Turistin De Geliri Düştü

Türkiye’ye gelen turist sayısının artması çok olumlu… Yükselen turizm gelirleri de iş dünyasını sevindiriyor. Ancak, gelen yabancıların profili, özellikle gelir ve harcama gücü çok önemli. Oysa, so...

1.09.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye’ye gelen turist sayısının artması çok olumlu… Yükselen turizm gelirleri de iş dünyasını sevindiriyor. Ancak, gelen yabancıların profili, özellikle gelir ve harcama gücü çok önemli. Oysa, son dönemde bu alanda olumsuz bir tablo yaşanıyor. 2003 yılına ait ilk rakamlar, Türkiye’ye daha çok “orta sınıf” turistin gelmeye başladığını, kişi başına harcamanın 800 dolar düzeyinden, 650 dolara düştüğünü gösteriyor.  
 
Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı rekor düzeye ulaşmıştı ve 13 milyon 247 bini bulmuştu. Oysa, turistin sayıca çok olması yeterli değil. Asıl önemli olan ülkeye sağladığı katma değerin boyutu. Bu da gelen turistin profiline bağlı. Gelen turistin maddi durumu, tüketim eğilimleri, yaş grubu ve eğitim düzeyi, onların harcama gücünü, dolayısıyla yaratacağı katma değeri belirleyen unsurlar.  
 
Yapılan son araştırmalar, Türkiye’ye gelen turistlerin kişi başı harcamalarının gerilediğini ortaya koyuyor. 1998’de kişi başı 800 dolara yakın olan harcama tutarı bu yıl 650 dolar civarına geriledi.  
 
“Türkiye’ye gelen yabancı turistin büyük çoğunluğunu orta gelirliler oluşturuyor.” Bu saptama da DİE, Merkez Bankası ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortaklaşa yaptığı bir araştırmaya ait. Yabancı ziyaretçileri gelir grubu bazında değerlendiren araştırmaya göre, 2003 yılının Nisan-Haziran döneminde gelen yabancıların yüzde 73.7’sini orta gelir düzeyindekiler oluşturuyor. Düşük gelirliler yüzde 13.2 ile ikinci sırada, yüksek gelirliler ise yüzde 13.2’lik payla üçüncü ve son sırada.  
 
Son açıklanan rakamlara göre bu yıl için Turistlerin kişi başı ortalama getirisi ise 650 dolar. En yüksek getiriyi sahip ise Almanlar sağlıyor. Kişi başı turizm getirisinde Almanlar 878 dolarla birinci sırada yer alıyor. ABD’li ziyaretçilerse yaklaşık 850 dolar ile ikinci sıraya yerleşiyor.  Bulgarlar ise Türkiye’ye en az para bırakan turist grubu. Onları 267 dolar ile İranlılar izliyor. Rusya pasaportlu ziyaretçilerin kişi başı getirisi ise 568 dolar.  
 
Sektör temsilcilerine göre, gelenler arasında yüksek gelirli turistlerin oranının düşük olmasının arkasında “11 Eylül” olayı var. ABD’de gerçekleşen terör olayından sonra terör nedeniyle yüksek gelirliler, seyahat etmekten, özellikle Ortadoğu’ya gelmekten kaçınıyorlar. Buna bir de Irak’daki savaş çıkınca, yüksek gelir grubunun toplam içindeki payı daha da geriledi.  
 
Diğer yandan turizmciler de bu korku nedeniyle fiyatlarını düşürüyorlar. Böylece TURSAB verilerine göre çok değil 5 yıl önce 800 dolara yakın olan kişi başı getiri bu yıl 650 dolara kadar düştü.  
 
Araştırmadan çıkan bir diğer ilgi çekici veri ise öğrenim düzeylerine ilişkin. Yabancı turistlerin yüzde 53’ünü, öğrenim durumu lise ve altındaki düzeylerdekiler oluşturuyor. Ziyaretçilerin yalnızca yüzde 38’i fakülte veya yüksek okul mezunu. Yüzde 34’lük bölüm ise lise ve dengi okul mezunu.  
 
Harcama profilleri ve amaçları  
 
Turizm gelirlerini yapılan harcama çeşidine göre de ortaya koyan araştırma, yabancı ziyaretçilerin harcamalarında kişisel harcamaların ağırlıkta olduğunu gösteriyor. Bu yılın Nisan-Haziran döneminde yabancı turistler toplam1 milyar 862 milyon dolarlık harcama yaptı. Bu tutarın yüzde 74.3’ü kişisel harcamalar, yüzde 25.1’i paket tur harcamaları, yüzde 0.6’sı ise diğer harcamalardan oluşuyor.  
 
Kişisel harcamaların en önemli bölümünü yüzde 40.5’ini giyim-kuşam, mücevher, hediyelik eşya, halı kilim gibi alışverişleri ile oto kiralama ve kişisel bakım hizmetleri gibi kalemler oluşturuyor.  Kişisel harcamalar kapsamında ikinci önemli payı ise yüzde 28.6 ile konaklama giderleri alıyor. Onu üçüncü sırada yüzde 18.8 payla yeme-içme takip ediyor. Ulaştırma harcamalarının payı yüzde 5.9, spor-eğitim-kültürün payı yüzde 2.9, sağlığın yüzde 1.2, tur hizmetlerinin payı ise 2.1 düzeyinde.  
 
Yabancı ziyaretçilerin geliş amacında ise en üst sırayı gezi ve eğlence alıyor. Yaklaşık yüzde 55’lik payla gezi ve eğlence amaçlar arasında ilk sırada bulunurken, alışveriş ise yüzde 9 payla ikinci geliş amacı olarak ortaya çıkıyor. Kültür, yüzde 7,5 payla üçüncü sırada.  
 
Turistleri meslek durumlarına göre de değerlendiren araştırmanın sonucuna göre Türkiye’ye gelenlerin büyük çoğunluğu profesyonel meslek sahipleri oluşturuyor. Yaklaşık yüzde 28 payla birinci sırada yer alan profesyonelleri, yüzde 14’le büro ve müşteri hizmetlerinde çalışanlar izliyor. Meslek durumu sıralamasında yardımcı profesyonel meslek sahipleri de yüzde 10’luk payla üçüncü sırada yer alıyor.  
 
Yüksek gelirliler neden gelmiyor?  
 
Sektör yetkililerine göre, Türkiye’ye gelen turistlerin gelir düzeyindeki düşüş, bölgesel risklerden kaynaklanıyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, konu ile ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:  
 
“Son yıllarda ülkemize yönelik turizm talebinin yapısında çeşitli faktörlere bağlı önemli bir değişim gözleniyor. En belirgin değişiklik, dünya turizmini sarsan 11 Eylül krizinin ardından gözlendi. Bu nedenle başta Amerika pazarları olmak üzere, önemli pazarlardan uzak destinasyonlara yönelik talepte ciddi düşüşe neden oldu. Bu talep, bölge içine veya iç turizme kaydı. 11 Eylül krizi, tekne turizmini Akdeniz’de durma noktasına getirdi.”  
 
Dünyanın çeşitli pazar bölgelerinin Türkiye turizmindeki paylarına bakıldığında, 1995 - 2002 yılları arasında önemli değişiklikler göze çarpıyor. Türkiye turizminde AB ülkelerinin payı, 1995 yılında yüzde 49 iken, geçen yıl bu rakam yüzde 58’e yükseldi. Aynı dönemde Kuzey Amerika pazarlarının ve Asya Pasifik pazarlarının payları yaklaşık yüzde 4'ten yüzde 2’lere geriledi. Yine aynı dönemde, Ortadoğu���daki durum nedeniyle, bu pazar bölgesinin payı yüzde11’den, yüzde 7’ye düştü. Doğu Avrupa’nın payı ise, yüzde 8’den yüzde 12’ye çıktı.  
 
Doğu Avrupalının geliri düşük  
 
Ulusoy, Türkiye’ye gelen turistlerin kökenleri ve harcama profilleriyle ilgili saptamaları ise şöyle:  
 
* AB ülkelerinden ülkemize yönelik talep, ağırlıklı olarak yaz tatili amaçlı kitle turizmi şeklindedir. Buna karşın, düşüş kaydeden Kuzey Amerika ve Asya Pasifik pazarı, harcama düzeyi yüksek ülkeleri içeriyor.  
*Düşüş gösteren Orta Doğu ülkelerinin bir kısmı da yüksek harcama yapan turistler gönderiyordu. Ülkemiz turizmindeki payı artan Doğu Avrupa pazarlarından gelenler ise harcama düzeyi görece az olan turistlerdir.  
 
* Öte yandan ülkeler bazında konuya bakıldığında, genelde kişi başına harcamalarda da düşüş gözleniyor. Bu konuda, turistlerin, konaklama tesisleri dışındaki harcamalarının düşük olması bir etken olarak görülüyor.  
 
* Ancak, uluslararası alanda karşılaştırmalar yaparak, çeşitli faktörler ve turist harcamaları arasında korelasyon kurabilecek veriler henüz elimizde mevcut değil.  
 
* Özetle son gelişmelerle toplam turist sayısı arttı. Ancak, bu toplam içinde harcama düzeyi yüksek pazarlardan gelenlerin payı azalırken, harcama düzeyi görece az olan pazarlardan gelenlerin payı yükseldi.”  
 
İşsizlik parasıyla tatil  
 
“Bugün bir Avrupalı aldığı issizlik sigortasının yüzde 50’siyle Türkiye’de tatilini gerçekleştirebiliyor.” Bu dikkat çekici saptama, Sunrise Hotels Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sadettin Ulubay’a ait. Ulubay, artık birçok otelin “Herşey Dahil” sistemini uyguladığını, bu sistemde turistin faza para harcamadığını hatırlatıyor. Aslında bu son yıllarda pek çok turizmcinin en çok yakındığı konulardan biri.  
 
Bugün bir turist Türkiye’de ortalama 600 ile 700 dolar harcıyor. Ulubay’a göre, bu rakamın düşük kalmasının bir diğer nedeni Avrupa ülkelerinin ve oradaki tur şirketlerinin tutumu. Avrupa ülkelerindeki tur şirketleri Türkiye’deki fiyatların yükselmesine pek izin vermiyor. Çünkü, fiyatları emekli maaşlarıyla veya işsizlik sigortasıyla tatil yapabilecek düzeyde tutmaya çalışıyorlar. Ulubay, sözlerini şöyle sürdürüyor:  
 
“Kışın Türkiye’de 190 Euro verip, 15 gün kalan birçok yabancı misafirimiz olabiliyor. Veya yurtdışındaki emekli aylığının yarısıyla burada herşey dahil bir otelde kışını geçirebiliyor. Sektör devlet tarafından desteklendiğinde, turizm 12 aya çıktığında, sektörde ortalama bir fiyat olduğunda ülkemize daha üst gelir grubu turistleri çekebiliriz.”  
 
Yüksek gelirli turisti çekebilmek için yapılması gerekenler arasında golf turizmi, spor turizmi, balon ve gurme turları gibi niş alanlarda gelişme sağlamakta sayılabilir.  
 
“BU EĞİLİM 1980’LERDE BAŞLADI”  
 
Başaran Ulusoy/Türsab Başkanı  
 
KİTLE TURİZMİ YÜKSELDİ
 
 
Ülkemizde orta gelir gruplarına mensup turistlerin ağırlık kazanması, 1980’li yıllardan bu yana devam eden turizm gelişim sürecinde ortaya çıkan bir durum. 1980'li yıllarda Avrupa’da Akdeniz kıyılarındaki destinasyonlar doygunluğa ulaştı. Deniz ve güneşe bağlı yaz tatilleri için yeni destinasyonlar arayışı başladı. O tarihlerde, turizm yatırımlarının hız kazandığı, Akdeniz ve Ege kıyılarında yeni kapasiteler sunan Türkiye üzerinde dikkatleri topluyordu. Bugün de önemli pazarlarımızı oluşturan ülkelerdeki büyük tur operatörleri, ülkemizi giderek artan şekilde yaz tatili program programlarına aldılar. Yaz tatil pazarının ağırlıklı kısmını orta ve dar gelirli turistler oluşturduğundan, hızla artan kitle turizmi talebi ülkemize yöneldi.  
 
DENİZ-GÜNEŞ ÇEMBERİ KIRILMALI  
 
Bir Akdeniz - Ege destinasyonu olarak gittikçe popüler hale gelen ülkemize yönelik, orta gelirlilerin oluşturduğu yaz tatili talebi hızla artmaya devam etti ve toplam talep içinde giderek ağırlıklı duruma geldi. Ülkemizde bugün gerek kıyılar üzerindeki baskının azaltılması, gerekse turizm harcamalarının yükseltilmesi gibi amaçlarla, turizm ürün ve pazarlarının çeşitlendirilmesi bir politika ilkesi olarak kabul edildi. Bu doğrultuda çalışmalar yapılmaktaysa da, halen deniz ve güneşe bağlı orta gelir gruplarının tatil talebi, genel talep yapısı içinde ağırlık taşıyor.  
 
PAKET TUR HARCAMAYI AZALTIYOR  
 
Doğal olarak, orta gelirli kişilerin ağırlıklı olduğu bu pazarda, genellikle paket tur veya tatil talebi hakim oluyor. Öte yandan fiyat oluşumunda, önemli pazarlardaki büyük tur operatörlerinin etkili olduğu bir gerçek. Ancak, bu pazar kesimindeki talebi, harcama güçleri sınırlı, orta ve dar gelir gruplarına mensup turistlerin oluşturduğunu da unutmamak gerekir.  
 
Burada özellikle şu noktayı da vurgulamak isterim. Söz konusu gelişim sürecinde bir kısım yüksek gelir segmentlerinden gelen turistlerin sayısında da artış olmuş ise de, bunların toplam içindeki görece payı, orta gelir gruplarına göre çok daha az olmuştur. Amaç, üst gelir gruplarının, ülkemiz turizmi içindeki payının yükseltilmesidir.  
 
TATİL TÜRÜ DE GELİRDE ETKİLİ  
 
Sinan Babila/Türob Başkanı  
 
GELİR BU YIL DÜŞÜYOR
Ülkemize gelen turistlerin gelir profilini son 10 yıllık dönem içinde değerlendirdiğimizde, gelir gruplarında çok büyük değişiklikler olmadı. Türkiye’ye son 10 yılda gelen turistlerimiz ortalama 750 dolar ile bin dolar arasında harcama gerçekleştiriyor. Ancak, 2003 yılının ilk 6 ayında bu rakam kişi başına 600 ile 650 dolar civarına düşebilir.  
 
“HER ŞEY DAHİL”CİLER ARTTI Ülkemize gelen turist gruplarını çeşitli kademe ve kategorilerde değerlendirmek lazım. Tatil yörelerimize ağırlıklı olarak çocuklu aileler geliyor. Çocuklarıyla gelen aileler her şey dahil otellerde aileleriyle birlikte gönüllerince eğleniyorlar. Tabii bu ailelerin Türkiye’yi tercih etmelerinde tesislerimizin kaliteli olması, hizmetin iyi olması ile birlikte paket turlarının da ucuz olması etkili rol oynuyor.  
 
KÜLTÜR TURİZMİ DÜŞÜK İstanbul gibi hafta sonu ve kültür ağırlıklı turlarda hak ettiğimiz turisti maalesef alamıyoruz. Özellikle deprem sonrası, İstanbul’a gelen turist sayısında gittikçe azalan bir trend görülüyor. Deprem tartışmaları zengin turist için İstanbul’un cazibesini ortadan kaldırıyor. Bu nedenle yazılı ve görsel basının deprem haberleri yazarken daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul’a genelde turist bu etkenleri de düşünerek son dakikada geliyor. Son dakika gelen turist de fiyata çok dikkat eder.  
 
SAVAŞ VE TERÖR ETKİSİ  İstanbul başlangıçlı kültür turları da, seneler içindeki savaşlar, terör gibi nedenlerle Türkiye’yi tercih etmedi. Çünkü, turizm en ufak olaylardan bile anında etkilenir. Son yıllarda özellikle düşüş gösteren bu tür turizm türü terör, deprem, Irak savaşı, Sars Virüsü nedeniyle çok etkilendi. Bizler de bu tür olaylarda kolay yolu seçip fiyatlarımızı indiriyoruz, bu da turizm gelirimizi düşürüyor.    
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz