1980’ler yazılım sektörü için filizlenme dönemiydi. Şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor, mütevazi üretim yapılıyordu. Ancak, sonraki 10 yıl patlama sürecinin başlangıcı oldu. Dünyadaki tre...
1980’ler yazılım sektörü için filizlenme dönemiydi. Şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor, mütevazi üretim yapılıyordu. Ancak, sonraki 10 yıl patlama sürecinin başlangıcı oldu. Dünyadaki trendlerin paralelinde, sektör hızlı büyüdü, ardından da ihracata yöneldi. Önce birkaç yüz bin dolar, ardından milyon, derken 30 milyon dolar düzeyi yakalandı. 2001 hedefi ise 50 milyon dolar. Geleceğe yönelik tahminler daha da yüksek...
Yazılım işi Amerika’da 1980’li yıllarda hareketlendi. Zaman içinde yepyeni, katma değeri yüksek, dev bir sektör haline geldi. Tüm dünyada iş hayatının dijital ortama taşınması ile bu işin yıldızı daha da parladı. Artık muhasebeden, insan kaynakları uygulamalarına kadar bir çok departman için ayrı ayrı geliştirilen yazılımlar, şirketler için hayati önem taşıyor... Bu nedenle, Amerika dışında başka ülkeler de yazılım sektöründeki yatırımlarını artırmak için harekete geçti. Hindistan ve İsrail gibi ülkeler milyarlarca dolarlık yazılım ihracatları ile gündeme geldi.
Türk yazılım sektörü ise her ne kadar bu ülkelerle yarışacak durumda olmasa da her geçen yıl biraz daha güçleniyor. 1980’lerin ikinci yarısında sektörde bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az sayıda şirket vardı. Bugün ise 1000’e yakın şirketle ABD ve Avrupa’ya yazılım ihraç edebilecek konuma geldi. Dünya devlerinden Ericsson’a bile Türkiye’den yazılım ihracatı yapılıyor.
Türk şirketlerinin gerçekleştirdiği yazılım ihracatında ise yönetim, finans ve muhasebe, üretim gibi uygulama programları önemli bir yer tutuyor. Yazılım ihracatı gerçekleştiren şirketler arasında Logo Business Systems, Netaş, Hitit Bilgisayar, Link Bilgisayar, Telenity gibi firmalar öne çıkıyor. Meteksan Ssistem ve Banksoft gibi firmalarda küçük çapta da olsa ihracata başlayanlar arasında.
Son 5 yıldır artıyor
Yazılım sektörünün Türkiye’deki geçmişi fazla eskiye dayanmıyor. 1980’lerde oluşmaya başladı, ihracata yönelim ise 1990’larda gerçekleşti. Son yıllarda ise ihracatta dikkati çeker bir artış yaşanıyor. Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen de, Capital’e yaptığı açıklamada bu gerçeğin altını çizmiş ve potansiyelin büyüklüğüne dikkat çekmişti.
Dış Ticaret Müsteşarlığı, henüz yazılım ihracatının hangi ürünler arasında kaydedileceğine netlik kazandırabilmiş değil. Bu nedenle, elimizde yazılım ihracatının tutarına ilişkin çok sağlıklı rakamsal veriler yok. Ancak, sektörden elde ettiğimiz veriler yazılım ihracatının arttığını destekliyor.
İnterpro’nun verilerine göre, sektör 1999 yılında gerçekleştirdiği 307 milyon dolarlık ciro gerçekleştirdi ve bunun 20 milyon doları ihracattan kaynaklandı. 2000 yılında ise 417 milyon dolara ulaşan cirodan ihracat 30 milyon dolar pay aldı. Sektör yetkilileri, 2001 yılı sonunda yazılımdan sağlanan ihracat gelirinin 50 milyon dolara ulaşacağını tahmin ediyor.
Ancak, sektörün bu rakamları, Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) rakamlarının çok üstünde. Bunda, DİE’nin istatistik toplama ve yazılım ürünlerini farklı kalemlerde göstermesinin etkisi var. Sağlıklı olmasa da, yinede bu bilgileri de dikkate almakta yarar var. DİE’ye göre, sektör 1996 yılında 950 bin 784 dolar olan ihracatını 1999’da 6 milyon 363 bin 441 dolara çıkardı. Ancak, 2000’de ise 2.4 milyon dolar düzeyine geriledi.
“Tekstil ve turizme rakip”
Yazılım, Türk bilişim sektörünün en hızlı büyüyen alanlarından biri. Toplam pazardaki payı geçtiğimiz yıl yüzde 14’ü buldu. Yazılım pazarında uygulama yazılımlarından elde edilen gelir, yıllar itibariyle daha yüksek bir artış gösteriyor. Uygulama yazılımları geliri, 2000 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 42.5 oranında artış gösterdi. Bu alanda veritabanı, veriambarı, CRM, contact center ve ERP yazılımları 2000 yılının ateşleyicileri oldu.
Yazılım sektörünün devlet desteği olmadan, bireysel çabalarla geliştiğini belirten Logo Yazılım Genel Müdürü Tuğrul Tekbulut, yazılımın, turizm ve tekstile rakip olabileceğini söylüyor. Tekbulut şöyle devam ediyor:
“Türkiye yazılım ihracatına 1990’ların ilk yıllarında başladı. Ancak, sektör desteklenmedi. Eğer devlet tarafından turizm veya tekstil gibi desteklenseydi, şu an çok farklı bir noktada olabilirdik. Hindistan 1990 yılında toplam 1 milyar dolar olan yazılım ihracatını geçen yıl 30 milyar dolara çıkardı. Bu noktaya gelinmesinde de devletin büyük .bir payı var. Doğu Avrupa ve Asya pazarlarında, özellikle Logo Yazılım olarak gittikçe büyüyoruz. İç krizlerden dolayı yazılım sektörü dışa açılmak zorunda kaldı. Teknik olarak başarılarımız oluyor. Ancak, bunlar daha çok bireysel çabalarla elde ediliyor.”
Şirket sayısı bine ulaştı
Hızlı büyüme temposu ve geleceğe yönelik beklentiler, yazılıma ilgiyi de canlı tutuyor. Son yıllarda kurulan şirket sayısındaki artış da bunun göstergesi. Yetkililere göre, 1990’ların sonlarında başlayan atakla, sektördeki şirket sayısı, 1000’e yaklaştı. İhracat yapan firmaların çoğu sektörün köklü ve büyük kuruluşlarından...
Yazılım alanında faaliyet gösteren şirket sayısının sürekli artmasına rağmen, eskilerin Pazar payının hala büyük olduğuna dikkat çeken Tuğrul Tekbulut şöyle konuşuyor:
“İnternet furyasıyla birlikte şirket sayıları da arttı. Ancak, yazılım sektöründe bundan 15 yıl önce kurulan şirketlerin ağırlığı hala sürüyor. İhracatta da bu firmalar zaten ön sıralarda yer alıyor. Biz yurtdışında markamızla var olmak istiyoruz. Hollanda, Romanya ve Almanya’da şirket kurduk. LBS markasıyla paket yazılım ihraç ediyoruz. Bu yıl ihracatımız 1 milyon doları bulacak.
Paket yazılım geliştiriyorsanız, dağıtım ağınız ve kalitenizle pazarda kendinizi ispatlamanız gerekiyor. Hindistan örneğinde olduğu gibi, taahhüt işi yapmıyoruz. Yazılım taahhüdü bir anlamda fason bir üretim. Yani eskiden kullan��lan sistemi bir şekilde yeniliyorsunuz. Türk şirketlerinin markalaşmaya ihtiyacı var. 30 milyon genç nüfus düşünüldüğünde de yazılım taahhüdü içinde güçlü bir kaynağa sahibiz.”
Türk cumhuriyetlerine dikkat
Türk yazılım şirketleri, özellikle yönetim, muhasebe ve finans gibi üretim programları alanında çalışıyor. Ofis uygulamaları ve işletim sistemlerinde ise geliştirilen proje yok denecek kadar az. Türk şirketleri tarafından geliştirilen üretim programlarının kalitesinin yüksek olduğuna değinen Bilgisayar Sektörü İşadamları Derneği Başkanı Şadi Özdemir, “Türkiye’de bu alanda üretilen yazılımların fiyatları, Avrupa’ya göre çok daha düşük. Kalite ise yakın” diyor.
Türk cumhuriyetlerinin boş bir pazar olduğuna dikkat çeken Özdemir şöyle devam ediyor: “Şu anda kişisel çabalarla Türk cumhuriyetlerdeki pazar payımız yüzde 3 seviyesinde. Ancak, devletin desteği ile bu pazardaki payımız birkaç yıl içinde yüzde 80’lere kadar çıkabilir. Avrupa ülkelerine yapılan ihracatın artması için de ofis uygulamaları, kurumsal kaynak yönetimi gibi yazılımların da geliştirilmesi gerekiyor.”
Niş alanlar keşfedilmeli
Sektör yetkililerine göre, ihracatın artabilmesi için katmadeğeri yüksek ürünlere yönelmek gerekiyor. Bu alanda iki şirketin ihracatına dikkat çekiliyor. Mobil uygulamalar ve mesajlaşma yazılım üreten Telsoft, bunlardan biri... İkinci şirket olan Netaş ise elektronik yazılımlar geliştirip ana ortağı Nortel Network aracılığıyla ihraç ediyor. Netaş Üniversite ve Resmi Kuruluşlar Direktörü Ali Akurgal, DMS 100i santralinin yazılımını tamamen kendilerinin gerçekleştirdiğini, bunu ana şirkete pazarladıklarını söylüyor.
Türkiye’deki firmaların çoğu ise muhasebe – finans, insan kaynakları yönetimi yazılımları veya sektörel uygulama yazılımları üzerinde çalışıyor. Oysa bu alanlarda uluslararası piyasada rekabet çok yoğun. Bu alanda faaliyet gösterip, devlerin pastasından pay kapmak çok zor.
Fransız Ascom Monetel şirketine uygulama yazılımları ihraç eden Banksoft Genel Müdürü İsmet Yurtseven bu konuda şöyle konuşuyor:
“Türkiye’den yapılan yazılım ihracatı her geçen yıl biraz artıyor. Biz Fransa’ya ihracat yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde de ihracatımızı artırmayı planlıyoruz. Ancak, uluslararası piyasada olmak çok da kolay değil. Sistem yazılımlarında pazar zaten çok uluslu şirketler tarafından bölüşülmüş durumda. Uygulama yazılımları alanında çalışan şirketler de artık olgunlaştı. Birkaç yıl öncesine göre, artık uygulama yazılımların da belli şirketlerin ağırlığı hissediliyor.”
İhracat hedefi 1 milyar dolar olmalı
Hitit Bilgisayar Polonya, Çek Cumhuriyeti, Etiyopya ve İzlanda’da, uluslararası havayolları şirketleri için yazılım geliştiriyor. Ayrıca, Türk Hava Yolları’na sık uçan yolcuların izlenme ve uçmaya teşvik eden programlarını hazırlıyor. Türkiye’den yapılan yazılım ihracatı tutarının, diğer sektörlerle kıyaslanamayacak kadar az olduğuna söyleyen Hitit Bilgisayar Genel Müdürü Nur Gökmen, “Biz şimdi milyar dolarla ifade edilen ihracat rakamlarını konuşuyor olmalıydık” diyor. Bunun sektöre yeterince önem verilmemesinden kaynaklandığını belirten Gökmen şöyle konuşuyor:
“Türkiye’de bugüne kadar yazılım sektörüne destek verilmedi. Dışardan gelen her türlü yazılım piyasada serbestçe satıldı. Halbuki üniversite sınavlarında en yüksek puanları alan insanlar bu sektörde çalışıyor. Sektörün arkasında nitelikli bir iş gücü var. Bu insanların sayısını artırıp, onlara yazılım geliştirmeleri için imkan sağlanacağına, ‘Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok’ mantığıyla hareket edildi. Programların, yurtdışından alınması teşvik edildi. Sonuçta da hala ete kemiğe bürünmeye çalışan bir sektör haline geldi.”
Girişimler çoğalıyor
Yazılımda ihracat şansı sadece kurumlara yönelik ürünlerde yüksek değil. Ayrıca, bilgisayar oyunları, multi-medya teknolojileri ve eğitim programları da, bireyler ile ev kullanıcıları için önemli bir potansiyeli ifade ediyor.
Eğitim alanında yazılım programları geliştiren Meteksan Sistem ve Bilgisayar Sistemleri, geliştirdiği yazılımları birkaç ay içinde Hollanda ve Almanya’ya ihraç etmeye hazırlanıyor. Şirket bünyesinde multimedya yazılım geliştirme birimi oluşturulduğunu belirten Meteksan Sistem ve Bilgisayar Genel Müdürü Alper Köstam, “Üç ile onbeş yaş arası çocuklara yönelik olarak multimedya ders yazılımları geliştiriyoruz. Bu yazılımları da Türkye pazarı dışında özellikle Türk nüfusunun yoğun olduğu ülkelere ihraç etmek için iş birliklerimiz var” diyor.
Köstam, bu pazarlardaki gelişmelere bağlı olarak da ürünleri yabancı dillere lokalize etmeyi planladıklarını, öncelikle İngilizce ardından da ürünlerin Almanca ve Fransızca versiyonlarını geliştireceklerini belirtiyor.
Sektörün engeli “korsanlar”
Yazılım firmalarının büyümesi, güçlenmesi için ihracatın yanı sıra, iç pazarında gelişmesi gerek. Sektörün güçlenmesi için kopya yazılımın önüne geçilmesi gerektiğini belirten Business Software Alliance Türkiye Genel Koordinatörü Erol Özkür, yeni yürürlüğe konulan fikir ve sanat eserleri kanunun kopya yazılımları engelleyeceğini söylüyor. Özkür şöyle devam ediyor:
“5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu 4610 olarak değiştirildi. Yeni kanunla da kopya yazılımlar için öngörülen ceza 5 milyardan 100 milyar liraya çıkarıldı. Para cezasının artırılması kopyalama da caydırıcı olacak ve sektörü güçlendirecek. Bu işe sermaye harcamak istemeyen şirketleri, para harcamak zorunda bırakacak. Yazılımda ülke olarak bir yere gelemedik. Ancak teşvikler ve yeni uygulamalarla birkaç yıl içinde bu sektör Türkiye’de çok daha önemli bir yere sahip olacak. Bu da ülke olarak ihracatta da söz sahibi olmamızı sağlayacak.”
“KİŞİSEL ÇABALARLA İHRACAT YAPILIYOR”
Telenity Europe Genel Müdürü Şerif Beykoz, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de yazılım ihracatının kişisel çabalarla bir yere geldiğine dikkat çekiyor. Son dönemde Türkiye’de de böyle bir tablonun oluştuğunu belirten Beykoz şöyle devam ediyor:
“Yazılım ihracatında patlama yaşandığını söylemek pek doğru değil. Sadece sektör, yılların birikimi ile her geçen gün biraz daha güçlü bir yapıya kavuşuyor. Yapılan ihracat ise kişisel çabalarla gerçekleşiyor.
Türkiye’de yazılım sektörünün hala yönetmelik ve kanunlarda net bir tanımı yok. Bu da yapılan işin ortaya çıkmasını engelliyor. Resmi makamlardan yazılımla ilgili veriye bile ulaşamıyorsunuz. Ancak işinizi kendi bünyenizde belli standartlarda yaptığınızda büyümemeniz için hiçbir neden yok.
Telsoft, 1995’ten sonra birikimin yararını gördü. İhracatımız 3-4 milyon dolara kadar çıktı. Geçtiğimiz yıl bu rakam biraz düşse de, Telenity US ile yaptığımız evlilik daha büyük çaplı işlere imza atmamızı kolaylaştıracak. Önümüzdeki yıl sonuna kadar istihdamımızı üç katına çıkarmayı düşünüyoruz.”
TELSOFT’UN ÖRNEK STRATEJİSİ
Yazılım sektöründe ihracat konusunda yakalanan çok ilginç başarı öyküleri de var. Telsoft, 1992 yılında Atatürk Hava Limanı Serbest Bölgesi’nde, ODTÜ mezunu olan ve Amerika’da yaşayan Hakan Dinçerler tarafından kuruldu. Çok kısa sürede ise tüm dünyaya telekomünikasyon yazılımları ihraç eder konuma geldi.
Serbest Bölgede kurulan ilk yazılım şirketi olan Telsoft, o yıllarda Amerika’da Ericsson gibi bazı telekomünikasyon şirketlerine yazılım ihracatı yapıyordu. Telekomünikasyon altyapı yazılımlarında profesyonelleşen şirket, Amerika’da yükselen telekom trendi ile birlikte büyüdü. 1999 yılından itibaren de SS7 ve telli veya GSM gibi telsiz şebekelerde kullanılan cep telefonları arasında mesaj atmaya yarayan kısa mesaj servis merkezi, sesli mesaj sistemleri, etkileşimli yanıt sistemleri gibi ürünlerin yazılımlarını gerçekleştirdi. Telsoft geliştirdiği bu ürünleri de Amerika başta olmak üzere Almanya, İspanya, Pakistan, Madagaskar, Moldova gibi bir çok ülkeye ihraç etti.
Geçtiğimiz mart ayında da merkezi Amerika’da olan Telenity şirketi tarafından satın alındı. Telenity Europe olan şirket, mühendislik ile üretim çalışmalarında Amerika dışındaki bütün satış ve satış sonrası hizmetten sorumlu hale geldi. Telenity USA ise pazarlama faaliyetlerini ve Amerika’ya yapılacak satışları gerçekleştiriyor. Agresif büyüme hedefi olan Telenity Europe, 2002 sonuna kadar telekom alanında Türkiye’nin önemli bir araştırma ve geliştirme merkezi olmayı amaçlıyor.
“UYGULAMA YAZILIMLARINDA BÜYÜK FIRSATLAR VAR”
Murat Kasaroğlu / Link Bilgisayar Genel Müdürü
Link Bilgisayar, uygulama yazılımları alanında iç pazarda güçlü bir firma. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Link & A adında kurdukları firma aracılığıyla hem bu ülkeye hem de Türk cumhuriyetlerine üretimini pazarlıyor. Genel müdürü Murat Kasaroğlu, iç pazarın son dönemdeki gelişimini şöyle anlatıyor:
“1997-1999 yılları arasında reel olarak yüzde 66 oranında büyüyen yazılım sektöründe, yine aynı dönemde sistem yazılımları yüzde 76, uygulama yazılımları ise yüzde 62 oranında artış gösterdi.”
Yaygınlaşan iletişim ağlarının yazılım pazarını geliştirdiğini belirten Link Bilgisayar Genel Müdürü Murat Kasaroğlu şöyle konuşuyor:
“Detaylı veri işleme ve bilgi üretme araçlarına olan ihtiyaç her geçen gün biraz daha artıyor. Özellikle uygulama yazılımı alanında firmalar geleneksel kalıpları kırıp farklı pazarları zorlamaya başlayabilirse, bu gelişmenin önemli bir parçası olarak sektör de önemli bir yer edinecek.
Türkiye’de yazılım pazarı üç yıl içerisinde yılda ortalama yüzde 28 oranında büyüdü. 2000 yılı itibariyle bu büyüme oranının yüzde 49’lara ulaşması bekleniyor. 2000’nin ilk 6 ayındaki yazılım gelirleri 252 milyon dolar. 1999 yılında ise yazılım pazarı gelirlerinin bilgi teknolojileri pazarı içindeki payı yüzde 11.7 olarak gerçekleşti. 1985 yılından beri faaliyet gösteren Link Bilgisayar, bilişim sektöründe yazılımın geleceği noktayı çok önceden tahlil ederek, tüm çalışmalarını sadece bu alanda yoğunlaştırdı.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?