Son 10 Yılın Şampiyonları

İş dünyasında istikrar çok önemlidir. Ciro, ihracat, kar ve büyümede süreklilik, şirketin gerçek başarısını ortaya koyar. Capital, Türkiye’nin ihracat devlerine bir de bu açıdan baktı, son 10 yılda...

1.03.2005 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

İş dünyasında istikrar çok önemlidir. Ciro, ihracat, kar ve büyümede süreklilik, şirketin gerçek başarısını ortaya koyar. Capital, Türkiye’nin ihracat devlerine bir de bu açıdan baktı, son 10 yıldaki performanslarını analiz etti. Türkiye’nin en büyük şirketlerini, “1994-2004” arasındaki ihracat performansına göre sıraladığımızda, ortaya müthiş bir tablo ve dış satım atağı çıktı. İşte Türkiye’nin “ihracat liderleri”ni ortaya koyan tablo…

Son on yılda ihracatta adeta mucizeler dönemi yaşanıyor. 1980’li yıllarda, Turgut Özal’ın başlattığı büyük ihracat hamlesinin adeta benzeri bir çıkış bu… Üstelik daha güçlü ve “hayali” değil… Türkiye son 10 yılda ihracatını iki buçuk kat artırdı. 1994’de 18 milyar 105 milyon dolar olan ihracat 2003 yılına gelindiğinde 47 milyar 252 milyon dolara ulaştı. 2004 yılında 50 milyar dolara yaklaşan ihracatın 2005 yılında ise 72 milyar dolar olması öngörülüyor.

Bu dönemde Türkiye’deki onlarca şirket ihracatta büyük başarılara imza attı, dünyanın dört bir yanına ürün satışı gerçekleştirdi. Ancak, bazı şirketler, son 10 yılda daha fazla öne çıktılar, ihracat atağına öncülük ettiler. Son 10 yılda 50 milyar dolara ulaşan yıllık ihracatta işte bu şirketlerin /payı da büyüktü. GSD Dış Ticaret, Ram Dış Ticaret, GİSAD, Vestel Elektronik, Oyak Renault ve Tofaş, bu şirketlerin başında geliyor. “10 yılda gerçekleştirilen toplam ihracat tutarı” açısından yapılan sıralamada bu şirketler zirveye oturuyor. Capital’in yaptığı araştırma, bu şirketlerin 10 yılda gerçekleştirdiği toplam ihracat, geçmişte Türkiye’nin bir yılda yaptığına denk düşüyor.

Birinci tekstil sektöründen

hedSon 10 yıllık toplam ihracat rakamlarına göre bir analiz yaptığımızda, birinci sıraya oturan şirket GSD Dış Ticaret oldu. 1986 yılında 96 hazır giyim imalatçı ve ihracatçısı tarafından kurulan GSD Dış Ticaret’in 1994-2003 yılları arasındaki toplam ihracatı 6 milyar 600 milyon dolar. 2002 yılına kadar istikrarlı bir ihracat rotası çizen şirket, yıllar itibariyle ortalama 660 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2002 yılından itibaren ise bu rakam 700 milyon doların üzerine çıktı.

GSD Dış Ticaret Genel Müdürü Turhan Alphan’ın açıklamalarına göre, 2002 yılında meydana gelen bu yükselişin birkaç nedeni var. Alphan, “Dalgalı kur ile birlikte kurlardaki sıçrama sipariş sayımızı artırdı. Ayrıca, paritede Euro lehine yaşanan gelişmeler de bizi çok destekledi” diye konuşuyor.

Ancak, bu gelişmenin önümüzdeki yıllarda sürmesi beklenmiyor. Alphan, GİSAD üyeleri nezdinde yaptıkları araştırma sonucu oluşan bu beklentiye ilişkin şöyle konuşuyor:

“Düşük kur politikası ve giderek artan üretim maliyetleri nedeniyle önceki yıllarda olduğu gibi, ihracatımız artmayacak. Hatta yaptığımız araştırma bir miktar gerileyebileceğini işaret ediyor.”

Koç’un dış ticaret şirketi ikinci

RAM Dış Ticaret, 1994 -2003 yılları arasında otomotiv, beyaz eşya, demir çelik ve gıda ağırlıklı olmak üzere toplam 5 milyar 726 milyon dolarlık ihracat yaptı. RAM yetkililerine göre, ihracatın bu hacme ulaşmasında, yurtdışında şirketleşme, bayi teşkilatı kurulması ve RAM’ın profesyonel yönetiminin katkısı büyük oldu.

Geçmişte RAM Dış Ticaret’in ihracatının yüzde 80’ini Koç Grubu şirketlerinin ürünleri oluşturuyordu. 2000 yılında başlatılan yeniden yapılanma süreci sonrasında ise ihracat hacminde düşüş yaşadı. 2003’te tamamlanan yeniden yapılanmaya göre, Koç Grubu firmaları ihracatlarını ülke politik risklerinden kaynaklanan nedenler ve verimlilik çerçevesinde kendileri yapmaya başladılar.

