Yükselen Trendler

Turizm sezonu endişelerle başladı. Irak gerginliği birkaç ayı olumsuz etkiledi. Ancak, işler yoluna giriyor, turizm gelirlerinde hedefler yükseliyor. Bu olumlu hava içinde Türk turizminde yeni tren...

1.08.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Turizm sezonu endişelerle başladı. Irak gerginliği birkaç ayı olumsuz etkiledi. Ancak, işler yoluna giriyor, turizm gelirlerinde hedefler yükseliyor. Bu olumlu hava içinde Türk turizminde yeni trendlerin yükseldiği, bunları hayata geçirenlerin doluluk oranlarının daha yüksek olduğu dikkati çekiyor. Tema oteller, futbol turizmi, golf ve “Kurumsal hanut”… Şimdi turizmde bu eğilimler ve etkileri konuşuluyor, yeni yatırımlara damgasını vuruyor.  
 
Çok değil, bundan bir yıl öncesine kadar turizm ve Türkiye denince insanların aklına sadece yaz turizmi gelirdi. Bütün tesisler 12 ay hizmet verme kapasitesinde olsalar da, kış dönemi “ölü sezon” olarak adlandırılırdı.  
 
Bu durum turizm yatırımcılarını yeni “konsept” arayışlarına itti. İlk olarak 1995 yılında “Her şey dahil” sisteminin uygulanmaya başlamasıyla “konsept” otelciliğinin ilk adımları atıldı.  Bu uygulama otel doluluğunda artış sağlasa da,  kış dönemi için yeterli olmadı.  
 
Aynı yıllarda  golf ve futbol turizmine yönelik yatırımlar da arttı. Sadece golf sahası olarak hizmet veren yerlerin dışında, otellerin içinde bu çalışmayı sununlar da çoğalmaya başladı. Futbol turizmi  “ölü sezon” tabir edilen kış döneminde turizmcilerin yüzünü güldürdü.  
 
1999 yılında ise ilk olarak WOW Grubunun Topkapı Palace’ı açmasıyla Türkiye “tema otelleri” kavramıyla tanıştı. Bu otellerin gördüğü büyük ilgi, yenilerini de beraberinde getirdi. Özellikle içinde bulunduğumuz sezonda ardı ardına “tematik” otellerin açıldığına şahit olduk.  
 
Tema oteller, futbol turizmi ve golf otelleri… Turizmde yükselen bu 3 trendin yanına, son birkaç yıldır yeni bir eğilim katıldı; “Kurumsal hanut”… Capital, turizme damgasını vuran bu 4 eğilimi ve geleceğini araştırdı.  
 
1. FUTBOL TURİZMİ YÜKSELİYOR  
 
Futbol turizmine dünyada İspanya öncülük etti. Türkiye’de ise geçmişi çok eski değil. Ancak, birkaç yıl önce başlamasına rağmen hızlı bir gelişim gösteriyor. Geçen yıl Antalya’ya 600 futbol kulübü geldi. Türkiye, bu rakamla futbol turizminde ikinci sıraya yerleşti. Sektör yetkilileri, bu alandan geçen yıl 6 milyon dolar gelir elde edildiğine dikkat çekiyorlar.  
 
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Bekir Akkaş, özellikle yabancı kulüpler için Türkiye’nin fiyat avantajı sağladığını, futbol turistlerinin yüzde 95’inin yurtdışından geldiğini söylüyor. Bekir Akkaş, “Almanya, Hollanda ve Belçika’dan önemli takımlar, Türkiye’yi tercih ediyorlar. Burada elde ettiğimiz başarılar, rakibimiz Yunanistan ve Tunus karşısında önemli üstünlük elde etmemizi sağlıyor” diyor.  
 
Futbol takımlarının harcamaları sadece otel ile sınırlı değil. Aynı zamanda konakladıkları kentin kalkınmasına da önemli katkıları oluyor. Bekir Akkaş bu katkı için şöyle bir hesap yapıyor: “Bu takımlar kişi başı ortalama 35 dolar para bırakıyorlar. Bir futbol takımı ortalama 10 gün konaklama yapıyor. Bu sadece otellerin kazandığı para. Bunun dışında bu kişilerin kent içinde harcadıkları meblağlar kente önemli bir katkı sağlıyor.”  
 
Sektör yetkilileri, futbol turizmine yönelik yatırımın artacağına tahmin ediyorlar. WOW Hotels Satış ve Pazarlama Koordinatörü Vadi Karatopraklı, grubun sahibi olduğu Topkapı ve Kremlin Palace’ın yanında 75 dönüm araziye kurulu bir “futbol center” açtıklarını söylüyor. Burada yılda 100 takım ağırladıklarını belirten Karatopraklı, “Futbol sahamız her yılın ilk 3 ayında otellerimizin doluluk kapasitesini yüzde 70’e çekmemizi sağlıyor. Aslında bu dönem için bu oran inanılmaz bir başarı” diyor.    
 
Sirene Golf Hotel’in eski genel müdürü Güngör Kuru ise Belek’in futbol turizmi için önemli bir alan olduğunu söylüyor. Bölgede pek çok otelin saha açtığını belirten Kuru, “İlerde de bu yatırımların devam edeceğini düşünüyorum. Tesislerin bu tür alanlara yatırım yapması şart. Sonuçta farklı müşteri kitlelerine ulaşmak bu tür faaliyetlerle mümkün olabilir” şeklinde konuşuyor.  
 
2. “TEMA” OTELLERİN SAYISI ARTIYOR  
 
Dünya’da tematik oteller denince akla ilk Las Vegas geliyor. Türkiye’de açılan Topkapı Palace da bu fikirden esinlenerek ortaya çıkmış. 1999 yılında açılan otelin büyük ilgi görmesi diğer yatırımcıları da bu alana yönlendirdi.  
 
Topkapı Palace’ı, 2000 yılında açılan Xanadu izledi. Sektör yetkilileri, bu otellerin en büyük özelliğinin müşterilerine farklı konsept sunması olduğunu söylüyor. Otel sahipleri mekanın mimarisinde klasik çizgilerin çok ötesine kayarak A ve B grubu müşteri kitlesine ulaşmayı amaçlıyor. Geçen yılın sonuçları da bu anlamda önemli oranda başarı kazanıldığını gösteriyor. Bu otellerin, sezonun önemli bir bölümünde yüzde 100 doluluğa ulaştıkları belirtiliyor.  
 
Yakalanan başarı, “tema” otelleri konseptine ilgiyi beraberinde getirdi. Özellikle içinde bulunduğumuz sezonda bu alanda adeta bir patlama yaşandı ve çok sayıda açılışa şahit olduk. Kremlin Palace, Titanic, Venezia Palace, Green Palace, Su Otel, Silence Beach ve Endonezya Bali konseptini yaşatan Fuga, sektöre 2003 sezonunda katıldılar.  
 
Konsept müşteriyi etkiliyor  
 
Dünya da ‘konsept’ fikirlerin yalnızca otel mimarisindeki farklılıkla ön planda olmadığı görülüyor. Bunun yanında hayvanat bahçeleri ve dev lunaparklar gibi uygulamalar da büyük ilgi görüyor.  
 
Bekir Akkaş, Türkiye’deki en büyük boşluğun, yurt dışındaki gibi tematik parklar olduğunu söylüyor ve “Turizm sektörü, ‘konsept’ fikrinin müşteriyi nasıl Türkiye’ye çektiğini gördü. Bu anlamda zaten ileriye dönük yatırımların devam edeceğini düşünüyorum. Yine de farklı temalara da eğilmek gerekli. Yurt dışındaki gibi film stüdyoları ve hayvanat bahçelerine ihtiyaç var” diyor.    
 
Turizm sektörüne yönelik farklı arayışların her geçen gün arttığı gözleniyor. Güngör Kuru, tesislerin hepsinin birbirine benzemesi tematik otel fikrini ortaya çıkarttı. Bu trendin artarak devam edeceğini belirten Kuru, “Bu yıl patlak veren savaşın kötü etkileri, eski Yugoslavya, yeni Hırvatistan ve Bosna Hersek gibi ülkelerin turizme yeniden geri dönüş yapması bizi olumsuz etkiledi. Bu tür otellerin açılması turizme önemli bir katkı sağladı” diyor.  
 
3. GOLF TURİZMİNİN BAŞKENTİ  
 
Türkiye’de golf sporuna olan ilgi her geçen gün artıyor. Toplam 8 golf kulübünün, 5’i Belek’de, 3’ü de İstanbul’da konumlanmış durumda. İstanbul’daki kulüplerin üyelik esasına göre çalışması, Belek’i golf turizminin başkenti haline getiriyor. Bunların yanı sıra, sırada yeni yapılan ve planlama aşamasındaki “golf oteller” de var.  
 
Belek’e 2002 yılında 150 bin golfçü geldi. Antalya turizmi bu golfçülerden geçen yıl yaklaşık 7 milyon dolar gelir elde etti. Bekir Akkaş, bu kadar az sayıda sahanın, bu kapasiteyi yaratmasının önemli olduğunu vurguluyor ve devam ediyor:  
 
“Türkiye’ye özellikle geçen yıl gelen golfçü sayısı hızlı arttı. Aslında bu sayı, golf sahalarının açılmasıyla paralellik gösteriyor. İlk golf sahasının açıldığı 1995 yılında, golfçü sayısının 15 bin olduğu görülüyor. 1998 yılında ise golf saha sayısı üçe çıkarken, golfçü sayısı 57 bine ulaşıyor. Geçtiğimiz yıl ise 148 bin gibi inanılmaz bir rakama ulaşıyor. Bu sonuçta sadece 5 sahanın yarattığı bir hacim. Yeni yatırımlarla birlikte sayı daha da artacak.”  
 
National Golf Club Genel Sekreteri ve Türkiye Golf Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Biriz Dinçer, Antalya bölgesinde önümüzdeki dönemde yatırımı planlanan 8 golf tesisi olduğuna dikkat çekiyor. Ona göre, bu ilginin arkasında Antalya’nın golf oyununa uygunluğu yatıyor. Biriz Dinçer, “Akdeniz Bölgesi, iklimi gereği yaz kış golf oynanabilen bir bölge. Yağmurun az yağması ve ortalama sıcaklığın 15 derece olması da önemli bir etken” diyor.  
 
Özellikle son yıllarda yerli golfçü turist sayısında büyük bir artış yaşanıldığını belirten Dinçer sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bazı aylarda yurt içinden gelen golfçü sayısı, yurt dışındakilere eş değer hale gelebiliyor. Bu yılın nisan ayında örneğin 196 yerli turistin golf oynadığı görülüyor. Şubat ayında bu sayı 280’e, mayıs ayında ise 297’ye ulaştı. Bunlar geçmişe göre çok önemli rakamlar. Bunun en önemli nedeninin gençlerin bu spora daha fazla ilgi duymaya başlaması olduğuna inanıyorum. Eskiden bu sporu 60-70 yaş arası kitle yaparken, artık bu 30-40 yaş arasına inmiş durumda.”  
 
Dünya golfe 12 milyar harcıyor  
 
Golf turizmciliğinin en önemli özelliği bu alanda rekabetin oldukça az olması. Biriz Dinçer bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: “İstatistiklere bakacak olursak, golf otel ve sahalarının fazlalaşması, golfçü sayısın da artmasına neden oluyor. Bunun yanında golf oynayan kişiler sadece bir sahada oyun oynamak istemez. Golfçüler ortalama bir hafta tatile geliyor zaten. Bu kitle genellikle farklı mekanlarda oyun oynamayı tercih eder. Bu nedenle farklı golf sahalarının açılması bizim için olumlu bir durum yaratıyor. Böylece müşterilere değişik  alternatifler sunulmuş oluyor.”  
 
Dünyada golf turizmine harcanan para yaklaşık 12 milyar dolar civarında. 100 milyonun üstünde kişi golf oynuyor. Daha fazla spor severin Türkiye’ye çekilebilmesinin turizme büyük katkı sağlayacağını söyleyen Biriz Dinçer, bu nedenle tesis sayısının artırılması gerektiğini düşünüyor.  
 
Bunun yanında Dünya Avrupa Golf turnuvalarında bir Türk golf oyuncusunun yer almasının da yararlı olacağına değinen Dinçer, “Türkiye’den bu alanda ciddi anlamda bir oyuncu çıkartabilirsek bilinilirliğimiz daha da artacaktır. Sonuçta otel kapasiteleri ve iklim olarak Türkiye golf turistine çok uygun bir ülke” şeklinde konuşuyor.    
 
4. KURUMSAL “HANUT” DÖNEMİ  
 
“Hanut” kavramı, özellikle Kapalıçarşı, Nuruosmaniye ve Sultanahmet çevresinde ortaya çıktı. Çarşı-pazarı gezen turistleri mağazalara çekmek ve bunun karşılığında komisyon olmaya dayalı sistem, sonraki yıllarda değişik boyutlarda kendini göstermeye başladı. Önce düzensiz bir şekilde gelişen bu iş, ardından rehberlerin öncülüğünde devam etti. Rehberler, tur otobüslerini anlaştıkları mağaza ya da restoranlarda durdurup, alışveriş olanağı sağlıyorlardı. Ancak, Antalya’daki yeni uygulama, turizme “Kurumsal hanut” işinin girdiğini ortaya koyuyor.  
 
İsminin açıklanmasını istemeyen bir tur şirketinin yetkilisi, “Kurumsal hanut” işinin boyutunun 500-600 milyon dolara ulaştığına dikkat çekiyor. Aynı yetkili sistemi şöyle anlatıyor:  
 
“Son dönemde otellerin düşük fiyat uygulamaları yazılıyor, eleştiriliyor. Ancak, düşük fiyatla oda, tur satılmasının arkasında ‘hanut’ olayı var. Tur şirketleri, daha sezon başlamadan alışveriş merkezi, büyük mağaza, restoran ve benzeri yerlerle anlaşma yapıyorlar. Örneğin, mağazasına getirilecek her turist için tur şirketine para öder. Bunu da sezon başında peşin alır. Böylece, gelir sadece oteldeki konaklamadan değil, alışverişten elde edilir. Bizim tahminimiz, bu işten sadece Antalya 500 milyon doların üstünde gelir elde ediyor”.  
 
Turizmciler, “Kurumsal hanut” işinin önümüzdeki dönemde de gelişerek devam edeceğini, boyutunun büyüyeceğine dikkat çekiyorlar.  
 
GOLF MÜŞTERİSİ FARKLI  
 
Biriz Dinçer/National Golf Club Genel Sekreteri  
 
Golfçülerin diğer müşterilere göre daha farklı istekleri olabiliyor diyorsunuz. Peki bu farklı müşteri kitlesini çekebilmek için otellerin yapması gerekenler neler?
 
 
Golf müşterisinin beğenisi biraz daha farklı olabiliyor. Bu tip müşteriler, açık büfe yemekten pek hoşlanmaz. Alacarte yemek salonlarını tercih ediyorlar. Bunun yanında otelin dışında da bir hayat olması onları için önemli. Maalesef Akdeniz Bölgesi’nde bu oldukça zayıf durumda.  Alt yapıda büyük sorunlar var ve sosyal aktiviteler de oldukça az. Antalya çok güzel imkanlar sunabiliyor. Ama buradan ancak iki saat içinde Antalya’ya ulaşabiliyorsunuz.  
 
Yabancı turistlerin bu anlamda en büyük şikayeti trafik. Antalya’ya gitmek istediklerinde alışık olmadıkları bir yoğunlukla karşı karşıya kalabiliyorlar. Trafik işaretlerinin yetersiz olması da başka bir sıkıntı yaratıyor.  
 
Golf müşterisinin Belek’e nasıl bir katkısı var?  
 
Genellikle golf müşterisi, tesisten ortalama 10 dolarlık bir alışveriş yapabiliyor. Bunun yanında oyuna ortalama 75 dolar ödeniyor. Yiyecek içecek için de para harcanıyor. Bu nedenli bir golfçünün yaklaşık kişi başına 110-150 dolar arasında harcama yapıyor. Bu durum sadece bu bölgede 2 milyon dolarlık bir hacim yaratıyor. O yüzden golf sporu, turizmdeki kaliteyi artırmak için de önemli bir şans.  
 
HEDEF 20 BİN YATAK  
 
Wow Hotal Satış ve pazarlama Koordinatörü Vadi Karatopraklı,  Türkiye’nin ilk tematik otelinin açılış hikayesini ve getirilerini şöyle anlatıyor:    
 
HARİKALAR DİYARI  
 
Tematik oteller içinde önemli bir yeri olan WOW Grubu şu anda Türkiye çapında 9 bin 500 yatak kapasitesine sahip. Türkiye’deki en büyük yatak kapasitesi bizde. Topkapı ve Kremlin Palace olmak üzere iki tane tematik otel işletiyoruz.. 2004’ün Eylül ayında ise Beyaz Saray’ı açmayı planlıyoruz. 2005 sonunda da İstanbul’da 5 yıldızlı yüksek teknolojili bir kongre merkezi açacağız. Daha sonraki yıl “7 Harikalar Diyarı” teması konu alınarak başka bir otel daha planlıyoruz. Burada da Mısır Piramitleri, Babil’in Asma Bahçeleri gibi temaları işleyeceğiz. Hedefimiz, 2008 yılında 20 bin yatağa ulaşmak. Bu kapasite tamamlanınca  “Harikalar Diyarı” vizyonumuzu tamamlamış olacağız.  
 
YURT DIŞINA AÇILIYOR  
 
Bu yıldan sonra yurt dışına açılmayı planlıyoruz. Yurt dışında belki bir takım yatırımlarda bulunacağız. Amacımız, WOW adı altında işletmeler kurmak. Yurtiçindeki otelleri de temasını aldığımız asıl yerlere bağlı kalarak bire bir dizayn ediyoruz. Bu da satışlarımıza oldukça olumlu yansıyor. Otellerimiz şu anda dolu.  
 
Biz temalı otel konseptiyle dünyanın 27 ülkesinden turist getiriyoruz. 27 ülkede de pazarlama ekiplerimiz var. Bire bir pazarlama yapıyoruz. Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda, İsrail, Rusya gibi ülkeler en fazla turist aldığımız yerler arasında. Bu ülkelerde de reklam faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.  
 
SAVAŞTAN ETKİLENMEDİK    
 
Sürekli kendimizi yenileyerek aktif halde devam ediyoruz. Bu yıl savaştan tematik otellerimiz nedeniyle ve pazarlama faaliyetlerimiz doğrultusunda etkilenmedik. Otelin tematik olması, diğer otellere nazaran daha ön plana çıkmasına neden oluyor. Mimari özelliği çok ilgi görüyor. Bu otellerin fiyatları yüksek standartlarda, bu nedenle A ve üstü hedef kitlesine yöneliyoruz. Bu fiyatları ödeyebilecek belli potansiyellerde insanlar var. Şu anda 1 yıl içinde bizim tematik otellerimizde konaklayan sayısı 250 bin. Bizim amacımız aslında Harikalar diyarı kavramını oturtmak.  
 
Modern Asya konseptiyle, bu yıl hizmete başlayan Fuga Otelleri Genel Müdürü Emre Can, otelin tematik olmasının kendilerine büyük yarar sağladığını söylüyor. Emre Can, konseptlerini şöyle anlatıyor:  
 
HUZUR ÖN PLANDA  
 
Standart otelciliğin dışında bir arayış içinde olduğumuz için modern Asya kavramını ön plana çıkarttık. Bu konsept huzur üzerine kurulu. Müşterilerin, dinlenmek için gelecekleri güzel bir ortam yaratmaya çalıştık. Bunun yayında, herkesin bir araya getiren bir ortam oluşturmak asıl hedefimizdi. Ailelerin dışındaki kitleleri de göz önüne aldık. İşin içinde “huzur” kavramı olduğu için, mimari olarak Asya konseptini seçtik.  
 
EĞLENCE KATTIK    
Bunun yanında bulunduğumuz Bodrum bölgesinden de müşterilerimize belirli özellikler göstermek istedik. Bu yörenin canlı havasını mimariye yansıttık. Otelde renklerle oynayarak Asya’nın zenginliğiyle Ege’nin mavisini birleştiren farklı bir konsept oluşturduk. Otelin temel özelliği tamamen renkte, kokuda ve ahşapta ortaya çıkıyor.  
 
HEDEF YÜKSEK GELİR GRUBU  
 
Biz A ve B gelir grubuna hitap ediyoruz. Direkt kişiye özel hizmet veriyoruz. İnsanları sınırlı süre içinde hiçbir sorun yaşamadan tatil yapması bizim için önemli. 19 Mayıs’ta açılmış olmamıza rağmen oturttuğumuz farklı tema neticesinde yüzde yüz doğruluk oranıyla hizmet veriyoruz.  
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz