Uzun süren durgunluktan sonra telekom sektörü hareketlendi. Uzmanlar, “Telekomda Birinci Dünya Savaşı bitti, İkinci Dünya Savaşı başlıyor. Hep beraber VOIP, genişbant gibi dijital teknolojilerin ge...
Uzun süren durgunluktan sonra telekom sektörü hareketlendi. Uzmanlar, “Telekomda Birinci Dünya Savaşı bitti, İkinci Dünya Savaşı başlıyor. Hep beraber VOIP, genişbant gibi dijital teknolojilerin gerçek yükselişini izleyeceğiz” yorumunu yapıyor. Buna göre, yeni dönemde geleneksel ürünlere ilgi azalacak, kablosuz hizmetler, video, veri ve dijital kurumsal hizmetlerin yıldızı parlayacak. Büyümek isteyenler ise bu alanlara yatırım yapacak ya satın alma yoluna gidecek.
Vonage, Amerika’da VOIP (voice over internet protocol – internet üzerinden ses) hizmeti veren bir operatör… Bu şirket, geçtiğimiz yıl içinde sektörde büyük bir yankı uyandıran uygulamayı gidince, ortalık karıştı. Çünkü, Vonage, ayda 24,95 dolar sabit fiyatla müşterilerine sınırsız ulusal ve uluslararası ses hizmeti vermeye başladığını açıklamıştı. Bu hizmetin gördüğü büyük ilgi sektördeki taşları da yerinden oynattı.
Örneğin, telekom devi AT&T, pazarın yeni gerçeklerini anlamak için bir pazar araştırması yaptırmak zorunda kaldı. Sonuçlar AT&T’nin müşterilerinin yüzde 43’ünün 2 yıl içinde VOIP kullanımına geçmeyi planladığını gösteriyordu. AT&T bu gerçekle yüz yüze gelince, yeni yatırım planını VOIP platformu üzerine yapma kararı aldı.
ABD’nin dev şirketleri yalnız değil. Avrupa’nın devleri de internet üzerinden ses iletişimini (VOIP), kalite ve zor kullanım gibi nedenlerle geri plana itmişlerdi. Ancak, şimdi büyük operatörler, yatırım planları içine bu kategoriyi de ilave ediyorlar. British Telecom (BT), geçen 2004 yılında bu konuda 20 milyar dolar yatırım planladığını açıkladı. Verizon, AT&T, Deutsche Telecom ve NTT gibi diğer büyük operatörler de şebeklerini yeniliyorlar.
Diğer yandan Çin Hükümeti, geçen yıllarda birkaç kere geciktirdiği Mobil 3G ihalesi yerine, şimdi Intel şirketi ile anlaşarak büyük şehirlerinde Wi-Max şebekeleri kuruyor. Motorola, HP, Sony ve Nintendo ürettikleri ürünlerin içine Wi-Fi (kablosuz internet) chip’leri koyuyorlar. Bütün bunlar telekom endüstrisindeki büyük değişimin ilk göstergeleri…
Telekom sektörü, Graham Bell’in telefonu bulduğu günlerden bu yana belirli standartlarla büyümesini sürdürdü. Ancak, internetin keşfi, Bell’in keşfinden bile müthiş bir etki yarattı. İnternet, hemen her alanda olduğu gibi, telekomünikasyonda da kuralları değiştirdi. Şimdi yeni bir dönemden söz ediliyor. Bu yeni dönemde, telekomünikasyon, klasik ses iletişiminin çok ötesine geçiyor. Genişbant, kablosuz teknolojiler ve internet tabanlı ses ve veri iletişimine olanak sağlayan VOIP ile IP telefon gibi yeni hizmetler öne çıkıyor. Geleneksel anlayışla yönetilen telekom şirketleri yeniden yapılanıyor.
Sabit telefon şirketleri, kablolu yayın operatörleri, kablosuz iletişim hizmeti sunan şirketler arasındaki bariyerler eriyor. Bu bariyerleri eriten en önemli güçlerden biri internet diğeri ise sektördeki liberalleşme.
Özellikle uzak mesafe sabit telefon görüşmeleri üzerinde e-posta, cep telefonu ve internet üzerinden yapılan görüşmelerin tehdidi güçleniyor.
Öne çıkan 3 ana trend
Accenture kıdemli danışmanlarından Aylin Yurdagül, önümüzdeki dönem global pazarı yönlendirecek olan 3 ana unsuru şöyle açıklıyor:
Özellikle veri ve içerik konularında kablosuz iletişimin telekomünikasyon pazarındaki payı hızla büyüyecek.
Genişbant segmentinde de büyüme devam edecek.
Ses iletişiminde internet protokolünün ağırlığı giderek artacak”
Global pazarda beklenen bu trendler çerçevesinde, pazardaki oyuncuların da yeniden yapılanma ihtiyacını yoğun biçimde hissetmeye devam edecekleri söyleniyor. Sonuçta internet protokolünün ağırlığının artması, şirket bünyesinde yeni iş modelleri gerektiriyor. Bu ve benzeri gereksinimler de, telekom şirketlerini değişime zorluyor.
Dünya telekom devleri AT&T ve MCI’ın başına gelenler bu değişimin başladığının ispatı. SCI, geçtiğimiz ocak ayı sonunda AT&T’yi 16 milyar dolara satın alacağını açıkladı. Verizon ise MCI’yı 6,7 milyar dolara ele geçirdi. Washington’daki Precursor Group’un telekom analistleri bu gelişmeyi şöyle yorumluyorlar:
“Bu iki devralma işlemi, endüstriyi değiştirecek temel bir transformasyonun başlangıcı. Şu anda Birinci Dünya Savaşı bitti. İkinci Dünya Savaşı başlıyor. Şimdi hep beraber dijital teknolojilerin hızlı yükselişini izleyeceğiz.”
Öte yandan, önümüzdeki dönem telekom pazarındaki oyuncuların, başarılı olabilmek için iki ayrı model üzerinde duracaklarına dikkat çekiliyor. Aylin Yurdagül bu modelleri şöyle tanımlıyor:
“Bu modellerden birincisi, ‘commodity player’ modeli. Çok kullanılan ürün ve hizmetleri uygun fiyatla sunma üzerine odaklı bu modelin başarılı olması için ölçek ekonomisi yaratmak gerekiyor. Diğeri model ise yaratıcılığı, yenilikçiliği ve katma değerli servisleri öne çıkaran ‘smart networks’, yani akıllı şebeke modeli. Bu iki model, yeni dönemde, farklı yollardan telekom şirketlerini başarıya ulaştıracak.”
Türkiye pazarında son durum
Global pazarda yaşanan değişimin etkilerini Türkiye’de de görmek mümkün. Türkiye pazarı da önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemde bulunuyor. Ancak, bugüne kadar, sabit hat ve mobil pazarda rekabet düzeyi düşüktü. Mevcut oyuncuların yatırımlarını kısıtlamış olmasının etkileri görülüyordu. Bütün bu koşullar katma değerli hizmetlerin Türkiye pazarına sunulmasını geciktiriyordu.
Diğer yandan, her ne kadar 2004 yılından itibaren serbestleşme sürecine kademeli olarak geçilse de, bugün başta sabit hat olmak üzere hala, veri iletişimi, kablo TV ve pek çok alanda Türk Telekom’un ağırlığı var. Mobil pazarda ise Aria ve Aycell’in birleşme süreci, Telsim’de yaşanan ortaklık sorunları, Turkcell’in pazardaki konumunu güçlendirmiş durumda. Turkcell, bugün 24,3 milyon abone ile pazarın yüzde 67’sine sahip.
Aylin Yurdagül, Türk Telekom satışının, önümüzdeki dönem pazarın şekillenmesinde büyük etki edeceğini söylüyor ve devam ediyor:
“Türk Telekom’a sahip olacak yatırımcı, aynı zamanda mobil operatör Avea’nın da yüzde 40’ına sahip olacak. Bu durum, sürecin önemini bir kat daha artırıyor. Diğer taraftan mobil pazarın diğer önemli oyuncusu Telsim’in de yılın ikinci yarısında satış işlemine başlanması bekleniyor. Halen TMSF yönetiminde bulunan şirketin satışının gerçekleşmesi ile, mobil pazarda da daha aktif bir rekabet ortamına geçilmesi öngörülüyor.”
Hareket ikinci yarıda başlayacak
Türkiye pazarında rekabet, Türk Telekom’un ve Telsim’in satışlarının tamamlanmasından sonra, 2006’nın ikinci yarısından itibaren başlayacak. Bu süreçte, pazardaki oyuncuların yatırım bütçelerinin artması ve satış fiyatlarının düşmesi öngörülüyor.
Sektör yetkililerine göre, yeni dönemde özellikle sabit hat tarafında, alternatif operatörlerin pazar payları artacak. Bu durumda da pazar lideri Türk Telekom, tıpkı dünya telekom devleri gibi yeniden yapılanmaya gereksinim duyacak. Türk Telekom’da da geleneksel anlayışın yerini yeni hizmetler alacak. Diğer yandan mobil pazarda alternatif operatörlük ve numara taşınabilirliği gibi yeni uygulamalar da rekabeti tetikleyecek.
Önümüzdeki dönem uluslararası pazarda olduğu gibi, ara bağlantı ücretlerinde gerileme beklendiğini söyleyen Accenture kıdemli danışmanı Aylin Yurdagül’e göre, yeni dönemde sabit hat ve mobil segmentler de birbirleri ile daha yakın bir işbirliğine gidecekler.
Yine yeni dönemde mevcut operatörler, katma değerli hizmetlere yönelerek, artan rekabete rağmen kâr marjlarını korumanın hesaplarını yapacak. Sonuçta tüm bu gelişmelerden en çok, daha kaliteli hizmeti daha uygun fiyatlarla bulabilecek olan “son tüketici” yararlanacak.
TÜRKİYE YENİ HİZMETLERİ 2007’YE KADAR BEKLEYEBİLİR
BÜYÜK DEĞİŞİM Dünya gerek ekonomik, gerek siyasal alanda büyük bir değişimi yaşıyor. Çin’in engellenemeyen ekonomik yükselişi, Büyük Ortadoğu projesi ve Irak savaşı, doların gücünü yitirmesi bu değişimin göstergeleri arasında. Global değişimin bu sürecinde, internetin sağladığı hızlı ve geniş bilgi ağının telekomünikasyon sektöründeki değişimin öncüsü olduğu ve olacağı muhakkak.
YATIRIMLAR ARTIYOR Japon NTT şirketi, geçen kasım ayında 30 milyon abonesini 2010’a kadar geniş tabanlı internet platformuna aktarma planını açıkladı. VOIP sistemi bir operatörün müşterilerine daha ekonomik fiyatlarda ses hizmeti vermesini sağlıyor. Diğer yandan, örneğin İstanbul’daki bir müşterisine isterse New York alan kodlu bir numara ile dünyanın her yerinden erişebilme gibi bir hizmeti sunabilme imkanı veriyor. Sonuçta, VOIP hizmeti önümüzdeki süreçte operatörlerin vazgeçilmez platformu olacak.
KAZANAN KİM OLACAK? İnternet tabanlı hizmetlere gidişte en büyük zararı, 3G altyapısına yatırım yapan mobil operatörler görecek. Kazanan kim olur sorusuna şimdilik “tüketici”den başka bir yanıt bulmak zor. Ancak, internet ve digital ortama çok daha yakın Microsoft, Apple gibi firmaların yanı sıra, Vonage, Skype gibi yeni nesil operatörler, bireysel pazar karakterini iyi anlayan, şimdiden e-ticaret sitesine gelen milyonlarca müşterisine VOIP telefonu veren Wall-Mart olabilecek.
TÜRKİYE BEKLEYECEK Dünya yeni nesil telefon hizmetlerini sunmaya hazırlanırken, Türkiye’de halen serbestleş(eme)me sürecini yaşıyoruz. Yeni UMTH (uzak mesafe telefon hizmetleri) operatörlerinin yaklaşık bir yıldır hizmetlerini vermekte karşılaştıkları zorlukları ve Türk Telekom’un özelleşme sürecine bakarsak, Türkiye vatandaşı bu yenilikleri 2007 senesine kadar göremeyebilir.
YENİ DÖNEM NELER GETİRECEK?
BÜYÜME İMKANLARI Global mobil iletişim pazarında, 2010 yıllarında sunulması beklenen yeni jenerasyon mobil teknolojisi 4G’nin, sektörün rekabetçi mekanizmalarını sil baştan yeniden tanımlaması bekleniyor. Sabit hat ile mobil iletişim arasındaki entegrasyon süreci de etkili olacak. Cep telefonu sektörünün internet dünyası ile aynı ayda ve her yerden internet uygulamalarına hızla erişimi sağlayacak olan gerçek bütünleşmesi, gelecekteki yeni büyüme imkanlarını doğuracak.
ENTEGRASYON DÖNEMİ Cihazların birbiri ile uyum sürecinin hızlanması ve şebekelerin birbirleri ile ortak çalışmalarını sürdürmeleri, yazılımların önemini bir kat daha artıracak. Şirketlerin kullanmakta oldukları yazılımlar ve sistemler, esneklikleri sayesinde, bu şebekler ve cihazlar arası uyum sürecini kullanıcılar için kolaylaştırıp, hızlandıracak. Dolayısıyla, yazılım sektörü bu yeni dönemde ister istemez ön plana çıkacak. Global pazardaki bu trendleri, Türkiye’de de göreceğiz.
TELEKOMDA YENİ DÖNEMİN MANZARASI NASIL OLACAK?
Sabit telefon şirketleri, kablolu yayın operatörleri, kablosuz iletişim hizmeti sunan şirketler arasındaki bariyerler eriyecek.
Kablosuz hizmetler, video, veri ve dijital kurumsal hizmetler alanı yükselecek. Büyük telekom şirketleri bu alanlara satın almalar yoluyla girecekler.
Sabit telefon hatları üzerinden yapılan görüşmeler artan bir biçimde e-posta, cep telefonuyla ve internet üzerinden yapılan görüşmelerin tehdidi altında olacak.
Operatörler için kurumlara telefon ve data hizmetleri satışı daha fazla önem kazanacak.
Genişbant hizmetleri satan telekom operatörleri ve kablolu iletişim operatörleri arasındaki rekabet kızışacak.
Veri ve içerikte kablosuz iletişimin telekomünikasyon pazarındaki payı hızla büyüyecek.
Genişbant segmenti büyümeyi sürdürecek.
Ses iletişiminde internet protokolünün ağırlığı artmaya devam edecek.
HANDE D. SÜZER
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?