RAM, yeni yapılanmada iş geliştirme misyonunu üstlenerek yeni pazar ve müşteri odaklı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Şirketin varolan bölge ofisleri, grup şirketlerinin yanı sıra, diğer Türk ve çokuluslu şirketlere de servis vermeye devam ediyor. RAM yetkililerinin açıklamalarına göre, şirketin bundan sonraki stratejisini doğal pazarlarda grup içi ve dışı firmalara iş geliştirmek oluşturacak.

Otomotiv’de 10 yılın ihracat lideri

1994-2003 yılları arasında toplam 3 milyar 224 milyon dolarlık ihracat yaparak Türkiye’nin en çok ihracat yapan şirketlerinden biri olan Tofaş’a, bu başarıyı getiren 1994 yılında yabancı ortağı Fiat Auto ile yaptığı entegrasyon anlaşması oldu. Daha önce sadece iç pazar için üretim yapan Tofaş, böylelikle tüm dünya için üretim ve ihracat yapan bir firma konumuna geldi. Tofaş Dış İlişkiler Grup Direktörü Nezih Olcay’a göre, anlaşma sonrası Fiat Auto, ilk olarak Tempra modelinin tüm üretimini Türkiye’ye taşıdı ve 1995 yılında Tofaş’ın ihracat tutarında ciddi bir yükseliş yaşandı. 1996 yılında Gümrük Birliği’ne geçiş ve 2001 yılında yaşanan ekonomik krizler, Tofaş’ın ihracatını olumlu etkiledi. Türkiye, birliğe girişle birlikte model üretimi için, değerlendirmeye alınan ülkeler arasına girdi. 2001 krizinde ise Doblo modeli Tofaş için bir avantaj oluşturdu.

Nezih Olcay, “Tofaş’ın önümüzdeki yıllardaki ihracat hedefi, Fiat Auto'nun uluslararası stratejilerine bağlı olarak yine tüm dünyaya ihraç edilecek modellerin Türkiye’de üretilmesini sağlamak olacaktır” diye konuşuyor.

Yeşim’in 2010 hedefi 
Bursa’nın sanayi devi olan Yeşim Tekstil, 1994-2003 yılları arasında 1 milyar 233 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yeşim Tekstil Genel Müdürü Şenol Şankaya, “Kurulduğumuz yıllarda Türk tekstil ürünleri yurtdışında pek tanınmıyordu. Bu nedenle yabancı rakipler karşısında pazarlama ve kalite konusunda zorlanıyorduk. Ancak, son yıllarda bu konuda çok ciddi mesafe aldık” diyor.

Teknoloji, yatırım ve pazarlama konusuna odaklanan Yeşim Tekstil, ihracatını son yıllarda istikrarlı bir şekilde artırmayı başardı. En büyük ihracat atağı ise 2001, 2002 ve 2003 yıllarında gerçekleştirildi. Şankaya’ya göre, yapılan yatırımların ve gerçekleştirilen iyileştirme çalışmaları bu dönemden sonra alınmaya başlandı.

Şenol Şankaya, “Bugüne kadar kısa dönemli hedefler koyuyorduk. Artık Yeşim Tekstil’de yeni bir döneme giriyoruz” diye konuşuyor. Ona göre, artık uzun vadeli ve büyük hedeflerle çalışılacak. Bu kapsamda konulan hedef 2010 yılında 1 milyar dolarlık ihracatı yakalamak olacak. Şankaya, “Dünyanın en büyük üretici markası olmayı hedefliyoruz” diye konuşuyor.

Başarıya götüren, sektör seçimi

Kibar Dış Ticaret ise 2003-2004 yılları arasında 2 milyar 40 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Kibar Dış Ticaret İhracat Müdürü Ahmet Başar’a göre, şirketi başarıya götüren en büyük faktör istenilen hedefe doğru planlı ilerleyiş oldu. İhracatta öncelikle kendisine demir-çelik sektörünü seçen Kibar Dış Ticaret, yıllar içinde uzmanlaştığı demir çelik ve mamulleri alanında dünya piyasalarını da takip ederek fiyat politikasını oluşturdu.

Mevcut ve yeni müşterileriyle sağladığı başarılı ilişki sonucunda da ihracatta büyük rakamlara ulaştı. Başar, ihracatta kendilerini ön plana çıkaran rakamları, sahip oldukları iyi ve güvenilir kadroyla elde ettiklerini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“Tecrübeli ve deneyimli kadromuzu yıllarca hep aynı şevk ve heyecan içinde tutarak başarıyı yakaladığımızı umuyoruz. Gelecek yıllar için tek hedefimiz, aynı ahengi koruyarak bir önceki yıl performansını daha da yukarıya taşımak.”

2005’DE İHRACAT 72 MİLYAR DOLAR OLACAK

1994’de 18 milyar 105 milyon dolar olan ihracatımız 2003 yılına gelindiğinde 47 milyar 252 milyon dolara ulaştı. İhracatımızı bu noktaya getiren ekonomik koşullar neler oldu?

2001’deki krizi atlatan Türkiye, para ve maliye politikaları nedeniyle iç piyasayı daraltma yoluna gitti, ihracatçı firmalarımız, dış piyasaya yönelmek durumunda kaldılar. Bunun yanında üretim konusunda kapasite kullanım oranlarında yaşanan düşüşlerin yerini artışlara bırakması üreticileri dış piyasaya yönlendirdi.

AB beklentileri nedeniyle hem doğrudan dış yatırımlar hem de yurt dışına ihracatımızda bir artış meydana geldi. Dış ticaretimiz bu süreçten oldukça olumlu etkilendi.

Geçtiğimiz 10 yılda özel sektörün gösterdiği ihracat performansını nasıl buluyorsunuz?

Her ne kadar ihracat rakamlarımız yükselişte gözükse de, Türkiye dünya ticaretinden aldığı payı, henüz arzu edilen seviyede büyütemedi. Buna karşın, bugün üretim düzeyinde kapasite ve finansman merkezli problemlerinin dışındaki tüm diğer problemlerini büyük ölçüde çözdü. Sanayici büyük bir değişim geçiriyor ve bir sıçramaya hazırlanıyor. Yalnızca üretime odaklanmış üretici profili, pazarlama ve müşteri odaklı yeni bir  anlayışa terfi ediyor. Bu sebeple yükseliş trendine giren ihracatımız her türlü olumsuz koşula rağmen bu hamleyi gerçekleştiriyor.

2005 yılında ne kadarlık bir ihracat olacağını öngörüyorsunuz? Hangi sektörler ihracatta öne çıkacaklar?

2005 yılı sonunda ihracat rakamımızın 72 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Bu rakamı yakalamak için başta enerji maliyetleri olmak üzere üretim maliyetlerinde ciddi düzenlemeler yapılması gerekiyor.

2004 yılında ihracat şampiyonu olan sektörlerin başında demir ve demirdışı metaller ile otomotiv geliyor. Bunların, 2005 yılının da parlayan yıldızları olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Ayrıca, tekstil sektörünün yılların getirisi olan tecrübesi, rekabet gücü ve dünyanın sayılı altyapılarına sahip olması, talebe esnek ve hızlı karşılık verebilme özelliği ihracatımızdaki önemli yerini korumasını sağlayacak.

GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GEREKLERİNİ  İYİ OKUDUK

En çok ihracat yapan şirketler listesinde otomotiv firmaları üst sıralarda yer almakta. Otomotiv sanayiinin son on yıllık ihracatını kısaca değerlendirir misiniz?

Otomotiv sanayinin bu yılki ihracatı 10 milyar dolara yaklaşacak. Motorlu araçlar bakımından ise 500 bini geçecek. Bilindiği gibi, ihracatın çok büyük kısmı AB pazarına yapılıyor. Türkiye özellikle Gümrük Birliği sonrasında kazandığı edinimlerle Avrupa’nın bir üretim merkezine dönüşmeye başladı. Tabii sanayi, Gümrük Birliği kararının gereklerini de iyi okudu.

Gümrük Birliği kararlarının ardından başlayan değişim çalışmaları hedefine ulaştı mı sizce?

Türkiye’deki motorlu araçlar sanayi önünde tam rekabetin oluşacağını görerek kendini buna hazırladı. Üretim tesislerini yeniledi, modellerinin tümünü güncelledi ve şirketlerin sermaye yapılarını küresel otomotiv sanayine entegrasyon için değiştirdi.

AB gümrük alanı ile Türkiye gümrük alanı arasında malların serbest dolaşımını öngören sınai ve ticari mevzuatına uyum sağladı. Böylece otomotiv sanayi ürünlerinin AB’ye dahil olduğu küresel pazarlarda serbest dolaşımı kolaylaştı. Yabancı ortaklarla entegrasyonla yeni modellerin dünya pazarı için üretimi Türkiye’de gerçekleştirildi.

2005 nasıl bir yıl olacak? Sektör için ne kadarlık bir ihracat artışı öngörüyorsunuz?

2005 yılında da 2004’deki performansımızı muhafaza edeceğimizi umuyoruz. Planlarımızı da ona göre yapıyoruz. Artış bu yıl ki kadar yüksek olmayacak, çünkü bu yıl yeni projelerin devreye girmesi ile yüzde 50’ye yakın bir artış sağlandı. Gelecek yılki artışın yüzde 10-20 seviyesinde olacağını tahmin ediyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz