Son iki yıldır Türkiye’de şirket satın almak veya ortak bulmak isteyen yatırımcı sayısı o kadar hızla arttı ki, danışmanlar bu talepleri karşılamakta zorlandılar. Birçoğu 2006’da kendilerin...
Son iki yıldır Türkiye’de şirket satın almak veya ortak bulmak isteyen yatırımcı sayısı o kadar hızla arttı ki, danışmanlar bu talepleri karşılamakta zorlandılar. Birçoğu 2006’da kendilerine gelen başvuru sayısının yüzde 100 oranında arttığını söylüyor. Danışmanlara geçen yıl kaç başvuru aldıklarını, kaçıyla ciddi bir çalışma içine girdiklerini ve kaçını sonuçlandırdıklarını sorduk. Kimileri bu bilgilerin tamamını paylaştı, kimileri ise bir bölümünü…Onlardan aldığımız bu bilgilere onların 2006 işlem hacmini de ekleyince ortaya çöpçatanların performans tablosu çıktı.
Birleşme ve satın alma işlemlerine danışmanlık yapan büyük şirketlerden birinin yöneticisinin sözleri bu alandaki talebin canlılığını çok çarpıcı bizimde ortaya koyuyor: “Son iki yıldır Türkiye’deki bir şirketle ortak olmak isteyen veya burada şirket almak isteyen çok sayıda yatırımcıdan talep geliyor. Çok değil birkaç yıl öncesinde bize 1 yıl içinde gelen başvurular iki elin parmaklarını aşmayacak düzeydeydi. Oysa şimdi aldığımız başvuruların sayısı 100’ü aştı. Tıpkı bizim gibi diğer danışmanlık şirketleri de gelen talepleri karşılamak için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu alandaki talepleri karşılayacak yetişmiş uzman ve hukukçu bulmakta zorlanır olduk. Hatta kimi yetenekli insanlar ayrılıp kendi danışmanlık şirketlerini kuruyor. Yeni yabancı danışmanlık firmaları pazara giriyor” diyordu.
Rakamlarda bu yöneticinin tespitlerini destekler nitelikte… Türkiye’de 2002 ile 2004 yılları arasında toplam 4,5 milyar dolarlık şirket birleşme ve satın alması gerçekleşirken, 2005’teki işlemlerin tutarı 31 milyar dolara ulaştı. 2006 yılındaki işlemlerin toplam değeri ise yaklaşık 19,5 milyar dolar seviyesinde oldu.
2007 Beklentisi 15 Milyar Dolar
Birleşme ve satın almalara (mergers&acquisitions) aracılık eden büyük danışmanlık şirketleri, 2007 yılında Türkiye’de 15 milyar dolarlık özelleştirme ve şirket satışı olacağını tahmin ediyorlar.
Sektörler bazında da özellikle enerji, finans, gayrimenkul, hizmet, turizm, gıda ve ilaç sektörlerinde birleşme ve devralma trendinin devam edeceği düşünülüyor. 2007 yılının ilk çeyreğinde Eczacıbaşı İlaç’ın Çek Zentiva tarafından alınması, Karayolları Arazisi’nin 800 milyon ABD dolarına Zorlu Grubu’na satılması, Dundas Ünlü’ye Standart Bank’ın ortak olması gibi işlemler de içinde bulunduğumuz yılın hareketli geçeceğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Önemli kamu satışlarının ve büyük ölçekli banka işlemlerinin önceki yıllarda tamamlanması nedeniyle yeni dönemde oyuncular da değişiyor. 2007 yılında büyük tutarlı işlemler yerine, küçük, orta ölçekli özel şirketlerin daha küçük hacimli işlemlerin gerçekleşeceği söyleniyor. Bu nedenle de işlem sayısının önceki yıllara göre artması bekleniyor.
Danışmanlar bu beklentilerini kendilerine gelen şirket sayısındaki artışla da destekliyorlar. Birleşme ve satın almaya aracılık eden şirket yöneticileri, son bir yıl içinde orta ve küçük ölçekten yerli ve yabancı birçok şirketin kendilerine başvuruda bulunduğunu belirtiyorlar. Geçtiğimiz bir yıl içinde kendilerinden hizmet talebinde bulunanların sayısında ise yüzde 20 ile yüzde 100 arasında bir artış olduğunu söylüyorlar.
“Talepte Yüzde 100 Artış Oldu”
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği işlem sayısı ve hacmiyle çok yoğun bir dönem geçiren Citigroup, bu yıl da sektördeki en hareketli şirketler arasında.
Citigroup Türkiye Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Çağlayan Çetin, “2006’da bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 100 daha fazla başvuru aldık. Gerçekleştirdiğimiz 5 işlemin 4’ünde yabancı sermayeli şirketlere hizmet verdik. Türkiye ekonomisindeki hızlı büyümeden dolayı geçtiğimiz yıl çoğunlukla Avrupa ve Amerika sermayeli şirketlerle iş yaptık” diyor.
Citigroup’a gelen taleplerin sektörel dağılımında perakende, çimento, finansal servisler ve sigorta daha geniş bir pay alıyor.
Citigroup’un gözlemlerine göre satın alma ve birleşmeler açısından Türkiye bu yıl da cazibesini koruyacak. Ülkeye 15 milyar dolar civarında doğrudan yabancı sermaye girişi olacak. İşlemlerde de özellikle Batı Avrupalı ve Ortadoğulu yatırımcılar ön plana çıkacak. Çağlayan Çetin, bu durumun nedenlerine ilişkin, “Bundaki en önemli etken ülkenin coğrafi konumu. Ortadoğu ülkeleri için Türkiye Avrupa’ya açılan bir köprü niteliği taşıyor. Ortadoğu’dan gelen yatırımlar hemen hemen her sektördeki şirket ve varlıkla, en çok da gayrimenkul ile ilgileniyorlar” şeklinde konuşuyor.
“Yüzlerce Yatırımcıyla Konuştuk”
En büyük danışmanlık şirketlerinden PDF’nin son bir yılda kendisinden hizmet talep eden şirket sayısında yaşadığı artış oranı yüzde 100. PDF Yönetici Ortağı Evren Ertay, “Bir yıl içinde bize gelen yüzlerce yerli ve yabancı yatırımcı oldu” diyor.
Son bir yılda birçok projede yer aldıklarını da belirten Ertay, bu projelerle ilgili şu bilgileri veriyor: “Geliştirmekte olduğumuz, tamamladığımız, değişik nedenlerle bekleme aşamasında olan ve şu an için devam etmeyeceğine karar verdiğimiz projeler geniş bir sektörel yelpazede. Bu sektörler arasında enerji, petrol ürünleri dağıtımı, gayrimenkul, gıda, lojistik, finansal hizmetler, kimya, reklamcılık, BT hizmetleri yer alıyor.”
Ertay, kendilerine gelen projelerin sadece yüzde 10 ile yüzde 25’inin bir yıl sonunda tamamlanma noktasına geleceğini belirtiyor. Gelen projelerden bazılarının neden sonuçlanmadığını da şöyle açıklıyor: “Bazen şirketler rasyonel karar veremiyor, insan faktörü, güç savaşları, diğer etkenler karşımıza çıkıyor. Yaşadığımız bir örnekte yabancı şirketin yerli bir şirketin hisselerini alması öngörülüyordu. Yabancılar çoğunluk hisseyi almayı hedeflerken, yerli şirketin hissedarları şirkette azınlık hisse istemediklerine karar verdiler. Sonuçta çok kapsamlı bir yapı kuruldu, taraflar yüzde 50-50 hisseye razı oldular. Ancak geliştirilen tüm bu yapılara karşı proje ilerlemedi. Satış sonrası yönetimde sorunlar olacak bir şirkete ortak olmak iki tarafın da istemeyeceği bir durum. Bu durum projenin adımları sırasında ortaya çıktı ve proje durdu.”
Tskb’ye 100’den Fazla Başvuru Oldu
Talepte artış yaşayan şirketlerden bir diğeri de TKSB. Talepte yaşadığı artış oranını belirtmeyen TSKB’ye son bir yılda başvuran şirket sayısı 100’ün üzerinde. TSKB yetkilileri bu şirketlerin yarısından fazlasının yabancı menşeli olduğunu söylüyor. TSKB Finansman Bölüm Müdürü Hakan Aygen, “Bu bağlamda özellikle Batı Avrupa, Amerika ve Kuzey ülkelerindeki yatırımcılardan talep aldığımızı söyleyebiliriz” diyor.
Sektörler bazında TSKB’ye gelen talep ağırlıklı olarak finans, çimento, petrokimya, gayrimenkul ve turizm ağırlıklı. Hakan Aygen finans sektöründe satın alma danışmanlığı başvurularının genelde Avrupa ve Körfez ülkelerindeki yabancı yatırımcılardan geldiğini ifade ediyor. 2006 yılında çok sayıda birleşme ve satın almanın yaşandığı çimentoda ise birçok yerli yatırımcıdan danışmanlık hizmeti talebi aldıklarını belirtiyor.
Geçtiğimiz yıl oldukça yoğun bir dönem geçiren TSKB’nin iş yoğunluğu bugünlerde de artarak devam ediyor. Kurum son olarak Antalya Ortadoğu Limanı’nın Çelebi-Global Yatırım konsorsiyumu tarafından satın alınmasında aracılık yapmıştı. TSKB şu an ismini açıklamadığı 8 adet birleşme ve satın alma işlemine danışmanlık yapıyor.
“İşlemlerin Üçte Biri Tamamlandı”
Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü geçtiğimiz 12 ay içinde de birleşme ve satın alma hizmeti için gelen 37 şirkete hizmet verdi. Şirket yetkilileri bu sayıya ek olarak en az 20 şirketin de kendilerini ziyaret ettiğini belirtiyorlar.
Deloitte’la görüşen şirketlerden 10’u Türk, geri kalan 27’si ise yabancı. Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Sorumlu Ortağı Anthony J. Wilson, “Bu işlemlerin yaklaşık üçte biri başarı ile sonuçlandı. Diğer üçte birinin çalışmaları devam ediyor. Bir diğer üçte birlik bölüm ise tamamlanmadı. Tamamlanmama nedenlerinin başında hedef şirketin bir başka yatırımcı tarafından, rekabet yaratan bir teklif ile satın alınması geliyor. İkinci neden ise tarafların fiyat veya kontrol gibi temel konularda sonuç anlaşmasına varamamaları. Fiyat konusundaki anlaşmazlıklar kimi zaman Mayıs 2006’daki ekonomik belirsizlikler, kimi zaman da durum değerlendirmesinde varılan sonuçlardan kaynaklandı” diyor.
Deloitte Türkiye, 2007 yılında 2006’ya kıyasla daha az özelleştirme ve daha az yabancı yatırım bekliyor. Buna karşın birleşme ve satın almalar konusunda artışın süreceğini düşünüyor. Anthony J. Wilson bu konuda şöyle konuşuyor: “İçinde bulunduğumuz dönemde işlemlerin sayısı giderek artıyor. Birleşme ve satın alma yaşayan sektörlerin sayısında da bir artış yaşanıyor. 2007 yılında en az 200 işlem gerçekleşmesini bekliyoruz.”
“Her Sektörden 150 Başvuru Aldık”
EFG İstanbul Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Pınar Karaman, 2006 yılında satın alma ve birleşme hizmeti almak isteyen birçok yerli ve yabancı şirketin kendilerine başvurduğunu söylüyor. Bu bağlamda da yaklaşık 100-150 görüşme yaptıklarını belirtiyor.
Diğer danışmanlık şirketlerinde olduğu gibi EFG İstanbul’la görüşen şirketler de ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri, Körfez ülkeleri, ABD ve Hindistan menşeli. Özellikle yatırım fonlarından kendilerine talep geldiğini ifade eden Karaman, “90’ların sonunda Türkiye’de parmakla sayılabilecek özel yatırım fonu vardı. Son 2 yıldır bu fonların sayıları ciddi ölçüde arttı. Bizim bilgimiz dahilinde Türkiye ile aktif olarak ilgilenen fon sayısı 150’ye yakın. Görüştüğümüz yatırımcıların çoğu Amerika, İngiltere ve Körfez ülkeleri merkezli çalışan yatırım fonları” diyor.
EFG İstanbul’a gelen taleplerin sektörel bazdaki dağılımında finans, çimento, gayrimenkul, enerji sektörleri ön plana çıkıyor. Karaman kabaca her sektörden yaklaşık 10 ile 30 arasında görüşme yaptıklarını söylüyor.
2006 yılında 5 işlem tamamlayan kurumun şu anda üzerinde çalıştığı pek çok işlem bulunuyor.
“20 Fon Ve 60 Şirketle Görüştük”
Aslında birleşme ve satın almalarda yaşanan artışı ortaya koyan en güzel verilerden biri de Dundas Ünlü’nün kurulduğu ilk günden beri tamamladığı iş sayısı. Dundas Ünlü Kurumsal Finansman Müdürü Erkan Kurt, “Kurulduğumuz 1996 yılından bu yana 40’a yakın proje tamamladık. Bu projelerden 12’si ise son bir yılda gerçekleşti” diyor.
Kurt, son dönemde kendilerine gelen talepte yaşanan artış oranını da yüzde 20 olarak açıklıyor. 2006 yılına kadar Dundas Ünlü’den danışmanlık almak isteyen şirketler ağırlıklı olarak Türk şirketlerinden oluşuyor. Ancak son yıllarda özel sermaye fonlarının artan ilgisi nedeniyle talepte yabancıların ağırlığı da artmış durumda.
Bu durumla ilgili olarak Erkan Kurt şöyle konuşuyor: “2006 yılında 20’ye yakın özel sermaye fonu ile görüşme yaptık. Ağırlıklı olarak İngiltere ve Körfez bölgesi merkezli olan bu fonların öncelikli amacı müşterimiz olmaktan çok, satıcı tarafı temsil ettiğimiz projelerden haberdar olarak potansiyel alıcı olmaktı.”
Son bir yılda Dundas Ünlü’yle çalışmayı talep eden şirketlerin dağılımına gelince… Bu konuda da Kurt’un verdiği bilgiler şöyle: “2006 yılı içinde bizimle çalışmayı talep eden 50’ye yakın şirketin yaklaşık dörtte üçü Türk, kalanı ise yabancıydı. Sektör bazında baktığımızda ise inşaat malzemeleri, gıda, ambalaj, finans ve çeşitli hizmet sektörleri toplam projelerimizin yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor.”
“Talep Geçen Yıla Göre 2 Kat Daha Fazla”
Yılmaz Argüden/Rothschıld Türkiye Yöneticisi
Ligin Zirvesinde
Rothschild Türkiye piyasasında birleşme ve satın almalarda en fazla işlem hacmini gerçekleştiren danışmanlık şirketi. Dünyadaki şirket birleşmelerini ve bu konuda danışmanlık yapanları izleyen Merger Market’in 2006 lig tablosunda da birinci sırada yer alıyor. Rothschild Türkiye ofisinin yöneticisi Yılmaz Argüden, birleşme ve satın almalarda yoğun bir döneme girdiklerini belirtiyor. Ardından da şöyle devam ediyor:
Proje Sayısı Arttı
“Şu an ilgilendiğimiz proje sayısı geçen yıla göre en az 2 kat arttı. Bugün için isim verememekle birlikte özellikle enerji, bankacılık, altyapı gibi sektörlerde çok yoğun bir ilgi olduğunu söyleyebilirim. Türkiye ile ilgilenen şirketler başta Avrupa olmak üzere Orta Doğu, Rusya, Amerika ve Rusya pazarında faaliyet gösteriyorlar. Bu nedenle ilginin küresel olduğunu ama ağırlığının AB ve coğrafi olarak yakın ülkelerden olduğunu söylemek mümkün.
Yeni Fırsatlar
Özelleştirme programının kazanmış olduğu ivme ve Türk iş dünyasının iş portföyünü yeniden yapılandırması satın alma ve birleşmelerde önemli fırsatlar yaratıyor. Koç grubunun stratejik öncelikleri içinde bulunmaması nedeniyle birçok şirketini satmaya başlamasının da bu trendin bir göstergesi.”
Özel Fonların Türkiye’ye İlgisi Artıyor
Cumhur Kuşçuoğlu/Ernst&Young Kurumsal Finansman Direktörü
Ernst&Young adı genellikle büyük hacimli işlemlerle anılıyor. Geçtiğimiz yıl Merger Market lig tablosunda dördüncü sırada yer alan şirkete son bir yıl içinde başvuru yapan şirket sayısı 30. Ernst&Young Kurumsal Finansman Danışmanlık Direktörü Cumhur Kuşçuoğlu, kendilerine başvuran şirketlerden 10’unun yabancı olduğunu belirtiyor ve geçen yılki performanslarını şöyle değerlendiriyor:
Sağlık Ve Eğlence Ön Planda
“Ülke olarak da Almanya, Hollanda, İngiltere, Kuveyt, Dubai ve Fransa ağırlıkta. Ernst&Young’a gelen talepler doğrultusunda birleşme ve satın almaların en fazla yaşandığı sektörler sıralamasında sağlık, eğlence, kimyasallar, inşaat, medya, enerji ve finans ön sıralarda yer alıyor.
Sonuçlanmayan Projeler
Son bir yıl içinde bize gelen 30 talepten sadece Saint Gobain-Aghainim ortaklığının İzocam’ı satın alma işlemini açıklayabiliyoruz. Gizlilik anlaşması gereği diğer işlemler konusunda bilgi veremiyoruz. Gelen taleplerden bazıları da sonuçlanmadı. Sonuçlanmayanlar elektrik dağıtım ihalelerinin ertelenmesinden ve medyadaki yabancı sahiplik kısıtlamasından kaynaklandı.
2007 Parlak Bir Yıl Olacak
2007 birleşme ve satın almalar açısından çok parlak bir yıl olacak. Özellikle enerji, gayrimenkul, gıda, hizmetler ve sigortacılık sektörleri büyük bir hareketlilik yaşayacak. Sektörün yaşayacağı bu parlak durumda özel sermaye fonlarının da katkısı büyük olacak.
Fonlardan 3 Milyarlık Yatırım
Dünyada gerçekleştirilen satın almalardan önemli bir pay almaya başlayan bu fonların Türkiye’ye ilgisi gittikçe artmakta. Son 12 ayda Türkiye’de yatırım yapmak üzere bir araya getirilen fonların tutarının 1 milyar dolar civarı olduğu öngörülüyor. Bu fonların borçlanma kapasitesi de göz önüne alındığında önümüzdeki 3 yılda özel sermaye fonlarının yapacakları yatırım tutarının 3-4 milyar dolar arasında olacağını tahmin ediyoruz.”
“Yerli Sermaye Çekingenliği Kırdı”
Evren Ertay/Pdf Yönetici Ortağı
“Yerliler De Danışmanlarla Çalışıyor”
Son yıllarda yaşanan gelişmelerle artık yerli sermaye grupları çekingenliklerini kırdılar. Yerli şirketler büyümek, şirketlerine değer katmak, portföylerindeki şirketlerin bir kısmını satıp yeni alanlara girmek gibi konularla ilgileniyorlar ve bizim gibi danışmanlarla tanışıp çalışıyorlar. Bu çok hızlı ve önemli bir değişim.
“Türkiye Yatırımcının İlgi Alanında”
Yabancı yatırımcılar tarafında da önemli gelişmeler gözlemliyoruz. 4-5 yıl önce bir Türk şirketini satmak için yabancı stratejik ya da finansal yatırımcıya götürdüğümüzde, yabancıların ülkeye ve projeye ilgisini çekmek kolay değildi. Projeler yine oluyordu ama sayısı daha azdı ve tamamlama süresi de uzun oluyordu. Artık Türkiye yaşanan değişimle birlikte yabancı yatırımcının ilgi alanında.
“Yabancı Fonlar Türkiye Takımları Kurdu”
Bununla birlikte özel sermaye fonları alanında son 2 yılda Türkiye’de hızlı bir büyüme yaşıyoruz. Türkiye’de kurulan ve faaliyete geçen fonların yanında yabancı fonlar da Türkiye takımlarını kurdular. Birleşme ve satın almalar alanında son 2 yılda elde edilen başarı yeni yatırımcıların gelmesine ortam sağlayacak.
“2008 Satın Almalar İçin İyi Bir Yıl Olabilir”
Ben mevcut şartlarda 2007-2008’in yerli ve yabancı birleşme ve satın almalar için iyi bir yıl olmasını bekliyorum. Yerel risklerin iyi yönetildiği bir durumda ve global seviyede önemli bir olumsuzluk olmaması halinde 2007’nin ve özellikle 2008’in başarılı bir yıl olacağını düşünüyorum.
“Yurtdışında Satın Alma Yapan Türk Şirketi Sayısı Artacak”
Timuçin Kaan/Abn Amro Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı
Kurumsal finansman ve şirket evliliklerinde Türkiye’de en çok işlem yapan ABN Amro’nun Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Timuçin Kaan, 2006 yılını nasıl geçirdiklerini şöyle anlatıyor:
“220 Başvuru Aldık”
Son bir yıl içinde bizden danışmanlık talebinde bulunan şirket sayısı 220 civarında. Bu görüşmelerin yüzde 50’sini yabancı olarak kabul edebiliriz. Bize gelen taleplerin sektörel dağılımı da enerji, ilaç, perakende, finans ve inşaat şeklinde. Talepte ne kadarlık bir artış olduğunu sayı olarak belirtmek oldukça zor. Birleşme ve satın almalara yönelik ilgi 2007 yılında da sürecek.
“2007’de İşlemler Duraklamadı”
Her ne kadar seçim yılı olsa da şu an itibariyle satın alma ve birleşmeler anlamında Türkiye piyasasında bir duraklama yok. 2007 yılının yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceği bir yıl olmasını bekliyoruz. Bunun yanında 2007 yılında çok daha fazla Türk şirketinin civar ülkede yatırım ve satın alma yapacağını düşünüyoruz.”
Nilüfer Gözütok
ngozutok@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?