Bu
süreçte bilişim, otomotiv, hızlı tüketim, gıda gibi pek çok geleneksel
sektör de Türkiye ekonomisine benzer oranlarda değer kazandı. Ama bazı
alanlarda değerlenme, Türkiye'yi bile aştı. E-ticaret 38,2 bireysel
emeklilik 27,2 araç kiralama 25, faktoring 18,1 kat değerlendi. En fazla
değer kazanan sektörler arasında ise e-ticaret başı çekti. E-ticaret,
son 10 yılda yüzde 3 bin 683 büyüyerek en hızlı sektör oldu. İnternetin
ciddi anlamda sıkıntı yaşadığı bir dönemdi. Büyük holdingler internetten
birer ikişer çıkıyorlardı. Ancak, parayı doğru kullanabildiğiniz
takdirde internet üzerinden yapabileceğiniz şey o kadar fazlaydı ki...
Biz parayı doğru kullandık. Önceleri yaptığımız işe kimse bakmadı, büyük
holdingler kendi işleriyle meşguldü. Yemek satan bir sitenin varlığı ve
büyümesi onların dikkatini çekmedi. İlk rakibimiz 2003'te geldi. Ama
artık çok geçti." Bu sözler, 2001 yılında yemeksepeti.com'u kuran Nevzat
Aydın'a ait. 2001 yılında 80 bin dolar sermayeyle yemeksepeti.com'u
kuran Aydın'ın şirketi bugün Türkiye ve yurtdışında 100 milyon dolarlık
yemek siparişine aracılık ediyor. 1,5 milyon kayıtlı kullanıcısı var.
Aydın ve şirketi e-ticaretin tek başarı hikayesi değil. Son 10 yılda
38,2 kat değerlenen e-ticaret sektöründe, Limango'dan Markafoni'ye,
Trendyol'dan Şehirfırsatı'na birçok başarılı şirket doğdu. Bilgisayar ve
internet penetrasyonunun artması, bu alandaki güvenlik sistemlerinin
gelişmesi ve her şeyden önemlisi, tüketicinin e-ticaretteki potansiyelin
farkına varması bu sektörün çok hızlı değerlenmesinin yolunu açtı.
Sadece e-ticaret değil, Türkiye'deki demir çelik, bankacılık, otomotiv
gibi geleneksel pek çok sektör, son 10 yılda müthiş bir değer artışı
yaşadı. 2001 krizinde tarihinin en kötü yılını yaşayan otomotiv, 10
yılda değerini 5 katına çıkardı. Bankacılık 6,5 kat, demir çelik 7,4 kat
değerlendi.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın
EN ÇOK DEĞERLENENLER
Türkiye'de son 10 yılda en çok değer kazananlara, yeni sektörler ve yeni
gelişen sektörler damgasını vurdu. Veri toplayabildiğimiz 34 alan
arasında yeni sektörler e-ticaret, BES ile yeni gelişen sektörler araç
kiralama ve faktoringde yüzde binin üzerinde artışlar yaşandı. En çok
değer kazanan sektör ise 10 yıl öncesine göre 40 katına yakın büyüyen
e-ticaret oldu. 2001 yılında 370 milyon dolar olan sektörün hacmi,
BKM'nin verilerine göre internetten yapılan ödeme işlemleriyle birlikte
14 milyar dolara yükseldi.~
Sektör yüzde 3 bin 683 büyüdü. İnternetten yapılan ödemeler hariç
verilere göre ise 2011'de e-ticaret kanalıyla yapılan alışverişlerin
tutarı 4 milyar doları geçti. Geçen yıl, Türkiye'nin e-ticaret-te
patlama yaptığını söyleyen enuygun.com'un genel müdürü Çağlar Erol,
"Perakende sektöründe geçtiğimiz 10 yıl içinde en çok değer kazanan alan
e-ticaret oldu. Sektörün toplam perakende içindeki payı yüzde 2'ye
yükseldi" diyor. McKinsey'in dünya çapında yaptığı araştırmadan ör-nek
veren Erol, "Araştırmaya göre gelişmiş ülkelerde e-ticaretin GSMH'deki
payı yüzde 3 olurken, bu oran Türkiye'de 0,5 seviyesinde" diyor. Sonuçta
bu verilerden, Türkiye'nin GSMH'si aynı kalsa bile e-ticaretin
önümüzdeki dönemde en az 6 kat daha değerini artıracağı açıkça
görülüyor. Araştırmamıza göre, 10 yıl önce var olmayan, 2003 yılında
faaliyete başlayan bireysel emeklilik sistemi (BES) de en hızlı
değerlenen ikinci sektör durumunda.. .8 yıl önce 276 milyon dolar olan
sektörün büyüklüğü geçen yıl 7,5 milyar dolara çıktı. BES'in her geçen
gün hızla değerini artırdığını söyleyen Anadolu Hayat Genel Müdürü Mete
Uğurlu, "8 yılda sektörümüz fon büyüklüğü ve katılımcı sayısında
ulaştığı rakamlar ile hedeflerinin tamamını tutturdu" diyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
HİZMET FARKI İYİCE AÇTI
Son 10 yılda en çok değerlenen sektörlere baktığımızda hizmet
alanlarının öne çıktığını görüyoruz. Bunlar içinde en hızlı değerini
artıran ise 10 yıl önce 80 milyon dolar olan cirosunu, 2011'de yüzde 2
bin 400 oranında büyüterek 2 milyar dolar seviyesine getiren araç
kiralama pazarı oldu. Değişen vergi mevzuatı, ekonomik krizden dolayı
tasarruf önlemlerini artıran şirketlerin filo kiralamaya yönelmesi,
değer kazandıran unsurlar oldu. Bugün Türkiye'de satılan araçların yüzde
17'sinin kiralamada kullanıldığını söyleyen Mengerler Kiralama
Pazarlama ve Operasyon Yöneticisi Aynur Çeltik, "Sektör, büyüme
aşamasında ve eşine az rastlanır şekilde değer artışı yaşanıyor" diye
konuşuyor. Hızlı değerlenen diğer bir sektör de tüketici elektroniği. 10
yıl önce henüz yeni kurulmakta olan sektörün bugün ulaştığı büyüklükle
dünyada 10'uncu, Avrupa'da ise 7'nci olduğunu söyleyen Teknosa Genel
Müdürü Mehmet Nane, "Sektör, yeni oyuncuların pazara girmesiyle daha da
değer kazandı" diyor. 10 yıl öncesinde yeni gelişen bugün ise yurtdışına
verdiği hizmetlerle ciddi döviz girdisi sağlayan çağrı merkezleri de
yüksek performansıyla dikkat çekiyor. Sektörün 2004 verileriyle
karşılaştırıldığında 7 yıl içinde değerini 4,3'e katladığı görülüyor.
Çağrı Merkezleri Derneği Başkanı Bahadır Pekkan, değer kazanmalarında
yurtdışına verdikleri çağrı merkezi hizmetleriyle bankacılık ve
telekomünikasyon sektörlerinin etkili olduğunu söylüyor.~
MEHMET T. NANE / AMPD BAŞKANI ÇİFT HANELİ DEĞER ARTIŞI SÜRECEK" 175 MİLYAR DOLAR
Perakende, Türkiye'nin enerji, eğitim ve sağlıktan sonra en büyük
dördüncü sektörü. Son beş yılda da istikrarlı bir şekilde değerini
artırıyor. 2011 yıl sonu itibarıyla Türkiye perakende sektörü yaklaşık
175 milyar dolar ciroya ulaştı. İSTİHDAM ARTIYOR
Bunun içerisinde yer alan organize perakende cirosu ise yaklaşık 75
milyar dolar oldu. Sektörün istihdamı da ciro ile paralel büyüyor.
Organize perakende sektörü 2011 sonu itibarıyla yaklaşık 620 bin kişiye
istihdam sağlıyor. 2011 yılı istihdam büyümesi ise yaklaşık yüzde 15
oranında gerçekleşti. BÜYÜMENİN NEDENLERİ
Son dönemdeki sektördeki değer artışı birçok değişkenin bir araya
gelerek olumlu bir büyüme trendini sağlaması ile gerçekleşti. Yabancı
yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi, alışveriş merkezleri ve bunlarla
birlikte birçok markanın Türkiye pazarına girişi sektörün gelişimini ve
değer kazanmasını hızlandırdı. GELECEĞİ PARLAK
Önümüzdeki yıl da bu trendin devam edeceğini, 2012'yi çift haneli değer
artışı ile kapatacağımızı öngörüyoruz. Bugün 298 olan AVM sayısının da
2012 yılında 350'ye ulaşmasını bekliyoruz.
GÜRKAN ERGENEKON/ MEDLINE SAĞLIK GRUBU CEO'SU "ÖZEL SEKTÖRLE DEĞERLENDİ"
HIZLI BÜYÜME Türkiye'de 5 yıl önce 300 özel hastane varken bu sayı 500'e çıktı.
Toplam hastane sayısı ise bin 500'e ' yükseldi. Rekabetin giderek
arttığı sektörde, son 5 yılda yıllık ortalama 8 milyar TL'yi bulan
sağlık yatırımlarının 3'te 2'sini özel sektör gerçekleştirdi. Geçen yıl
da sektörün büyüklüğü her yıl yüzde 20 büyüyerek 100 milyar TL'yi aştı.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun harcamaları ise 20 milyar TL'ye yükseldi.
Bunun içinde özel hastanelerin aldığı pay yüzde 8'den yüzde 30'a çıktı. PAYI ARTIYOR 2001 yılından bu yana yapılan reformlarla sağlık sektörü, önemli bir
mesafe kat etti. SGK anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alınabilir
olunması sağlıkta büyümenin temel etkeni oldu. Bugün sağlık sektörü,
enerji ve telekomünikasyon ile birlikte en fazla değer kazanması
öngörülen ve en fazla yatırım çeken 3 sektörden bir tanesi. Sektörün
GSMH'den aldığı pay yüzde 6,1'e ulaştı.
FARKLILAŞMA GÜNDEMDE Sağlık Bakanlığı büyüyen özel hastanelerin daha nitelikli olması
için yeni hastane ruhsatı vermiyor. Bu nedenle özel hastaneler
farklılaşmak için nitelikli branşlarla ön plana çıkacak yatırımlara
yöneldi. Buna rağmen sektör, her yıl ortalama yüzde 20 büyüdü. 2012'de
de özel sağlık sektöründe büyüme, yeni hastane yatırımlarından ziyade
mevcut hastanelere yeni bölümler eklenmesi şeklinde olacak.~
REFAHIN ETKİSİ DE ÖNEMLİ
Son 10 yılda milli gelir artışı da aralarında perakende, hızlı tüketim
ve gıdanın da bulunduğu ekonomin lokomotif sektörlerinin değer
kazanmasını sağladı. Milli gelir artışındaki olumlu tabloyla ivme
kazanan iç tüketimdeki canlılık, 10 yıl önce 50 milyar dolar olan
perakende sektörünü bugün 175 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştırdı.
Sektör, 2001'den beri yüzde 250 büyüdü. Son 10 yılda milli gelir
artışının pozitif etki yaptığı sektörlerden biri de kuşkusuz hızlı
tüketim ürünleri oldu. Sektörün 10 yılda değerini 4,8 katına çıkardığını
söyleyen Unilever Türkiye Dış İlişkiler Direktörü Ebru Şenel Erim,
değer artışında Türk tüketicisinin artan alım gücünün etkili olduğunu
söylüyor. Erim, "Türkiye ekonomisi, 2001 krizinin ardından hızlı bir
büyüme süreci yaşadı. Kişi başına düşen milli gelir rakamı yaklaşık 3
kat arttı. Bu gelir artışı, hızlı tüketim ürünleri pazarını da
hareketlendirdi" diyor. Sonuçta bu yüksek performans, Türkiye'yi hızlı
tüketimde Avrupa'da Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya ve
Hollanda'nın ardından 7'nci sıraya yükseltti. Alışveriş Merkezleri ve
Perakendeciler Derneği Başkanı Mehmet Nane de son dönemde perakende
sektörünün değerini artırmasında ekonominin genel itibarıyla sağlam bir
zemine dayanmasının etkili olduğunu söylüyor.
İHRACAT OTOYA DEĞER KATTI
Otomotiv, makine, demir çelik, kimya, gıda ve içecek gibi ana iş
kollarının 2001 krizinden sonra iç talebin küçülmesiyle ihracata ağırlık
vermesi, onların diğerlerine göre daha hızlı değer kazanmasını sağladı.
Bu dönemde otomotiv ihracatı ve yurtdışı müteahhitlik faaliyetlerinde
yüzde 700'ün üzerinde değer artışı yaşandı. İhracata ağırlık vermek
otomotivin 10 yılda değerini 5'e katlamasını sağladı. TAYSAD'ın
verilerine göre, 2001 yılında 8 milyar dolar olan pazarın büyüklüğü, 40
milyar dolara yükseldi. Sektörün ihracatı ise 2,3 milyar dolardan 20
milyar dolar seviyesine çıktı. İnşaat da tıpkı otomotiv gibi yurtdışına
açılarak hem kendisini hem de yapı malzemeleri gibi birçok alt
kategorinin değerini artırmasını sağladı. İnşaatın değerini artırmasını,
dinamo etkisine bağlayan Yapı Endüstri Merkezi Genel Müdürü Dr. Barış
Onay ise "2007 krizi sonrasında yurtdışında alternatif pazarlara yönelen
müteahhitler diğer alt sektörler için de ciddi fırsatlar yaratıp
bunların değer kazanmalarını sağladı" diyor. Kimya sektörü de dış
pazarlardan ivme kazandı. 10 yıl önce 2,5 milyar dolar olan sektörün
ihracatı 6 kattan fazla değer kazanarak 16,5 milyar dolara yükseldi.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı
Murat Akyüz'e göre, bu başarı kriz sonrası alternatif rotalar
belirleyerek alternatif ihracat pazarları yaratmalarından kaynaklandı.
Gıda sektörü de ihracata ve yeni pazarlara yönelerek ihracatını 2
milyardan 6,7 milyar dolara çıkardı.~
TİMUR BAYINIDR/ TUROB BAŞKANI
"GELİRLERİMİZ 3 KAT ARTTI" YÜZDE 194 BÜYÜDÜ
2001'de ülkemize 11,5 milyon turist gelerek yaklaşık 8,5 milyar dolar
döviz girdisi bıraktı. 2011 yılında ise yaklaşık 30 milyon turisti
ağırlayarak, 25 milyar dolara yakın döviz girdisi elde ettik. Yani son
10 yılda turist sayısında yüzde 160, döviz girdisinde ise yüzde 194
büyüme gerçekleşmiş. Gelirlerimiz yaklaşık 3 katına yükseldi. HEDEF 5'İNCİLİK
Türk turizmi olarak hedefimiz, dünya turizm liginde ilk 5 arasında yer
almak. Kendisi dışında 48 sektöre katma değer yaratan turizm sektörü,
doğrudan ve dolaylı olarak 1,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Özetle
turizm en çok döviz ve en çok istihdam konusunda, tartışmasız en büyük
sektör. Turizm sektörü, şu an olduğu gibi gelecekte de en çok döviz ve
en çok istihdam yaratmada tartışmasız en büyük sektör olmaya devam
edecek.
MARKAYLA YÜKSELENLER
Mobilyadan hazır giyime, makineden tekstile kadar hemen hemen bütün
sektörlerin odağında tasarım ve markalaşma vardı. Bu sayede birçok
sektör hem iç pazarda hem de yurtdışında katma değerli ürün üreterek
değerini artırdı. Özellikle 2001 ve 2009 krizlerinde ciddi küçülmeler
yaşayan hazır giyim, moda ve tasarıma yönelerek büyüme grafiğini
yükseltti. Geçen yıl yüzde 12 oranda büyüyerek 45 milyar TL seviyesine
çıkan hazır giyim, bu yıl 50 milyar doları hedefliyor. Sektörün 15,5
milyar dolarlık ihracatıyla dünyanın en büyük 4'üncü tedarikçisi
olduğunu söyleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin
de "Güçlü markalarımızla bölgemizde moda sektöründe trend belirleyici
hale geliyoruz" diyor. 2001 krizi sonrası marka ve tasarıma ağırlık
vererek değerini artıran sektörlerden biri de kuşkusuz mobilya. Bu
sayede sektörün cirosu son 10 yılda 2,6 kat büyüyerek 3,5 milyar
dolardan 9 milyar dolara yükseldi. Mobilya sektörünün 1,7 milyar
dolarlık ihracatıyla dünyada 21'inci sıraya yükseldiğini söyleyen MOSDER
Başkanı Ramazan Davulcuoğlu, sektörün hızla değerini artırmasında
tasarım ve markalaşma yatırımlarının etkili olduğunu söylüyor.
Markalaşma ve tasarım, bugün 23 milyar dolara ulaşan inşaat
malzemelerinin de hızla değerlenmesini sağladı. İnşaat Malzemeleri
Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Bilmaç, önümüzdeki dönemde de
rekabet güçlerini arttırmak için markalaşmaya, AR-GE'ye ve inovasyona
odaklanacaklarını söylüyor.
POTANSİYEL ÇOK YÜKSEK
Türkiye'deki pek çok sektör yurtdışıyla kıyaslandığında performansının
oldukça altında... Bu durum aslında olumsuzluktan ziyade sektörlerin
gelecekte daha da hızlı değerleneceklerine işaret ediyor. Bu durum, özel
okullar, üniversiteler ve dershanelerle birlikte 6 milyar dolarlık
büyüklüğe ulaşan eğitim sektörü için de geçerli. Türkiye Özel Okullar
Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan, yurtdışında birçok ülkede özel
okulların eğitim sektörü içindeki payının yüzde 20 ila 25 arasında
olduğunu, buna karşın Türkiye'de bu oranın yüzde 3,2 seviyesinde
kaldığını söylüyor. Gülan'a göre bu durum sektörün önümüzdeki dönemde
değerini artıracağını gösteriyor. Potansiyelin altında kalan
sektörlerden biri de telekomünikasyon. Her ne kadar Türkiye'deki mobil
abone sayısı 64 milyonu geçse de sektör hala Avrupa'nın gerisinde.~
TÜTED Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu, "Türkiye'de mobil penetrasyon oranı
yüzde 87,9. Buna karşın AB ülkelerinde bu oran yüzde 126 seviyesinde"
diyor ve ekliyor: "Türkiye'de mobil telekomünikasyon pazarının değer
kazanma potansiyeli olduğu açık." Son 10 yılda yüzde 600'ün üzerinde
büyüyen lea-sing de büyüme vadeden sektörlerden. Yurtdışından örnek
veren Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Nurgün Eyüboğlu, "Özel sektör
sabit kıymet yatırımları içinde sektörün payı son 5 yıllık dönemde
ortalama yüzde 3,5 seviyesinde. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 15-20
seviyesine çıkıyor" diyor.
"YABANCILAR GELDİKÇE İVME KAZANDIK"
GENÇ NUFUS
Genç ve dinamik nüfusumuz ile diğer Avrupa ülkelerine göre istikrarlı
ekonomimiz, yabancı markaların Türkiye'ye akın etmesine sebep oldu.
Yabancı, güçlü franchise zincirleri Türkiye'ye geldikçe Türk markaları
ve yatırımcılar da bu sektörü doğru uygulamaya başladı. Bu da sektörün
büyüme grafiğine ivme kazandırdı. Bunun artarak devam edeceğini
düşünüyoruz. GİRİŞİMCİLER ARTTI
Sektörü büyüten temel hususların başında ise yaşadığımız ekonomik
krizler var. Ekonomik kriz dönemlerinde beyaz yakalı çalışanların
işlerini kaybetmesi, onları kendi işlerini yapmaya itti. Bilinçli olan
bu yatırımcılar, bir marka altında kendi işini kurmayı ve markalı
büyümeyi tercih etti. Ana firmadan alınan destek ve müşteri
güvenilirliği de daha az riskli iş imkanları sundu. 35 MİLYAR DOLAR
Son zamanlarda sadece Türkiye'de değil dünyada da hizmet sektörünün çok
hızlı bir büyüme kaydettiğini görüyoruz, Bu durum franchising sisteminde
de çok hızlı bir büyüme yaşanmasına yol açıyor. Türkiye'de de 10 yıl
önce 94 franchise veren şirket varken bugün zinciri olan markaların
sayısı bin 471'e ulaştı. Sektörün cirosu ise 9 milyar dolardan 35 milyar
dolara yükseldi. Önümüzdeki yıl da cironun yüzde 14 büyüyerek 40 milyar
dolar olmasını bekliyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?