Özel Sektörün Global Gücü

Türkiye, ekonomik açıdan zor bir dönemden geçiyor... Her sektörde sorunlar var. Ancak, çok fazla öne çıkmayan, gözlerden uzak kalan rakamlar moral veriyor. Avrupa TV talebinin yüzde 35’ini karşılay...

1.07.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Türkiye, ekonomik açıdan zor bir dönemden geçiyor... Her sektörde sorunlar var. Ancak, çok fazla öne çıkmayan, gözlerden uzak kalan rakamlar moral veriyor. Avrupa TV talebinin yüzde 35’ini karşılayan Türk üreticiler, Avrupa’da ilk 6’ıyı zorlayan beyaz eşya sektörü... Giyimde dünya ligini zorlayan konfeksiyon ve devleri geriden bırakan ev tekstili... Hepsi bu kadar mı? Otomotiv, inşaat malzemeleri, çorap, makarna ve diğerleri... Türk özel sektörü, dünya liginde istikrarlı bir şekilde yukarılara doğru tırmanıyor, zirveyi zorluyor...

 

Dünya Bankası, geçtiğimiz ay, dünya üretim ligi sonuçlarını açıkladı. Bu rapora göre, 2001 yılında Türkiye, dünya üretiminin yüzde 1.03’ünü gerçekleştirerek, sıralamada 17’inci oldu. Türkiye’nin toplam üretim miktarı ise 459 milyar dolar olarak açıklandı. Bu sonuçlar Hollanda, Belçika, İsviçre, Avusturya, İsveç gibi Avrupa ülkelerini geride bırakan Türkiye’nin, üretim gücünü de açık bir şekilde ortaya koydu. Dünya üretim liginde sonuçlar böyle... Peki sektörlerde durum nasıl? Tekstilden gıdaya, sektörlerin dünya ligindeki durumunu ortaya koyan rakamlardan ne gibi mesajlar çıkıyor?

 

Türkiye, özellikle tarımsal üretimde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Fındık, taze ve kuru meyve, bakliyat, çay gibi ürünlerle ilk sıralarda yer alıyor. Ancak, üretimdeki bu gücünü ihracata aynı oranda yansıtamıyor.

 

Hazır giyim, tekstil, dayanıklı tüketim, televizyon, seramik, ev tekstili, çorap gibi sektörlerde ise üretimde güçlü olduğu kadar ihracatta da yükselen bir grafik izliyor. Özellikle Türk üreticiler Avrupa pazarlarında gücünü hissettiriyor.

 

Televizyonda Avrupa lideriyiz

 

Avrupa televizyon pazarı yaklaşık 30 milyon adet büyüklüğünde. Yani pazarın değer olarak hacmi 6 milyar dolar civarında. Beko, Vestel ve Profilo gibi Türk üreticiler, bu talebin yüzde 35’ini karşılıyorlar.

 

Avrupa’ya yılda ortalama 10 milyon adet ihracat gerçekleştiriliyor.  İhracattaki bu başarılı performans, Türkiye’yi Avrupa’nın televizyon üssü haline getirdi. Profilo Telra Elektronik Grup Başkan Yardımcısı Göksen Körezlioğlu, önümüzdeki yıl ihracatın 15 milyona çıkmasını beklediklerini söylüyor. Eğer tahmin edilen bu miktar yakalanabilirse, Türkiye’nin Avrupa pazarından aldığı pay yüzde 50’ye ulaşacak. Göksen Körezlioğlu, “Bu başarı, son 10 yılda gösterilen üstün performansın bir sonucudur” diyor.

 

Avrupa pazarında Türk üreticiler, ağırlıklı olarak Uzakdoğulu firmalarla rekabet ediyorlar. Özellikle Avrupa’da tesis kurmuş olan Uzakdoğu kökenli şirketlerle daha yoğun bir rekabet yaşanıyor.

 

Beyaz eşyada yükseliş var

 

Sektörler liginde beyaz eşya ana kategorilerden biri. Sektör ağırlıklı olarak iç pazara yönelik çalışıyor. Ancak, son 5 yıldır ardı ardına yaşanan ekonomik krizler, beyaz eşya üreticilerinin ihracata yönelmesine neden oldu. Bu da Türkiye’yi, henüz dünyada olmasa bile, Avrupa’da önemli bir konuma taşıdı.

Türkiye, beyaz eşyada, üretim ve ihracat bakımından Avrupa 6’ıncılığına yükseldi. Avrupa pazarında ilk 5’i Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya oluşturuyor. Ancak, Türk üreticilerin televizyon kategorisinde edindikleri deneyimle beyaz eşyada da yükselen bir grafik izlemeleri bekleniyor.

 

Arçelik ve Vestel’in bu alandaki atakları da gelecekteki performansla ilgili ip uçları veriyor. Özellikle Arçelik’in Avrupa’da satın almalar yoluyla büyümesi, sektörün geleceğinin oldukça parlak olduğunun bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

 

Pamukta performans artıyor

 

Tekstil ve hazır giyimin ana hammaddesini pamuk oluşturuyor. Dolayısıyla bu iki sektörün performansında pamuk üretimi belirleyici rol oynuyor. Türkiye, dünyanın büyük pamuk üreticilerinden biri. 2001 dünya pamuk üreticileri sıralamasında Türkiye, Çin, ABD, Hindistan, Pakistan, Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan sonra 6’ıncı büyük üretici durumunda.

 

 İzmir Ticaret Borsası verilerine göre, Türkiye’de, 2000-2001 döneminde 880 bin ton pamuk üretildi. Türk pamuk üreticileri bu dönemde 7’inci sırada yer alıyorlardı. 2001-2002 döneminde ise pamuk üretimi artarak 901 bin tona ulaştı. Bu rakam, Türkiye’nin Brezilya’yı arkada bırakarak 6’ıncılığa yükselmesini sağladı. Pamuk ihracatında ise Türkiye 15’inci sırada bulunuyor. Üretilen pamuğun önemli bir bölümü yurtiçinde tüketiliyor.

 

AB’nin tekstil üssüyüz

 

Tekstil, Türkiye’nin bel bağladığı önemli sektörlerden biri. Dünyada da Türkiye tekstildeki gücüyle tanınıyor. Dünya ticaretinde Türkiye, en çok ihracat yapan 14’incü ülke durumunda. Ancak, sektör asıl başarısını Avrupa’da gerçekleştiriyor. Avrupa Birliği ülkelerinin başlıca tedarikçilerine baktığımız zaman, 2000’de Türkiye’nin en büyük ihracatçı olduğunu görüyoruz.

 

Tekstil sektörü ihracatını 2000’de bir önceki yıla göre yüzde 15 artırarak 2 milyar Euro düzeyine çıkardı. Türkiye’yi ihracatını yüzde 40 gibi ciddi bir oranda arttıran Çin takip ediyor. Çin, tekstil ihracatında Türkiye’nin en önemli ve zorlu rakibi. Tekstil ihracatında Türkiye’yi Avrupa’da geçemeyen Çin, dünyada ise aldığı yüzde 10.2’lik payla lider durumda.

 

Giyimde Türkiye ilk 6’da

 

Dünyanın önde gelen giyim ihracatçıları arasında ilk iki sırayı Çin ve Hong Kong alıyor. Bu iki ülkeyi İtalya, Meksika, ABD ve Almanya takip ediyor. Türkiye ise 2000’de dünya ihracatından yüzde 3.3 pay alarak 6’ıncı büyük tedarikçi oldu. Aynı yıl ihracatın değer olarak karşılığı ise 7.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

 

Giyim üreticilerimizin dünya genelinde ulaştığı bu başarı, Avrupa’da da Türkiye’yi ön sıralara taşıyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Umut Oran, Türk üreticilerin Avrupa’daki gücünü şöyle ortaya koyuyor: “Avrupa Birliği ülkelerinin 1999-2000 dönemindeki hazır giyim tedarikçileri incelendiğinde Türkiye’nin, ihracatını yüzde 15 arttırdığını görüyoruz. 1999’da 4.5 milyar Euro olan giyim ihracatımız, 2000’de 5.2 milyar Euro’ya yükseldi. Bu rakamlarla Avrupa’ya en çok ihracat yapan 2’inci ülke olduk.”

 

Dünyanın çorap merkezi

 

Çorap sektörü, 1990’larda gerçekleştirdiği atılımlarla, dünya üretiminde söz sahibi oldu. Sektörün üretimi 2001 yılının sonunda 1.3 milyar çifte ulaştı. İşte bu üretim miktarı, Türk üreticilerine, dünya sıralamasında 3’üncülüğü getirdi. Çorap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Karaca, “ABD ve İtalya’dan sonra dünyanın 3’üncü büyük ürecisiyiz. Dünyadaki her altı kişiden biri Türk çorabı giyiyor” sözleriyle tabloya açıklık getiriyor.

 

Türk çorap üreticileri, gerçekleştirdikleri ihracatın yüzde 87’isini Avrupa ülkelerine yapıyorlar. İhracatta ABD yüzde 3.8, Rusya yüzde 3 pay alıyor. İhracat rakamlarından da görüldüğü gibi, en büyük payı Avrupa’ya ait. Özkan Karaca, “Avrupa Birliği ülkelerinin 1 numaralı tedarikçisiyiz. AB ülkelerinde yıllık kişi başı tüketimin 18-20 çift arasında değiştiğini düşünürsek, toplam ihtiyaçlarının yüzde 40’ını biz karşılıyoruz” diyor.

 

Avrupa’da rakip İtalya

 

Türkiye, ev tekstilinde Zorlu, Tanrıverdi ve Baydemirler gibi dünya çapında büyük üreticilere sahip. 1999-2000 yılı dünya üretim sıralamasına baktığımız zaman, Türkiye’nin ev tekstilinde Brezilya ile birlikte 5’inci büyük üretici olduğunu görüyoruz. Ev tekstilinde dünya lideri Amerika’yı, Hindistan, Pakistan ve Çin takip ediyor.

 

Dünya ev tekstili ihracatında liderliği Hindistan elinde bulunduruyor. İkinci sıradaki Pakistan’ı ise Çin izliyor. Türkiye dünya ihracatında İtalya ile birlikte 4’üncü sırada yer alıyor. Ev tekstilinde Avrupa’da İtalya ile başa baş mücadele ediliyor.

 

Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, Avrupa’da Türk üreticilerin yüzde 12 paya sahip olduklarına dikkat çekiyor.  Vedat Aydın, “Türkiye bu yüzde15’lik payı muhafaza eder ve bunun yanı sıra Avrupalı tüketici tarafından sevilen, kabul gören markalara ve sağlıklı dağıtım kanallarına sahip olursa giyim sektöründe İtalya ve Fransa’nın üstlendiği rolü, ev tekstili alanında üstlenebilir” diyerek büyüme potansiyeline dikkat çekiyor.

 

Otomotivde gözler Avrupa’da

 

Otomotiv, global oyuncuların kıyasıya mücadele ettiği bir alan. Türkiye hem iç potansiyeli ile hem de coğrafi konumuyla yabancı oyuncuların dikkatini çekiyor. Üreticiler de son dönemde bu avantajları iyi değerlendirmeye başladılar. İç pazardaki istikrarsız yapı da üreticilerin dikkatlerini ihracata yöneltmelerine neden oldu.

 

Türkiye, 2001 yılında, dünya motorlu taşıtlar üretim sıralamasında 270 bin adetle 26’ıncı sırada yer aldı. İhracat kategorisinde ise 21’inciliğe oturdu.

 

Türkiye’nin Avrupa’ya olan yakınlığı bu pazarı daha öne çıkarıyor. Sektör uzmanları da, yaptıkları açıklamalarla, Türkiye’nin otomotivde Avrupa’nın üretim üssü olabileceğine sık sık dikkat çekiyorlar. Ford, Fiat, Renault, Hyundai, Toyota gibi global oyuncuların Türkiye’de yeni yatırımlar yapmaları da sektörün gelecekte önemli bir rol üstleneceğinin göstergesi olarak kabul ediliyor.

 

Avrupa sıralamalarına baktığımızda, 2001 yılında, Türkiye’nin üretimde 10’uncu büyük ülke olduğunu görüyoruz. Bu kategoride 5.7 milyon adetle Almanya lider. İhracat sıralamasında ise Türkiye 14’üncü sırada yer alıyor.

 

2001’de yaşanan ekonomik kriz şirketlerin üretim miktarlarını düşürmelerine neden oldu. Oysa, Türkiye 700 bin adet üretim kapasitesine sahip. Üreticilerin tam kapasiteyle çalışacağı ortam oluşması durumunda, Türkiye, dünya üretim liginde 16’ıncı, Avrupa’da ise 6’ıncı sıraya yükselme şansına sahip.

 

İnşaatın global gücü

 

İnşaat ana başlığında seramik, demir çelik ve döküm sektörlerinde Türkiye önemli bir potansiyel barındırıyor.

 

Seramikte dünya ve Avrupa liginde iki kategori bulunuyor. Seramik kaplama malzemeleri kategorisi, sektörün itici gücünü oluşturuyor. Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Birliği’nin(SERKAP) 2001 verilerine göre, Türkiye, bu alana yönelik üretimde dünya 6’ıncısı. 2001’de toplam 150 milyon metrekare üretim gerçekleştirildi. Aynı kategoride Türkiye Avrupa’da ise 3’üncü sırada bulunuyor.

 

Üretimde elde ettiğimiz bu başarı ihracatta da önemli bir avantaj sağlıyor. Seramik kaplama malzemelerinde Türkiye, dünya ve Avrupa’da en çok ihracat yapan 3’üncü ülke durumunda. Türkiye’nin önünde İtalya ve İspanya bulunuyor.

 

Seramik sağlık gereçlerinde ise dünya ligine ilişkin veri yok. SERKAP verilerine göre, Türkiye bu kategoride Avrupa’da üretim ve ihracat bakımından 2’inci sırada yer alıyor.

 

Son 15 yılda Türkiye demir-çelik üretiminde önemli bir yol kat etti. 1980’de dünya ticaretinden yüzde 0.6 pay alınıyordu. 2001’de Türkiye’nin dünya ticaretindeki payı yüzde 1.8’e yükseldi. Dünyada demir çelik üreten 64 ülke içinde Türkiye 15’inci sırada yer alıyor. Avrupa sıralamasında ise en büyük 5’inci üretici konumunda.

 

İnşaat sektörünün diğer önemli kolu döküm metal üretiminde de Türkiye öne çıkıyor. 965 bin ton ile 2000 dünya üretim sıralamasında 15’inci olan Türkiye, Avrupa’da ise 6’ıncı durumda.

 

İki ürüne dikkat!

 

Türkiye, makarna üretiminde dünyanın en büyük 6’ıncı ülkesi. Dünya sıralamasında İtalya, 2.9 milyon ton ile lider. İtalya’yı ABD ve Brezilya izliyor. Avrupa kategorisinde ise Türkiye İtalya’dan sonra 2’inci büyük üretici unvanına sahip. Türkiye’de 2001’de 340 bin ton makarna üretildi. Bu miktarın yalnızca 36 bin tonu ihraç edildi.

 

Zeytinyağında 200 bin ton üretimle Türkiye, en çok üretim yapan 5’inci ülke. Dünya genelinde 523 bin ton zeytinyağı ihraç edildi. Bu ihracatın yüzde 17.4’ünü Türkiye gerçekleştirdi. Lio Yağ Genel Müdür Yardımcısı Vedat Kunt, “Dünya zeytinyağı ticaretinde AB ülkeleri yüzde 60 civarında bir pay alıyor. Bu ülkeler içinde de İspanya, İtalya ve Yunanistan öne çıkıyor. Türkiye’de bu ülkeleri yakından takip ediyor. Dolayısıyla Türkiye olarak dünya zeytinyağı ihracatında önemli bir yere sahibiz” diyor.

 

TÜRKİYE TARIMSAL ÜRETİMDE BAŞARILI

 

ÇAY: 2001’de toplam 160 bin ton kuru çay üretildi. Türkiye; Hindistan, Çin, Sri Lanka ve Kenya’dan sonra dünyanın en büyük 5’inci kuru çay üreticisi. Doğadan Çay Genel Koordinatörü Serhan Bahçelioğlu, buna rağmen ihracatın çok zayıf olduğunu söylüyor. Bir bölümü Çaykur tarafından düşük bedellerle gerçekleştirilmiş olmak üzere toplam ihracat 5 ton düzeyinde.

 

KAYISI: Taze ve kuru kayısı üretiminde Türkiye dünya lideri. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na göre, 2000 yılında 600 bin ton taze kayısı, 80 bin ton da kuru kayısı üretildi. Türk üreticiler, kuru kayısı ihracatında 1’inci sırada yer alıyor. Ancak, taze kayısı ihracatında ise üreticilerin performansı zayıf kalıyor.

 

İNCİR: Taze incirde dünya üretiminin yüzde 50’sini, kuru incirde ise yüzde 60’ını Türkiye gerçekleştiriyor. İzmir Ticaret Odası’nın verilerine göre, 2000’de 240 bin ton taze incir, 40 bin ton da kuru incir üretildi. Her iki ürün grubunda da Türkiye, dünya üretim şampiyonu. 

 

ÜZÜM: Türkiye, taze üzümde 3 milyon 700 bin ton üretimle dünya 5’incisi. Ancak, Türk üreticiler kuru üzümde daha başarılı. 2000’de üretilen 250 bin ton kuru üzümün, 190 bin tonu ihraç edildi. Türkiye’ye hem üretim hem de ihracatta dünya lideri.

 

YAŞ SEBZE ve MEYVE: Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın kayıtlarına göre, 2000 yılında  1 milyon 58 bin ton yaş sebze ve meyve üretildi. Bu kategoride Türkiye, dünya üretim rekortmeni. Ancak, ihracatta sektörün performansı zayıf.

 

MERCİMEK: 2000’de 353 bin ton mercimek üretilen Türkiye, Hindistan ve Kanada’dan sonra 3’üncü üretici olma unvanına sahip. Üretimin 100 bin tonu ihraç ediliyor.

 

NOHUT: Türkiye, dünya nohut üretiminde Hindistan ve Pakistan’dan sonra 3’üncü sırada yer alıyor. 2000’de 548 bin ton nohut üretildi. Bu miktarın yalnızca 50 bin tonu ihracat edildi.

 

“ÇİMENTODA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ”

 

Adnan İğnebekçili/TÇMB

 

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili, Türk çimento üreticilerinin Avrupa’nın en büyük ihracatçısı olmasına iç pazardaki sıkıntıların neden olduğunu söylüyor. Adnan İğnebekçili konuyla ilgili görüşlerini şöyle aktarıyor:

 

“Türk çimento sanayi, Avrupa’nın en büyük ihracatçısıdır. Bu konumunu önümüzdeki yıllarda da sürdürmesi kuvvetle muhtemeldir. Ancak, bu gelişmede ekonomik kriz nedeniyle iç piyasada yaşanan düşüşün katkısı oldu. Üretici kuruluşlar, üretim kayıplarını asgariye indirebilmek amacıyla ihracata ağırlık verdiler. Bu sayede çimento ve klinker ihracatımız bir önceki yıla oranla yüzde 40'ın üzerinde artış göstererek, 2001’de 8.6 milyon ton düzeyine ulaştı. İhracattaki bu hamlenin 2002'de de devam etmesini ve ihracatın 10 milyon ton düzeyine ulaşmasını bekliyoruz.

 

Ancak, çimentocular öncelikle iç piyasadaki satışlarla faaliyetlerindeki karlılığı korumalı. Hiç bir çimento tesisinin sadece ihracatla faaliyetlerini sağlıklı, ekonomik bir biçimde yürütmesi mümkün değil. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda iç piyasadaki canlanma paralelinde, ihracatın düşüşe geçmesi doğal. Avrupalı üreticilerin kıta Avrupa’sına en yakın yükselen pazar olarak, Türkiye’yi üretim ve ihracat üssü olarak seçmeleri de ihtimal dışı değildir. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği halinde bu konularda daha net gelişmeleri birlikte görebileceğimize inanıyorum.”

 

“FINDIKTA DÜNYA LİDERİYİZ”

 

Memduh Hacıoğlu/Karin Gıda

 

Fındık, Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünlerinden biri. Türkiye, dünyada  ve Avrupa’da  üretim ve ihracat lideri. Karin Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Hacıoğlu, fındıkta yakaladığımız başarının devam edeceğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:

 

“2001 üretim rakamlarına baktığımız zaman Türkiye’nin fındıkta dünyanın bir numaralı üreticisi olduğunu görüyoruz. 2001’de 700 bin ton fındık üretildi. Bu iç fındıkta 350 bin ton üretim yaptığımız anlamına gelir. Fındıkta en yakın rakibimiz olan İtalya’nın 140 bin ton üretimi bulunuyor. İtalya’yı 30 bin tonla ABD takip ediyor.

 

Dünya fındık ticaretinde ise Türkiye’nin dünya fındık ihtiyacının yüzde 80’ini karşıladığını görüyoruz. 2001’de Türkiye 230 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirdi. 2002’de ise ihracat miktarının 250 bin tonu bulmasını bekliyoruz. 160 bin tonlardan 250 bin tonlara gelmemiz, Türkiye için önemli bir başarıdır. Sektörün teknik sorunları var. Özellikle Avrupa Birliği sıkı denetimler yapıyor. Dolayısıyla, Tarım Bakanlığı’nın bir an önce denetimlere başlaması gerekiyor. Sanıyorum yıl sonuna kadar bu sorun da aşılacak. Üreticilerin bir an önce teknolojik kurutma sistemlerini kullanmaya başlaması gerektiğine inanıyorum.”

 

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz