiz ortalama 1.5 milyon dolar ciro yapıyor, yüzde 17 karlılığımız var.  
 
Sizce Türk şirketleri İran'da hangi alanlarda iş yapma fırsatı yakalayabilir?  
 
Bugün için nitelikli sanayi ürünleri, beyaz eşya ve hızlı tüketilen ürünlerde fırsatlar var. Gümrük duvarları olduğundan önümüzdeki 10 yılda, Türkiye'deki sanayicilerin 70-80'lerdeki kazandıkları gibi kar marjlarının yüksek olduğu cazip alanlar. Sabırlı olanlar için ise en cazip sektör 3-4 yıl sonra bilişim olacak.    
 
Geçmişte İran'da iş yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Şimdi durum nasıl?  
 
Mal ihraç ettiğimizde sürekli gümrüklerde malın ithalinde problem yaşanıyordu, şu an daha iyi. Akreditif açmak, kredi almak ise hala sorun.  
 
TÜRK İŞADAMLARI İRAN’DA NELER YAPABİLİR?  
 
Türkiye’nin Tahran Eski Ticaret Müşaviri Osman Bekaroğlu, Türkiye ile İran arasında otomotiv, tekstil, deri – işleme, ambalaj, gıda, madencilik alanlarında işbirliği olanaklarının varlığından söz ediyor.  İran’daki potansiyel ve fırsatlar şöyle özetlenebilir:  
 
İLİŞKİLER GELİŞİYOR 2-6 Ekim 2002 tarihinde düzenlenen Tahran İkinci Sanayi Ürünleri Fuarı’na ilk kez 62 Türk şirketinin katıldı. Türkiye’nin katılımı daha önceki yıllarda 5-10 firma ile sınırlı kalırdı. Burada 3 bin metre kare kapalı alanda bir Türk pavyonu kuruldu. Şirketler iyi iş bağlantıları yaparak, memnun ayrıldılar. 2003 yılında İstanbul’da bir İran Fuarı düzenlenmesi planlanıyor.  
 
OTOMOTİV VE YAN SANAYİ İran’da otomotiv sektöründe kalite düşüklüğü ve üretim verimsizliği nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşanıyor. Türk Isuzu kamyonet fabrikası kurmak için incelemelerini sürdürüyor. Konya ve İzmir’den çok sayıda otomotiv yan sanayi firması yedek parça ithal ediyor. Tiryakiler Grubu, dingil üretimine başlamak için araştırmalarını sürdürüyor.  
 
TEKSTİL VE DERİ İran’da tekstil sektörünün kullandığı teknoloji çok geride. Türkiye’nin tekstil sektöründe 25-30 yıl önceki görünümü var. Makine parkı ve üretim teknolojisi eski. Teknoloji ve makine yenileme konusunda yatırımlar başladı. Türkiye’den İran’a tekstil makineleri satışı yapılabilir. Kaliteli ürün talebi de yüksek.  
 
Tekstil sektöründe olduğu gibi deri sektöründe de Türkiye daha ileri bir işleme ve dikim teknolojisi kullanıyor. Daha kaliteli ürünler yapıyor. İran’a Türk firmaları deri ve suni deri ürünleri satabilir.  
 
GIDA DA BOŞ ALANLAR Zeytinyağı, çikolata ve şeker gibi bazı ürünler satılabilir. İran’da 50’den fazla insan çalıştıran geniş ölçekli 168 tesis var. Bu tesislerde gerçekleşen üretim yıllık ortalama 9 milyar Riyal değerinde. Gıda sektörü iç talebi karşılayacak düzeyde. Ancak, dondurulmuş gıda, ambalajlı gıda ve meyve suyu üretimi gibi açık alanlarda var.  
 
AMBALAJ VE MAKİNA Ambalaj ve paketleme makineleri satılabilir. Tek kişilik reçel paketi gibi çeşitli gıda ambalajlarına da talep var. Türkiye’de ambalaj ve paketleme makineleri üreten Kobilerin pazarı incelemesi tavsiye ediliyor.  
 
DİĞER ALANLAR Plastik pencere, elektrikli cihaz üretiminde kullanılan ısıya dayanıklı plastik gibi özel ürünlere, kağıt ve kartona, elektrikli makine ve cihazlara da talep var. Plastik pencere üreticisi Kalpen, İran’da bir üretim tesisi kurma niyetinde. Sabun, şampuan, krem gibi kişisel bakım ürünleri de satılabilir.  
 
YATIRIM BEKLEYEN PROJELER  
 
İran’daki yatırım fırsatları ve bazı projeler şu konularda:  
 
* Dondurulmuş sebze ve meyve üretimi  
 
* Domates ve meyve suyu üretimi  
 
* Çimento üretimi  
 
* Traktör üretimi  
 
* Opal tabak üretimi  
 
* Tıbbi cihaz üretimi  
 
* Kuvöz üretimi  
 
* Kaolin işleme tesisi  
 
* Granit üretimi  
 
* Ali Sadr Turizm Köyü projesi  
 
* Kaplıca oteli projesi  
 
* IKIA hızlı tren projesi  
 
*Shiraz’da turistik otel projesi  
 
İŞ YAPMAK İSTEYENLER İÇİN FAYDALI ADRESLER  
 
Çalışmamızı hazırlarken çok sayıda kişi ve kurum ile görüştük. İran hakkında araştırma yapmak, bu ülke ile iş yapmak isteyen girişimcilere faydalı olabilecek adres ve telefonların bazıları şöyle:  
 
Dış Ticaret Müsteşarlığı: www.dtm.gov.tr adresinden “Dış talepler bülteni ve duyurular” bölümüne girerek İran’dan gelen mal taleplerini görebilirsiniz.  
 
Tahran Büyükelçiliği: Telefonu 00 98 21 3913592 ama İran’a telefon açtığınızda düşürmek biraz zor. Ticaret müşavirliğinin e-posta adresi  dttah@arayandeh.net . Size her konuda yardımcı oluyorlar.  
 
İhracatı Geliştirme Merkezi: İGEME’den uzman Asım Çalış’a 0 (312) 417 22 23’ten ulaşabilirsiniz. E-posta adresi: asimc@igeme.org.tr  
 
İran Büyükelçiliği: Türkiye’ye vize uygulanmıyor. Ankara’da Büyükelçilik telefonu: 0 (312) 427 43 20. İstanbul’da Başkonsolosluk Ticaret Ateşesi Rıza Abadi’ye 0 (212) 513 82 30’dan 118 numaralı dahili hattan ulaşabilirsiniz.  Erzurum ve Trabzon’da da İran Konsolosluğu bulunuyor.  
 
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu: Araştırma Koordinatörü Tuncay Melektosun’a tmelektosun@deik.org.tr adresinden veya 0 (212) 243 41 80 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.  
 
 
 
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz