Yeni Büyüme Alanları

Son dönemde neredeyse her sektörün gündeminde var. Pazar belli bir büyüklüğe geldi, bazı alanlarda rekabet kızıştı. Sektörlerin önemli bölümünde alt kategorilerde gidecek pek yer kalmadı. Bu nedenl...

1.05.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Son dönemde neredeyse her sektörün gündeminde var. Pazar belli bir büyüklüğe geldi, bazı alanlarda rekabet kızıştı. Sektörlerin önemli bölümünde alt kategorilerde gidecek pek yer kalmadı. Bu nedenle CEO’lar ve yöneticiler, şirketlerini yeni dönemde hangi alana yönelteceklerinin, büyümenin yeni alanının ne olacağının hesabını yapıyor. Üstelik gıdadan cep telefonuna, otomobilden beyaz eşyaya, bu hesap geleceğe damgasını vuracak gibi de görünüyor…  
 
GSM pazarının önümüzdeki dönemde yeni ve değerli hizmetlerin sunulmasıyla ivme kazanacağı öngörülüyor. Turkcell Genel Müdürü Muzaffer Akpınar, bu hizmetlerin yanında abone yapılacak daha çok müşteri olduğunu söylüyor ve yeni abone hesaplarını söyle anlatıyor: “Şu anda 26 milyon aboneye hizmet ediliyor. Hedefimiz, 2006 yılında penetrasyonu yüzde 45-50’ye çıkarmak. Böylece nüfus 70 milyona çıktığında, biz de 35 milyon aboneye ulaşacağız.”  
 
Akpınar’ın bu senaryosu, GSM pazarının bundan sonra penetrasyona ve yeni hizmetlere odaklanacağını gösteriyor. Yani, büyüme bu iki noktadan beslenecek. Şirket bir yandan yeni aboneler elde ederken, diğer yandan da katma değerli hizmetlere, örneğin içerik satışına odaklanacak.  
 
GSM gibi diğer sektörler de önümüzdeki dönemde büyümeyi sağlayacak alanlar, yeni ürünler ve hizmetler üzerine hesaplar yapılıyor, senaryolar hazırlanıyor. Hesaplar sektörden sektöre değişiyor. Ancak, genel olarak pazarlardaki büyüme iç tüketimden kaynaklanacak. Dayanıklı tüketim, otomotiv gibi alanlarda iç tüketimin yanında ihracat da önemli bir rol oynayacak. Bunun dışında elektronik, bilişim, cep telefonu gibi pazarlarda teknoloji büyümede kritik rolü üstlenecek. Çimento, beyaz eşya, gıda sektörlerinde ise yeni ürünlerle açılım sağlanacak.  
 
Otoyu B segmenti sürükleyecek  
 
Türkiye’de 1000 kişi başına düşen otomobil sayısı 69 adet civarında. AB ortalaması 556 seviyesinde seyrediyor. Otomobilde önümüzdeki dönemde de iç pazar büyümenin sürükleyici unsuru olacak. Hyundai Assan Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu, B segmenti, üst-mini araç segmenti ve dizel motorlu araçların en çok gelişen kategoriler olacağına inanıyor. B segmenti 2000-2003 döneminde yüzde 50 büyüdü. Kurthan Tarakçıoğlu, “Düşük yakıt tüketimi ve kullanım kolaylığı açısından Avrupa ülkelerinde de yüksek pay alan B segmenti, Türkiye’de de büyümesini sürdürecek” diye anlatıyor. Yakıt kalitesindeki iyileştirmelerle dizel araçların ağırlığı daha da artacak.  
 
Ticari araç pazarını değerlendiren Temsa Genel Müdürü Mehmet Buldurgan, Van segmentinde CDV araçların pazardan en büyük payı almaya devam edeceğini düşünüyor. Kamyon pazarında 3.5-12 ton üstü araçlar önümüzdeki yıllarda da en fazla paya sahip olarak baskın durumunu koruyacak. Mehmet Buldurgan, “Temsa Powerbus gibi küçük otobüs diye adlandırılan araçların şehirlerarası kısa mesafeler ve turizm nedeniyle talep göreceğini ve yeni bir alt segment oluşturacağını düşünüyoruz” diye anlatıyor.  
 
Dayanıklıda yenilemeler önemli  
 
Dayanıklı tüketimin ana ürünlerinden televizyonda yine ihracat ağırlık noktası olacak. Ürün bazında ise TFT/LCD TV ve plazma TV iç tüketimde ve ihracatta pazara yeni fırsatlar sunacak. Vestel Elektronik Genel Müdürü Sertaç Beller, CRT TV'lerin de bir süre daha ağırlığını koruyacağını söylüyor. Ancak, ona göre, TFT/LCD TV ve plazma TV gibi yeni teknoloji ürünleri, estetikliği ve kullanım kolaylığı gibi özellikleriyle CRT TV'lerin alternatifi olmaya başlayacak. Bu ürün gruplarında üretimin artmasıyla fiyatların makul seviyelere gelmesi talebin daha geniş tüketici gruplarına yayılmasını sağlayacak.  
 
Arçelik Pazarlama ve Satış Grup Direktörü Şirzat Subaşı, beyaz eşyada önümüzdeki 5-6 yıl içinde özellikle çamaşır makinesi, fırın ve bulaşık makinesi gibi doygunluk seviyesine gelmemiş ürünlerin satışlarının artacağını düşünüyor. Türkiye de 16 milyon hane var. Bunların neredeyse tamamında televizyon ve buzdolabı kullanılıyor. Ürünlerin ömürleri ise 10-12 yıl arasında değişiyor. Şirzat Subaşı, “Her yıl hanelerin yüzde 10'u kadarı ürünlerini yenilese, bu da 1.6 milyon adet yenileme talebi oluşması anlamına geliyor” diyor.  
 
KOBİ’ler bilişimi taşıyacak  
 
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, bilişim teknolojileri pazarındaki büyümede mobil ürünlerin öne çıkacağını düşünüyor. Kablosuz bağlantıların yaygınlaşmasıyla mobil ürünlerin kullanımında ciddi bir patlama öngörülüyor. Dijital fotoğraf makinelerinde ve ev elektroniği ürünlerinde de satışlar artacak.  
 
Erol Bilecik, analog teknolojilerden dijital teknolojiye transfer olan bazı kişisel kullanım ürünlerinin satışlarında ciddi artışlar olacağını düşünüyor. Kullanıcılar bazında ise bilişim yatırımlarına daha fazla kaynak ayıracağı varsayılan KOBİ’ler başı çekecek. Kamu yatırımlarının da büyümeyi olumlu etkileyeceği düşünülüyor.  
 
HP Türkiye Görüntüleme ve Baskı Grubu Ülke Müdürü Fikret Ergüder ise büyümenin gerçekleşeceği alanları şöyle değerlendiriyor:  
 
“Global ve yerel yazılımlar daha da gelişecek. Mobil iletişim ve baskının, sayısallaşmış görüntü ve baskının, renk kullanımının ve renk teknolojilerinin öne çıkacağını öngörüyoruz. Eğitim, eğlence, ses, görüntü ve baskı açısından da büyük gelişmeler kaydediliyor. En iddialı büyümenin projeksiyon cihazlarında olacağı öngörülüyor. Bu pazarın 5 yıl sonra 80-85 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.”  
 
Yeni teknolojilerle büyüyecek  
 
Cep telefonu pazarı yeni teknolojilerden güç alarak büyüyecek. Tekofaks Telekomünikasyon Genel Müdürü Burçin Orhon, üreticilerin, durgunluk döneminden sonra ilk satın alma ve yenileme pazarını harekete geçirebilecek yenilikler sunmayı başladıklarına dikkat çekiyor. Bunların başında kameralı cep telefonları ve akıllı cep telefonları geliyor. Burçin Orhon, kısa ve orta vadede büyüme sürecinin, bu ürünlerin bulunduğu segmentlerde yaşanacağını düşünüyor. 2003’de toplam pazarın yüzde 10’unu alan bu segmentlerin, 2004’te yüzde 30’lara çıkması bekleniyor.  2003’te Avrupa’da satılan 120 milyon cep telefonunun yaklaşık yüzde 20’si bu segmentlerde yer aldı.  
 
Burçin Orhon, bu rakamın 2004 sonunda yüzde 50’lere yaklaşmasını öngörüyor. 3G yatırımlarının meyvelerini 2008’den itibaren vermesi bekleniyor. Burçin Orhon, “2008’e kadar olan sürede lider operatör firmalar üreticilerden GSM ile uyumlu, pil süreleri yeterli ve mümkün olabildiğince küçük yeni UMTS modellerini pazara sunmalarını bekleyecektir. Hareketli görüntü transferine olanak sağlayan bu teknoloji, yenilik sunulmasını ve buna bağlı olarak da atılım yapabilmesini sağlayacak” diye anlatıyor.  
 
Büyümenin yolları çok  
 
Çimento son kullanıcıya ulaşmadan önce işlem görüyor. Bu işlem sonucunda beton, sıva ve harç ürünleri elde ediliyor. Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Erhan Kamışlı, büyümenin bu ürünlerin sürüklemesiyle olacağını söylüyor. Betonda yüksek dayanım sınıfları tüketicinin bilinçlenmesi ve deprem riski nedeniyle öne çıkıyor. En popüler beton sınıfı olan C18, C20 yerini C25, C30’a bırakmaya başladı. Kendiliğinden yerleşen beton gibi özel betonlar, dekoratif beton uygulamaları ve prefabrike yapı malzemelerine olan talep de artıyor. Erhan Kamışlı, “Ürettiğiniz ürünü ikame edebilecek rakipleri varsa bu sektörünüz için büyüme potansiyeli demektir. İkame ürünler alanındaki en büyük büyüme hedefimiz asfaltın yerine geçmektir. Beton yollar önemli bir büyüme fırsatıdır” diye anlatıyor.  
 
Bir başka büyüme imkanı da ürün çeşitlendirmesinden geçiyor. Beyaz çimento, kalsiyum aluminantlı çimento buna örnek olarak gösterilebilir. Çimsa’nın beyaz çimentoda gösterdiği başarı buna güzel bir örnek teşkil ediyor. Erhan Kamışlı, “Bir başka büyüme yolu da satın almadır. Şirketlerimizin mali yapısı bu tür büyüme için son derece elverişli durumda. Bu alandaki büyüme imkanları tarafımızca ciddi olarak değerlendiriliyor” diyor.  
 
Boyada su bazlı büyüme  
 
Boya geçmişte bir temizlik malzemesi olarak görülüyordu. Ancak, bugün tüketicide farklı eğilimler gözleniyor. Marshall Boya Pazarlama Müdürü İrfan Çetindamar, “Bugün tüketiciler tercihleri yenileme, dekorasyon, duvarların eşya ile uyumu, huzur veren renklerin kullanımı şeklinde değişiyor. Bu nedenle üreticiler farklı renkleri çok hızlı üreten renk otomasyonu için gerekli yatırımları yapacak. Bu ürünler büyümede etkili olacak. Ayrıca, markalı ürünlerin satışı da artacak” diye konuşuyor.  
 
Türkiye’nin coğrafi durumu ihracat şansını da arttırıyor. Kullanılmayan kapasitelerin ihracatta değerlendirilmesi için Türk Cumhuriyetleri, Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu bölgelerine daha fazla gidilmesi bekleniyor. Türkiye’de yaşanan krizler, kapasite fazlası ve ağır rekabet şartları üreticileri dış pazarlara daha fazla itecek. Dolayısıyla, ihracat ve dış pazarlardaki yatırımlar büyümenin unsurlarından biri olacak. İrfan Çetindamar, “İnsan sağlığı, çevreci ürün ve çalışanın emniyeti ile ilgili yaptırımlar artık uyum yasalarıyla daha sıkı takip edilecek. Bu da su bazlı ürünlerin payını arttıracak” diye konuşuyor. İnşaatta yaşanacak ivme ve yeni inşaat kuralları dış cephe ürünlerinin kullanımını arttıracak. Tüketimin Avrupa’ya göre az olması da büyümenin bir başka nedeni olacak.  
 
Kaplamada granit dönem  
 
Seramik kaplama malzemeleri pazarında yer ve duvar karolarının kullanımının yaygınlaşmasıyla üretim bazında artış yaşanıyor. Yurtbay Seramik Genel Müdürü Mustafa Girgin, yeni eğilimin granit yönünde olduğunu söylüyor. Özellikle dış pazarlarda su emme oranı düşük granite doğru kayış gözleniyor. Türk pazarında da bu yönde bir trend başladı.  
Mustafa Girgin, granit üretiminin başlıca üreticiler tarafından üretim gamına alındığını söylüyor. Bu daha da yaygınlaşacak. İnşaat piyasasındaki durgunluk nedeniyle iç pazarda hareketlilik beklenmiyor. Bu nedenle şirketlerin ihracata ağırlık vermesi bekleniyor. Dolayısıyla, ihracat bir süre daha can simidi görevi görmeye devam edecek. Bunun dışında 2004’te yaklaşık 45 milyon metrekare  kapasitenin daha devreye girmesi bekleniyor. Mustafa Girgin, gelen kapasitenin dağılımı nedeniyle ucuz seramik yapıp satma arzusunda olan üreticilerin ağırlık kazanacağını düşünüyor. Ayrıca, üst segmentte yer alan başlıca üreticilerin seramik yapıştırıcı, vitrifiye, musluk, akrilik küvet, banyo dolapları gibi yardımcı malzeme ve aksesuar üretimi konusunda çalışmalar  yapması da dikkat çekiyor.  
 
Markalı ürünler büyüyecek  
 
Türkiye de temizlik ürünleri tüketimi halen gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında çok düşük. Sayılamayan tüketim de göz önüne alındığında kişi başına 5 kg toz deterjan kullanıldığı tahmin ediliyor. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 16 kg seviyelerinde bulunuyor. Başer Kimya Pazarlama Müdürü Mete Buyurgan, bu nedenle gelir düzeyinin artmasına paralel olarak iç tüketimin pazarın toplam büyümesine önemli bir zemin oluşturacağını tahmin ediyor. Ona göre, toz deterjan pazarı 2005-2010 yılları arasında yüzde 20-25 seviyesinde büyüyecek. Ciro anlamında ise büyümenin yüzde 10 seviyesinde olması bekleniyor. Bu büyümeler iç tüketimin artmasından kaynaklanacak.  
 
Mete Buyurgan, “Perakende zincirlerinin gelişmesine paralel olarak pazarın private label ürünlerde ve daha fazla katma değerli premium ürünler segmentlerinde büyümeye devam edeceğine inanıyorum” diyor. Türkiye komşu ülkeler içinde sektördeki en dinamik ve gelişmiş ülke olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla, bu ülkelere yapılacak ihracat da deterjan pazarında harekete neden olabilir.  
 
Beyazda ihracata dikkat!  
 
Türkiye’de beyaz et tüketimi her geçen gün artıyor. Ancak, henüz gelişmiş ülkeler seviyesinin çok gerisinde. Kişi başına tüketim 11 kg civarında iken bu Almanya’da 20 kg’a kadar çıkıyor. Dolayısıyla, sektördeki büyümenin en önemli kaynağı önümüzdeki dönemde de tüketimden kaynaklanacak. Banvit Genel Müdürü Ömer Görener de bu görüşü destekliyor. Ömer Görener, “Ülkemizde kişi başına düşün gelirin artması tüketim miktarlarını da artıracak. Tüketimde, dolayısıyla üretimde asıl büyüme bu sebeple olacak. Genelde tüm kategoriler artacak. Ama, yüzdesel anlamda büyümenin katma değerli ürünler de daha fazla olmasını bekliyoruz” diye konuşuyor.  
 
Beyaz et önümüzdeki dönemde ihracatta da sıçrama yapabilir. Ömer Görener, sektördeki en önemli canlanmanın AB’ye ihracat kapılarının açılmasıyla yaşanacağını düşünüyor. Bugün 6 işletme başvuru yaptı. Sektör şu an AB denetim raporlarının sonuçlanmasını bekliyor. Sonucun olumlu olacağı görüşleri hakim. Avrupa yaklaşık 600 bin ila 800 bin ton arasında göğüs eti alıyor. Sektör bugün 20 bin ton civarında ihracat yapıyor. Ancak, gerekli izinlerin alınması halinde Ömer Görener, bu rakamın bir yıl içinde 3 kat artacağına  inanıyor.  
 
Kıyı turizmine devam  
 
Dünya Turizm Konseyi’nin verilerine göre, Türkiye turizmde önümüzdeki 10 yıl içinde gelirlerde reel anlamda yılda ortalama yüzde 5.4 büyüyecek. Bu büyümede deniz, kum, güneş olarak tanımlanan kıyı turizmi ağırlığını korumaya devam edecek. Dedeman Turizm Yatırımları Genel Müdürü Ünsal Şınık, kültür, kongre, yat kruvaziyer, termal, kış, alışveriş turizmi gibi alanlarda büyük potansiyelin olduğunu düşünüyor. Üstelik bu ürün çeşitleri kıyı turizmine göre daha kârlı bulunuyor. Turizmin 12 aya yaymayı amaçlayan planların da ağırlık kazanması bekleniyor. Ünsal Şınık, “Önümüzdeki dönemde sektörde mevcut arz hacim olarak büyüyecek, mevcut ürünlere olan talepte artış olacak. Hala sayısal olarak çok büyük bir yüzdeye sahip olan kitle turizmine talep oransal olarak azalacak. Önümüzdeki dönemde dünyada az bulunur özelliklere sahip olan İstanbul’a yönelik pazarlama çalışmaları ağırlık kazanacak. Aynı şekilde,  Pamukkale , Kapadokya gibi yan ürün olarak algılanan destinasyonlar daha büyük önem kazanacak” diye anlatıyor.  
 
“ÜLKER’İN GİRDİĞİ ALANLAR BÜYÜYOR”  
 
Metin Yurdagül/Ülker Gıda Grubu Başkanı  
 
Gıdada Büyüme Beklemiyorum  
 
Tüketim miktarlarındaki artışın yıllık nüfus artış oranının üstüne çıkmayacağını tahmin ediyorum. Her kategori çeşitlemesini sektör büyüyor diye değerlendirmemek gerekir. Çünkü, tüketici alım tercihlerini yaparken kategoriler arasında da kaymalar olabiliyor. Gıdada genel olarak reel bir büyüme beklemiyorum. Bisküvi ve süt gibi alanlarda artan pazar yatırımları, yeni bir teknoloji uygulanmadan, inovatif çeşitler olmadan, yeni pazar segmentlerine hitap etmeden yapılıyor. Kâr marjlarının azalması, kalitenin düşmesi ve tüketici memnuniyetinin azalması sonuçlarını doğuruyor.  
 
Ürünlerimiz Pazarı Büyütüyor  
 
Gıdanın varolan alanlarda büyümesi bizleri de çok sevindirir. Ancak, pazar nedense Ülker'in girdiği alanlarda büyüyor. Ülker grubu dışındaki firmalar yeni sahalara girdiklerinde bunun böyle olmadığını görüyoruz. Bir başka deyişle ancak Ülker ürünleri pazar büyüklüğünü arttırma şansına sahip. Örneğin, Coca Cola'nın değerli yöneticileri çeşitli zamanlarda kola pazarının büyüdüğünü, tat, inovasyon ve de pazar segmenti oluşturma gibi konularda Cola Turka'nın pazarın büyümesine büyük katkıda bulunduğunu memnuniyetle dile getirmişlerdir.  
 
El Atılmamış Ürünler Şanslı  
 
Mevcut ürün sahalarında değil de, hiç el atılmamış, gelecekte potansiyele sahip ürünlerin projelendirilip üretim aşamasına getirilmesi halinde pazarda şans bulacağını umuyorum. Tabii bu yeni konularda da büyük emekler sarf etmek gerekir. Bilindiği gibi Türkiye’de ilk olarak Ülker Gıda Grubu tarafından üretilecek besin değeri yüksek soya proteini buna güzel bir örnek.  
 
BÜYÜMEYİ KAMU BELİRLEYECEK!  
 
Servet Topaloğlu/Tansaş Genel Müdürü  
 
İki Haneli Büyüyecek  
 
Geleneksel perakendeden organize perakendeye doğru bir kayış trendi var. Uluslararası, ulusal ve bölgesel zincir marketleri kapsayan organize perakende pazarının 2003’te yaklaşık 7.5 milyar dolar büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte ise yıllık ortalama iki haneli büyüyeceği kesin gibi görünüyor.  
 
Yasanın Çıkışı Etkileyecek  
 
Organize perakende pazarında mağazalar çeşitli formatlara ayrılmış durumda. 4 yıldan beri gündemde olan büyük mağazalar yasası bu haliyle çıkarırsa geleneksel küçük satış noktalarına satış yapan toptan marketler ile 400 m2 altı ucuzluk marketleri formatları daha hızlı büyür diye düşünüyorum.  
 
Akdenizliler Hiper Sever  
 
Eğer regülasyon olmazsa süpermarket ve hipermarket formatı, müşteriler tarafından daha çok tercih edildiğinden en hızlı gelişen formatlar olur. Çünkü, gerek hijyen gerek çeşit gerekse de kalite, uygun fiyat ve servis açısından bu mağazalar Akdeniz ülkesi tipi tüketicilerin en tercih ettiği formatlardır.  
 
Yabancılar Tercih Ediyor  
 
Ayrıca, bu formatlar yabancı yatırımcının en tercih ettiği yatırım alanlarıdır. Toptan markette uluslararası alanda sadece tek ciddi şirket vardır ve Türkiye’de 15 yıldır zaten faaliyettedir. Ucuzluk marketleri ise daha ziyade Orta Avrupa modelidir ve az çeşit ile taze ürünleri portföyünde bulundurmaması nedeniyle Ege-Akdeniz ülkelerinde uzun vadede nispeten daha az başarılı olmaktadır.  
 
“GERÇEK BANKACILIK DÖNEMİ BAŞLIYOR”  
 
Faik Açıkalın/Dışbank Genel Müdürü  
 
Müşteriye Odaklanılacak  
 
Makro ekonomik koşulların iyileşmesi sonucunda bugün farklı bir bankacılık anlayışı ile karşı karşıyayız. Artık gelirlerin yarıdan fazlasını devlet tahvili faizlerinden kazanma devri kapandı. Şimdi gerçek bankacılık dönemi başlıyor ve yapılan tüm çalışmalar da bu temelde olacak. Bu, bankaların müşteri ilişkilerinde yaygınlaşmaları, kaliteli gelir yapısına kavuşacakları anlamına geliyor.  
 
Bireysel Bankacılık Yükselecek  
 
Önümüzdeki dönemde büyümenin ve derinleşmenin itici güçlerinden biri bireysel bankacılık olacak. Türkiye’de aktif gerçek tasarruf hesabı hala çok az. Bu alanda ciddi bir büyüme potansiyeli var. Bankalar, ürün değil müşteri odaklı yaklaşım ile müşterinin her türlü finansal ihtiyacını karşılamak, sadık müşteriler yaratmak ve bu sayede bireysel bankacılık alanında kazancı artırmak için çalışıyor.  
 
Kobi’lerde Açılım Sağlayacak  
 
Bizim dinamik girişimci olarak adlandırdığımız KOBİ’lere yönelik ürün ve hizmetlerde de büyüme olacak. KOBİ’lere yönelik ürün ve hizmetler her gün biraz daha artıyor. KOBİ’ler Türkiye'deki işletmelerin yüzde 99.5’ini oluşturuyor. İstihdamın yüzde 70'ini sağlıyor, ihracatın ise yüzde 25'ini yapıyor. Ancak, kredilerden aldığı pay yüzde 5'in altında. Görüldüğü gibi burada da önemli bir potansiyel var. Bu nedenle KOBİ’lere yönelik özel bankacılıkta hızlı bir büyüme yaşanacak.  
 
Uzun Vadeli Yatırımlar Artacak  
 
Ekonomik dengelerin yerine oturması ile uzun vadeli yatırımlarda artış olacaktır. Kısa vadeli getirilerin azalması ile uzun vadeli yatırımların cazibesi artıyor. Örneğin, bireysel emeklilik sisteminde yapılacak aylık ödemelerin profesyonel bir şirket tarafından değerlendirilmesi sayesinde çok fazla getiri elde etmek mümkün. Uzun vadeli yatırımlar piyasalarda hareketlenme yaratacağı için bankaların da yatırım yapacağı bir alan olacak. Uzun vadeli konut kredileri de bankalara umut verecek. Forward, futures, opsiyon ve swap gibi bankaya komisyon geliri bırakan ürünler önümüzdeki dönemde önemli enstrümanlar olacak.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz