Yabancılar Büyüme Peşinde

Türkiye’de AB sürecinin konuşulduğu, yabancı sermayenin nasıl çekileceğinin tartışıldığı günler. Yabancıların beklendiği sektörlerin başında ise finans sektörü geliyor. İşte bu dönemde, sektörde,&n...

1.03.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye’de AB sürecinin konuşulduğu, yabancı sermayenin nasıl çekileceğinin tartışıldığı günler. Yabancıların beklendiği sektörlerin başında ise finans sektörü geliyor. İşte bu dönemde, sektörde,  halen faaliyetlerini sürdüren yabancı banka yöneticilerini bir araya getirdik. HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika, Citigroup Türkiye Genel Müdürü Mark T. Robinson, BankEuropa CEO’su Cüneyt Genç ve Habib Bank Genel Müdürü Şebnem Türkay Türkiye’deki mevcut yapılarını ve hedeflerini Capital’e anlattı.  
 
Türkiye’de toplam 13 yabancı banka faaliyet gösteriyor. Bu bankaların 4’ü Türkiye’de kurulmuş, diğer 9’u ise şube olarak varlığını sürdürüyor. 2003 yılının ilk 9 ayı itibariyle aktif büyüklükleri 3.5 katrilyon lira olan yabancı bankaların, toplam aktifler içindeki payları ise yüzde 2.8 düzeyinde. Kredilerde 3.9, mevduatta ise yüzde 2.1 oranında paya sahipler. Bu rakamlarda da HSBC Bank’ın Demirbank ve Benkar’ı almasından sonra gösterdiği performans bir hayli etkili.  
 
Rakamlar da açık olarak gösteriyor. Yabancı bankaların henüz Türk bankacılık sisteminden aldığı pay oldukça küçük. Ancak, Türkiye pazarına ilgileri bir hayli fazla. Özellikle 2001 krizi sonrasında yaşanan konsolidasyon sürecinde piyasayı oldukça yakından incelediler.  
Bunda da Türkiye’nin hızla büyüyen bir pazar olması ve gelecek vaat etmesi etkili oldu. Hatta 1975 yılından bu yana Türkiye’de olan Citigroup’un anonim şirkete dönüşüm için izin almasının arkasında da pazarın cazibesi yatıyor.  Hemen hemen tüm yabancı bankalar organik ya da inorganik yollarla büyümenin planlarını yapıyor.  
 
HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika, Citigroup Türkiye Genel Müdürü Mark T. Robinson, BankEuropa CEO’su Cüneyt Genç ve Habib Bank Genel Müdürü Şebnem Türkay, Türkiye ile ilgili düşüncelerini, strateji ve hedeflerini Capital’e anlattı.  
 
HSBC BANK RİSKSİZ BÜYÜYECEK  
 
Türkiye’ye en fazla yatırım yapan yabancı bankalardan biri HSBC Bank. Türkiye pazarına 1990 sonunda Midland Bank olarak giren banka, Demirbank ve Benkar’ı satın alarak hızla büyüdü. 2003’ün ilk 9 ayı sonunda aktif büyüklüğü 3,2 katrilyon liraya ulaşan bankanın, 36 ilde 159 şubesi bulunuyor.  
 
3 bin 600 civarında çalışanı olan HSBC’nin, 1 milyon 500 bin kredi kartı, 336 ATM’inin yanı sıra telefon ve internet bankacılığı hizmetleri de mevcut. Aynı zamanda Türkiye’de yaşayan yabancılar için de İngilizce internet bankacılığı hizmeti veriyor. Kurumsal bankacılık konusunda da oldukça iddialı olan banka, 2003 yılında özellikle islami finansman ürünlerinden “murabaha” işlemlerinde ciddi artış sağladı. Kurumsal bankacılık alanında toplamda 259 milyon dolarlık işleme aracılık eden HSBC Bank’ta bunun 200 milyon doları “murabaha” işlemlerinden kaynaklandı. Dış ticaret işlemlerindeki etkinliği nedeniyle, yılı Türkiye dış ticaretindeki yüzde 5’lik payını koruyarak bitirdi.    
 
HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika, bireysel bankacılıktaki etkinliklerini artırmaya yönelik olarak hazırladıkları “Müşteri İlişkileri Yönetim Sistemleri” projesini uygulamaya koymak için çalıştıklarını söylüyor. 2003 yılında alt yapı çalışmalarına ağırlık verdikleri nakit yönetimi ürün ve hizmetlerinde de, tüm müşterilerinin aktif çalıştığı beş bankadan biri olmayı hedeflediklerini ifade ediyor.  
 
“Yeni müşteriler kazanacağız”  
 
Piraye Antika, 2004 yılı için hedeflerini ise şöyle anlatıyor:  
 
“Saygın ve kurallara uygun bankacılık yapan, kârlı ama risksiz büyüyen bir banka olacağız. Ayrıca, kalıcı bir portföye sahip, uluslararası tecrübesini müşterileriyle paylaşan, güven duyulan bir banka olmak için çalışacağız. Hem bireysel hem kurumsal müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler geliştirmek, verdiğimiz hizmetleri derinleştirerek mevcut müşterilerimizle olan ilişkilerimizi pekiştirmek, yeni müşteriler kazanarak işimizi geliştirmek istiyoruz.”  
Kısa vadede yeni bir satın alma planlamadıklarını ifade ediyor. Hedeflerinin Demirbank ve Benkar’ın alınmasından sonra edinilen müşteri tabanında büyümek olduğunu söylüyor. Orta ve uzun vadede ise sektördeki gelişmelerin etkili olacağını anlatıyor.  
Piraye Antika, HSBC’nin, Türkiye’ye inanarak, bu pazardaki potansiyeli görerek son 2 yılda büyük yatırımlar yaptığını söylüyor. Türkiye’ye ve Türk ekonomisine olan inançlarının sürdüğünü ifade ediyor. Özellikle AB üyeliği ile ilgili olumlu adımlar atıldığı takdirde yeni yabancı bankaların sektöre girişinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.  
 
CITIBANK’IN ARAYIŞI DEVAM EDİYOR  
 
Citigroup 1975 yılından bu yana Türkiye’de. Başlangıçta temsilcilik ofisi olarak kurulmasına rağmen, 1980 yılından bu yana şube statüsünde hizmet veriyor. Ancak, geçen yıl BDDK’ya başvurarak anonim şirkete dönüşmek için izin aldı. Sonuçta da Citigroup’a Citibank adıyla banka kurma izni verildi. BDDK’dan bankacılık lisansı ve devir izni almasının ardından da Türk bankalarıyla aynı statüye kavuşmuş olacak.  
 
Citigroup Türkiye, 1996 yılında bireysel bankacılık hizmeti vermeye başladı ve şube bankacılığı ile kredi kartı müşteri tabanını genişletti. 1998 yılından bu yana küçük ve orta ölçekli firmalara da hizmet veren bankanın, 24 şubesi, 43 ATM’i ve bir bölge eğitim merkezi bulunuyor. Binin üzerinde personelle kurumsal, bireysel ve ticari bankacılık olmak üzere üç ana müşteri tabanında hizmet sunuyor.  
 
Citigroup Türkiye Genel Müdürü Mark T. Robinson, uzun süreli geçmişleri nedeniyle yerel bir banka olarak görüldüklerini söylüyor. Türkiye’de şubeler, call center, ATM’ler ve internet gibi dağıtım kanallarının optimum bileşimine ulaşmayı planladıklarını ifade ediyor. Böylece, banka müşterilerinin ihtiyaçlarını en uygun şekilde karşılamayı hedeflediklerini söylüyor.  
 
“Fırsatları değerlendiririz”  
 
Citigroup olarak 2004 yılı için iyimser olduklarını ifade ediyor. “Bu bağlamda yeni müşteriler kazanmayı ve yetenekli işgücümüzü daha da artırmayı planlıyoruz. Ayrıca, müşteri memnuniyetini ön planda tutma stratejimizi de sürdürüyoruz” diyerek de bu iyimserliği ortaya koyuyor. Mark T. Robinson, Türkiye’yle ilgili uzun vadeli hedeflerini ise şöyle anlatıyor:  
 
“Citigroup Türkiye kesinlikle büyüyen bir organizasyon. Bunu böyle devam ettireceğiz. Çalışmalarımızı da müşterilerimize dünya standartlarında finansal hizmet sunmak yönünde yürütüyoruz. Büyümek için de farklı yollar kullanacağız. Satın alma bunlardan sadece biri. Tüm dünyada Citigroup, büyümek için her zaman her seçeneği göz önünde bulundurur”.  
Mark T. Robinson Türkiye’nin pozitif gelecek vaat eden bir pazar olması nedeniyle finansal kurumlar dahil olmak üzere, birçok sektörde yabancı yatırımcıları çekeceğini söylüyor.  
Türkiye’nin özellikle finans sektöründe ilgi çeken bir pazar olduğunu ifade ediyor. Finansal sektörün yeni olmasına rağmen, teknoloji dahil olmak üzere alt yapısının çok güçlü olduğunu söylüyor.  
 
HABIB’İN GÖZÜ DIŞ TİCARETTE  
 
1983 yılından bu yana Türkiye’de ticari banka statüsünde hizmet veren Habib Bank Limited (HBL) yüzde 100 Pakistan devlet sermayesiyle kurulmuş bir şube olarak hizmet veriyor. 1984 yılında İzmir’de de ikinci şubesini açan banka, 1994 krizinde bu şubeyi kapattı. Şu anda 14 çalışanı ile Türkiye’nin en küçük kadrolu ticari bankası olma unvanını da taşıyor. Habib Bank’ın aktif büyüklüğü 40 milyon dolar, toplam bankacılık sistemindeki payı ise binde 5’in altında bulunuyor.    
 
Genel Müdürü Şebnem Türkay, mevduat toplama izinleri olmasına rağmen, kredi kartları, bireysel krediler ve ATM gibi bireysel bankacılık hizmetlerinin olmaması nedeniyle mevduat bazının çok küçük olduğuna dikkat çekiyor. Buna rağmen banka 2004 hedeflerinde oldukça iddialı. Şebnem Türkay, bu hedefleri şöyle anlatıyor:  
 
“2004 hedeflerimizi kurumsal müşteri ağımızı, ticaretteki payımızı genişletmek üzerine kurduk. Ticaretteki payımız derken sadece Türkiye-Pakistan ticaretindeki değil, Türkiye'nin tüm dünyayla yaptığı ticaretteki payı anlamak gerekir. Zira bankamız 26 değişik ülkede gerek şube gerekse ortaklık şeklinde faaliyetlerini sürdürüyor.”  
 
Mevcut yapıyla devam  
 
Habib Bank’ın Türkiye’de özel ve niş diyebileceğimiz bir konumu var. Bu da birçok bankanın olmadığı veya pek bilmediği Afrika ve Asya pazarında bankanın oldukça önemli bir yere sahip. Sonuçta da bu ülkelerle yapılan ticarette daha etkin yer almak istiyorlar. Bunu sağlamak için de daha fazla müşteriye ulaşmak ve seçici olmak kaydıyla kurumsal portföyü geliştirmek için çalışıyorlar.  
 
Şebnem Türkay, bu hedeflere ulaşmak için de önümüzdeki dönemde pazarlama faaliyetlerini yoğunlaştıracaklarını söylüyor. Çalışılan müşterilerin daha fazla işlemine aracılık ederek de hedeflerine yaklaşacaklarını ifade ediyor. Ancak, bu amaçlara ulaşmak için daha fazla şube açmak ya da başka bir bankayla birleşmeye gitmenin kısa vadeli planları arasında yer almadığını da sözlerine ekliyor. Temel hedeflerinin mevcut yapıyla yapılabilecek işleri maksimize etmek olduğunu söylüyor.  
 
Şebnem Türkay’a göre, son 2 yıldır yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte Türkiye gelecek vaat eden bir piyasa oldu. Ön plana çıkaran özelliklerinin ise, nüfusu, özel sektör dinamizmi ve kalitesi, büyüyen ticaret hacmi ve göreceli politik ve ekonomik istikrar olduğunu söylüyor.  
 
BANK EUROPA’NIN TİCARİ PLANI!  
 
Bank Europa Türkiye’deki en genç yabancı banka olma unvanını taşıyor. 3 Temmuz 2003 tarihinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de toplam 12 şube ile faaliyete geçen banka, Türkiye’de yalnızca ortanın üstü gelir grubuna hizmet vermek üzere kuruldu. Yani nakit varlığı 40-50 milyar Türk Lirası ve üzeri olan bireylere, kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor.  
 
İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Genç, yurtdışı ürünleri de içeren geniş ürün yelpazeleri ile, hedef müşteri grubunun ihtiyaçlarını karşılayacak bankacılık çözümleri ile pazarda yerlerini aldıklarını söylüyor. Henüz altı aylık geçmişleri olması nedeniyle pazar paylarından bahsetmekten kaçınırken, gerek müşteri sayısı gerekse mevduatta hedefleri doğrultusunda ilerlediklerini ifade ediyor. Şu anda 3 bin müşteriyi aştıklarını belirten Cüneyt Genç, 2004 hedeflerini ise şöyle anlatıyor:  
 
“BankEuropa olarak 2004 yılı için öncelikli hedefimiz, müşteri portföyümüz ve pazar payımızı kârlı bir şekilde büyütmek. Kişiye özel Avrupa standartlarında bankacılık hizmetlerini daha çok sayıda kişiyle buluşturmayı istiyoruz. Yeni ürünlerle de çalışmalarımızı destekleyeceğiz. Stratejik olarak belli alanlarda, piyasaya sunduğumuz ürünler ile öncü ve yenilikçi bir banka olmayı hedefliyoruz.”  
 
Düşük enflasyona uygun ürünler  
 
Düşen enflasyon ortamının kendileri için avantaj olduğunu söylüyor. Yurtdışındaki ana kuruluş BCP’nin düşük enflasyon tecrübelerini Türkiye’ye çok hızlı bir şekilde getireceklerini ifade ediyor.  
 
Böylece müşterilere geçiş dönem sancısı yaşatmadan birikimlerini en akılcı değerlendirebilecekleri düşük enflasyon ortamına uygun enstrümanları en kısa sürede sunmayı hedeflediklerini söylüyor. Ayrıca bu yıl içinde şube sayılarını artırmayı planladıklarını ifade ediyor.  
 
Cüneyt Genç, orta ve uzun vadede faaliyet alanlarını genişletebileceklerinin sinyalini veriyor. Şu anda sadece bireysel bankacılık alanında hizmet verdiklerini, ileride ticari bankacılığa da yönelebileceklerini söylüyor.  
 
Ayrıca leasing ve factoring gibi alanlara girebileceklerini, ancak buna karar verirken ülke ekonomisinin genel gidişatının önemli olacağını söylüyor. Cüneyt Genç, “Henüz kesin verilerle konuşmak için çok erken” diyor.  
 
Piraye Antika/HSBC Türkiye Genel Müdürü  
 
YÜKSEK KÂR DÖNEMİ BİTTİ Geçtiğimiz dönemde bono bileşik faizlerindeki hızlı düşüş, bankacılık sektörünün kârlılığına olumlu olarak yansıdı. Ancak bu durumun içinde bulunduğumuz yıldan itibaren değişmesini bekliyoruz. Özellikle düşen faiz ortamında gerçek bankacılık hizmetlerinin de önem kazanmasıyla sektördeki rekabetin yanında kalitenin daha da artması gündeme gelecek.  
 
KREDİ HACMİ BÜYÜDÜ Başarılı ekonomik performansın devam etmesi reel sektörün performansını da olumlu etkiliyor. Bu çerçevede reel sektör – bankacılık sektörü ilişkisi de temkinli bir derinleşme kaydetti. Bankacılık sektörü kredi hacmi bu ihtiyatlı gelişmelerin ışığında küçük çaplı yükselişler gösterdi.  
 
REEL SEKTÖRLE İLİŞKİ ARTACAK Ekonomik ve politik olarak doğru adımların devam ettirilmesi durumunda, bu iki sektör arasındaki ilişkinin daha da kuvvetlenmesini bekliyoruz. Diğer yandan bireysel bankacılıkta bu dönemde rekabet hızlanarak sürecektir. Artan rekabet kâr marjlarında daralmayı da beraberinde getirecektir. Bu noktada sektörde birleşmeler ve satınalmalar da gündeme gelecektir.  
 
“BANKALAR KAYNAKLARI REEL EKONOMİYE AKTARACAK”  
 
Mark T. Robinson / Citibank  
 
Citigroup Türkiye Genel Müdürü Mark T. Robinson, bankacılık sektörü ile ilgili tüm yeni önlem ve düzenlemelerin sektöre güveni artıracağını söylüyor. Robinson sözlerini şöyle sürdürüyor:  
“Bu düzenlemeler sayesinde bankacılık sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına engel olan tüm problemler ortadan kaldırılacak. Şimdiye dek yapılmış mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformlar gelecek on  yılda bankacılık sektörü için daha da uygun bir ortam sağlayacak.  Bankacılık sektörünün varlık ve kaynak yapısı gelecek yıllarda değişecek ve böylece fınansal araç ve finansal entrümanların çeşitliliğinde artış mümkün olacak.  
 
Hükümet borçlanması azaldıkça bankalar finansal kaynaklarını -bireysel bankacılık hizmetleri dahil olmak üzere- reel ekonomiye aktarabilecekler. Ayrıca, düşük enflasyon dahil olmak üzere istikrarlı bir makroekonomik ortamda, bankalar rekabetçi olmak için pazara daha sofistike ürünler sunacak. Risk yönetimi de dahil olmak üzere dünya standartlarında sistem ve teknolojiye yatırım yapacaklar.”  
 
“YABANCI OYUNCU SAYISI ARTACAK”  
 
Şebnem Türkay / Habib Bank  
 
TÜRKİYE’YE İNANIYORUZ Ana kuruluşumuz olan BCP Grubu Türkiye pazarında gördüğü potansiyel üzerine krizde olunmasına rağmen yatırım yaparak BankEuropa’nın temellerini 2001 yılı sonunda attı. Bizler, Türkiye’nin gelecek vadeden, gelişime son derece açık ve içinde büyük potansiyel barındıran bir ülke olduğu inancına sahibiz.  
 
EKONOMİ UMUT VERİYOR Ekonomide son dönemlerde meydana gelen olumlu değişiklikler bu inancımızı pekiştiriyor. Bizler, ileriye dönük planlarımızı daha iyi bir Türkiye senaryosuna göre şekillendiriyoruz.  
 
TÜRKİYE CAZİP PAZAR Türkiye şu anda yabancı yatırımcılar açısından cazip pazarlardan biri. Bu anlamda yabancı yatırımcıların ilgisini mutlaka çekmektedir. Elbette mevzuatın da bu adımları desteklemesi gerekecektir.  
 
BANKACILIKTA DAHA İLERİYİZ Bankacılık sektöründe Türkiye şu an Avrupa’nın önde gelen pek çok ülkesine göre dahi daha ileride. Bu, hem teknolojik olarak, hem de son yıllardaki enflasyonist ortamın tüketici ayağında yol açtığı beklentiye paralel ürünlerin şekillenmesi anlamında geçerli.  
 
YABANCILARIN İLGİSİ ARTACAK Şu an çok daha istikrar vaat eden yeni bir döneme giriyoruz. Bu elbette hem genel anlamda, hem de bankacılık sektörü özelinde yabancıların ilgisini çekecektir. Uzun vadede bankacılık sektöründeki yabancı oyuncu sayısının artış göstereceğini tahmin ediyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz