2023 hedefi 300 milyar dolar

İnşaat sektörü son dönemde önemli bir ivme kazandı.

1.01.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
2023 hedefi 300 milyar dolar
İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç da bu görüşte. 2023 hedefi için 300 milyar dolarlık bir büyüklük öngörüyor. Sektörün bu yılı 20 milyar dolarlık ihracat rakamıyla kapattığına dikkat çekiyor. Sektörün kriz döneminde cari açığın kapatılmasına önemli katkıda bulunduğuna da dikkat çekiyor ve "Binalarda yaklaşık 13 milyar dolarlık enerji tüketiliyor. Oysa enerji tüketiminde yüzde 50'nin üzerinde sağlanabilecek bir verimlilikle bu fatura yarıya indirilebilir. Böyle bir tasarruf, cari açığı en az 7 milyar dolar azaltır" diye konuşuyor. İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (IMSAD), sektör lideri sanayici kuruluşları ve derneklerle birlikte 20 bin üreticiye ulaşan önemli bir platform. 1984 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Türkiye'nin köklü derneklerinden biri. 2006 yılında yeniden yapılanan IMSAD, inşaat malzemesi sanayisini her platformda temsil ederek bu sektörün gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında sürdürülebilir gelişimini hedefliyor. Sektörün gerçek gücünü ortaya koyabilmek ve güç birliğini sağlamak amacıyla sanayici üyeler yanında sektör derneklerini de üyeliğe kabul eden ve Türkiye'de örneği olmayan şekilde çatı kuruluş olarak örgütlenen dernek, önde gelen sivil toplum örgütleriyle organik bağa ve 38 alt sektörü kapsayan hinterlanda sahip. inşaat sektörünün geleceğine ışık tutan faaliyet, etkinlik ve raporlara imza attıklarını belirten IMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç ile sektörün büyüme hedeflerinden inşaat sanayicilerinin sorunlarına kadar pek çok konuyu konuştuk:

Sektörünüz 2011 yılını nasıl geçirdi? Sektörün 2012 yılında ne kadarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor?

- Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sektörü 2011'i Avrupa ile kıyasladığımızda çok rahat geçirdi
diyebiliriz. Hem ihracatta hem yurtiçi pazarda sektörde bütün firmalarımız hedeflerine ulaştı, hatta hedeflerinin üzerinde yılı bitiren sektör paydaşı firmalarımız var. Başta demir çelik sektörü olmak üzere pek çok sektörde ciddi rakamlar yakalandı. 2012 yılında ekonomik anlamda sektörel iç büyümede ortalama yüzde 7-8 oranında bir pazar büyümesi bekleniyor. Kimi IMSAD'ın altındaki iş kollarımızda yüzde 15-18 büyüme bekleyenler de var. Özellikle kimya sektöründe yüzde 15-20 oranında, demirçelik sektöründe yüzde 10'lar civarında bir büyüme bekleniyor.

Sektör ihracatında ne kadarlık bir hacim söz konusu?

İlk yedi ayın sonucunda ulaştığımız ihracat rakamları zaten çok ciddi boyuta gelmişti. Bu yılı 20 milyar dolar ihracat sınırlarına yaklaşarak bitireceğiz. Geçen yıl 17 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirmiştik. 2008 sektörümüzün en başarılı olduğu yıldı. Avrupa ve dünyadaki ekonomik konjonktüre paralel ilerlediğimiz bir yıldı. O dönem yaklaşık 25 milyar dolar ihracat rakamı yakalamıştık. Zaten 2023 yılında konulan 500 milyar dolarlık büyük Türkiye hedefinde biz, 100 milyar dolarlık bir ihracat hedefiyle yola çıktık. Yaptığımız hesaplardan sonra 100 milyar dolarlık da bir iç pazar hedefi belirledik. Şu anda hedefimize uygun gidiyoruz. Artı bir paydaşımız da var. Müteahhitlerle de aynı gemideyiz. Onların da 100 milyar dolarlık bir hedefi var. Dolayısıyla inşaat sektörüyle ilgili olarak 300 milyar dolarlık bir büyüklüğü 2023 hedefi olarak koyduk.~

Sektörel ihracatınızın 2008 yılında 25 milyar dolarken bu yıl 20 milyar dolara düşmesinin nedenleri neler?
- 2010 yılı sonunda ve 2011 yılı başlarından beri hepimizin izlediği Arap Baharı bizim için çok bahar olmadı, tam bir sonbahar oldu. Çünkü Türk müteahhitlik sektörü ve malzeme sektörünün çok büyük iş yaptığı yerlerdi. Örneğin; Bu Orta Doğu ve Kuzey Afrika ( MENA) bölgesindeki ülkeler bizim ihracatımızın yüzde 17'lik bir kısmını oluşturuyordu. ilk altı ay bu bölgelere hiçbir şey satılamadı, tamamen durdu. Patlak veren bu olayların ardından, "Tamam bu pazarda değiliz, öbür pazara gidelim" diye bir şeyi hemen yapamıyorsunuz. Türk Cumhuriyetleri'nde zaten belli bir doygunluk noktasına ulaşmıştı. Oralardaki Türk müteahhitlik hizmetleri eski hızında değildi. Fakat yine de bu aradaki geçişi biz Rusya, Türk Cumhuriyetleri, bazı Uzakdoğu ülkeleri ve Ortadoğu'da da biraz daha Körfez Bölgesi'ne giderek Katar, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle telafi ettik.

Peki sektörünüzün daha kısa vadede ihracat rakamlarının ne olmasını bekliyorsunuz?
- 2023 hedefimize ulaşmak için kendimize bir ara hedef de belirledik. Bu da 2015 yılı. O yıl 40 milyar doları geçmeyi hedefliyoruz. Ancak 40 milyar doları geçeceğimizi düşünüyoruz. 2012 yılında ise yılı 20 milyar doların üzerinde bitirmeyi planlıyoruz.

IMSAD sanayicilerinin en önemli sorunları neler?
- Çok hızlı büyüdüğümüz demir-çelik, çimento sektörü gibi ana ihracatçı olduğumuz kalemlerde bu sektörlerin temel girdileri olan enerji alanında sıkıntılar var. Türkiye enerjide dışa bağımlı ve enerji maliyetleri çok yükseldi. Nakliye maliyetlerimiz çok ciddiyükseliyor. Çünkü dünyanın en pahalı akaryakıtı ülkemizde kullanılıyor. Yıllık fiyatlar veriyoruz yurtdışındaki müşterimize ama petrol sürekli artıyor. Nakliye maliyetlerimiz de sabit kalmıyor. Yüzde 14'lere varan artış var nakliye maliyetlerinde. Eskiden olduğu gibi çok büyük bir enflasyon korkumuz yok sektör olarak ama maliyetlerdeki artışlar en büyük sorun. Vergilendirmede sıkıntılar var. Bazı hammaddelerimiz üzerinde ikincil vergi yükleri mevcut. 2012'de bu gibi konulardaki rahatsızlıklarımızla ilgili daha fazla sesimizi çıkaracağız.

Bu konularla ilgili çeşitli öneri ve çözüm paketleriniz var mı?
- Var tabii. Bunları biz geçen yıl bir rapor halinde hükümete sunduk. Devlet Planlama Teşkilatı ile birlikte ortak yürüttüğümüz bir çalışmamız da var. Bildiğimiz konularda nasıl Ankara ile el ele, birlikte ortak çözüm bulabiliriz bunun peşindeyiz. Çünkü enerji maliyetlerindeki her türlü artış, büyük ihracat hedefinden bizi uzaklaştıracak. Yenilenebilir enerji ile bir miktarının karşılanması, bazı teşvikler verilmesi, bunun paralelinde dünyadaki güncel sıfır karbon konusuna yakın üretim yapacak yöntemler seçmiş sanayicilerimizin desteklenmesi, sürdürülebilir bir iş ve büyümeyi getirecek çözümler getirilmesini istiyoruz.~

2011'de inşaat malzemeleri fiyatlarında nasıl bir değişim oldu ve 2012'de fiyatların hangi seviyede olmasını bekliyorsunuz?
- IMSAD çatısı altına giren yüzlerce şirketin 2011 yılında yaptığı maksimum fiyat artışının yüzde 2-5 arasında olduğunu söyleyebiliriz. Nakliye oranlarının yıllık yüzde 14'lerde firmaları vurduğu ve enerji yoğun sektörlerde enerji maliyetlerindeki yüzde 30-40'lar oranında artış gösterdiği düşünülerse fiyatlarda ciddi bir artış olmadığı gözleniyor. Düşünün ki örneğin; seramik sektöründe dünyada lider olan italya, ispanya gibi ülkeler ekonomik kriz içinde olunca Türk seramik sektörü daha fazla ihracat yapar duruma geldi. Ama temel girdilerinizden biri enerji ve enerji açısından kaybediyorsunuz ve fiyatlarınızıda artıramıyorsunuz. İhracatçımızın bu tür sıkıntıları da var. 2011'de inşaat sanayicilerimizde çoğunda kârlılık kaybı söz konusu. 2012 için ortalama yüzde 5'lerde bir fiyat artışı planlanıyor. Son 2-3 yıldır sektör temsilcilerimiz bir kısım zararlarını sübvanse ediyorlar ya da daha önceki yıllarda edinilmiş kârlar varsa onları kullanıyorlar. Ama bu belli bir süre sonra firmaların radikal kararlar almalarını gerektirebilir.

Stoktan gayrimenkul satışları söz konusu. Bu durumun sizin sektörünüze etkileri neler?
- Türkiye'nin böyle bir gerçeği yoktu. Türkiye'de ihtiyaç üzerine konut yapılır ve satılırdı. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları kurulmaya başlandı ve bununla birlikte kurumsal müteahhitler hem inşaat yapma hem de fi-nansal model oluşturarak piyasaya arz etme yolunu seçtiler. Bu, Türkiye'de yeni bir yöntem. Çok nitelikli projeler çıktı ortaya. Güzel olan tarafı, gayrimenkul yatırım ortaklıkları kendi finansal modellerini oluşturdukları ve daha proje aşamasındayken bu modellemeyi yaptıkları için klasik anlamda 1970-1980'li yıllardaki yarım kalmış binalar görüntüsünden Türkiye kurtuldu. Çünkü artık sanayici gözüyle bakılıyor işlere. Yatırımcının, yatırdığı parayı belli bir süre sonra geri alması gerekiyor. Bunun için nitelikli konutlar ihtiyacı olanlarla buluşturabiliyor. Çok lüks projeler de var, belli standartlarda halkın ulaşabileceği projeler de... Bu modeli destekliyoruz. Zaten bu işin çatı örgütü olan GYODER de yakın bir süre önce İMSAD'm dernek üyeleri arasında yerini aldı. Çalışmalarını destekliyoruz. Nitelikli ve yenilenebilir bir konut stoğu olarak değerlendiriyoruz.

"8 MİLYAR DOLAR TASARRUF MÜMKÜN"
Binalara ısı yalıtımı yapılmasının gerekliliğine vurgu yapan Hüseyin Bilmaç, ısı yalıtımı yapılmış bir binada yüzde 50 tasarruf sağlandığına ve 150 metrekarelik bir dairenin yalıtım bedelinin maksimum 2,5 yıl içinde kendini amorti ettiğine dikkat çekiyor. Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği'ne göre 2017 sonunda BEP belgesi almamış binanın kalmayacağına da değinen Bilmaç, şunları anlatıyor: "Bu yalıtım malzemelerini kullanacak insanlara bir finansman modeli getirilmesi gerekli. Bir-iki banka dışında hala insanlar parası yoksa bunu alarak yalıtım yapabiliyor. Yani ilk kurulum maliyeti hala sokaktaki insan için yüksek. Yalıtım malzemelerinin üzerinde ciddi KDV'ler var. Bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinin hepsinde bu yalıtım malzemeleri, enerji verimliliğini desteklemek için ya KDV'siz satılıyor ya da KDV'Sİ yüzde 1'lere çekilmiş durumda. Bu detayları Ankara'ya verdiğimiz raporda da sunduk. Buna yönelik de bir beklentimiz var. Çok genel bir hesabımız var. Türkiye'deki yapılar yalıtıldığı zaman 7- 8 milyar dolar Türkiye tasarruf ediyor. Bu direkt olarak cari açığa pozitif yönde katkı sağlayacak bir gelişme. Su yalıtımı da çok önemli. Su yalıtımı da binanın ömrünü uzatıyor. Bunun için tüm yalıtım türlerini önemsiyoruz."

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz