Tarım ve hayvancılık sektörü artık küçük ölçekli çiftçilerin değil, dev entegre tesislerin rekabetine sahne oluyor. 2004 sonrası hızlanan milyon dolarlık yatırımlar, sektörde ciddi bir ivme yarattı...
Tarım ve hayvancılık sektörü artık küçük ölçekli çiftçilerin değil, dev entegre tesislerin rekabetine sahne oluyor. 2004 sonrası hızlanan milyon dolarlık yatırımlar, sektörde ciddi bir ivme yarattı. Koç Grubu, Doğan Holding, Ata-Sancak, Saray Halı, Söktaş bu rekabette öne çıkanlar. Necati Kurmel, Saray Halı Çiftliği’ne şimdiye kadar 80 milyon dolarlık yatırım yaptı. Koç Grubu 25 milyon doları, Ata-Sancak Grubu Acıpayam’a 50 milyon doları, Kayhan Ailesi 30 milyon doları bu alana yatırdı. Yaşar Grubu’nun 35 milyon dolarlık süt hayvancılığı projesi ise 2009’da başlayacak. Özetle büyük grupların el attığı tarım ve hayvancılıkta, sektör liderleri oluşmaya başladı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne(FAO) göre, gıda maliyetleri 2006’dan 2007’ye dünya genelinde yüzde 23 arttı. Bu yılın başında özellikle pirinç fiyatlarında yaşanan artış küresel çapta bir kriz yarattı. FAO, gıda fiyatlarındaki artışların, kalıcı olabileceğini tahmin ediyor.
Başka bir gelişme ise bu artışlara paralel olarak gıda fiyatları üzerinde yoğun spekülasyonların başlaması. FAO’ya göre hedge fonların yaptığı büyük hacimli alımlar yüzünden tahıl, süt ürünleri, et, şeker ve yağ fiyatları Mart 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 57 arttı.
Bütün bu bilgiler bize gıdanın, yani makro bazda tarımsal üretimin geleceği hakkında ipuçları veriyor. Global bazda tarımsal üretim arzının talepten daha az artması aslında kritik noktayı oluşturuyor. Küresel nüfus artışı, Çin, Hindistan gibi çok nüfuslu gelişmekte olan ülkelerde oluşan ihtiyaç, tarımsal üretimde arz talep dengesini bozuyor. Arz az talep fazla olunca fiyatlar yükseliyor, fiyatlar yükselince de tarımsal üretim değer kazanıyor. Gıda ve tarımsal üretim işte bu nedenle geleceğin sektörleri arasında gösteriliyor. Uzmanlar geleceğin zenginlerinin arasında bu alandan isimlerin de yer alacağını düşünüyor. George Soros’un eski ortağı Jim Rogers’ın 2007’de The Times’a verdiği açıklamada söylediği şu cümlede bunu doğruluyor: “Buğday, soya fasulyesi, mısır, portakal suyu piyasalarında gelecek 10 yılda büyük servetler yapılacak.”
Peki bütün bunları neden yazıyoruz? Türkiye’de de son yıllarda iş dünyasının tarımsal üretime yoğun bir ilgi gösterdiği biliniyor. Bu ilginin bir bölümü yatırıma dönüştü. Şimdilik yatırıma geçenler daha çok hayvancılık sektörünü tercih ediyor. Dolayısıyla yavaş yavaş kendi “büyüklerini” yaratan sektörde, hayvancılık yatırımları öne çıkıyor. Koç Grubu, Saray Halı, Yaşar Grubu, Söktaş, Dimes, Doğan, Aksa, Ata-Sancak ise sektörün en büyükleri olarak sivriliyor.
Kurmel’den 80 Milyon Dolar
Tarım yatırımları denince akla ilk gelen birkaç büyük grup var. Necati Kurmel’in Saray Halı Çiftliği, Koç Grubu’nun Harranova yatırımı, Ata-Sancak Grubu’nun Acıpayam tesisleri, Muharrem ve Hilmi Kayhan’ın Söktaş’a bağlı Efeler Çiftliği bunlardan birkaçı. Milyon dolarlık yatırımlarla kurulan bu işletmeler, tarım sektörünün devleri olarak karşımıza çıkıyor.
Sarayı Halı’nın 600 gebe düveyle 1998 yılında başlayan faaliyetleri, bugün 16 bin başlık besi, 4 bin başlık damızlık süt sığırcılığı kapasitesine ulaşmış durumda. Şirketin sahibi Necati Kurmel, bu alana şimdiye kadar 80 milyon dolarlık yatırım yaptı ve bugün pazarın en büyüklerinden biri oldu.
Grubun tarım yatırımlarını sektördeki en başarılı örneklerden biri olarak değerlendiren Saray Halı Tarım İşletmeleri Grup Koordinatörü Fevzi Topal, konumlarını ve hedeflerini ise şöyle açıklıyor:
“Tarım işletmemizin günlük et üretimi 10, süt üretimi ise 30 tondur. Geçen yılı 55 milyon dolar ciroyla kapattık. Bu yıl için ciro hedefimiz 62,5 milyon dolar. 2009 yılında 115 milyon dolar, 2010’da ise 140 milyon dolar ciro hedefliyoruz.”
Ethem Sancak Tarımı Sevdi
İş adamı Ethem Sancak, her fırsatta tarımın ulusal ve stratejik anlamda taşıdığı önemi vurgulayan isimlerden. Bu düşüncesi onu büyük ölçekli tarım ve hayvancılık yatırımına imza atmaya kadar götürdü. İlk adımı, 2003 yılında Koç ve Ata Grubu’nun Harranova’daki tesislerine 8 milyon dolarla ortak olarak attı. İki yıl süren ortaklığın ardından işletmenin tamamı Koç Grubu tarafından satın alınarak yollar ayrıldı.
Ethem Sancak, bugün yoluna Ata Grubu ile birlikte Denizli’de devam ediyor. Süt üretimine odaklanan Ata-Sancak Acıpayam Tarım İşletmesi’ne 2005 Haziran ayından bu yana 50 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Yaptıkları iş modeline göre yatırımların geri dönüşünün 7 yılda olacağını belirten Ethem Sancak, “İşletme, proje bittiğinde 4 bin 800 sağmal kapasiteye ulaşacak biçimde tasarlandı. İlk aşama için günde 75 ton tam kapasiteye ulaştıktan sonra günde 150 ton üretim hedefliyoruz” diyor.
Yaşar’ın Yeni Ortaklığı
“Ekonomideki gelişmeler doğrultusunda yapacağımız yatırım tutarı elbette değişecektir. Değişmeyecek olan şey bizim tarıma olan ilgimiz. Bu alanda büyüyeceğiz” diyen Sancak’ın iki projesi daha var. Bunlardan ilki, Yaşar Grubu ile beraber hayata geçirilecek olan 50 milyon dolarlık besi çiftliği. 8 ay önce Iğdır’daki 200 bin dönümlük Kazım Karabekir Çiftliği’ni TİGEM’den kiralayan ortaklar, devrin yapılmasını bekliyor.
“Tarımı hem memleket için faydalı hem kârlı bir yatırım olarak görüyoruz” diyen iş adamı Ethem Sancak, asıl hayalinin ise Ceylanpınar olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımlarımız devam edecek. Iğdır’da Pınar ve TİGEM ile ortak bir şirket kurarak besicilik yapacağız. Lüleburgaz’da almış olduğumuz arazimizin üzerine 500 başlık örnek bir işletme yapacağız. Asıl büyük hayalimiz, yerli ve yabancı ortaklardan oluşan bir konsorsiyumla Ceylanpınar’ı almak. Ceylanpınar 1,8 milyon dekarlık arazisiyle küçük bir ülke. Toprakların verimli kullanılması halinde Ortadoğu’yu beslememiz mümkün.”
Koç’un Hedefi 350 Milyon Dolar
Koç Grubu ise 2005’e kadar Ata ve Sancak Grupları ile birlikte yürüttüğü tarım ve hayvancılık faaliyetlerine 3 yıldır tek başına devam ediyor. Grubun, Tamek ve Maret için üretim yapan Harranova Besi ve Tarım İşletmeleri’ne şimdiye kadar 25 milyon dolar yatırım yapıldı. Grup, 5 yıl içinde 95 milyon dolar daha yatırım yapılacak ve toplam tutar 120 milyon doları bulacak. Harranova Besi ve Tarım İşletmesi’nin 2013 ciro hedefi ise 350 milyon dolar.
Grubun yatırımlarına ilişkin bilgi veren Harranova Besi ve Tarım Ürünleri Ticaretten Sorumlu Müdür Yardımcısı Cüneyt Güleç, “Harranova faaliyet alanları kapsamında 2008’de 16 bin baş, 5 bin ton karkas ve kemiksiz sığır eti üretimi, 13 bin dönüm arazide 150 bin ton domates üretimi gerçekleştirilecek. Yıl sonu cirosu 70 milyon olacak” diyor.
Koç’un Harranova’ya ilişkin ciddi büyüme planları var. Yatırımların 5 yıl içinde kademeli olarak tamamlanacağını belirten Güleç, hedeflerini ise şöyle açıklıyor:
“Harranova organik büyümesini toplam 94 milyon dolarlık yatırım harcamasıyla gerçekleştirecek. Sığır besi işletme kapasitesi 2009’da 23 bin baş kapasiteye ulaşacak ve 2010’da 32 bin baş sığır kesimi yapılarak 10 bin ton karkas ve kemiksiz sığır eti üretimi elde edilecek. Harranova, bu haliyle Türkiye’nin entegrasyonu en büyük besi ve et üretim tesisi olacak. Domates üretim kapasitesi ise 5 yılda 1 milyon tona çıkacak ve dünyanın 5’nci büyük domates işleyen firması olacak.”
Avrupa’nın En Büyüğü Efeler
Tekstil kökenli Kayhan Ailesi de son yılların gözde sektörü hayvancılığa yönelen isimlerden. Muharrem ve Hilmi Kayhan’a ait Aydın’daki Efeler Çiftliği, 600 dönümü çiftlik olmak üzere toplam 1.500 dönüm araziyle Avrupa’nın en büyük çiftliği konumunda. AB süt mevzuatına uygun standartlarda süt ve süt ürünleri üretmeyi hedefleyen çiftlik, son teknolojiyle donatılmış. Bu yıl sonuna kadar günlük süt üretiminin 65 tona ulaşması bekleniyor. Beş yıl içinde ise 7 bin 200 sağmal barındırılarak yıllık 75 bin ton süt üretilecek.
Efeler Çiftliği’ne ilişkin bilgi veren Söktaş Mali İşler Müdürü Fadıl Erten, şimdiye kadar 30 milyon dolarlık yatırım yapıldığını belirtiyor. Yatırımlar kapsamında geçen yıl 2 bin 300 baş düve ithal edildiğini söyleyen Erten, “Düvelerin yarıdan fazlası doğum yaparak süt üretimine başladı. Kalanların doğumu yıl sonuna kadar tamamlanacak” diyor.
İşletmenin ilk 5 yıla ilişkin hedeflerini ise şöyle açıklıyor:
“Önümüzdeki 5 yıl içinde bu tesis için öngördüğümüz 7 bin 200 sağmal kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca 40 bin dekar yem bitkileri yetiştiriciliği ve yılda 75 bin ton süt üretimine ulaşılması planlanıyor. Yurtdışından daha çok know how sağlamaya gayret edeceğiz.”
Koçoğlu Süte Geçti
İş adamı Şükrü Koçoğlu ise besi hayvancılığı, kırmızı et ve süt üretimi hedefiyle girdiği sektörde yoluna sadece süt üretimiyle devam etme kararı aldığını açıklıyor. Sebebi ise kaçak hayvan girişleri nedeniyle oluşan haksız rekabet ortamı.
Aslında Koçoğlu’nun şimdiye kadar 7,5 milyon doların üzerinde yatırım yaptığı hayvancılık faaliyetleri 2003’ten beri sürüyor. Antalya Serik’te bölgenin en büyük ve teknolojik işletmelerinden birine imza atan Şükrü Koçoğlu, şimdiye kadar edindiği deneyimleri ve gelecek hedeflerini şöyle anlatıyor:
“Antalya’daki otellerimizin et ihtiyacını karşılamak üzere bu işe girdik. Hedefimiz yıllık 5 bin başlık kapasiteydi ve planlar ona göre yapıldı. Mayıs 2007’ye kadar 3 bin başa ulaşıldı. Ancak devamı gelmedi. Çünkü Türkiye’de çok fazla kaçak hayvan girişi var. Haksız rekabet had safhada… Biz de artık besicilikten vazgeçtik ve süte geçtik. Yıl sonu itibarıyla hedef kapasite, yılda 1.000 baş hayvanla günlük 30 ton süt üretimi. Ham süt olarak pazarlayacağız. Tüm hayvan ihtiyacımızı yerli piyasadan karşılayacağız.”
Yeni Yatırımlar Yolda
Yakın zamanda adını tarım sektöründe duyuracak yeni isimler de var. Örneğin tekstil dünyasının yakından tanıdığı Cemalettin Sarar. Sarar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, birkaç yıl önce memleketi Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde kendi deyimiyle “çok güzel bir köy”de 1.000 dönüm arazi alarak bu alandaki ilk adımı attı. Arazide şu anda buğday ve arpa üretimi yapılıyor. Sarar, “Şimdilik bir hobi gibi diyebiliriz. Ama tarım Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir sektör. Bu alandaki yatırımlarımızı büyütmeyi planlıyoruz” diyor. Söz konusu araziyi 21 milyar YTL’ye satın aldıklarını ifade eden Sarar, ilerleyen dönemde organik tarım ve hayvancılık alanında üretim yapmayı planlıyor.
Vestel CEO’su Ömer Yüngül de Sarar gibi bu işe şimdilik “hobi” olarak bakanlardan. Yüngül, “Aslında hobi olarak yapıyorum. İki çiftliğim var. Birincisinde 1.100 baş süt hayvanı, ikincisinde ise 1.200 adet damızlık besi ırkı olan Angus türü hayvanlar bulunuyor” diyor.
Geleceğin organik tarımda olduğuna inanan diğer bir tekstilci de Süreyya Bektaş. Tekstildeki yeni trendin nano teknoloji ve organik tekstil olduğunu belirten Bektaş, organik tarım için yatırım planlıyor. Bektaş’ın bu iş için düşündüğü bölge ise Batman.
İlhan Başaran / Doğan Organik Genel Müdürü
Doğan Organik Üretimle Yükselecek
Ne Kadar Yatırım Yapıldı?
Şimdiye kadar organik süt sığırcılığı projesine yaptığımız yatırım tutarı 25 milyon dolara ulaştı. Mevcut üretimimizle Avrupa’nın en büyük kapasiteli organik süt sığırcılığı işletmesiyiz. Yıllık 6 bin 500 ton organik çiğ süt üretimi yapıyoruz, tam kapasitede yıllık 8 bin ton organik çiğ üreteceğiz. Şu anda 1.500 baş hayvan bulunuyor. Tam kapasitede 2 bin başa ulaşacağız.
2010 Ciro Hedefi 50 Milyon Ytl
Türkiye’deki tek organik süt üreticisiyiz. 2009’dan itibaren organik kırmızı et üretimine de başlayacağız. 2007 yılında 4 milyon YTL olan ciromuz, sürünün büyümesi sonucu artan süt tonajlarımızla 2008 yılında 8,5 milyon YTL olacak. 2010 yılında planlanan birinci etap büyümeyi sözleşmeli çiftçilerimizle birlikte tamamladığımızda ise ciromuz 50 milyon YTL’ye ulaşacak.
Organik Et de Üretecek
Bu coğrafyada bölge çiftçisini organize ederek AB normlarına uygun 30-100 hayvan kapasiteli sözleşmeli organik süt sığırcılığı yapan işletmeler yaratıyoruz. 2008 itibarıyla çiftçi sayımız 25’e, hayvan sayısı da 1.200’e ulaştı. Şu anda yıllık 1.200 ton süt üretiyorlar. 2010’da sözleşmeli işletme sayısı 200’e, hayvan sayısı 7 bine, yıllık organik süt üretimi de 30 bin tona ulaşacak. Bizim üretimimizle birlikte 2010’da bölgede yıllık 38 bin ton organik süt ve 900 ton organik kırmızı et üretilecek.
Fevzi Topal / Saray Çiftliği Grup Koordinatörü
“Tarıma Teşvik Sürmeli”
Yatırımlar Sürüyor
Saray Halı’nın yatırımları tarım-sanayi entegrasyonuna en güzel örneği teşkil ediyor. İktisadi faaliyetin 3 ayağını da oluşturmaya çalışıyoruz. Bunlar üretim, işleme ve pazarlama. Üretim ve işleme ayağı tamamlandı. Pazarlamayla ilgili zincir marketler için yapılan çalışmalar sürüyor. Yatırımların geri dönüş süresi ise piyasadaki belirsizlikler ve tarım politikalarındaki ani değişimler nedeniyle olumsuz etkilenebiliyor. Geri dönüş süresi 4-7 yıl arasında değişiyor.
Gözde Sektör Tarım
Son yüzyılın en gözde sektörleri gıda ve enerji. Dolayısıyla müteşebbislerin yeni yatırımlarda bu yönde tercih kullanmaları da son derece doğal. 2000’den sonra Tarım Bakanlığı, sanayicilerin mutlaka tarıma yatırım yapması gerektiğini vurgulamıştı. Daha sonra devletin elindeki arazileri yatırım karşılığı müteşebbislere tahsis edilebileceği gibi önemli kararlar alındı, destekler belirlendi. Böylece özel sektörün önü açıldı.
Destekleme Şart
Yapılan desteklemeler 2007 yılına kadar artarak devam etti. Ancak 2008’e gelindiğinde, destekleme politikalarının sadece 2012’ye kadar uygulanacağının duyurulması yatırımcıları olumsuz yönde etkiledi. Birçok yatırım askıya alındı veya yeni yatırımlar ertelendi. Oysa gıda sektörüne hammadde sağlayan bu tür orta ve büyük ölçekli işletmelerin yeni yatırımlar yapabilmesi için gerekli teşviklerin sürmesi gerekiyor.
Tigem Arazileri Devleri Cezbetti
14 Tigem Arazisi Kiralandı
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) tarıma destek politikaları çerçevesinde özel sektöre açtığı çiftlikler, sanayiciler tarafından adeta kapışıldı. 2004’ten itibaren devredilen çiftliklerin yeni sahipleri hummalı bir çalışma sürecine girdi. TİGEM yetkililerinin verdiği bilgiye göre şimdiye kadar 38 TİGEM arazisinden 14’ü yatırımcılara kiralandı. 2004-2006 arasında özelleştirilen arazilere özel sektörce yapılan yatırım tutarı 60 milyon YTL’yi buldu.
Sancak-Yaşar Devri Bekliyor
Örneğin Sancak Grubu, Ata Grubu ile birlikte Acıpayam Tarım İşletmesi’ni kiralayarak 50 milyon dolarlık yatırıma imza attı. Sancak’ın bir diğer projesi ise yine TİGEM arazisi olan Iğdır’daki Kazım Karabekir Tarım İşletmesi oldu. Bu proje sadece kiralama değil TİGEM ortaklığıyla yürütülecek. Kazancı Holding ise tarım faaliyetlerini Samsun Gelemen ve Tekirdağ İnanlı Tarım İşletmeleri’nde sürdürüyor. Grup, 25 bin dönümlük arazide süt sığırcılığı, besicilik ve seracılık yapıyor.
Hedefler Şimdiden Aşıldı
Dimes Grubu da TİGEM ile yola devam edenlerden… Üç yıl önce Kazova Tarım İşletmesi’ni kiralayan grup, TİGEM’e 8,7 milyon YTL yatırım sözü verdi. Ancak şimdiden hedef aşıldı ve 500 bin fidanlık kapasiteye ulaşıldı. Maraş’ta 21 bin dönümlük TİGEM arazisini yıllık 2,1 milyon YTL’ye kiralayan iş adamı Nurettin Görgün’ün projesi ise 2009’da tamamlanacak. Görpa Tarım Proje Yöneticisi Halil Görgün, “Tesislerimizde 3 bin baş sağmal ile süt üretimi yapılacak. TİGEM’e toplam 24 milyon YTL’lik yatırım taahhüt etmiştik ama rakam bir sürpriz olacak” diyor.
Alp Parmaksızoğlu / Aksa Tarım Yöneticisi
“Yatırımlarımız Sürecek”
30 Milyon Dolar Yatırdı
Jeneratör ve enerji sektöründen tanıdığımız Aksa ise 2004’te TİGEM’den kiraladığı 2 işletmeyle hayvancılık sektörüne adım attı. Şirket, Tekirdağ İnanlı İşletmesi’ni yıllık 1 milyon 400 bin YTL, Gelemen’i ise 1 milyon 700 bin YTL bedelle kiraladı. Her iki işletmeye şimdiye kadar 30 milyon doların üzerinde yatırım yapıldığını ifade eden Aksa Tarım Yöneticisi Alp Parmaksızoğlu, grubun hedeflerini şöyle anlatıyor:
Hem Süt Hem Besi Üretimi
“Tekirdağ İnanlı İşletmesi’nin ana faaliyet konusu süt sığırcılığı. Ayrıca 2 bin anaçlık koyun sütü üretimi de bulunuyor. Buradaki hedefimiz 2 bin 400 baş anaç hayvana ulaşmak. Bu kapasiteye ulaşıldığında günlük 21 ton olan süt üretimi, günlük 60 bin litreye çıkacak. Samsun Gelemen Tarım işletmemizde ise süt sığırcılığının yanı sıra besi üretimi de yapacağız. Hedefimiz 5 bin baş besi, 2 bin baş süt sığırı. Tarım işine büyük bir ciddiyetle girdik. Yatırımlarımız sürecek.
Tigem Projesi Çok İsabetli
Açıkçası TİGEM arazilerinin özel sektöre açılmasını çok isabetli bir karar olarak görüyorum. Çünkü büyük grupların tarım ve hayvancılığa girmesiyle sadece finansman anlamında değil, yönetim kabiliyeti anlamında da sektöre büyük katkı sağlanmış oldu. Bugün birçok tarım işletmesi profesyonellerin elinde, ciddi anlamda kurumsal bir hale getiriliyor. Ancak desteklemelerin devam etmiyor olması birçok yatırımcıyı zor durumda bıraktı.”
Tarıma İlgi Neden Arttı?
Pazardaki Potansiyel
Tarım sektörünün duayenlerine, son yıllarda sanayicilerin sektöre olan bu yoğun ilgisinin nedenini soruyoruz. Saray Halı Tarım İşletmeleri’nin grup koordinatörü olan Fevzi Topal, bu ilgiyi son derece doğal karşılıyor. Aynı zamanda TOBB Hayvancılık Meclisi Başkanı da olan Topal’a göre devlet tarafından verilen desteklerin artması, TİGEM arazilerinin özel sektörce işletmeye açılabilmesi ve pazardaki potansiyel yatırımcıları cezbeden unsurların başında geliyor.
Kaliteli Ürün Eksikliği
TOBB Hayvancılık Meclis Üyesi Cüneyt Güleç de Fevzi Topal ile aynı fikirde. Mevcut tarım işletmelerinin küçük ölçekli olması nedeniyle kaliteli üründe yetersizlik olduğunu ifade eden Güleç, “Kaliteli ve yüksek verimli üretimin getirdiği maliyet avantajı sektörde büyük ölçekli yatırımları cazip hale getiriyor” diyor.
Stratejik Bir Sektör
Sancak Tarımsal Yatırımlardan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Deniz Kirazcı ise tarımın sadece fırsat olarak değil, stratejik bir alan olarak da görülmesi gerektiğini düşünüyor ve ekliyor: “Belki başka sektörler kadar yüksek kârlılığı olmayabilir ama buna rağmen çok önemli ve sahip çıkılması gereken bir sektör. O nedenle yatırımcılarımızın hiç olmazsa bir miktar yatırımlarını tarıma yönlendirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.”
Yasemin Erdoğan
yerdogan@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?