ABH'nin "Bulut"u yurtdışında büyüyecek

Çetin Uygun şirketin bulut bilişim pazarındaki iddiasını ve hedeflerini dergimize anlattı.

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
ABH'nin "Bulut"u yurtdışında büyüyecek
Bulut bilişimin yalnızca hosting (web server hizmeti) olmadığı gerçeğinden yola çıkan Anadolu Bilişim Hizmetleri (ABH), dünya standartlarında hizmet vermesiyle pazardaki üç büyük şirketten biri konumuna gelmiş durumda. Her yıl pazarın büyüme hızıyla aynı oranda büyüyen şirket sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da hizmet vermesiyle dikkat çekiyor. 2004 yılından bugüne bilişim hizmetleri alanında hizmet verdiklerini dile getiren ABH Genel Müdürü Çetin Uygun, bu yıl da yine yüzde 20 ila yüzde 40 arasında bir büyümeyle pazardaki konumlarını daha da güçlendireceklerini söylüyor. Vizyonlarının komşu ülkelerde daha fazla hizmet vermek olduğunu anlatan Uygun, şirketin bulut bilişim pazarındaki iddiasını ve hedeflerini dergimize anlattı:

Anadolu Bilişim Hizmetleri (ABH) olarak kaç yılında faaliyetlerinize başladınız? Şirketinizden biraz bahsedebilir misiniz?
- Anadolu Bilişim aslında 1984 yılından beri faal bir şirket. Ama 2004’ten itibaren piyasada bilişim hizmetleri satan bir şirket olduk. Bizim verdiğimiz en büyük hizmet, kurumsal kaynak yönetimi çözümleri uygulaması. Bunun yanı sıra CRM, aplikasyon uygulamaları ve her şeyin yedeğinin alındığı ve 72 saat kesintisiz hizmetin verilebildiği bir data merkezimiz bulunuyor. 72 saatten kastımız, herhangi bir elektrik kesintisinde hiç ikmal alamazsak bile 72 saate kadar kesintisiz veri hizmeti verebiliyoruz. Bunun dışında diğer profesyonel bilişim hizmetlerinin dışında datanızın güvenliğini 7/24 saat sağlayan hizmetler, şirketimizin portföyünü oluşturuyor.

ABH şu anda bu hizmetleri hangi şirketlere sağlıyor?

- Şu anda aşağı yukarı müşteri dağılımımız yüzde 55 Anadolu Grubu şirketleri, yüzde 45 grup dışı şirketler olarak dağılıyor. Yani neredeyse yarı yarıya bir oran söz konusu. Yurtdışında Kazakistan’dan Hollanda’ya kadar 14 ülkeye hizmet veriyoruz. Burada önemli olan bir diğer nokta, sadece Türkiye içinde kalmayarak yurtdışına da hizmet ihraç ettiğimiz gerçeği. Zaten vizyonumuz da bulunduğumuz bölgedeki komşularımıza da bilişim hizmetleri sağlamak. Bu nedenle, ihracatçı bir konumda olduğumuzu da belirtmeliyim.

Sunduğunuz hizmetler bir paket olarak mı sunuluyor, yoksa müşterilerinizin istekleri doğrultusunda bir esneklik söz konusu mu?

- Bizim bu alandaki amacımız olabildiğince esnek olmaktı. Herkese göre ayrı bir hizmet yaratmaya özen gösterdik ve “kullandığın kadar öde” esası üzerine inşa ettik hizmetlerimizi.~
Özellikle donanım alımı yerine, sanal olarak bir donanım yaratıyoruz. Sanal bir şey kiraladığınız için, örnek veriyorum işlemcinizi, RAM’inizi ya da internet bağlantınızı anında yükseltebiliyor ya da düşürebiliyorsunuz. Dolayısıyla tamamen size kalmış bir esneklik payı mevcut. Kiralama söz konusu olduğu için de sürekli bir bütçeleyebilme rahatlığınız doğuyor.

Bulut bilişim Türkiye’de çok da eski bir maziye sahip değil. Müşterileriniz size başvurduğunda kendinizi ve yaptığınız işi nasıl açıklıyorsunuz?
- Bu aslında güzel ve açıklamaya fırsat veren bir soru. Bazı müşterilerimiz birtakım çekincelerle bize geliyor. Nedir bu çekinceler? Bize emanet ettiği gizli bilgileri bizim okuyup afişe etmemiz gibi soru işaretleri var. Biz banka mantığıyla çalışıyoruz. Paranızı bankaya yatırdığınızda aklınızda nasıl ki soru işareti bulunmuyor, bilakis içiniz daha rahat ediyorsa bizde de aynı mantık işliyor. Bilginizi depoluyoruz ve bu depoladığımız bilgileri şirket sahiplerinden daha güvenli bir şekilde koruyoruz. Yani bir elektrik kesintisi, bir afet sonrasında elinizde bulundurduğunuz verinin kaybolabilme ihtimali çok yüksek. Bizde ise bulut, oluşum olduğu için böyle bir ihtimal bulunmuyor. En kötüsünü söylersek bizim şirketimize bir atak gerçekleşse, kendi yedeğimiz de her zaman almıyor.

Türkiye’de sektörün büyüklüğü ne kadar oldu? Siz pazarda kendinizi nerede görüyorsunuz?

- Bilişim sektörünün toplamda 2012 sonunda 9-9,5 milyar dolar seviyesinde olması bekleniyor. Bunun içinde hizmet tarafı yaklaşık 1 milyar dolarını oluşturuyor. Geri kalan kısım ise ağırlıklı olarak donanım ve yazılım satışından oluşuyor. Türkiye pazarına baktığımızda da ağırlıklı olarak donanım ve yazılım satılıyor. Hizmet yavaş
yavaş büyüyor. O anlamda da bizim içinde bulunduğumuz bilişim hizmetleri sektörü bir olgunlaşma sürecinden geçiyor. Biz, 2012 sonunda bileşim hizmetleri pazarının 350 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz. Pazar ise parçalanmış bir vaziyette ve Türk şirketlerinin elinde. Dolayısıyla ileriki zamanlarda konsolidasyonların olmasını bekliyoruz. ABH olarak da içinde bulunduğumuz pazarın ilk üç şirketinden biriyiz. İlk üç şirketin pazar payıysa yüzde 30 civarında. Geri kalan pazarda şirketler yüzde 1 ila yüzde 6’lık paylara sahip.

Peki ABH, bu pazarda hangi yönleriyle farklılaşıyor?
- Pazardaki çoğu şirket bulutu yalnızca hosting (web server hizmeti) olarak düşünüyor. Fakat bulutu sadece bununla sınırlayamazsınız. Güvenlikle de sınırlı değil bulut. Bunun soğutmasının yapılması, bakımının yapılması, jeneratörlerin ve UPS’lerin düzenli kontrol altında tutulması gibi şeyler de buluta dâhil. Pazarda her şirket bunları yapmıyor. Sadece giriş seviyesinde olan şirketler mevcut. İşte biz, tam da burada ileri düzey
hizmetleri tam anlamıyla ve dünya standartlarında sağlayabildiğimiz için farklılaşıyoruz. Kısacası biz yalnızca hosting ve güvenlikten oluşan bir şirket değiliz.~

2012 sonunda ABH’nin hedefleri neler?

- Büyüme dediğiniz kavram, pazar büyümesiyle alakalı. Eğer pazardan daha düşük bir büyüme gösteriyorsanız, piyasanın gerisinde kalıyorsunuz demektir. Bizim pazarımızın ortalama yıllık büyümesi ürün ve çeşide göre değişse de yüzde 20 civarında. Bizim yıllık büyümemiz ise yüzde 20 ila yüzde 40 arasında gidip geliyor. Dolayısıyla 2012yılının sonunda yine bu minvalde bir büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.   

“BULUTUN CİROYA ETKİSİ DİREKT’
Bulut bilişimin şirketlerin cirolarına direkt olarak etki ettiğini dile getiren ABH Genel Müdürü Çetin Uygun, buradaki en büyük etkinin yıl içine dağılmış büyük bilişim, donanım, yazılım ve hizmet kalemlerinin tahmin edilebilir ve bütçelenebilir bir hal almaya başlaması olduğunu söylüyor. “Tabii burada üç ila beş yıllık sözleşmelerden bahsediyoruz. Yani bir nevi ev kirası öder gibi bir faturalandırma oluyor. Her yıl lisans parası ödemek ya da kapasite artırımı için yeni alımlar yapmak yerine kiralama yöntemiyle finansal giderlerinizi çok önemli derecede düşürmüş oluyorsunuz” diyen Uygun, bunun da direkt olarak şirketlerin kârlılığını etkileyen bir şey olduğunun altını çiziyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz