2011 rekor yılı oldu

Hasan Süel, Türkiye ve dünyada telekomünikasyon sektöründe yükselen trendleri ve şirket olarak bu yönde aldıkları aksiyonları anlatıyor

1.02.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
2011 rekor yılı oldu
Vodafone 2011 yılında farklı alanda rekor gelişmelere imza attı. Şirket hem Türkiye telekom pazarının hem Vodafone Avrupa Bölgesi'nin en hızlı büyüyen operatörü oldu. "2011-2012 mali yılımızın ilk yarısını 7 rekorla amamladık" diyen Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, 2012'de sürdürmeyi planladıkları başarılarını şöyle anlatıyor: "Çeyrek gelirlerinde rekor seviyeye, 1,2 milyar TL'ye ulaştık. Müşteri bazında 17,8 milyon abone ve ses dışı gelirlerinde 251 milyon TL ile rekor kırdık. Data gelirleri ve mobil internet gelirlerindeyüzde 295 büyüme yakaladık. Toplam trafikte 15,9 milyar dakikayı yakaladık. Kullanıcı başına ortalama gelirde (ARPU) pazarın en yüksek seviyesine 21,5 TL'ye eriştik. EBITDA'da rekor seviyeye ulaşıp 357 milyon TL EBITDA elde ettik." Süel, Vodafone Türkiye'nin Borusan Telekom'u ve ardından Koç.net'in satın almaları sonrası Vodafone. Net ile kurumsal müşteri segmentinde yepyeni bir sayfa açtıklarını ve mobil ses, sabit ses, mobil internet ve ADSL hizmetlerini tüm iş ortaklarına tek elden sundukları 'komple iletişim çağı'nı başlattıklarını söylüyor. Süel, "Önümüzdeki günlerde, Türkiye'nin ilk operatör markalı tabletini müşterilerimizin beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz. 'Süper İnternet' stratejimiz paralelinde, Türkiye'deki herkesin bilgiye erişimini sağlamak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz" diyor. Dünya telekom sektöründe sesten veriye doğru bir geçiş olduğunu ve bunun kişisel tarafta sosyal medya kurumsal tarafta da bulut bilişim teknolojilerini öne çıkardığına dikkat çeken Hasan Süel, "Biz de hayatımızı yeniden şekillendiren mobil teknolojilerin liderlerinden biri olarak, Vodafone Grubu'nun tecrübesini Türkiye'ye aktarmaya odaklanıyoruz. Eğitim başta olmak üzere pek çok farklı alanda gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ve sağladığımız katkılarla Türkiye'nin dijital dönüşümüne katkıda bulunmayı hedefliyoruz" şeklinde konuşuyor. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, Türkiye ve dünyada telekomünikasyon sektöründe yükselen trendleri ve şirket olarak bu yönde aldıkları aksiyonları anlatıyor:

2011 yılı Vodafone Türkiye'nin performansını nasıl yorumluyorsunuz? Nasıl bir yıl geçirdiniz?
- Uzun dönemli müşteri memnuniyeti odaklı stratejik programımız dahilinde Türkiye'nin en çok güvenilen ve tercih edilen telekomünikasyon markası olmak üzere yürüttüğümüz çalışmalarımıza 2011 yılında da devam ettik. 2011 Vodafone Türkiye için çok başarılı bir yıl oldu. Hem Türkiye telekom pazarının hem Vodafone Avrupa Bölgesi'nin en hızlı büyüyen operatörü olduk. 2011-2012 mali yılımızın ilk yarısını 7 rekorla tamamladık. Çeyrek gelirlerinde rekor seviyeye, 1,2 milyar TL'ye ulaştık. Müşteri bazında 17,8 milyon abone ve ses dışı gelirlerinde 251 milyon TL ile rekor kırdık. Data gelirleri ve mobil internet gelirlerinde yüzde 295 büyüme yakaladık. Toplam trafikte 15,9 milyar dakikayı yakaladık. Kullanıcı başına ortalama gelirde (ARPU) pazarın en yüksek seviyesine 21,5 TL'ye eriştik. EBITDA'da rekor seviyeye ulaşıp 357 milyon TL EBITDA elde ettik. Müşteri odaklı programımızın kurumsal müşteri segmentine yönelik önemli bir hamlesi olarak 2010 yılında ülkemizin önde gelen alternatif telekomünikasyon şirketlerinden olan Borusan Telekom'u Vodafone Türkiye bünyesine katmıştık. 30 Kasım 2011'de de Türkiye'nin en büyük alternatif telekom operatörlerinden Koç.net'in resmi olarak aramıza katılmasıyla kurumsal müşteri segmentinde yepyeni bir sayfa açarak Vodafone Net'i hayata geçirdik. Vodafone Net'in Vodafone Türkiye'ye kattığı güçle mobil ses, sabit ses, mobil internet ve ADSL hizmetlerini tüm iş ortaklarımıza tek elden sunduğumuz 'komple iletişim çağı'nı başlatmış olduk.~

"Rekabette inovasyonla öne çıkacağız"

Sektörünüzde çok çetin bir rekabet ortamı söz konusu... Rekabette önde olmak adına neler yapıyorsunuz?
Günümüzde rekabetin bir numaralı koşulu, kullanıcıların giderek çeşitlenen ihtiyaçlarına efektif şekilde ve farklılaşmış ürün ve hizmetlerle cevap verebilmek... Değişimi doğru şekilde gözlemlemenin önem kazandı ğı bu ortamda, inovasyon kavramı markalara sektörde farklılık yaratabilecekleri, benzerlerinden ayrışabilecekleri pek çok potansiyel alan ve fırsat sunuyor. Biz de inovasyonu kurumsal bir değer olarak benimsiyoruz. Dünya çapında mevcut teknolojileri ve trendleri takip ediyoruz. Ülkemizin ihtiyaçlara uyarlayarak potansiyel fırsat alanlarını değerlendiriyoruz. İnovasyona verdiğimiz değeri, gerek içsel organizasyonumuz gerekse küresel inovasyon merkezimiz Oksijen AR-GE üzerinden gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerle gösteriyoruz. Gerek ticari gerekse kurumsal sorumluluğumuzun bir parçası olarak, AR-GE yatırımlarımızı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Böylelikle Türkiye'nin fikir ekonomisine dönüşme sürecine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Numara taşınmada son rakamlarınızı alabilir miyiz?
Son çeyrek rakamlarımız, pazarlamada müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımımızın sonuçlarını verimli şekilde aldığımızı gösteriyor. Öyle ki son çeyreğimizde 'en fazla tavsiye edilen operatör' olma unvanı mızı koruduk ve bunu kârlı lığa da pozitif olarak yansıttık. Numara taşımanın başladığı Kasım 2008 tarihinden bu yana numara taşı mada en çok tercih edilen operatör unvanımızı koruduk. Müşteri sayımız 17, 8 milyona yükseldi. 2012 yılında da abonelerimizi en kaliteli ürün ve hizmetlerle en avantajlı koşullarda buluşturmak üzere çalışmaya devam edeceğiz.

2012 yılında sektöre ne gibi yenilikler getireceksiniz?
Vodafone Türkiye olarak 2011 yılını 'Veri Yılı' ilan ederek Türkiye'deki herkesi internetle eşit koşullarda ve en uygun maliyetlerle buluşturmak üzere çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu çerçevede bugüne kadar Türkiye'de pek çok ilki piyasaya sunduk. Global bilgi birikimimizden faydalanarak kullanıcılarımızı dünya çapında ileri teknolojilerle, Türkiye'nin ilk operatör markalı akıllıtelefonlarıyla ve avantajlı mobil internet hizmetleriyle buluşturduk. Önümüzdeki günlerde, bu stratejimizin önemli bir hamlesi olarak Türkiye'nin ilk operatör markalı tabletini müşterilerimizin beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz. 'Süper İnternet' stratejimiz paralelinde, Türkiye'deki herkesin bilgiye erişimini sağlamak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Dünyada ve Türkiye'de telekom sektörünün 2012 yılında ne kadar büyümesini bekliyorsunuz?
- Bugün global ölçekte en önemli değişim, dünya ekonomilerinde güç dengelerinin Batı'dan Doğu'ya doğru kayması... Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya gibi gelişmekte olan pazarların giderek daha önemli bir konuma sahip olduğu, zenginliğin el değiştirdiği bu ortamda, dünyanın sosyo-ekonomik yapısı yeniden şekilleniyor. Bu yeni düzende, dünyada gelecek vaat eden pazarlar arasında 3. sıraya yükselen Türkiye ekonomisinin, bölgedeki pek çok ülke için iyi bir örnek teşkil edeceğine inanıyorum. Ülkemizin en dinamik ve hızlı büyüyen sektörlerinden biri olan telekomun, 2012 yılında da büyümeye olumlu etkilerini göreceğimize inanıyoruz. Ayrıca dünya çapında artan evrensel veri erişimi ile şekillenen 'bağlantılı' dünyaya, 'Y' jenerasyonu dediğimiz internet neslinin hakim olacağını ve sektörün yeni normalinin ses yerine veri kullanımı olacağını söyleyebiliriz.~

Dünyada sektörünüzde ne gibi yeni trendler görülüyor? Öne çıkan yeni teknolojiler neler oluyor?
Tüm dünyada sesten veriye doğru bir geçiş sürecine tanıklık ediyoruz. Araştırmalar, sadece birkaç yıl içinde mobil teknolojilerle internete bağlananların, PC üzerinden internete bağlananların sayısını geçeceğini gösteriyor. İnternet teknolojileri ve mobil iletişimin sunduğu olanaklar iç içe geçerek yeni fırsat alanları yaratıyor. Bu da yeni bir toplumsal hayat, yeni iş yapma biçimleri, yeni fırsatlar ve tehditler doğurarak bireylerin ve kurumların yaşamını kökten değiştiriyor. Biz de bu bağlamda 2012'ye belirli trendlerin yön vereceğine inanıyoruz. Sektörün yeni normalinin ses yerine veri olacağı ve internetin çok daha mobilize hale geleceği bu dönemde, bireyler ve kurumlar için en birincil öncelik, birbirleriyle iletişim halinde kalmak olacak. Bu 'sürekli bağlantıda olma halini' tetikleyen en önemli unsurlardan biri de sosyal medya platformları. 2012'de sosyal medyanın tüm markaların pazarlama ve iletişim stratejilerinin merkezine yerleşeceğini ve günlük hayatımızın parçası haline geleceğini düşünüyoruz. Mobil iletişimin yarattığı olanaklarla sosyal medya platformları artık PC'lerden bağımsız olarak cebimize giriyor. Mobil teknolojilerin sosyal medya ile bu entegrasyonu, bilgiye erişimde zaman ve mekan sınırlarını kaldırarak, dijital devrimin toplum hayatı üzerindeki etkilerini çok daha yoğun hale getiriyor.

Peki Vodafone Türkiye bu trendler doğrultusunda neler yapıyor?
Biz de bu ortamda, mobil iletişim teknolojileri anlamında sahip olduğumuz tüm birikimi, müşterilerimizin sosyal medya platformları üzerindeki deneyimlerine değer katmak üzere kullanıyor olacağız. 2012'de bir diğer trend de bulut bilişim teknolojileri. Veri saklamayı ve bilgiye dönüştürmeyi pratik hale getiren bulut bilişim teknolojileri, şirketlere iş hedeflerine ulaşma ve iş yapma süreçlerini kolaylaştırma anlamında fırsatlar sunuyor. Bulut bilişim teknolojileri aracılığıyla hepimiz sürekli birbirimize bağlı kalabilecek; müzik, film ve belge paylaşabileceğiz. Bulut bilişimin gelişmesiyle, 'nesnelerin interneti' diye tabir ettiğimiz makineler arası iletişim (M2M) kavramı da giderek artan oranda gündelik hayatlarımıza nüfuz edecek. 2010'da 80.5 milyon M2M bağlantısı bulunurken, 2014 yılında bu rakamın 430 milyona ulaşacağı ve yıllık yüzde 66 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Maliyetleri düşüren, iş yapma süreçlerine esneklik kazandıran bulut bilişim, 2012'de önemli odak olacak. Bu teknolojik dönüşüm sürecinin Türkiye için en önemli dönüm noktalarından birinin 3G... Araştırmalar, 3G teknolojilerinde penetrasyon anlamında ciddi mesafe kat edildiğini ortaya koyuyor. Türkiye'de 2010'un son çeyreğinde 19,4 milyon olan 3G abone sayısı, 2011 yılının Eylül ayı itibarıyla 28,6 milyona ulaştı. Aynı şekilde araştırmalar, Türkiye'de akıllı telefon sahipliği oranının giderek yükseldiğini ortaya koyuyor. Öyle ki 2011'in ilk 9 ayında 2,5 milyon akıllı telefon satıldığını ve bunun tüm cihazların yüzde 24'ünü oluşturduğunu görüyoruz. Bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 83'lük büyümeye işaret ediyor. Özellikle bulut tabanlı aplikasyonlar ile tabletlerin işlev ve içeriklerinin birleşmesiyle, 2012 yılında özellikle wifi+3G'li tablet pazarında ciddi gelişmeler bekliyoruz.

Bu mobil teknolojilerde etkin rol almak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Biz de hayatımızı yeniden şekillendiren mobil teknolojilerin liderlerinden biri olarak, Vodafone Grubu'nun bu konudaki tecrübesini Türkiye'ye aktarmaya odaklanıyoruz. Eğitim başta olmak üzere pek çok farklı alanda gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ve sağladığımız katkılarla Türkiye'nin dijital dönüşümüne katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Bu noktada Fatih Projesi'ne değinmek istiyorum. Fatih Projesi'nin, Türkiye'deki eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısının iyileştirilmesi ve bilişim teknolojileri destekli öğretim programlarının eğitim sisteminde yerleşik olarak kullanılması adına çok değerli bir proje olduğuna inanıyoruz. Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşmesi sürecinin ivme kazanması adına büyük öneme sahip olduğuna inandığımız bu projeyi, Vodafone Türkiye olarak tüm olanaklarımızla destekliyoruz.~
Dünya çapında mobil eğitim alanında sahip olduğumuz bilgi birikimini 3G alanındaki uzmanlığımızlabirleştiriyor, bu vesileyle Fatih Projesi'nin çok daha geniş kitlelere ulaşmasına, mobil iletişim teknolojileri aracılığıyla Türkiye'deki eğitim sisteminin iyileştirilmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Projenin eğitim sistemi için gerçek anlamda fayda sağlayabilmesi için 3G'nin sunduğu olanaklardan mutlaka yararlanılması gerektiğini düşünüyoruz. 3G, bugün geldiği noktada bireylere ve kurumlara her alanda yepyeni verimlilik araçları sunarken, teknolojinin demokratikleşmesi ve herkes tarafından erişilebilir olması konusunda önemli rol üstleniyor. Dolayısıyla Fatih Projesi'nin tam merkezinde konumlanan 'etkileşimli bilgi alışverişi' kavramının pratik anlamda hayata geçirilmesi adına 3G'nin bir olmazsa olmaz olduğuna inanıyoruz. 3G'nin sunduğu olanaklar sayesinde öğrenciler bilgiye sadece okuldan değil, bulundukları her yerden ulaşabilecek. Evde, toplu taşıma araçlarında, duraklarda, açıkhavada, yani nerede olurlarsa olsunlar eğitimlerine devam edebilecekler. Biz de Vodafone Grubu'nun mobil eğitim alanında sahip olduğu bilgi birikimini Türkiye'ye aktararak, eğitim sistemimizi dünya çapında bu alanda uygulanan teknolojilerle zenginleştirmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla gerek global bilgi birikimimiz, gerekse Türkiye'de sürekli yatırımlarla geliştirdiğimiz 3G altyapımız ile bu projeye önemli faydalar sağlayacağımıza inanıyoruz.   

"Sosyal sorumluluk projelerine devam"
3 Mİlyon kişiye dokunduk
Sosyal yatırımlarımız aracılığıyla yarattığımız toplumsal değerler bütününün, en az ticari performansı mız kadar önemli olduğuna inanıyoruz. Mayıs 2007'de kurulan Türkiye Vodafone Vakfı, şu ana kadar 3 milyon insanın hayatına dokunmuş bulunuyor. Türkiye Vodafone Vakfı olarak, teknoloji eğitimi, okul öncesi eğitim, kültür ve sanat aracılığıyla engelli bireylerin yaşama dahil edilmesi gibi konulara ağırlık veriyoruz. Türkiye'nin sosyal ihtiyaç haritası doğrultusunda toplumun tüm kesimleri için değer yaratmak üzere çalışıyoruz.
İlk adımda 75 bin anne-çocuk Milli Eğitim
Bakanlığı ve Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) işbirliğiyle İlk Adım Projesi gerçekleştirdik. Projede 29 ilde 420 anasınıfı oluşturuldu. 53 bin anne-çocuk ve eğitmene ulaşı ldı. Bu eğitim yı lı sonunda ise rakam 53 il, 545 anası nıfı ve 75 bin anne-çocuk ve eğitmen olacak. UNDP ve Alternatif Yaşam Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Düşler Akademisi Projesi de engelli bireylerin kültür ve sanat aracı lığıyla toplumsal hayata aktif katılımının örneğini sunuyor. Düşler Akademisi atölyelerinde engelli gençlerimize, kronik hastalık gruplarına, yoksul gençlerimize vokal, ritim, dans, film, fotoğraf, enstrüman, resim, tasarım atölyeleri ücretsiz olarak sunuluyor. 620'den fazla mezun veren Akademi'de şu an 200'den fazla öğrenci eğitim görüyor.
E-dönüşüme destek
Odaklandığımız bir diğer alan da e-dönüşüm. Bilgisayar Bilmeyen Kalmayacak Projesi ile Türkiye'de e-dönüşüm sürecini hızlandırmayı ve Türk gençlerinin katılımını hedefliyoruz. 2007'de başlayan projeyle 1 milyon kullanıcıyı bilgisayar okuryazarı yaptık. Aynı amaçla "sosyal iş modelleri" yaratmayı da önemsiyoruz. Örneğin Vodafone Çiftçi Kulübü Projesi ile çiftçilerin hayatını kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Çiftçilerimize ekonomik mobil iletişim tarifeleri sunuyor, ucuz ve dayanı klı cep telefonu kampanyaları yapıyoruz. "Teknolojide Kadın Hareketi" projesinde KAGİDER ve Türkiye Bilişim Vakfı ile mobil iletişimin gücüyle kadınların sosyal ve ekonomik yaşama katı lımını sağlamak amacıyla hayata geçirdiğimiz "mWomen Programı"nın Türkiye ayağını oluşturuyor. Ayrıca 2009 yılından bu yana "Yeşil Teknoloji Programı"nı yürütüyoruz. Bu program ile faaliyetlerimizden kaynaklanan sera gazlarının salımını azaltık ve yıllık 10 bin apartman dairesinin elektrik tüketimine eşit enerji tasarrufu sağladık. Bu rakam 10.5 milyon TL'lik tasarruf anlamına geliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz