Korsan ürünler sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunu. Ancak, Türkiye’de ulaştığı boyutlar, tüm ortalamaların üzerinde. 2004 sonuçlarına göre Türkiye’de korsan yazılım kullanım oranı y...
Korsan ürünler sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunu. Ancak, Türkiye’de ulaştığı boyutlar, tüm ortalamaların üzerinde. 2004 sonuçlarına göre Türkiye’de korsan yazılım kullanım oranı yüzde 58 düzeyinde. Bu da kullanılan her 10 yazılımdan 6’sının yasadışı olduğu anlamına geliyor. Avrupa’da bu oran yüzde 38 düzeyinde, dünya ortalaması ise yüzde 36. en önemli gösterge ise ODTÜ IEEE’nin tüketiciler arasında yaptığı araştırmayla ortaya çıkıyor. Tüketici adeta “korsan” almaktan memnun. Bunun en büyük nedeni, fiyat faktörü.
Yönetmenliğini Gore Verbinski’nin yaptığı, başrollerini Johnny Deep ve Geoffrey Bush, Orlando Bloom’un üstlendikleri “Karayip Korsanları”, son dönemde çevrilen en başarılı “korsan” filmlerinden biri oldu. Ancak, dünya sineması onlarca korsan filmi yaptı, çok sayıda kahraman üretildi. Bazıları gişede büyük başarı yaptı, bir bölümü ise hayal kırıklığı yarattı. Karayip Korsanları’nda olduğu gibi denizlerin terör estiren bu kahramanları çoktan tarihe karıştı. Şimdi ise yeni dönemin “korsanları” iş başında… Geçmişte deniz yoluyla mallarını taşıyan tüccarların yakındığı korsanlardan, şimdi işadamları ve şirketler yaka silkiyor. Çünkü, iş dünyasına inanılmaz derecede zarara mal oluyor, çeşitli sektörlerde milyarlarca doları gasp ediyorlar.
Rakamlar bu gerçeği daha açık gözler önüne seriyor. Araştırmalar, korsan ürünlerin dünya müzik sektörüne verdiği zararın 4,2 milyar dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Yazılım sektöründe ortaya çıkan zararın büyüklüğü ise 11 milyar dolar gibi bir büyüklüğe ulaşıyor.
Rusya ve Çin’de kullanılan korsan ürün oranı yüzde 90’ları aşıyor. Türkiye’de 100 trilyonluk kitap pazarının yüzde 40’ı korsan. Lisanssız yazılımlar sektöre 700 milyon dolar kaybettiriyor. Müzik sektöründeki korsanlık nedeniyle sadece devletin uğradığı kaybın boyutları 10 milyon YTL’ye (10 trilyon lira) ulaşıyor.
Özel bir araştırma
ODTÜ IEEE’nin CEBIT 2004’te yaptığı anket çalışması, Türkiye’de ortaya çıkan “korsan ürün pazarının” ulaştığı büyüklüğün arkasındaki gücü ortaya koyuyor. Buna göre, bu pazara en büyük desteği tüketiciler veriyor. Bin kişinin katıldığı anket, korsan ürün kullanımının oldukça yaygın olduğunu bir kez daha net bir şekilde gösteriyor. Uluslararası bir öğrenci örgütünün Türkiye kolu olan ODTÜ IEEE (Institute of Electrical and Electronics Engineers Inc.) “Korsanı Hafife Almayın!” kampanyasının bir parçası olarak düzenlediği anketten çıkan bir başka sonuç ise şu iki cümleyle özetleniyor:
“Ankete katılanların yarısından fazlası orijinali yerine korsan ürünü tercih ediyor. Yaklaşık yüzde 30’luk bölümü ise her zaman korsan ürün alıyor.”Korsanda en çok tercih edilen ürünleri ise bilgisayar oyunları oluşturuyor.
Katılımcıların yüzde 40’a yakınının tercihi bu ürünlerden yana. İkinci sırada ise yüzde 34 oranıyla yazılım ürünleri yer alıyor. Film ve müzik ürünleri ise yaklaşık yüzde 33’lük oranla tercihlerde üçüncü ve dördüncü sırayı paylaşıyor.Korsan satın alanların en çok öne sürdüğü gerekçe ise yüzde 74 oranıyla orijinal ürünlerin daha pahalı olması. Çoğunluğun korsan almaktan ve satmaktan çekinmiyor oluşu da ikinci önemli neden olarak ortaya çıkıyor.
Tüketiciyi yansıttık
ODTÜ IEEE Genel Sekreteri Ferhan Özkan, anketin korsan kullanımda tüketici eğilimlerini göstermesi açısından önemli olduğunu söylüyor:
“Özel sektörün korsan kullanım oranları bilinmesine rağmen, Türk tüketicilerini temel alan bir araştırma şu ana kadar yapılmamıştı. Bunun üzerine, 150 bini aşan ziyaretçisi olan CEBIT Bilişim Eurasia 2004 Fuarı’nda, TÜBİTAK’ın da desteğiyle bir anket çalışması yapmaya karar verdik.”
Özkan, “Çevremizdeki tüketicilerin korsanla iç içe yaşadığını açıkça gözlemledik ve bu noktadan yola çıktık” diyor. Anket soruları da bu can alıcı noktaları yansıtacak şekilde hazırlanmış. Özkan, böyle bir anket yapmanın zorluklarını ve bunları nasıl aştıklarını şöyle anlatıyor:
“Katılımcılar anketi içtenlikle yanıtladılar. İlk başta kişisel bir yaptırım olacağı düşüncesiyle cevaplamakta tereddüt edenler oldu. Bu çekincelerine rağmen, bu sonuçların sadece genel değerlendirmeye katılacağını söylediğimizde rahatladılar. Ve böyle bir çalışmanın ODTÜ gibi bir üniversiteye bağlı tarafsız bir kuruluş tarafından yapıldığını gördüklerinde, tüm sorulara çekinmeden cevap verdiler.”
BSA’nın sonuçları da yakın
Türkiye’de yazılım korsanlığına karşı çalışan BSA da benzer verilere sahip. BSA Türkiye Genel Koordinatörü Tolunay Tomruk, her yıl yasadışı yazılım kullanımıyla ilgili dünya çapında bir araştırma yürüttüklerini hatırlatıyor. IDC’ye yaptırılan araştırmanın 2004 yılına ait sonuçlarına göre, Türkiye’de korsan yazılım kullanım oranı yüzde 58 düzeyinde. Bu da kullanılan her 10 yazılımdan 6’sının yasadışı yollarla edinilmiş olması anlamına geliyor. Avrupa’da bu oran yüzde 38 düzeyinde, dünya ortalaması ise yüzde 36. Tomruk, “Bir başka deyişle yazılım korsanlığının üstesinden gelmede bugün için Avrupa’nın da dünyanın da gerisindeyiz” diyor.
Geçen yıl dünyada PC’lere yüklenen 80 milyar dolarlık yazılımın yaklaşık 30 milyar dolarlık bölümü korsandı. Türkiye’de korsan yazılım kullanım oranı yüzde 66. Korsan yazılım nedeniyle sektörün uğradığ�� zarar ise 127 milyon dolar. Yani korsan yazılım kullanımı önlenirse sektör üçe katlanacak.
MÜZİK SEKTÖRÜNDEKİ KAYIP
Müzik sektöründeki korsanlık nedeniyle sadece devletin uğradığı kaybın boyutları 10 milyon YTL.
YAZILIMDA ZARARIN BOYUTU
Türkiye’de korsan yazılım kullanımı önlenirse sektörün büyüklüğü 3’e katlanacak.
YASA ETKİLİ OLMAYA BAŞLADI
CEZASI BÜYÜK Fikir ve Sanat Eserleri Yasası 2004’te yeniden düzenlendi ve yazılım korsanlığı ciddi yaptırımları olan bir suç niteliğini kazandı. Buna göre korsan yazılım kullananlar hakkında, 4 yıla kadar hapis ve 150 milyar liraya kadar ağır para cezası hükmü verileceği düzenlenmiş bulunuyor. Ayrıca zararın büyüklüğü göz önüne alınarak hapis ve ağır para cezalarının birlikte verilmesi de söz konusu olacak.
KURUMLAR DA SORUMLU Kanun, firma yönetici ve sahiplerini de korsan yazılım kullanımından sorumlu tutan bir nitelik kazandı. Dolayısıyla işyerlerinin kapatılması ve sorumlularının ticaretten men edilmesi de mümkün hale geldi. Tüm bu yasal düzenlemeleri olumlu ve gerekli buluyorduk. Ayrıca mevzuatımızın AB’yle uyumlu hale getirilmesi bakımından da gerekli adımlardı. Giderek AB normlarına yaklaşacağız. Yasa henüz yeni, ancak olumlu sonuçlarını şimdiden almaya başladık. Önümüzdeki yıllarda yasanın olumlu etkilerinin daha güçlü bir şekilde hissedileceğini düşünüyoruz.
KULLANIM GERİLİYOR Yoğun çabaların sonucunda elde edilen sevindirici bir gelişme ki yasadışı yazılım kullanımı sürekli bir gerileme gösteriyor. Son beş yılın verilerine baktığımızda yasal olmayan yazılımların oranının yüzde 80’lerden yüzde 58 düzeyine kadar istikrarlı bir düşüş gösterdiğini görüyoruz. Bundan 10 yıl öncesine baktığımızda ise yüzde 97’lerde seyreden bir korsan yazılım oranıyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla yasal yazılım kullanımındaki gelişim istikrarlı bir seyir izliyor.
BUNDAN SONRASI ZOR Ancak üstlendiğimiz görevin asıl zor olan bölümü bundan sonra başlıyor. Yasadışı yazılım oranı geriledikçe her bir birim ilerleme için harcamamız gereken çaba da aynı ölçüde artıyor. Önümüzde zorlu bir AB uyum süreci var. Bu süreçte bilişim sektörü olarak üzerimize büyük görevler düşüyor. Türkiye’yi yazılım endüstrisinde sözü geçen bir ülke haline getirmek için yasal olmayan yazılımlar konusunu elbirliğiyle çözeceğimize inanıyorum.
YASEMİN BALABAN
ybalaban@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?