Bulut
bilişimin yalnızca hosting (web server hizmeti) olmadığı gerçeğinden
yola çıkan Anadolu Bilişim Hizmetleri (ABH), dünya standartlarında
hizmet vermesiyle pazardaki üç büyük şirketten biri konumuna gelmiş
durumda. Her yıl pazarın büyüme hızıyla aynı oranda büyüyen şirket
sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da hizmet vermesiyle dikkat
çekiyor. 2004 yılından bugüne bilişim hizmetleri alanında hizmet
verdiklerini dile getiren ABH Genel Müdürü Çetin Uygun, bu yıl da yine
yüzde 20 ila yüzde 40 arasında bir büyümeyle pazardaki konumlarını daha
da güçlendireceklerini söylüyor. Vizyonlarının komşu ülkelerde daha
fazla hizmet vermek olduğunu anlatan Uygun, şirketin bulut bilişim
pazarındaki iddiasını ve hedeflerini dergimize anlattı:
Anadolu Bilişim Hizmetleri (ABH) olarak kaç yılında faaliyetlerinize başladınız? Şirketinizden biraz bahsedebilir misiniz?
- Anadolu Bilişim aslında 1984 yılından beri faal bir şirket. Ama
2004’ten itibaren piyasada bilişim hizmetleri satan bir şirket olduk.
Bizim verdiğimiz en büyük hizmet, kurumsal kaynak yönetimi çözümleri
uygulaması. Bunun yanı sıra CRM, aplikasyon uygulamaları ve her şeyin
yedeğinin alındığı ve 72 saat kesintisiz hizmetin verilebildiği bir data
merkezimiz bulunuyor. 72 saatten kastımız, herhangi bir elektrik
kesintisinde hiç ikmal alamazsak bile 72 saate kadar kesintisiz veri
hizmeti verebiliyoruz. Bunun dışında diğer profesyonel bilişim
hizmetlerinin dışında datanızın güvenliğini 7/24 saat sağlayan
hizmetler, şirketimizin portföyünü oluşturuyor.
ABH şu anda bu hizmetleri hangi şirketlere sağlıyor?
- Şu anda aşağı yukarı müşteri dağılımımız yüzde 55 Anadolu Grubu
şirketleri, yüzde 45 grup dışı şirketler olarak dağılıyor. Yani
neredeyse yarı yarıya bir oran söz konusu. Yurtdışında Kazakistan’dan
Hollanda’ya kadar 14 ülkeye hizmet veriyoruz. Burada önemli olan bir
diğer nokta, sadece Türkiye içinde kalmayarak yurtdışına da hizmet ihraç
ettiğimiz gerçeği. Zaten vizyonumuz da bulunduğumuz bölgedeki
komşularımıza da bilişim hizmetleri sağlamak. Bu nedenle, ihracatçı bir
konumda olduğumuzu da belirtmeliyim.
Sunduğunuz hizmetler bir paket olarak mı sunuluyor, yoksa müşterilerinizin istekleri doğrultusunda bir esneklik söz konusu mu?
- Bizim bu alandaki amacımız olabildiğince esnek olmaktı. Herkese göre
ayrı bir hizmet yaratmaya özen gösterdik ve “kullandığın kadar öde”
esası üzerine inşa ettik hizmetlerimizi.~
Özellikle donanım alımı yerine, sanal olarak bir donanım yaratıyoruz.
Sanal bir şey kiraladığınız için, örnek veriyorum işlemcinizi, RAM’inizi
ya da internet bağlantınızı anında yükseltebiliyor ya da
düşürebiliyorsunuz. Dolayısıyla tamamen size kalmış bir esneklik payı
mevcut. Kiralama söz konusu olduğu için de sürekli bir bütçeleyebilme
rahatlığınız doğuyor.
Bulut bilişim Türkiye’de çok da eski bir maziye sahip değil.
Müşterileriniz size başvurduğunda kendinizi ve yaptığınız işi nasıl
açıklıyorsunuz?
- Bu aslında güzel ve açıklamaya fırsat veren bir soru. Bazı
müşterilerimiz birtakım çekincelerle bize geliyor. Nedir bu çekinceler?
Bize emanet ettiği gizli bilgileri bizim okuyup afişe etmemiz gibi soru
işaretleri var. Biz banka mantığıyla çalışıyoruz. Paranızı bankaya
yatırdığınızda aklınızda nasıl ki soru işareti bulunmuyor, bilakis
içiniz daha rahat ediyorsa bizde de aynı mantık işliyor. Bilginizi
depoluyoruz ve bu depoladığımız bilgileri şirket sahiplerinden daha
güvenli bir şekilde koruyoruz. Yani bir elektrik kesintisi, bir afet
sonrasında elinizde bulundurduğunuz verinin kaybolabilme ihtimali çok
yüksek. Bizde ise bulut, oluşum olduğu için böyle bir ihtimal
bulunmuyor. En kötüsünü söylersek bizim şirketimize bir atak
gerçekleşse, kendi yedeğimiz de her zaman almıyor.
Türkiye’de sektörün büyüklüğü ne kadar oldu? Siz pazarda kendinizi nerede görüyorsunuz?
- Bilişim sektörünün toplamda 2012 sonunda 9-9,5 milyar dolar
seviyesinde olması bekleniyor. Bunun içinde hizmet tarafı yaklaşık 1
milyar dolarını oluşturuyor. Geri kalan kısım ise ağırlıklı olarak
donanım ve yazılım satışından oluşuyor. Türkiye pazarına baktığımızda da
ağırlıklı olarak donanım ve yazılım satılıyor. Hizmet yavaş
yavaş büyüyor. O anlamda da bizim içinde bulunduğumuz bilişim hizmetleri
sektörü bir olgunlaşma sürecinden geçiyor. Biz, 2012 sonunda bileşim
hizmetleri pazarının 350 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz. Pazar ise
parçalanmış bir vaziyette ve Türk şirketlerinin elinde. Dolayısıyla
ileriki zamanlarda konsolidasyonların olmasını bekliyoruz. ABH olarak da
içinde bulunduğumuz pazarın ilk üç şirketinden biriyiz. İlk üç şirketin
pazar payıysa yüzde 30 civarında. Geri kalan pazarda şirketler yüzde 1
ila yüzde 6’lık paylara sahip.
Peki ABH, bu pazarda hangi yönleriyle farklılaşıyor?
- Pazardaki çoğu şirket bulutu yalnızca hosting (web server hizmeti)
olarak düşünüyor. Fakat bulutu sadece bununla sınırlayamazsınız.
Güvenlikle de sınırlı değil bulut. Bunun soğutmasının yapılması,
bakımının yapılması, jeneratörlerin ve UPS’lerin düzenli kontrol altında
tutulması gibi şeyler de buluta dâhil. Pazarda her şirket bunları
yapmıyor. Sadece giriş seviyesinde olan şirketler mevcut. İşte biz, tam
da burada ileri düzey
hizmetleri tam anlamıyla ve dünya standartlarında sağlayabildiğimiz için
farklılaşıyoruz. Kısacası biz yalnızca hosting ve güvenlikten oluşan
bir şirket değiliz.~
2012 sonunda ABH’nin hedefleri neler?
- Büyüme dediğiniz kavram, pazar büyümesiyle alakalı. Eğer pazardan daha
düşük bir büyüme gösteriyorsanız, piyasanın gerisinde kalıyorsunuz
demektir. Bizim pazarımızın ortalama yıllık büyümesi ürün ve çeşide göre
değişse de yüzde 20 civarında. Bizim yıllık büyümemiz ise yüzde 20 ila
yüzde 40 arasında gidip geliyor. Dolayısıyla 2012yılının sonunda yine bu
minvalde bir büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
“BULUTUN CİROYA ETKİSİ DİREKT’
Bulut bilişimin şirketlerin cirolarına direkt olarak etki ettiğini dile
getiren ABH Genel Müdürü Çetin Uygun, buradaki en büyük etkinin yıl
içine dağılmış büyük bilişim, donanım, yazılım ve hizmet kalemlerinin
tahmin edilebilir ve bütçelenebilir bir hal almaya başlaması olduğunu
söylüyor. “Tabii burada üç ila beş yıllık sözleşmelerden bahsediyoruz.
Yani bir nevi ev kirası öder gibi bir faturalandırma oluyor. Her yıl
lisans parası ödemek ya da kapasite artırımı için yeni alımlar yapmak
yerine kiralama yöntemiyle finansal giderlerinizi çok önemli derecede
düşürmüş oluyorsunuz” diyen Uygun, bunun da direkt olarak şirketlerin
kârlılığını etkileyen bir şey olduğunun altını çiziyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?