İş hayatının yoğun temposunda birçok CEO, hem fiziksel hem zihinsel olarak yenilenmek için bisiklete yöneliyor...
Nil Dumansızoğlu
YOĞUN İŞ HAYATININ STRESİNDEN UZAKLAŞMANIN EN KEYİFLİ YOLLARINDAN BİRİ DE BİSİKLET. TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN CEO’LARI FARKLI ROTALARDA PEDAL ÇEVİREREK ŞEHİR HAYATINDAN KOPUYOR. BU SAYEDE HEM FİZİKSEL HEM ZİHİNSEL YENİLENME FIRSATI BULUYORLAR. ÖRNEĞİN BÜLENT GÜRCAN, KADIKÖY’DEN BAŞLAYARAK KANLICA’DA YOĞURT VE ÇAYLA YAPTIĞI KAHVALTIYLA BİSİKLET ROTASINI TAMAMLIYOR. STEVEN YOUNG, BÜYÜKADA’DA YOKUŞLAR ARASINDA DOLAŞIP DOĞANIN TADINI ÇIKARIYOR. RETO MOSER, BOĞAZ HATTINDA BİSİKLET SÜRERKEN ŞEHİR YAŞANTISINDAN UZAKLAŞTIĞINI HİSSEDİYOR. ALPER YÜCE İSE EXPAT OLARAK GİTTİĞİ HER ŞEHRİN SOKAKLARINI BİSİKLETLE KEŞFETMENİN TADINA DOYAMIYOR.
İş hayatının yoğun temposunda birçok CEO, hem fiziksel hem zihinsel olarak yenilenmek için bisiklete yöneliyor. Araştırmalar da bisiklet sürmenin stresle başa çıkmada ve üretkenliği artırmada etkili olduğunu gösteriyor. Bu nedenle hafta sonları pedal çevirmek, bazı yöneticiler için bir hobi olmanın ötesinde bir yaşam tarzı haline gelmiş durumda. Bir dağ bisikletçisi olan CA Technologies CEO’su Mike Gregoire, “Bisiklet üzerindeyken kimse sizin CEO olduğunuzu bilmez. Bu esnada bilançoları değil, hayatta kalmayı düşünüyorsunuz. Bisiklet, harika bir zihin tazeleme aracı olmasının yanı sıra arka planda zihninizin yaratıcılığını da destekliyor” diyor. Türkiye’de de iş dünyasının başarılı isimleri, yoğun iş temposundan kurtulmak için özellikle hafta sonları kısa bir bisiklet molası veriyor. CEO’ların rotasında Caddebostan Sahili, Boğaz hattı, Riva yolları ve Belgrad Ormanı öne çıkıyor. Bisikletin üzerinde oldukları anda stresten uzaklaştıklarını söyleyen yöneticiler, sürüşe odaklanmanın bir arınma olduğunu düşünüyor.
DOĞANIN TADINI ÇIKARIYOR
Çalık Holding Yönetim Kurulu Üyesi Steven Young, bisiklet tutkusunu sürdürerek hem sağlıklı bir yaşam hem keyifli anlar yaşayan isimlerden. Genellikle ayda bir kez arkadaşlarıyla birlikte pedal çeviren Young, üç farklı rotada bisiklet sürmeyi tercih ediyor. İlk rota, Büyükada’da yokuşlar arasında dolaşıp doğanın tadını çıkarmak ve şehrin stresinden uzaklaşmak. İkinci rota ise Beykoz’dan Riva’ya kadar Karadeniz kıyısını takip eden, manzarasıyla büyüleyen bir güzergah. Üçüncü rota Bostancı’dan Pendik’e kadar uzanan Bağdat Caddesi hattı. Young’a bu rotalar, hem spor yapma hem sosyal bir ortamda keyifli vakit geçirme imkanı sunuyor. Young’ın bisiklet ekibi genellikle 2 ila 5 kişiden oluşuyor ve çoğunlukla elektrikli bisiklet kullanılıyor. Elektrikli bisikletlerin hem pratik hem ulaşılabilir olduğunu vurgulayan Young, “Aramıza katılan bazı arkadaşlar normal bisikletle başlıyor ama genellikle elektrikli bisikletlere geçiş yapıyorlar. Elektrikli bisikletlerin elektriğini kapatıp manuel şekilde de kullanabilirsiniz. Bu da onları çok yönlü bir seçenek haline getiriyor” diyor.
"KANLICA’NIN GÜZELLİĞİNE HAYRANIM”
Bisiklet denilince akla gelen ilk yöneticilerden biri Odak Grup Perakende Grup Başkanı Bülent Gürcan. Bisikletini “arkadaşım” olarak tanımlayan Gürcan, uzun yıllardır mutlaka haftada en az bir kez bisiklete biniyor. Sabah erkenden çıkıp o günkü moduna göre bir rota belirlediğini söyleyen Gürcan, “Genelde pazar günleri bisiklete binebiliyorum. Ancak bahar ve yaz aylarında, günlerin de uzamasıyla hafta içi 1-2 akşam da yola çıkabiliyorum” diyor. Gürcan, Kadıköy’de yaşadığı için bisiklete binmek açısından şanslı. Bağdat Caddesi ve sahil yolunun avantajını değerlendiriyor. Uzun yol yapmak istediğindeyse yol bisikletiyle Çamlıca’ya tırmanıp oradan Beylerbeyi’ne iniyor, sonra da Boğaz yolundan Kanlıca’ya varıyor. Orada yoğurt ve çayla kahvaltı yapmanın paha biçilemez olduğunu belirten Gürcan, dönüşte ise Üsküdar, Kadıköy, Moda rotasını kullanıyor. Ara sıra da dağ bisikletini arabaya yükleyip Belgrad Ormanı’na gittiğini anlatan Gürcan, şöyle devam ediyor: “Ormanların içinde, bazen çamurlara bulanıp yoğun çabalarla off-road yapmak da zihnimin boşalmasına büyük katkı sağlıyor. En uzun rotam Göztepe-Beykoz arası. Bu rotayı arada yapıyorum ama Beykoz hedefiyle de çıksam Kanlıca’ya ulaşınca buranın güzelliğine yenik düşüp kalıyorum.”
“BOĞAZİÇİ, ŞEHİRDE OLDUĞUMU UNUTTURUYOR”
İsviçre kırsalında küçük bir kasabada büyüyen Four Seasons Hotels İstanbul Genel Müdürü Reto Moser, bugüne kadar 7 ülkede yaşadı. Onun gönlünde Güney Fransa’nın yeri bambaşka… “Doğası, kartpostal güzelliğindeki kasabaları, muhteşem manzaralı sahil şeridi, ışığı, çiftçilerin en taze ürünlerini sattığı pazarlarıyla bu bölgenin geçmişte neden sayısız ünlü sanatçıyı kendine çektiğini anlıyorum” diyen Moser, bisiklet binmeye de Güney Fransa’da çalıştığı dönemde başlamış. Yaşadığı her şehirde, şartlar zor olsa bile bisiklet binmeye devam ettiğini söyleyen Moser, şöyle devam ediyor: “İstanbul’daki en favori rotam, Boğaz boyunca Tarabya’ya doğru giden yol oldu. Boğaziçi büyüleyici manzaralarıyla bu kadar büyük bir şehrin ortasında olduğunuzu unutturuyor. Bazı yerleri bana Cote d’Azure’u çağrıştırıyor. Bu nedenle Boğaz kıyısında bisiklete binmeyi seviyorum. Yine de bisiklete binmek için en sevdiğim yer Güney Fransa. O bölge baş döndürücü doğal güzellikleriyle en mutlu olduğum yer.” Bisiklete yalnız binmeyi tercih eden Moser, asıl amacının eğlenmek olduğunu belirtiyor. “Bisiklet bende meditasyon etkisi yaratıyor, dış dünyayla bağlantımı kesip yeniden enerji depolamama yardımcı oluyor” diyor ve ekliyor: “Hedefler belirlemiyorum, çünkü bisiklete binmek benim için dış dünyadan uzaklaşmak ve iyi zaman geçirmek anlamına geliyor. Dürüst olmak gerekirse şu an pek formda değilim, eskiden 50 kilometre, hatta daha uzun yol yapabiliyordum. Şimdi 30 kilometre yapabilirsem mutlu oluyorum.”
"BEŞİKTAŞ-RUMELİFENERİ ARASI FAVORİM”
Uzun zamandır bisiklet süren Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, 2015’ten bu yana amatör bisiklet yarışlarına katılıyor. Bisiklet sürmenin doğayla daha fazla temas kurmak demek olduğunu belirten Bayçöl, “Sporun hayatımda olması, bisikleti disiplinle yapmaya devam etmek, tüm yoğunluk ve takvim zorluklarına rağmen esenliğe fayda sağlıyor ve beni zinde tutuyor. Yazın haftada 4 sürüş yapmaya çalışıyorum, kışın ise kondisyonumu korumak için haftada 2 antrenman sürüşü ya da 2 trainer sürüşü yapıyorum” diyor. Bayçöl’ün en sevdiği rota, Beşiktaş’tan başlayarak Sarıyer üzerinden Rumelifeneri’ne uzanan bir yol çizmek. Rota Bisiklet, 530 Cycling Team ve Onaran Academy gibi ekiplerin peşine takılarak bu güzergahlarda sürüş yapmayı tercih ediyor. Yurt dışında çalışırken Frederick Maryland’de 100 mil sürüşü yaparak kendi rekorunu kıran Bayçöl, Türkiye’de ise en uzun sürüşlerinin Riva, Antalya ve Çeşme- Urla rotalarında olduğunu ve bu yolların 100 km’yi bulduğunu ifade ediyor. Bayçöl, bisiklet binmenin kendisini nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: “Bisiklet sürerken aklım sadece sürüşün mücadelesi ve keyfinde oluyor. Bir nevi diğer şalterlerin hepsi kapanıyor. Özellikle deniz kenarı, boğaz manzaralı yollar ya da orman içindeki patikalarda pedal çevirmenin keyfi benim için bambaşka.”
"MANZARANIN TADINI ÇIKARIYORUM”
EgeYapı GYO Genel Müdürü Didem Güneş’in hayatına spor, bel fıtığı olduğunu öğrenmesiyle girmiş. Hem ağrılarını dindirmek hem sağlıklı bir vücut ve zihin için spora başladığını söyleyen Güneş için spor, zamanla bir tutkuya dönüşüyor. Aletli pilates, fitness ve fonksiyonel antrenmanlar yapan Güneş, özellikle yaz aylarında sahilde bisiklet sürmeyi de çok seviyor. Yurt dışı seyahatlerinde de bisiklete binen Güneş, “En son Amsterdam’da tüm şehri bisikletle turladık ve bu deneyim gerçekten çok keyifliydi” diyor. Güneş de Anadolu Yakası’nın sahilinin avantajını kullananlardan. Caddebostan- Bostancı arasının en sevdiği rota olduğunu ifade eden Güneş, şöyle devam ediyor: “Özellikle sahil boyunca bisiklet sürmek, manzaranın tadını çıkarmama ve yeni yerler keşfetmeme olanak tanıyor. İstanbul’da bisiklet sürmek, benim için sadece bir spor değil, aynı zamanda keşif ve huzur kaynağı.” Bisiklet sürmenin kendisine hareket özgürlüğü sunarken stresini azalttığını düşünen Güneş, ekliyor: “Doğayla iç içe olmak ve rüzgârın yüzümdeki hissi, ruh halimi olumlu yönde etkiliyor. Haftada en az bir kez bisiklete biniyorum. Bazen kısa parkurlar, bazen de uzun gezintiler yapıyorum.”
“ORMANDA OLMAYI TERCİH EDİYORUM”
Küçük yaştan beri bisiklete binmenin kendisi için bir tutku olduğunu belirten Grifon Capital Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden, genelde hafta sonu sabahlarını bisiklete ayırıyor. Çocuklarıyla vakit geçirebilmek adına sürüş rotalarını eskiden olduğu gibi uzun tutamasa da bisikletin üstünde olduğu saatler onun için kendini en iyi hissettiği anlardan biri. Bisiklet kullanırken doğa içinde olmayı sevdiğini söyleyen Gönden, Belgrad Ormanı gibi doğal alanlarda kendine rota çizdiğini sözlerine ekliyor ve şöyle devam ediyor: “Diğer yandan orman içi, sahil yolu veya köy yolları gibi farklı rota seçimleri de yapabiliyorum. Bisiklet kullanan çok arkadaşım var; ancak en iyi bisiklet arkadaşı size en yakın oturandır. Genellikle planlı olmayan ve anlık kararlarla gerçekleştirdiğimiz turlara sıkça katılıyorum. Bunun dışında ise her hafta sonu yaptığım rutinlerimi bozmamaya gayret gösteriyorum. Gençliğimde yurt dışında birkaç haftalık kamplı rotalar deneyimledim. Ancak şu anda tercihim daha kısa ve yakın rotalardan yana. Örneğin Göktürk ile Zekeriyaköy arasındaki 20-30 kilometrelik doğal ve performans açısından zengin rotaları tercih ediyorum. Bisiklet sürmek sağlık açısından önemli, bunun yanında bu sporu doğa içinde yapmanın getirdiği bir tür meditasyon etkisi de var. Düşünmek, kimi zaman sadece doğanın büyüsüne kapılmak son derece keyifli.”
“EN UZUN İSTANBUL-BURSA ARASI SÜRDÜM” Kağan Dağtekin DOĞAN TREND OTOMOTİV CEO’SU GERİ DÖNÜŞ Bisiklet benim için hep bir tutku ve çocukluğuma olan özlemdi. Evlenene kadar her daim bisikletim odamda, duvara asılı başköşede bana arkadaşlık etti. Derken işle birlikte yoğun bir gündem hayatıma girince uzunca zaman bisikletim sadece dekor olarak duvarda asılı kaldı. Fakat sonra 2014 yılında çok sevdiğim bir arkadaşımın verdiği motivasyonla Bahreyn’de bir bisiklet yarışına katıldım. O sayede bisiklet tutkumla yeniden buluştum. KEYİFLİ ROTALAR Sadece keyif almak için bile bisiklete bindiğim dönemlerde çoğunlukla Belgrad Ormanı’na giderdim. Fakat yol bisikleti serüveni başlayınca İstanbul’un çok kısıtlı imkan ve rotalar sunduğu gerçeğiyle karşılaştım. Ama yine de Anadolu Yakası’nda sahil yolu ve Şile tarafları bu anlamda daha keyifli rotalar sunuyor. Aslında ülkemizin buna müsait çok güzel bir coğrafyası var ve bisiklet; spor için önemli olmasının ötesinde hayatın kolaylık ve sağlık getiren bir parçası olabilir. |
“GİTTİĞİM ŞEHİRLERİ BİSİKLETLE KEŞFEDİYORUM” Alper Yüce BAT TÜRKİYE, BULGARİSTAN VE KUZEY KIBRIS GENEL MÜDÜRÜ EN BÜYÜK KEYİF Her yolculuk bir keşif hikayesi aslında. Gittiğim ülkelerin doğasını, tarihini, kültürel özelliklerini ve tabii ki mutfağını keşfetmek de beni çok heyecanlandırıyor. Yaşadığım şehrin caddelerini, sokaklarını, tarihi binalarını, müzelerini, sinemalarını, tiyatrolarını, restoranlarını bilmek, kendimi oraya daha ait hissetmemi sağlıyor. En büyük keyiflerimden biri de ilk defa ziyaret ettiğim şehirlerin sokaklarında bisikletle dolaşmak. SPORUN ÖNEMİ Sporla yoğun iş günlerine daha hazır ve daha adapte olduğumu düşünüyorum. Spor stresten, olumsuz düşüncelerden ve günlük hayatın sorunlarından uzaklaşmamı sağlayan en önemli etkinliklerden biri... Bu nedenle ajandamda mutlaka zaman yaratıyorum. Ayrıca yaşam kalitemi yükseltmemde çok önemli rol oynuyor. Haftada en az 3 sabah yüzmeye gidiyorum, fırsat buldukça da bisiklete biniyor ve tenis oynuyorum. Geçmiş dönemde bir süre kick boks yaptım ama ona ara vermiş durumdayım. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?