Liderliği Koruyacağız

Alessandro Fiorantino / Nokia Türkiye Genel Müdürü  Nokia global mobil telefon pazarının lideri. Liderliği Türkiye pazarı için de geçerli. Nokia Türkiye Genel Müdürü Alessandro Fiorantino, glo...

1.07.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Alessandro Fiorantino / Nokia Türkiye Genel Müdürü  
Nokia global mobil telefon pazarının lideri. Liderliği Türkiye pazarı için de geçerli. Nokia Türkiye Genel Müdürü Alessandro Fiorantino, global pazarın 2003’de yaklaşık yüzde 16 oranında büyüdüğüne dikkat çekiyor. Fliorantino “2003 yılında pazar yaklaşık 471 milyon adete ulaştı. Bu da yaklaşık yüzde 16 gibi bir büyümeye işaret ediyor. Büyüme Avrupa’da, Asya ve Amerika’dan daha güçlü. Bu büyümenin büyük bir bölümü de yılın ikinci yarısında gerçekleşti. Bu tablo Nokia için de geçerli. Sonuçta geçtiğimiz yıl ciddi bir büyüme trendi vardı. Bu trend bu yıl da devam edecek” diye konuşuyor.  
 
"2003 yılında global pazarın 450 milyon adetlik cep telefonu satış rakamına yaklaşmasını veya bu rakamın da üzerine çıkmasını öngörüyoruz. Beklentilerimiz gerçekleşirse global pazar payımız yüzde 39'larda ulaşacak”…Bu sözler Nokia Türkiye Genel Müdürü Alessandro Fiorantino’ya ait. Fiorantino’nun 2003 yılının ortalarında söylediği bu sözler, 2004 başında doğrulandı. Global pazarda satışlar 471 milyon olarak gerçekleşirken Nokia, 2003’ü yüzde 40’lık bir pazar payıyla kapattı.  
 
Son dönemde rakipleri hızlı çıkışlar yapan Nokia’nın pazar payı kaybettiğine ilişkin pek çok söylenti dolaştı. Türkiye’de Siemens Mobile gibi üreticilerin yükselişi ve pazardaki diğer üreticilerden aldığı pay, Nokia’nın da tehlike altında olduğunu hissettirdi. Ancak geldiğimiz noktada Nokia pazar liderliğini korumaya devam ediyor. Türkiye Genel Müdürü Fiorantino ise şöyle diyor:  
 
“Pazarda en büyük satış hacmine Nokia olarak biz sahibiyiz. Global pazara baktığımızda rakiplerimizin iki katı bir büyüklükteyiz. Kısa vadede bu tablonun tartışma konusu olmadığını düşünüyorum. Global pazar payımız yüzde 40’a ulaştı. Belirli bir zaman diliminde belirli bir pazar payı hedefimiz yok. Ancak hedeflerimizi konuşuyorsak bir rekabet olduğunu kabul ediyoruz demektir. Tüm rakiplerimizin kendi stratejileri var, her biri kendi hedeflerine ulaşmak için çalışıyorlar. Pazar liderliği bizim için endişe edilecek bir konu değil. Bizim için öncelikle önemli olan uzun vadede daha yüksek düzeyde bir pazar payına sahip olabilmek”.  
 
Nokia’nın önümüzdeki döneme yönelik plan ve hedeflerinin başında gelişmekte olan ülkelerde sesi mobilize etmek geliyor. Bugüne kadar Güney Afrika, Latin Amerika, Orta Doğu ve Uzak Doğu’da çok güçlü fırsatlar yakaladıklarını söyleyen Fiorantino, bu pazarların önümüzdeki dönem çok önemli fırsatlar sunmaya devam edeceğini söylüyor. Fiorantino’ya göre Nokia, Türkiye’yi gelişmekte olan bir pazar olarak değerlendirmiyor. “Karşılaştırma yapmak gerekirse Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmak gerekir” diye konuşuyor. Nokia’nın Türkiye’de önümüzdeki dönemde ilişkin beklentileri de çok olumlu.  
 
Nokia Türkiye Genel Müdürü Alessandro Fiorentino ile global mobil telefon pazarını, dünyada ve Türkiye’deki gelişmeleri konuştuk. Fiorentino’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:  
 
Önümüzdeki yıl sizce rakipleriniz pazar payınızdan alabilir mi?  
 
Belki evet, belki hayır. Bizim için ürün yelpazemizi ne kadar güçlendirebileceğimiz önemli. Bugün gelişmekte olan, büyüme potansiyeli olan pazarlarda sesi mobilize etmek gibi bir hedefimiz var. Stratejilerimizi de bu doğrultuda geliştiriyoruz. Bu pazarlarda pazar payımızı artıracak fırsatları yakalamak konusunda yeterince hazırlıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Yeni pazarlar için doğru ürünlerimiz var. Güney Afrika, Latin Afrika, Orta Doğu, Uzak Doğu gibi bölgelerde güçlü fırsatlar yakaladık. Bu pazarlar bizim için pazar payı açısından çok önemli pazarlar olmasını bekliyor. Nokia'nın Türkiye'deki pazar payı ise yüzde 60'ların biraz üzerinde. Yani Nokia, pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de pazar lideri.  
 
Nokia'nın yeni stratejisi ise oyun, görüntüleme ve medya gibi yeni mobil alanlar ve bu alanlar için özel olarak geliştirdiği ürünler. Fiorentino ile Türkiye ve Türk tüketicisi hakkında da konuştuk. Fiorentino'ya göre Türk tüketiciler 'kesinlikle Akdenizli.' Yani 'mantıklı kararlar yerine tutkuyla hareket ediyor, çok bireysel davranıyor, satın alırken, karakterlerini yansıtan şeyler arıyor. Ama genelde değişiklik yerine 'klasik' ürünler satın almayı tercih ediyor.  
      
Dünya mobil telefon pazarının büyüklüğü ne kadar ulaştı? En son trendler neler?  
 
Bu soruya önce kurumsal bir cevap vermek isterim. Kurumsal olarak Nokia global veriler üzerine konuşmaktan pek hoşlanmıyor. Şirket politikamız gereği pazar büyüklüğü, büyüme oranı vb. gibi oranlar vermiyoruz. Ancak kısa genel bir değerlendirme yapabilirim. Mobil pazarda 2003 yılı için tahminimiz toplam pazarın 471 milyon adete ulaştığı yönünde. Bu da yaklaşık yüzde 16 gibi bir büyümeye işaret ediyor. Büyüme Avrupa’da daha güçlü. ABD ve Asya’da çok yüksek değil. Bu büyümenin büyük bir bölümü de yılın ikinci yarısında gerçekleşti. Bu tablo Nokia için de geçerli. Sonuçta geçtiğimiz yıl ciddi bir büyüme trendi vardı. Bu trend bu yıl da devam edecek.  
 
2005 yılında cep telefonu satışlarının patlayacağı gibi bir tahmin var; buna katılıyor musunuz?  
 
Öncelikle neden 2004’ü atlayıp 2005 için tahmin yapıldığını anlamadım. Pazarın geneline baktığımızda öncelikle politik ve ekonomik göstergeleri dikkate almak gerekiyor. Bu nedenle 2005 için tahmin yapmak için hazır olmadığımızı düşünüyorum. 2004 yılında 2003 yılındaki büyüme trendinin devam etmesini bekliyoruz. Ama yine makro ekonomik ve makro politik unsurlar etkili olacak diye düşünüyorum. Örneğin faiz ve kur oranları harcama gücünü etkileyen faktörler. Bu nedenle pozitif trend devam edecek ancak büyüme bu faktörlere de bağlı gerçekleşecek. Bugün için 2004 yılında yüzde 10 bir büyüme bekliyoruz. Bu da pazarın 5 bin milyon euro büyüklüğüne ulaşacak anlamına geliyor.    
 
Nokia Pazar lideri. Önümüzdeki dönem pazardaki ldierliğinizi koruyabilecek misiniz? Buna yönelik planlarınız neler?  
 
Evet kesinlikle bir pazar liderliğimiz var. Ve kesinlikle pazarda en büyük satış hacmine Nokia olarak biz sahibiyiz. Global pazara baktığımızda rakiplerimizin iki katı bir büyüklükte olduğumuzu söyleyebilirim. Kısa vadede bu tablonun tartışma konusu olmadığını düşünüyorum. Global pazar payımız yüzde 40’a ulaştı. Bugün de bu oran yüzde 38 düzeyinde. Belirli bir zaman diliminde belirli bir pazar payı hedefimiz yok. Ancak hedeflerimizi konuşuyorsak bir rekabet olduğunu kabul ediyoruz demektir. Tüm rakiplerimizin kendi stratejileri var, her biri kendi hedeflerine ulaşmak için çalışıyorlar. Pazar liderliği bizim için endişe edilecek bir konu değil. Bizim için öncelikle önemli olan uzun vadede daha yüksek düzeyde bir pazar payına sahip olabilmek.  
 
Önümüzdeki yıl sizce rakipleriniz pazar payınızdan alabilir mi?  
 
Belki evet, belki hayır. Bizim için ürün yelpazemizi ne kadar güçlendirebileceğimiz önemli. Bugün gelişmekte olan, büyüme potansiyeli olan pazarlarda sesi mobilize etmek gibi bir hedefimiz var. Stratejilerimizi de bu doğrultuda geliştiriyoruz. Bu pazarlarda pazar payımızı artıracak fırsatları yakalamak konusunda yeterince hazırlıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Yeni pazarlar için doğru ürünlerimiz var. Güney Afrika, Latin Afrika, Orta Doğu, Uzak Doğu gibi bölgelerde güçlü fırsatlar yakaladık. Bu pazarlar bizim için pazar payı açısından çok önemli pazarlar.  
 
Bugün dünya pazarında PC ile mobil cihazlar arasında ciddi bir rekabet var. Bu rekabet nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce gelecek ne yönde olacak; PC mi mobil cihazlar mı?  
 
Öncelikle bizim PC firmalarına karşı bir stratejimiz tok. Bizim stratejimiz açık standart yaratmak yönünde. Bu noktada kazançlı olanın son kullanıcı yani tüketici olmasına yönelik bir stratejimiz var. İnanıyoruz ki, bu kendi içinde bir büyüme yakalayacak ve en iyi olan ürünler için en iyi fırsatları sunacak. Sonuçta bir tek seslilik söz konusu olmayacak. Birkaç yıl önce Nokia ile Smbian arasında bir işbirliği gerçekleşti. Bu işbirliğinin en iyi fırsatları keşfedeceğini düşünüyoruz. Bugünlerde ürünlerimizin başarısından da bunu görüyoruz. Ürünlerimizin kullanıcı ara yüzünde Symbian işletim sistemi var. Açık arayla pazar lideri. Burada çok doğru bir strateji benimsediğimizi görüyoruz.  
 
Daha önce de belirttiğim gibi bizim stratejimizi açık platformlar ve açık standartlar üzerine kurulu. Microsoft ya da bir başka firmanın stratejisine karşı geliştirilmiş bir strateji değil. Sadece son kullanıcıya en iyisini vermek üzerine kurulu. Bir ekosistem gibi düşünün. Nokia olarak müşterilerimize bu ekosistem içerisinde en iyi olanları vermeye çalışıyoruz. Pazarın önümüzdeki dönem çok daha entegre bir hale geleceğini düşünüyorum. Mobil bağlantılar, IT sektörü ve içerik/medya önümüzdeki dönem entegre olacak. Yani pazar bu üç temel alanın bileşkesine doğru ilerliyor. Bugünden bunu görebiliyoruz. Artık çözüm sunmak çok önemli biri hale geldi. Üreticiler, yazılım sağlayıcılar, operatörler, medya sahipleri önümüzdeki dönem daha fazla işbirliği yapmak zorunda olacaklar. Bu da işbirlikçi iş modellerini gündeme getirecek. Burada verebilecek en önemli özellik zil sesleri gibi dijital servislerin download edilebilmesi. Bu gibi uygulamalar önümüzdeki dönem önemli ölçüde gelişecek.  
 
Bugün artık mobil cihazlar üzerinde sesin yanında veri de taşıyoabiliyoruz. Son dönemde cep telefonlarının üzerine MMS, dijital kameralar gibi pek çok yeni uygulama var. Bu unsurlar talebi ve satışları nasıl etkiliyor? Gelecekte ne olacak?  
 
Bu uzun zamandır böyle. Yani şu anda da ses ve veri birarada kullanılıyor. Öncelikle cep telefonları bir iletişim aracı. Dijital kameralar, görüntülü mesajlar vb. iletişimin yeni araçları. Bu gibi uygulamalar zaman içerisinde, kademe kademe hayata geçiriliyor. E-mail de bunun en güzel örneklerinden biri. İnternet’den önce insanlar e-mail gibi bir iletişim biçimi olabileceğini hayal etmiyorlardı. Sadece mektup yazabiliyorlardı. Sonuçta cep telefonlarındaki görüntüleme de bugün iletişim kurmak, paylaşmak için bir başka araç. Bugün gerçek zamanlı olarak, başka bir bağlantıya gerek olmadan cep telefonu ile görüntü paylaşımı yapabiliyoruz. Tıpkı daha önceki uygulamalarda olduğu gibi. Elbette bu yeni uygulamalar bizim açımızdan satışları ve gelirleri artırıcı unsurlar oluyor. Yüzde olarak baktığımızda pazarda satılan dijital kameralı telefonların satışları artıyor. Bugün 2004 yılının ilk çeyreğinde dijital kameralı Nokia ürünlerinin sayısı dijital kameralı olmayan ürünlerin sayısından fazla. 2003’ün ilk çeyreğinde bu durum böyle değildi.Sonuçta çok hızlı bir gelişim söz konusu. Elbette bu gibi uygulamalar son kullanıcı için değeri artıran unsurlar ve talebi etkiliyor.  
 
Mobil pazarda tüketici alışkanlıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?Tüketici cep telefonu satın alırken ne gibi öncelikler taşıyor?  
 
Bugün hala tüketici için en temel ihtiyaç ürünlerde. Pazar araştırmacılarımız bir numaralı etkenin ses olduğunu söylüyor. Sesin arkasından text mesajları geliyor. Tüketicinin aradığı ikinci temel özellik bu. Diğer kriterlere baktığımızda bir tarafta kamera gibi yeni teknolojiler var. Diğer tarafta da estetik unsurlar önem kazanıyor. Renkli ekran, değişebilen kapaklar, logolar, ses tonları gibi kişiselleştirmeye yarayan yazılımlar cep telefonu satın alırken bakılan en temel özellikler arasında. Maalesef hala gömlek değiştirir gibi her gün cep telefonu değiştiremiyoruz. Bu nedenle satın almalarda hala temel unsurlar etkili oluyor.  
 
Türkiye pazarındaki büyümeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Pazar payınız Türkiye’de ne kadar?  
 
Yine global tabloya bakarak konuşacağım. Pazar dünyada olduğu gibi Türkiye’de büyüme eğiliminde. Elbette Avrupa’daki rakamlar daha yüksek. Nokia olarak Türkiye pazarında da lideriyiz. Pazar payımız global olarak yüzde 38 gibi bir oran. Türkiye’deki pazar payımız ise Avrupa’daki ve dünyadaki pazar payımızdan daha da yüksek. Dünya pazarında  en büyük rakibimizin iki katı kadar pazar payımız varsa Türkiye’de bu oran iyimser bir tahminle üç katına çıkıyor. Rekabeti ciddiye alıyoruz, saygı duyuyoruz. Pazarı ve rakiplerimizi ciddiyetle ve dikkatle izliyoruz. Söylediğim gibi Nokia pazar payı kazanma ya da kaybetme yarışında yer almıyor. Biraz kendi yolunda ilerliyor. Her zaman daha fazla pazar payı hedefliyoruz. Ancak şu da gerçek ki yeterince güçlüyüz. Ne kadar güçlü olursanız o kadar zor pazar payı elde edersiniz.  
 
Nokia’nın  dünya pazarındaki hedefleri neler? Son dönemde kurumsal pazarı ön plana aldığınız söyleniyor…  
 
Kurumları mobilize etmek ve kurumsal müşterilere mobil anlamda ürün ve hizmet sağlamak hali hazırda gündemde olan bir konu. Bugün ürün yelpazemiz içerisindeki “Communicator” gibi bazı ürünler de bunu yaptığımızı gösteriyor. Nokia bünyesinde “Nokia enterprise solutions” adı altında yeni bir iş grubu oluşturduk. Bu grup Nokia’nın kurumsal pazardaki stratejisini temsil edecek. İnanıyoruz ki bu yapacaklarımızın ilk adımı. Önümüzdeki dönem işletmelere mobilitenin ileri tasarımlarını da sunuyor olacağız. Örneğin mobil e-mail bu yeniliklerden biri olacak. GPRS ön plana çıkacak teknoloji olacak.  
 
Diğer yandan kurumsal güvenlik aplikasyonları ve bağlantıları üzerine çözümler sunuyoruz. Önümüzdeki dönem karşılaştırmalı çözümler sunmak istiyoruz. Türkiye’ye baktığımızda, ne yazık ki kurumsal tarafta penetrasyon oldukça düşük. Ama yine inanıyorum ki dünyada sunduğumuz çözümler kısa süre içerisinde Türkiye’de de kullanılıyor olacak. Türkiye pazarı yeniliklere açık, kolay adapte olan bir pazar. Sonuçta bu soruya genel bir yanıt verecek olursam Nokia henüz son kullanıcıyı bir kenara bırakıp kurumsal pazar yönelmedi. Karşılaştırma yapacak olursak tam tersi son kullanıcıyı daha fazla hedefliyoruz. Ancak sonuçta her iki taraf için de belirli bir anlayışımız var ve bu anlayış çerçevesinde daha fazla ürün ve hizmet sunmayı hedefliyoruz.  
 
“TÜRK İNSANI KONUŞMAYI SEVİYOR”  
 
Tüketici trendleri tarafından Türkiye ile dünyayı karşılaştırdığımızda ne gibi farklılıklar var?
 
 
Bir miktar pazarlama geçmişim de var ama daha çok teknik bir insanım. Türkiye’deki kullanıcılarla iletişim noktalarında farklılıklar var. Avrupa’ya bakarsak, Türkiye çok açık olarak Akdeniz kültürüne benziyor. Türk insanı iletişim konusunda oldukça rahat ve açık. Cep telefonları sahipliklerini sergilemekten kaçınmıyorlar. Bu biraz da insanların karakteri ile ilgili. Türkiye’de ortalama tüketici alışkanlıkları, gelişmiş bölgelerde Avrupa, özellikle de Güney Avrupa ile hemen hemen aynı diyebilirim.  
 
“TÜRKİYE’DEKİ BÜYÜMEMİZ SÜRÜYOR”  
 
Türkiye pazarına ilişkin beklentileriniz neler?
 
 
Büyümekte olan pazarın içeriğine bakarsanız bu pazarın penetrasyonu yüzde 40 oranında. Yani Türkiye pazarını hala bir haneli penetrasyonu olan gelişmekte olan pazarlarla karşılaştırmak mümkün değil. Üstelik bu pazarların bazılarında  nüfus Türkiye’ninkinden de fazla. Sonuçta Türkiye bizim açımızdan gelişmekte olan bir pazar olarak adreslenmiyor. Bizim için Türkiye hali hazırda gelişmiş bir pazar. Bir karşılaştırma yaparsak elbette Avrupa ile arada farklıklar var, hala Avrupa’yı yakalamak için büyüme gerekiyor. Ancak biz bu büyümenin de gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Yüzde 50 gibi bir penetrasyon birkaç yıl öncesine kadar uzun vadeli bir hedef gibi görünüyordu ama bugün önümüzdeki birkaç yıl içinde yakalanabilecek bir büyüme. Türkiye için uzun vadeli beklentilerimiz çok olumlu.  
 
Nokia’nın Türkiye planı nasıl olacak bundan sonra?  
 
Öncelikle Türkiye’de olmaya devam edeceğiz. Yatırım konusunda spekülasyon yapmak istemiyorum. Bugün itibariyle yatırım anlamında herhangi bir plan yok. Bu topluluğun bir parçası olduğumuza inanıyoruz. Buradaki ekibimiz neredeyse yüzde yüz Türk olan çalışanlarımızdan oluşuyor. Ekibimizi lokal bir stratejiyle yetiştiriyoruz. Satışta, pazarlamada, teknoloji konularında yerel iş ortaklarımız var. Yüzde yüzde marka olan ve iş ortaklarımız olan üçüncü partiler tarafından işletilen Nokia Shop’lar açtık. Bunların sayısını artırmayı istiyoruz. Türkiye pazarında fırsatları daha iyi değerlendirmek için çalışmalarımız sürüyor. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile birlikte bir proje gerçekleştirdik. Nokia olarak bugün ulaştığımız 4 dağıtım kanalı, 9 mağaza, 150 hizmet formuyla Türkiye’deki büyümemizi sürdürüyoruz.    
 
 
 
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz