Global
dalgaya rağmen yarısından çoğunda hedefler yukarı revize ediliyor. Yıl
sonunda büyümenin otomotivde yüzde 10, beyaz eşyada yüzde 14, tekstilde
yüzde 20 ve kimya ihracatında yüzde 18'lere ulaşması bekleniyor. Bu
büyüme oranlarına rağmen, her sektör farklı sorunlarla uğraşmayı
sürdürüyor. Kur sorunu hazır giyim, beyaz eşya, ilaç gibi lokomotif
sektörleri korkutuyor. Bankacılık, sigortacılık, gıda ve kimya alanları
giderek eriyen kârlardan endişeli. Aynı şekilde telekomünikasyon,
perakende, çimento ve tekstil alanları da agresif rekabet ortamında
büyüme savaşı veriyor. 2011 yılı bizi bütçe tahmininde en çok yanıltan
yılardan biri oldu. Geçen yıl sonunda bütçe yaparken Türk otomotiv
pazarının bu yıl, 2010'a göre biraz küçüleceğini tahmin ediyorduk." Bu
sözlerin sahibi Tofaş CEO'su Ali Pandır, tahminini, tarihsel olarak
talebin anormal arttığı dönemlerden sonra pazarda düzeltme olması
varsayımıyla yaptıklarını açıklıyor. Oysa otomotiv sektörü 2011 yılına,
yöneticilerin beklentisinin aksine, daha ocak ayından itibaren çok
kuvvetli bir taleple başladı. İlk 5 ayın sonunda geçen yıla göre rekor
bir artışla yüzde 50 büyüme görüldü. Mayıs ayı sonrasında ise tüketici
kredi faizlerinin yükselmesi ve liranın değer kaybıyla artan otomobil
fiyatları nedeniyle büyüme vites düşürdü. Ancak, Pandır, bu yavaşlama
eğilimi güçlense bile, sektörün büyümesinin en az yüzde 10'la
kapanacağını düşünüyor. Pandır, 2011 büyüme rakamlarına şaşıran tek
yönetici de değil... Bu yıl, Türkiye'nin yakaladığı büyüme ivmesi ile
pek çok sektörün hedefinde olumlu sapmalar görüldü. Küresel krizle
2011'e çekimser büyüme tahminleriyle başlayan sektörler, Türkiye'nin
büyüme hızı ve özellikle iç pazardaki iştahla hedef rakamları kolayca
yakalamış görünüyor. Capital'in 23 ana sektörde yaptığı araştırma da bu
gerçeği ortaya koyuyor. Sektör dernekleri ve lider şirketlerin
yöneticilerinden bilgiler, 23 sektörün 12'sinde yıl başında konulan
büyüme hedeflerinin yukarı yönde revize edildiğini ortaya koyuyor. Bu
pembe tablo ve tırmanan büyüme oranlarına rağmen, her sektör farklı
sorunlarla baş etmeye de devam ediyor. Kurlardaki artış, emtia
fiyatlarındaki oynaklık ve dolayısıyla eriyen kâr oranları, yaratılan
agresif rekabet pek çok sektörde en önemli sorunlar olarak çözülmeyi
bekliyor. Tabloyu görmek için görsele tıklayın
BEKLENTİDEN HIZLI BÜYÜYENLER
Türkiye'nin ilk 6 ayda yakaladığı yüzde 10,2 büyüme hızı, tüm
sektörlerin yüzünü güldürdü. Öyle ki tüm lokomotif sektörlerde yıl
başında yapılan hedeflerin yakalandığı ve hatta ikinci yarıda yukarı
doğru revize edildiği görünüyor. Hedeflerinin çok üzerinde büyümeye imza
atan sektörlerden biri de leasing... FİDER Başkanı ve Siemens Leasing
Genel Müdürü Bülent Taşar, yılın ilk yarısında alınan olumlu rakamlarla
büyüme beklentisini yüzde 25 -30'lardan yüzde 40'a çıkardıklarını
açıklıyor. "2010'da 3,2 milyar olan iş hacminin bu yıl 4 -4,2 milyar
dolara çıkmasını hedeflemiştik. Yakın geçmişte bu rakamı 4,5 milyar
dolara çıkardık" diyor. Finansın bir diğer alanı sigortacılıkta da Axa
Sigorta CEO'su Cemal Ererdi, yıl başında yüzde 15 olarak tahmin
ettikleri büyümeye ilk 7 ayda erişerek yüzde 24 büyüdüklerinin altını
çiziyor. Ererdi, bu artışı yüzde 50'nin üzerinde artış kaydeden otomobil
satışlarına bağlıyor. Yatırımların büyük kısmını alan enerji sektöründe
de planlanan rakamların ötesine geçiliyor. Sabancı Holding Enerji Grup
Başkanı Selahattin Hakman, "2011 yılının ilk 8 ayında elektrik enerjisi
talebi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,2 arttı. Bu eğilimin 2011
yılının sonuna kadar devam edeceğini ve yıl sonunda yüzde 7-8'lerde
olacağını tahmin ediyoruz" diyor. Otomotiv sektörü gibi yıl başında
büyüme beklenmeyen ama bugün artış rakamı yakalayan bir sektör daha var.
Lojistik sektörü uzmanı Atilla Yıldıztekin, sektörün yıla çekingen
başladığını ancak ülkenin ekonomik büyümesine paralel olarak ilk yarıda
umutların yükseldiğini ve bu yıl sonu için yüzde 4'lük bir hacim artışı
beklediklerini dile getiriyor.~
DOĞRU TAHMİNLE İLERLEYENLER
Bireysel emeklilik, faktoring, gayrimenkul ve sağlık alanlarında da
yöneticiler, hedeflere kolayca erişilebileceği konusunda hemfikir.
Örneğin, ikinci çeyrekte yüzde 13,2 büyüyen gayrimenkul sektörü, altın
çağını yaşıyor. GYODER Başkanı Işık Gökkaya, büyümenin özel sektörün
yeni yatırımlarından ve ticari gayrimenkuldeki canlılıktan beslendiğini
belirtiyor. 2010'da 40 milyar dolarlık büyüklüğe erişen sağlık alanı da
şimdiden bu yılın hedeflerini aşmış durumda... Medline Sağlık Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Kamışlı, "Sağlık Bakanlı-ğı'nın yeni
hastaneler açması ve mevcut olanlarda iyileştirmeler yapması, 'Aile
Hekimliği' uygulamasının oturması sektörü şimdiden yüzde 10'un üzerinde
büyüttü" diyor. Finans alanında bireysel emeklilik ve faktö-ringde de
olumlu gelişmeler dikkat çekiyor. EGM Başkanı ve AvivaSA CEO'su Meral
Eredenk, BES için 2011 sonunda 15 milyar TL fon büyüklüğüne ve 2,6
milyon katılımcıya ulaşmayı öngördüklerini oysa zaten 9 Eylül 2011
tarihinde 13,8 milyar TL fona ve 2,5 milyon kişiye ulaştıklarını
açıklıyor. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, bu olumlu
gidişatı, 2011'de son 3 yılın en iyi işsizlik oranlarının açıklanmasına
bağlıyor. Bu yıl yüzde 30 büyüme hedefini yakalayan faktoring sektörünün
başarısındaysa pek çok sektör için olumsuz etki yaratan kur artışları
rol oynuyor. Faktoring Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Ataman, "Son
aylarda dövizde yaşadığımız yükseliş faktoring sektörüne olumlu etki
yapacak, çünkü bu dönemlerde bankalar kredi risklerini azaltmayı tercih
ediyor. Dolayısıyla özellikle KOBİ'ler için faktoring önemli bir
finansman alternatifi haline geliyor" diyor. Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
ESAS SORUN KUR ARTIŞI
2011 için çizilen bu güzel büyüme grafiklerine rağmen sektörler ciddi
sorunlarla karşı karşıya. Özellikle beyaz eşya, ilaç ve hazır giyim gibi
lokomotif alanlarda son aylarda giderek artan kurlar ciddi bir yük
oluşturuyor. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Şirzat Subaşı, döviz kuru değişimlerinin maliyetlerde negatif
etki yarattığının altını çiziyor. BSH İcra Kurulu Üyesi Ronald Grünberg
de, "Son dönemde TL'nin devalüe olmasıyla alınan hammadde ve malzeme
fiyatları arttı. Ancak rekabet o kadar korkunç ki satmamız gereken
fiyatın altında satıyoruz" diye konuşuyor. Kur sorunu, hazır giyim
perakendeciliğini de etkiliyor. Demsa Genel Müdürü Ahmet Dalyancıgil,
perakende sektöründe kira ve tedarik malların yabancı para cinsinden
önemli bir kalem olduğunu açıklıyor. Dalyancıgil, "Kur artışları
maalesef perakende satış fiyatlarımız ve marjlarımız üzerinde olumsuz
etki yaratıyor. Bir de en son yüzde 30'lara ulaşan tekstil ürünlerindeki
ek vergi uygulaması, sektörü rekabette ciddi anlamda zora sokuyor"
diyor. Bu sorun, ilaç endüstrisinde de büyük zarar yaratıyor.
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkan Yardımcısı Engin Güner,
"TL'nin Euro karşısında değer kaybetmesinden kaynaklanan kur farkının
bütün yükünü ilaç endüstrisi taşıyor" diyor ve sektörün mevcut durumunu
şöyle özetliyor: "Nisan 2009 itibarıyla geçerli dönemsel Euro kuru 1,95
TL olarak belirlendi; bugünkü kurla aralarında yüzde 23'lük fark oluştu.
Yeni kur değeri ilaç fiyatları ve bütçesine yansıtılmadı. 2011 yılı
global ilaç bütçesi, yaklaşık 24 milyar Euro iken bu rakam 9 Eylül 2011
itibariyle 19,5 milyar Euro'ya karşılık geliyor. Yani kur farkından
kaynaklanan yaklaşık 4,5 milyar Euro'luk bir erime yaşanıyor."~
KÂR SORUNU YAŞAYANLAR
Kur artışlarının ötesinde sigortacılık ve gıda alanlarında da yıllardır
kârsız çalışma sorunu mevcut... "Sektörün en büyük problemi kâr
edememek" diyen Axa Sigorta CEO'su Cemal Ererdi, 2011'in ilk yarısı
sonunda hayat dışı şirketlerin toplam konsolide bilançosunda 26 Milyon
TL'nin üzerinde zarar yazıldığına dikkat çekiyor ve ekliyor:
"Anlamlı bir tarife modeline dayanmayan ve rakibe göre oluşturulan
fiyatlama anlayışı, yüksek genel giderler ve hatalı yönetim nedeniyle
her dönem 1-2 şirket dışında tüm şirketler istisnasız zarar ediyor."
Gıda ve kimya sektörlerinde de tablo pek farklı değil... Türkiye Gıda
Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet
Buz-baş, gıda sektörünün kârsız çalıştığını ve bütçe hedeflerini
tutturmak amacıyla yapılan satış ve pazarlama masraflarının oluşturduğu
ek yüklerle hammadde fiyatlarındaki artışlar eklendiğinde maliyet
enflasyonuyla karşılaşıldığını, kârların eridiğini belirtiyor. İstanbul
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Akyüz, sektör olarak artan hammadde ve enerji
maliyetlerinin en büyük sorunları olduğunun altını çiziyor. Bankacılıkta
da giderek eriyen kâr oranları sektör yöneticilerini diken üstünde
tutuyor. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş'e göre sektörün en önemli
problemlerinden biri kârlılıktaki gerileme. Ateş, "Bu yılın ilk 7 ayında
net kâr, geçen yıla göre yüzde 12 düşük. Bu erimede genel faiz
düzeyindeki düşüşün daralttığı kredi ve mevduat faiz marjı, kamu
kağıtlarının düşen getirisiyle munzam karşılık yüklerindeki artışın
etkisini görüyoruz" diyor.
AGRESİF REKABETTE YAŞAM SAVAŞI
Bir diğer önemli sorun, telekomünikasyon, perakende ve çimento
sektörlerinde şirketlerin giderek artan rekabet ortamında çalışmakta
zorlanmaları. Pazarda yaşanan fiyat savaşları, giderek artan hammadde ve
enerji maliyetlerine rağmen şirketlere zam yapma olanağı tanımıyor.
Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Yönetim Kurulu
Üyesi Servet Topaloğlu, "Perakende şirketleri değişen rekabet ortamı
nedeniyle iş modellerinde inovasyonda geç kalabiliyor. Mağazalar bir
süre sonra müşterilerce benzer algılanıyor. Dolayısıyla krizde satışlar
ciddi olumsuz etkilenebiliyor. Satışları artırmak için tek unsur,
sağlıksız fiyat rekabetine girmek oluyor" diyor. Aynı şekilde tüketici
elektroniğinde de yerli ve yabancı oyuncuların rekabeti giderek
çetinleşiyor. Bimeks Genel Müdürü Arif Bayraktar, "Pazardaki rekabet
söylemlerini fazla agresif buluyorum. Bu tüketiciyi de rahatsız ediyor"
diye konuşuyor. Çimento sektörü de iç pazarda rekabeti tırmandıran aşırı
kapasiteden muzdarip. Oyak Otomotiv ve Çimento Grubu Yönetim Kurulu
Başkanı Celal Çağlar, "En büyük problem, birkaç yıldır süregelen aşırı
kapasite. Ülkenin çimento ihtiyacı ve büyüme oranları belliyken, yeni
fabrika kurulması ve ihtiyaç olmayan bölgelerde kapasite artışına
gidilmesi, bizleri sürekli tetikte olmaya sevk ediyor" şeklinde
konuşuyor. Çağlar, komşu ülkelerden ciddi çimento talepleri olmasa,
kapasite kullanım oranlarının yüzde 50 gerileyeceği uyarısında da
bulunuyor. Tekstil alanındaysa ihracatta uluslararası rekabeti
yakalamakla ilgili endişeler mevcut. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,
tekstil ürünleri ithaline gelen ek vergilerle artacak hammadde
fiyatlarının global rekabette yakalanan gücü azaltacağını düşünüyor. ~
2012 BÜYÜME HEDEFLERİ DAHA ÇEKİMSER
HAKAN ATEŞ / DENİZBANK:
"Artık önemli olan 2012. Gelişmiş ülkeler hala sorunlarını basiretli bir
kriz yönetimi sergileyip radikal kararlar alarak çözemiyor. O nedenle
2012 hem likiditenin daha zor bulunacağı hem global yavaşlamayla kredi
talebinin durgun seyredeceği bir yıl olacak. 2012'de banka aktiflerinin
yüzde 18, kredilerin yüzde 20 artmasını bekliyoruz."
HALİT HAYDAR YILDIZ / ŞEKERBANK:
"Önümüzdeki yıl sektördeki derinleşmeyi ve büyümeyi likidite
yönlendirecek. Global ekonomilerdeki daralma, durgunluk ve ülke
risklerinin, global likidite üzerindeki olumsuz etkisini görmeye devam
edeceğiz. 2012'de büyümeyi nasıl frenleriz yerine nasıl kaynak
alternatifi yaratabiliriz konusunu konuşacağız."
AHMET DALYANCIGİL / DEMSA GROUP:
"Hazır giyim perakendeciliğinde yüksek vergi yükü ve kur artışları 2011
kış sezonunu çok etkilemese de 2012 yaz sezonundan itibaren çok
hissedilmeye başlanacak. Bu zorunlu fiyat artışları karşısında
tüketicilerin reaksiyonlarının, 2012 büyüme planlarını aşağı yönlü
revize edebileceğini düşünüyorum."
BÜLENT TAŞAR / SIEMENS LEASING:
"Leasing sektöründe büyüme ve küçülme zaman alır. Global kriz etkisini
2012'de görebiliriz. Ama eğer 2 yıla kadar beklediğimiz yeni leasing
kanunu Meclis'in onayından geçerse 2012 yılı içinde global kriz
etkilerine rağmen radikal büyüme hedefleri öngörebiliriz."
TURGUT GÜRSOY/ TÜBİSAD:
"2010 yılında 29,3 milyar dolara ulaşan Türkiye bilişim pazarının, 2011
yılında yüzde 8,1, 2012 yılında ise biraz daha düşük yüzde 5,6'lık
büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor. 2012'de bilgi teknolojilerinde 2011
'deki yüzde 17'den yüzde 11'e; kişisel bilgisayar pazarındaysa yüzde
22,6'dan yüzde 11,5'e düşüş öngörüyoruz."
RONALD GRÜNBERG / BSH GRUBU İCRA KURULU ÜYESİ "REKABET O KADAR KORKUNÇ Kİ KÂRLAR ERİYOR"
SON 3 AYDA BÜYÜME YÜZDE 3-4
2010'da bu yıl için sektör yüzde 6- 8 arası bir büyüme öngördü. Fakat
ilk 6 ay beklediğimizin çok üstünde yüzde 20'nin üzerinde büyüme
gerçekleşti. Tabii ekonomi sürekli bu hızla gidemez, bir yerde
yavaşlaması gerekiyor. Bu duraksama benim beklediğimden geç oldu, ben
hemen seçimler sonrası duraksama bekliyordum. Temmuz- ağustos ayları da
çok iyi geçti. Eylül ayında perakende satışlarda bir kırılma gözüküyor.
Ekim- aralık arasıysa geçen yıla göre daha düşük yüzde 3-4'ler
seviyesinde bir büyüme görebiliriz. Bu yıl en az yüzde 12 büyümeyle
kapatırız. KUR ARTIŞI FİYATLARA YANSIMIYOR
Türkiye'de global krizin etkisi olduğuna inanmıyorum, sektörde henüz
etkisini hissetmiyoruz. Ama tabii beyaz eşya alanında yurtiçinde bir
fiyat rekabeti sorunu var. Aslında TL ciddi oranda devalüe oldu, alınan
hammadde ve malzeme fiyatları arttı. Ancak rekabet o kadar korkunç ki
ciddi şekilde satmamız gereken fiyatın altında satıyoruz. istediğimiz
zammı yapamıyoruz. Kârlılıklar düşüyor. Kârlılıkta sektör genelinde bu
yıl yüzde 4 erime olmuştur diye düşünüyorum. ENERJİ VERİMLİ ÜRÜNE DESTEK
Hükümet tarafından destek ya da teşvik gibi bir beklentimiz yok. Ancak
enerji verimliliği sunan beyaz eşyalar vergisel anlamda desteklenirse
ülke ekonomisi ve sektör için iyi olur düşüncesindeyim. A+'tan A++
enerji tüketimli beyaz eşya ürünlerine geçildiğinde fiyatlar çok fark
ediyor. Baktığınızda en verimli mallar, en pahalı olanlar... Halbuki
burada bir ÖTV dengesi yapılabilirse o zaman enerji verimliliği en
yüksek mallar satılır ve bunun enerji açığının kapanmasına, cari açığı
da ciddi bir katkısı olur.~
DEVLETTEN NE GİBİ BEKLENTİLERİ VAR? BİLİŞİM Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu,
"Şirketler BT hizmeti satın almak istediklerinde yüzde 18 KDV ödemek
zorunda kalıyor. Türkiye'de tüm sektörlerde verimliliğin artması için
KDV oranının düşürülmesinin önemli olduğu görüşündeyiz" diyor. OTOMOTİV Nissan Genel Müdür Yardımcısı ilkim Sancaktaroğlu,
"Düşük emisyonlu otomobillerin kullanımını teşvik edecek vergi
düzenlemeleri olumlu sonuçlar doğurur. Ayrıca güvenli kullanım ömrünü
tamamlamış araçların yenilenmesi için de teşvik yapılmalı" diyor. BES EGM Başkanı Meral Eredenk, sektörün en önemli gündem
maddeleri arasında vergi teşviğinin katılımcılarca kullanılması, yeni ve
kullanımı kolay teşviklerin hayata geçirilmesi olduğunu belirtiyor ve
"Bu anlamda sektör olarak kamu çevreleriyle görüşüyoruz" diyor. MOBİLYA MOSDER Derneği Başkanı Ramazan Davulcuoğlu, "Mobilya,
hacimli bir ürün olduğu için navlun bedellerinin yüksek olması ihracatta
sorun teşkil ediyor. Beklentimiz, ikili anlaşmalar yapılması ve
iyileştirme navlun bedelleri alması" diye konuşuyor. LOJİSTİK Lojistik alanında uzman Atilla Yıldıztekin, demiryolu
kanunu, taşıma güvenliği, kara taşıma kanununun tam uygulanmamasının
ciddi bir sorun olduğu görüşünde. "Deniz taşımasından ÖTV'yi
kaldırmalıyız. Sektör devletten demiryolu kanununu bekliyor" diyor.
"KURDAKİ ARTIŞ, 5 AYDA 1,35 MİLYAR TL YÜK YARATTI" İLAÇ BÜTÇESİ DEĞERLENDİRİLMELİ
2009'da alınan bir kararla sağlık harcamaları için global bütçe
uygulamasına geçildi ve sağlık harcama bütçeleri 2011 'de 15,56 milyon
TL ve 2006'da 16.67 milyon TL olarak belirlendi. Ancak, ülkemizin
ekonomik açıdan başarılı performansı ve büyümesine paralel ilaç
harcaması da artıyor. Bu kapsamda ilaç bütçesinin büyüyen ekonomiye ve
artan erişime bağlı olarak mevcut koşullar çerçevesinde yeniden
değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2011 yıl sonunda ilaç
sektörünün TL bazında yüzde 3,7 büyümesini bekliyoruz.
En önemli problemimiz, kur farkı nedeniyle sektörün karşılaştığı yük...
Ülkemizde ilaç fiyatları ve buna bağlı olarak kur, Sağlık Bakanlığı'nca
belirleniyor. Kur 3 ayı aşkın süredir artığı halde gerekli kur
değişikliğinin henüz yapılmamış olması yeni ilaçların hastalarımıza
ulaşmasında önemli problem yaratıyor. Kurdaki bu artış, ilaç endüstrisi
üzerinde ocak-mayıs döneminde 1,35 milyar TL kadar bir yük oluşturdu.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?