Kumaşlar Akıllanıyor

Peter Rohr / Nano-Tex Avrupa Başkanı    Nano teknolojinin gücü biliniyor. Bunun tekstil ile evliliğinden ise “nano tekstil” doğmuş. Nano-tex, bu alanın öncü şirketlerinden. Bir anlamda ü...

1.03.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Peter Rohr / Nano-Tex Avrupa Başkanı  
 
Nano teknolojinin gücü biliniyor. Bunun tekstil ile evliliğinden ise “nano tekstil” doğmuş. Nano-tex, bu alanın öncü şirketlerinden. Bir anlamda ürüne “akıl” katıyor, fonksiyonlarını artıyor. Böylece terletmeyen, leke tutmayan, buruşmayan kumaşlar üretmek mümkün hale geliyor. Dünyada bu konuda tek lisans veren şirket olan Nano-Tex’in Avrupa Başkanı Peter Rohr, “Türkiye’den 10 şirketle bağlantımız var. Bu nedenle Türkiye bizim için anahtar konumda” diyor.  
 
Nano-tex, nano teknolojinin tekstil sektörüne uygulanması konusunda çalışan bir şirket. Silikon Vadisi’nde çalışmalarını sürdürüyor. Hemen bu nokta da, kısaca nano-teknolojinin anlamını da açıklamakta fayda var. Nanoteknoloji gelecekte kimyadan elektroniğe, bilgisayardan tekstile her sektörde büyük değişimlere yol açacak devrim gibi bir teknoloji.  
 
“Nano” metrenin milyarda biri demek. Yani gözünüzde canlandıramayacağınız tadar küçük bir birim. İnsanoğlu nanoteknoloji sayesinde her türlü nesnenin yapıtaşı olan atomları istediği gibi düzenleyebilecek. Sonuçta, her konuda daha dayanıklı, daha hafif ve doğaya daha az zarar vererek üretilen ürünler üretilebilecek. Bir oda dolusu serverda saklanan bilgiyi tırnak büyüklüğünde bir çipe yüklemek mümkün olabilecek. Bilim adamları bu düşü gerçeğe dönüştürmek için çalışıyor. Intel, 90 nanometre boyutunda bir çip üretmeyi başardı.  
 
Son 2 yıldır tekstil sektöründe nano teknoloji olarak adlandırılan teknoloji kullanılıyor.  
Nano- Tex adlı firma bu konuda öncü. Geçen yıl Time Dergisi tarafından “2002’nin En İyi Buluşları” arasında gösterilen leke tutmayan pantolon kumaşını onlar üretti. Kumaş nanoteknoloji ve özel bir kimyasal işlem sayesinde bir inçin (2,54 santimetre) yüz binde biri uzunluğunda milyonlarca lifle donatıldı. Böylece kumaş leke tutmaz hale getirildi.  
 
Teknolojinin gelişimiyle birlikte  akıllı evler, otomobiller ve kartlar ortaya çıktı. Şirketler ürünlerine bu sıfatı eklemek için her yıl milyonlarca dolar ar-ge yatırımı yapıyor. Nano-tex ise bu araştırmayı kendi içinde yaparak şirketlere ürün değerlerini artırmalarında yardımcı oluyor.  
 
Nano-tex’in sunduğu nano teknoloji ürünleri, leke tutmayan, buruşmayan, terletmeyen kumaşlar ortaya çıkarıyor. Nike, Zara gibi pek çok dünya devi firmanın kullanmaya başladığı teknolojiye Türk şirketlerinin de ilgisi oldukça yüksek. Türkiye’de bu ürünün tanıtımının 4 ay önce başladığını söyleyen Nano-Tex Avrupa Başkanı Peter Rorh, “ Henüz lisanslı kullanıcı yok, fakat deneme amaçlı birkaç firma kumaşlarında bu ürünü uygulamaya başladı” şeklinde konuşuyor.  
 
Müşteri taleplerinin gün geçtikçe değiştiğini ve arttığını belirten Rohr , nano teknoloji  ve tekstil sektörüne getirdikleri hakkında Capital’in sorularını yanıtladı.  
 
Nano-tex nasıl bir şirket?  
 
Şirket isminden de anlaşılacağı gibi, nano teknolojinin tekstil sektörüne uygulanmasıyla ilgileniyor. Nano-tex, ilk başta Silikon Vadisi’nde bir araştırma merkezi olarak kuruldu. Sonra hisselerinin çoğunu Berlington satın aldı. Bunun sonucunda şirket organize bir ticari faaliyet halini aldı.  
 
Nano teknoloji tekstil sektöründe nasıl kullanılıyor? Bunu bir ürün olarak adlandırmak mümkün mü?  
 
Buna çok yeni bir bilim dalı demek daha doğru. Amerika’da nano teknolojinin, mikro teknolojinin yeni dalgası olduğu düşünülüyor. Mikro teknoloji hayatımızı değiştiren ve kolaylaştıran pek çok süreç içeriyor. Bu kavramın 25 yıllık bir süre içinde hayatımıza girdiğini söyleyebiliriz.  
 
Nano teknoloji, aslında maddelerin moleküler yapılarında değişiklikler yaratan bir süreç içeriyor. Bu sayede maddelerin yeniden dizayn edilmesi sağlanıyor.  
 
Bu teknolojinin tekstil sektöründe kullanılması ne anlama geliyor peki?  
 
Ürüne yeni özellikler katıyor. Bu özellikleri görebilmek mümkün değil. Sadece kullanım süresi içinde hissedilebiliyor. Her tip kumaşa uygulanabilmesi ise tekstil firmalarına cazip geliyor.  
 
Kumaşa kattığı etkileri somut olarak adlandırmak mümkün mü?  
 
Bizim sunduğumuz beş çeşit ürün var. “Nano-pel” ve “nano-care”, kumaşın dayanıklılığını artıran ürünler yaratıyor. Kumaşı sudan koruyan bir etkiye sahip. “Nano-care”, aynı zamanda kumaşı lekeden de koruyor. Bunun yanında kumaşa buruşmazlık etkisi kazandırıyor.  
 
Üçüncü ürün ise “nano-dry”… Kumaşın nem dengesini sağlayan ürün, terlemenin etkilerini de azaltıyor. Rutubeti emip kumaşı kurutan bir özellik içeriyor.  
 
“Nano-fresh” ise vücuttaki kokuyu emiyor. Bu müşteriye rahatlık sağlıyor. Ürün teri kendi içinde anında kurutuyor. Dolayısıyla, kıyafetlerin dışına çıkan ıslak görüntü engellenmiş oluyor. Biz buna nem yönetimi diyoruz. Bu ürünün iç çamaşırlarında geleceği olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, ürünün çoraplarda, mobilya tekstilinde de oldukça önemli bir talebi var.  
 
Beşinci ürünümüz ise “nano-touch”. Bu, sadece sentetik ürünlerde kullanılıyor. Kumaşa yumuşaklık ve pamuksu bir görünüm veriyor.  
 
Nano teknoloji tekstil sektöründe ne zaman kullanılmaya başlandı?  
 
Yaklaşık iki yıl önce Amerika’da kullanılmaya başlandı. İlk önce erkek giyimde uygulandı. İlk kullanan firmalardan birisi Levi’s Dockers markası idi. Talebin artmasının etkisiyle kadın giyiminde de kumaşlara bu teknoloji uygulandı. Şu anda ise bunlara mobilya tekstili eklendi.  
 
Yaklaşık 6 ay önce de Avrupa’da bu ürünleri sunmaya başladık. Daha sonra Tayvan, Hindistan, Çin ve İngiltere gibi ülkelere de ürün sunulmaya başlandı. Türkiye’de da pazar payı yüksek firmalarla çalışmak istiyoruz.  
 
Dünyada hangi firmalar bu teknolojiyi kullanıyor?  
 
Büyük perakendecilerden Marks &Spencer, Next, GAP ve Zara kullanıyor. Ayrıca, Lee, Levi’s, Nike ve H&M gibi dünya şirketleri bu teknolojiyi lisanslı olarak kullanıyor. Bu isimlerin nano teknolojiyi kullanması, bu kanallara arzda bulunan firmaların da ilgisinin artması sonucunu doğuruyor.  
 
Bu tip teknolojik ürünlerin firmalara gelecek için katkısı ne olacak?  
 
Bence genel olarak tüketiciler gelecekte giyim için daha az para harcayacak. Geçmişte bir giysi için daha fazla para harcarken, gelecekte gezi, eğlence ya da yemek için harcayacaklar. Eğer tüketici daha az mal alacaksa, daha kaliteli almaya özen gösterecek. Farklı alanlarda kullanılmasına önem verecek. Bu nedenle malların insanlara katma değer sunması gerekecek. Bu da nano-tex’in şimdiden yaptığı bir şey. Bunun modayla bir ilgisi yok. Moda gelir geçer. Bizim sunduğumuz ise giyimde uzun vadeli bir döngü.  
 
“TÜRKİYE’DE İLGİ ÇOK YÜKSEK”  
 
Türkiye’de ilişki içinde bulunduğunuz firmalar hangileri? İsimlerini verebilir misiniz?
 
 
Cross Jeans, Akın Tekstil, Bossa Grup, Tanrıverdi, Yeşim Tekstil gibi kuruluşlarla bağlantılarımız var. Bu firmalara çok açık bir iş modeli sunduk. Bütün çalışmalarımız nano teknolojinin lisanslanması üzerine kurulu.  
 
Bu ürünleri firmalar lisans alarak kullanabilecek. Sunduğumuz iş modelini ayrıca takip ediyoruz. Firmaların teknisyenlerini asiste ediyoruz. Teknolojiyi kendi kimyasal ve fiziksel süreçlerine uygulamaları için yardımcı oluyoruz. Bu sayede potansiyel lisansçılar ürünü test etmek için belirli bir süreye sahip oluyorlar. Sonunda ise çok gizli bir lisans anlaşması yapıyoruz. Lisans, firmalara nano-tex etiketi taşıyan ürünler satma hakkı veriyor.  
 
Nano-tex lisanscısının dağıtım ağını da kontrol ediyoruz. Bu sayede ürünlerin son kullanıcıları hakkında bilgi toplayabiliyoruz. Bu bilgiler uyarınca da hem şirketlere hem de bize yararlı olacak raporlar hazırlıyoruz. Bu sistem şu ana kadar Amerika’da oldukça iyi gitti. Türkiye’de de iyi sonuç alınmaması için neden yok.  
 
Türkiye’de bu teknolojiye olan ilgi nasıl?  
 
İlgi oldukça yoğun. Çok iyi tepkiler alıyoruz. Farklı alanlarda hizmet sunan tekstil şirketleriyle irtibat halindeyiz. Pamuklu, sentetik gibi farklı kumaşlarla çalışan firmalar için çalışmak istiyoruz. Bunun yanında ev mobilyaları için de görüşmeler yapıyoruz.  
 
Şu anda teknolojinin uygulama aşamasındayız demek daha doğru. Fakat, 2003 yılında pek çok Türk firmasıyla çalışmayı amaçlıyoruz. Biten giysilerin üzerine belirli süreçler katmak istiyoruz. Bu noktada jean üretimi gibi spesifik alanlarla ilgileniyoruz.  
 
“MÜŞTERİLER DAHA FAZLA ÖDEMEYE RAZI”  
 
Nano-tex lisans sunan tek firma mı?
 
 
Nano- tex bu alanda tek. Bu alanda bir rekabet yok zaten. Tekstil sektöründe de ilerde nano teknolojinin yerini alabilecek bir ürün çıkabileceğini sanmıyorum. Şu anda geleneksel tekstil kimyasından elde edilen benzer ürünler var ama nano teknolojinin çok büyük bir avantajı var. Sektörde belli seviyede performans sağlamak için kişilerin daha az kimyasal ürün kullanması gerekiyor. Teknoloji bunu sağlıyor.  
 
Çok basit ve çok temel bir kumaşa bile pek çok değer katıyor. Ticari olarak baktığımızda, bu ürünlerin daha pahalıya satılabildiğini görüyoruz. Bu da yüksek kâr marjını doğuruyor.  
Amerika’daki deneyimlerimizden örnek vermek gerekirse, erkek ve kadınlar için pantolon aynı kumaştan üretilir ve aynı süreçlerden geçer.  
 
Bu ürün normalde 29 dolara satılırken, nano tex etiketli bir ürün 10 dolar daha fazlaya satılabiliyor. Bu çok hassas bir fark. Müşteriler aynı gibi görünen ürün için kendilerine kattığı katma değerden dolayı daha fazla ödemeye razı oluyor.    
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz