Üçüncü Kuşaktan Porsche?un Sırları

Dr. Wolfgang Porsche, lüks otomobil segmentinin öncü şirketi Porsche?un yönetim kurulu üyesi? Ailede üçüncü kuşağı temsil ediyor. 1931?de yola çıkan markanın başarısında kilit rolü, ?ailenin işi pr...

1.07.2006 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Dr. Wolfgang Porsche, lüks otomobil segmentinin öncü şirketi Porsche?un yönetim kurulu üyesi? Ailede üçüncü kuşağı temsil ediyor. 1931?de yola çıkan markanın başarısında kilit rolü, ?ailenin işi profesyonellere? bırakmasının oynadığını söylüyor. ?Aile anayasası?nın başarıyla hayata geçirildiğini, kuşakların yönetime katılmasıyla ilgili kuralların bulunduğuna dikkat çekiyor. Porsche, ?Bir aile üyesi, ancak bütün ailenin yüzde 100 olumlu oy kullanmasıyla CEO olabilir. Aile dışında ise yöneticilerimiz yönetim kurulu tarafından seçilir. Aile üyesi olmanız yönetimin başında olmanız anlamına gelmez? diye konuşuyor.

 

Dr. Wolfgang Porsche, dünyanın en prestijli otomobil markaları arasında yer alan Porsche?nin 3?üncü kuşak temsilcisi. Son dönemde Porsche bünyesinde alınan pek çok önemli kararın altında onun da imzası var. Volkswagen?ın yüzde 20?sinin satın alınması ve spor araba segmentinden SUV?lere (?sport utility vehicle?) Cayenne modeliyle geçiş gibi önemli kararlar onun döneminde alınmış durumda.

 
Wolfgang Porsche, Volkswagen?ın alınma kararının stratejik bir karar olduğunu söylüyor. ?Açıkçası, Volkwagen?ın kontrol hisselerinin uygun olmayan yatırımcıların eline geçmesi ihtimaline karşı böyle bir hamle yaptık? diyen Porsche, 1960 yılında hissedarlarının oy hakkını yüzde 20 ile sınırlayan ünlü ?Volkswagen Yasası?nın ortadan kaldırılması ihtimaline karşı böyle bir girişimde bulunduklarını belirtiyor. Bu satın almanın yıllık 100 bine yakın üretimi olan Porsche?ye büyük değer katacağını vurgulayan Porsche, ?Sonuçta biz araç üretiminde küçük bir oyuncuyuz. Volkswagen?ın yıllık 5 milyon adet üretimi var. Aynı zamanda daha önce Cayenne ve Toureg gibi başarılı işlere Volkswagen?la birlikte imza attık. Bu nedenle bu satın alma bize büyük değer katacak? diye konuşuyor.

 

Porsche, radikal bir kararla Cayenne modeliyle SUV segmentine kayışlarının da sancılı olduğunu söylüyor. Aile içinde bu kararlar alınırken tartışmalar yaşandığını açık yüreklilikle dile getiren Porsche?ye göre bu tartışmalar, Porsche kimliğine zarar gelmemesi adına yapıldı. Yine de sonuçtan oldukça memnun olduklarını belirten Porsche, lüks otomobil segmentinde önümüzdeki dönemde rekabetin SUV?lere kayacağına dikkat çekiyor.

 

Wolfgang Porsche ile Porsche AG?nin tarihini, aile şirketi olmanın getirdiği zorlukları, sektörde öne çıkan trendleri konuştuk.

 

* Porsche AG?nin geçmişinden biraz bahsedebilir miyiz? Şirket ne zaman ve kimin tarafından kuruldu?

Şirket büyükbabam Ferdinand Porsche tarafından kuruldu. Büyükbabam, 1931 yılında Sttutgart?ta Porsche Mühendislik Okulu?nu kurarak bugünkü Porsche AG?nin temellerini attı. Bundan önce ise Daimler?da teknik direktörlük ve yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Mühendislik okulunu kurduktan sonra NSU tarafından verilen görevle Volkswagen?ın öncüsü olan Type 32?yi tasarladı.

 

* İlk Porsche markalı araba ne zaman üretildi? İlk üretilen Porsche ne tür bir araçtı?

1948 yılında babam Ferry Porsche, Volkswagen parçalarını kullanılarak Gmünd bölgesinde, Porsche ismini taşıyan ilk spor otomobili olan, 356 modelini üretti. 356, hafif metalden oluşan iki kişilik bir spor arabaydı. Babam hep bir spor araba üretmenin hayalini kurmuştu. Aile ise bu hayale itiraz etmişti.

Bu dönem biraz sancılı oldu diyebiliriz. Çünkü tam İkinci Dünya Savaşı?nın bittiği döneme denk geliyordu. Bu nedenle aile bu işin sadece ticaretini yapmanın daha doğru olacağını düşünüyordu. Fakat babam üretim yapmaya karar verdi. Bu kararında da oldukça başarılı oldu.

 

* Şirketin bugünkü başarısına ulaşmasındaki dönüm noktası ne oldu peki?

Bu dönüm noktasının 90?ların başında yaşandığını söyleyebilirim. Bu tarihten önce şirket içinde pek çok sorunumuz vardı. Porsche her zaman özel bir arabaydı. Fakat bu tarihe kadar şirketin idaresinde bazı sorunlar yaşandı. Şirket bir aile şirketi olduğu için, tabiri caizse ?çok aşçının yemeği bozması? durumu yaşandı. Bu nedenle biz 1972 yılında şirketin yönetiminden çıkmaya karar verdik.

 

Bu dönemde babam şirkette danışmanlık kurulu başkanlığını yürütmeye başladı ve şirketi halka açtık. O tarihten bu yana da aile üyeleri danışma kurulunda yer almaya devam ediyor. Burada kontrol görevimizi yürütüyoruz. Halka açılmamızla birlikte de şirket içinde pek çok farklı yöneticiyle çalışma olanağı bulduk. Fakat asıl başarıyı Wendelin Wiedeking döneminde yakaladık.

 

* Wiedeking?i farklı kılan yönleri neler sizce?

Wendelin Wiedeking, ?bu iş olmaz? sözünü kabul etmeyen bir yönetici. Bana göre başarısı da buradan geliyor. İş yaparken çok derine inebiliyor. Detayları iyi analiz edip her sorunun çözümünü bulabiliyor. Bunun dışında insanları da oldukça iyi yönlendiriyor. Nerelere bakmaları gerektiğini gösteriyor. Ayrıca işin doğru yapılmasıyla ilgili de oldukça sağlam tespitleri olduğunu düşünüyorum.

 

Sonuç olarak, yönetimde istikrarı yakaladıktan ve aile olarak yönetimden çekildikten sonra başarıyı yakaladığımızı düşünüyorum. Porsche Ailesi?nin bütün hisse sahipleri, ?Biz sadece sermayeyi artırırız ve Porsche AG?ye yardımcı olmak için para harcarız? dedikleri andan itibaren, başarı katlanarak arttı.

 

* 100 yıla yakın bir süredir ayakta olmanızı bu kriterlere mi bağlıyorsunuz? Bu konuda bir aile anayasanız ya da kurallarınız var mı?

Ailenin yönetime katılmasıyla ilgili sizin de belirttiğiniz gibi belirli kurallarımız var. Örneğin, bir aile üyesi ancak bütün ailenin yüzde 100 olumlu oy kullanmasıyla CEO olabilir. Eğer bu oy birliği sağlanmazsa, aile üyesi CEO ya da yönetici olamaz. Aile dışında ise yöneticilerimiz yönetim kurulu tarafından seçilir. Bana göre bu, oldukça önemli bir kural. Aile üyesi olmanız yönetimin başında olmanız anlamına gelmez. Bunun için aile üyesi olsa dahi yöneticilik yapmak isteyen kişinin gerekli eğitime ve yeteneğe sahip olması gerekir. Eğer iş yönetiminde iyi analizlere sahipseniz, deneyiminiz varsa, o zaman işin başında yer almaya hak kazanırsınız. Eğer bu özelliklere sahip değilseniz, işin başında olmamanız gerekir.

 

Şu anda Porsche yönetiminde 3?üncü jenerasyon yer alıyor. Bana göre bizim çocuklarımızın da aile işinde kalması gerekli. Kendi işlerini yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Ama bunun için çok iyi eğitilmeleri şart. Porsche AG ve Holding?in nasıl işletildiğini ve işlerin nasıl yürüdüğünü bilmeleri gerekiyor. Ama mutlaka yönetimde yer almaları da şart değil. Sadece yönetici olmak için beklemelerinin ise kendileri adına hata olacağını düşünüyorum.

 

* Bu yıl başında Wolkswagen?ın yüzde 20?sini aldınız. Sizin Wolkswagen?ı satın alma nedenleriniz oldukça fazla tartışıldı. Neden böyle bir karar aldınız?

Açıkçası Volkwagen?ın kontrol hisselerinin uygun olmayan yatırımcıların eline geçmesi ihtimaline karşı böyle bir hamle yaptık. Volkswagen?ın mülkiyet ve sermaye yapısı 1960 yılında hissedarlarının oy hakkını yüzde 20 ile sınırlayan özel ?Volkswagen Yasası? ile güvence altına alınmıştı. Yasa, Volkswagen?ın üzerindeki fiili denetimi Aşağı Saksonya Eyaleti?ne bırakıyordu. Avrupa Konseyi bu özel yasanın iptali için yargıya başvurdu. Biz de bunun üzerine kapanan kapıya ayağımızı koyduk diyebiliriz. Ve Volkswagen?ın yüzde 20 hissesine talip olduk.

 

* Bu satın alma size nasıl bir değer kattı?

Bizim için bu oldukça stratejik bir karardı. Biz, 100 bin adede yaklaşan üretimimizle aslında sektörde küçük bir üreticiyiz. Yani, araba üreticileri arasında küçük bir şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Volkswagen ise 5 milyondan fazla araba üretiyor. Sektörün önemli oyuncularından biri. Bu satın almadan önce de bu şirketle pek çok ortak iş yaptık. Toureg ve Cayenne?i birlikte geliştirdik. Bu arabaların başarısı da ortada. Bu nedenle Volkswagen ile yaptığımız işbirliğinin bize büyük güç katacağını düşünüyoruz.

 

* Porsche?nin yıllık üretimi ne kadar? Bu yıl sonunda üretim rakamınızın ne kadar artmasını bekliyorsunuz?

2004-2005 mali yılında Porsche AG?nin toplam üretimi 90 bin 954 adetti. 2006 yılı toplam üretim rakamlarımız ise ancak Temmuz 2006?da belirlenecek.

 

* Dünyada ve Türkiye?de Porsche satış adetleri 2005 yılında neydi? 2006 yılında ne olmasını bekliyorsunuz?

Geçen yıl toplam satış adedimiz 88 bin 379?du. Bu yıl sonunda ise satış adedimizin 100 bini aşmasını bekliyoruz. Türkiye?de ise 2005 yılında 153 Porsche satıldı. 2006 yılındaki hedef ise 218.

 

* Küçük bir üretici olduğunuzu söylüyorsunuz. Porsche AG?nin 2005 yılı cirosu nedir?

Porsche AG?nin 2005 yılı cirosu 1 milyar 238 milyar Euro. Cironun bu yıl sonunda yaklaşık yüzde 8?lik artışla 1 milyar 337 milyon Euro?ya çıkmasını bekliyoruz.

 

* Türkiye?deki operasyonunuzun gelecek planları nedir?

 Burada biz Doğuş Otomotiv gibi çok güçlü bir partnerle çalışıyoruz. Buradaki operasyon, gelecekte de Porsche?nin dünya çapında sahip olduğu prestijli konumu korumaya yönelik çalışmalar yürütecek. Müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli. Bu nedenle memnuniyeti en üst düzeye taşıyacak CRM projeleri geliştirmek planlanıyor. Yetkili satıcı ağının genişletilmesi ise bir başka proje. Bunun yanında bu ağların etkinliğini de artırmak planlar arasında yer alıyor.

 

* Türkiye pazarı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu benim Türkiye?ye ilk gelişim. Olumlu anlamda çok etkilendiğimi ve şaşırdığımı söyleyebilirim. Çok aktif bir Türkiye?yle karşılaştım. Türkiye oldukça cana yakın insanlarla dolu, çok arkadaş canlısı bir ülke.

 

Belirttiğim gibi burada çok iyi bir ortağımız var. Bana göre işleri başarılı kılan insanlardır. İnsanların motivasyonu yüksekse o zaman başarılı olmaları mümkün. Ben de Türkiye?deki takımın performansının oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Ve sonuçlardan da oldukça memnunuz.

 

* Türk tüketici davranışlarını dünyayla kıyasladığınızda nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?

Türk tüketicisi, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa pazarındaki tüketicilerle aynı beklentiler içinde. Çünkü Türk tüketicisi de global zamanlama açısından hızla yeni ürünleri benimseyen, açık bir yapıya sahip.

 

* Otomobil sektörü dünyada nasıl bir gelişim gösteriyor? Hangi alanlar ön plana çıkıyor?

Bana göre SUV segmentinde önemli bir gelişme var. Aslında otomotiv sektöründe her şey oldukça değişken ve esnek. Kimse bundan 10 yıl sonra sektöre hangi segmentlerin damgasını vuracağını bugünden bilemez. Bu trendler benzin fiyatlarının durumuna, tüketici davranışlarındaki değişime, yasa koyucuların oluşturduğu yönetmeliklere ve vergilere göre değişim gösteriyor.

 

* Önümüzdeki dönemde lüks otomobil segmentinin nasıl büyüyeceğini düşünüyorsunuz?

Premium ya da lüks sınıf otomobil pazarı tüm dünyada her geçen gün etkinliğini artırıyor. Aynı durum Türkiye otomobil pazarı için de geçerliliğini koruyor. Lüks otomobil kategorisinin tamamında son zamanlarda ciddi bir yükseliş var.

 

Türkiye lüks otomobil segmenti, 2004 yılında 17 bin 395 adetlik boyutta iken, bu rakam 2005 yılında 19 bin 359 adede ulaştı. Nisan 2006 sonu itibariyle ise bu sayı 5 bin 459 olarak gerçekleşti.

 

Lüks segment içinde Premium SUV adetleri; 2004'te bin 512 iken, 2005'te 2 bin 390 olarak artış gösterdi, 2006 yılı nisan sonu itibariyle de 797 adede ulaştı. Lüks segment içinde payı gün geçtikçe artan SUV'nin gelecek yıllarda da bu trendi devam ettirmesini bekliyorum.

 

* Önümüzdeki dönemde rekabet en fazla hangi alanlarda yoğunlaşacak?

Otomobil endüstrisi son derece büyük bir değişim ve mücadelenin içinden geçiyor. Hem gelecekteki pazar trendlerinin hem de her şirketin kendi hedeflerinin aynı anda değerlendirilmesi gerekiyor. Rekabetçi ortam, sürekli yeni trendler oluşturma ve tanıtma mücadelesi, elde edilen kârı gösterme ihtiyacı, giderek artan yenilenme döngüleri ve kalite konusunda artan beklentiler, bu zorlu mücadeleyi daha önemli kılıyor.

 

Lüks sınıf otomobillerde müşterilerin araçta geçirdiği zamanın giderek artması nedeniyle, otomobilde daha fazla bilgi, eğlence sistemlerinin bulunması ve konforla kullanışlılığın bir arada bulunması artık zorunlu. Otomobil geliştiren bir firma olarak, hızla büyüyen pazarda başarıyı sürdürmek için, ürün portföyünün istikrarlı bir şekilde geliştirilmesi ve müşterilerin ihtiyaçlarına göre uyarlanması gerektiğini düşünüyorum.

 

* Porsche?nin rakipleri kimler? Onlarla aranızda nasıl bir rekabet var?

Bizim model bazında pek çok farklı rakibimiz mevcut. Boxster için rakipler Audi TT, BMW Z4, Mercedes Benz SLK, Nissan 350Z Roadster, Chrysler Crossfire SRT-6 Roadster, Honda S2000 olarak sayılabilir. 911 Turbo için rakip modeller ise Ferrari F430, Lamborghi Gallardo, BMW M6, Mercedes Benz SL 55 AMG, Mercedes Benz SL600 ve Aston Martin DB9. Diğer modellerimizde de farklı rakiplerimiz var.

 

* Yeni girdiğiniz SUV segmentinde rakipleriniz kimler?

BMW, Mercedes Benz, Volvo ve Toureg?in aynı klasmandaki modellerinin rakiplerimiz arasında olduğunu söyleyebilirim.

 

* Geleceğe dair planlarınız neler?

Bence adım adım ilerlemek önemli. Geçmişe baktığımızda tek bir segmentte hizmet sunuyorduk. O da spor arabaydı. Şimdi ise SUV üretmeye başladık. Şu anda ise 4 koltuklu coupe için çalışmalarımız sürüyor. Bu kategoride de iddiamızı kanıtlayacağız. Fakat bu yeniliklerin son olduğunu kimse söyleyemez.

 

Bu noktada pazarı iyi koklayarak, ihtiyaçları tespit ederek yeni alanlara girmek mümkün. Bu sayede başarılı olabilirsiniz zaten. Ama bugünden 10 yıl sonrasına dair bir plan yapmak oldukça zor. Sonuçta oldukça kaygan bir zeminde iş yapıyoruz.

 

Cayanne Bir Risk Miydi?

 

* Porsche kurulduğu günden itibaren hep spor araba üretiyordu. Fakat 2002 yılında farklı bir karar alarak Cayenne?le SUV segmentine de girmeye karar verdiniz. Bu kararın markanın kimliğine zarar vermesinden endişe ettiniz mi?

 

Karar Vermekte Zorlandık Spor araba üretimi, işin başında benim babamın hayaliydi. Aslında tarihimizde model değişimlerinde hep bir karar zorluğu yaşadığımızı söyleyebilirim. Bu aslında kimliğimiz üzerinde çok düşünmemizden kaynaklanıyor. Örneğin 356 modelinden 911?e dönüşüm de oldukça sancılı oldu.

 

Sonuçları Tam Olarak Bilinmiyordu Sonuçta böyle bir değişimin başarıyı nasıl etkileyeceği kesin olarak bilinmiyordu. 911 benim ağabeyim tarafından dizayn edilmiş bir arabaydı. Açıkçası herkes eğer bu yeni modelle başarısız olursak, büyük yara alabileceğimizi düşündü. Ama bu kararı verdik ve başarılı da olduk.

 

Spor Araba Uzmanıydık Spor araba segmentinden, SUV?lere geçişte de zorluk yaşadık. Bu kararla ilgili büyük tartışmalar oldu. Porsche?nin bu segmente girmesi ne kadar doğru diye düşündük. Sonuçta biz sadece spor arabalarda uzmanlaşmış durumdaydık. Müşterilerin bu değişime nasıl tepki vereceğini bilmiyorduk. Ama şu anda baktığımda Cayenne?in spor bir SUV olduğunu düşünüyorum.

 

4 Koltuklu Yeni Model Yolda Önümüzdeki dönemde de 4 koltuklu bir araç üretme kararını almış bulunuyoruz. Ben bu kararın da başarılı olacağını düşünüyorum. Bu araba 4 kişinin rahatlıkla oturabileceği ve bagajına da rahatlıkla yer bulabileceği bir araç olacak. Bu da açıkçası müşteriye değer katan bir proje olacak.

 

 ?Üretilen Porsche?lerin Yüzde 85?i Hala Kullanılıyor?

 

* Sanıyorum Porsche?nin ürettiği arabaların çoğunluğu hala yollarda kullanılmaya devam ediyor. Ne kadarlık bir oran söz konusu?

 

Kalite Başarıyı Getiriyor Porsche tarafından üretilen arabaların yüzde 85?i hala yollarda kullanılıyor. Bu oldukça yüksek bir oran. Bu başarının ardındaki en büyük etken bana göre kalite anlayışımızdır. Porsche kendi çizgisinde olan diğer arabalara göre önemli bir avantaja sahip. Sadece egzotik bir spor arabası değil. Tüketicisine kattığı değerle ve sunduğu hazla da farklı bir araba. Hatta hala eşsiz bir araba olduğunu söyleyebilirim.

 

Bayi Yaygınlığı Avantaj Sağladı Bunun dışında biz işe başladığımız ilk günden bu yana Volkswagen?ın bayi ağını kullanıyoruz. Bu da bize avantaj sağlıyor. Örneğin bir Ferrari kullanıcısı iseniz, en yakın bayiyi büyük bir merkezde bulabilirsiniz. Almanya için düşünürsek Dusseldorf, Berlin ya da Hamburg?da bayi bulmanız mümkün. Ancak daha küçük ölçekli bir yerde yaşıyorsanız ve bu tip bir araca sahipseniz, bayi bulmanız oldukça güçleşebilir.

 

Güçlü Bir Ortağımız Vardı Bu nedenle limitli sayıda üretim yapan arabalar arasında büyük bir avantaja sahibiz. Volkswagen?la yaptığımız anlaşma bizim bayi ağımızın oldukça yaygın olmasını da sağladı. Şu anda bizim kendi bayi ağımız da oldukça gelişmiş durumda, ama başından itibaren bu anlamda güçlü bir ortağımızın olması bize güç kattı diyebilirim.

 

 ?Fark Yaratmanın Yolu Değer Katmak?

 

* Porsche?yi rakipleri arasında farklı kılan özellikleri neler?

Arabalar Birbirine Benziyor Otomotiv her zaman rekabetin çok yoğun olduğu bir sektör olmuştur. Bunun en önemli nedeni arabaların birbirine çok yakın çizgide olması. Ben günümüzde arabaların çok fazla birbirine benzemeye başladığını düşünüyorum.

 

Farklılık Avantaj Sağlıyor Bu alanda fark yaratan ön plana çıkıyor. Fakat özel ve farklı arabalar her zaman kolay yapılmıyor. Yine de sektörde farklı bir araba yaratmalısınız ki müşteri sizi diğer arabalar arasından tercih etsin. Belirttiğim gibi özel üretim yapmak ise oldukça zor bir iş. Burada imajınızı da yukarıda tutmanız gerekir. Porsche bence bu işi oldukça iyi yapıyor.

 

Marka Tercihte Etkili Diğer yandan birbirine benzeyen ürünler arasından bazen de marka olgusu tercih edilirliği artırıyor. İnsanlar bazen sadece markasından dolayı bir arabayı tercih edebiliyor. Bunun tek nedeni var, müşteriler bir markayı diğerine göre daha fazla sevebiliyor.

 

Şeyma Öncel Bayıksel

soncel@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz