Kablosuz endüstriyel IoT çözümleri sağlayan Skysens, akıllı şehirler, akıllı şebekeler, akıllı binalar, hastaneler, stadyumlar, kampüsler, havaalanları gibi çok farklı alanlarda uygulama yapıyor.
Kendi geliştirdiği özel teknolojisi ile kablosuz endüstriyel IoT çözümleri sağlayan Skysens, akıllı şehirler, akıllı şebekeler, akıllı binalar, hastaneler, stadyumlar, kampüsler, havaalanları gibi çok farklı alanlarda uygulama yapıyor. Endüstriyel mekanları dakikalar içinde akıllı alanlara dönüştüren Skysens’in yeni projesi İstanbul Havalimanı, dünyada IoT altyapısı ile kurulan ilk havalimanı oldu.
Türkiye ve dünyadaki IoT teknolojisi alanında yapılan çalışmaları ve Skysens’in faaliyetleri ve yatırımları hakkındaki hedefleri aktarmak üzere Skysens Kurucu Ortağı Burak Polat ile konuştuk.
Skysens’in kuruluş hikayesi nedir?
Ortağım Emrah Mercan ile 2015’te kurduğumuz Skysens ile kendi geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde IoT dünyasına yeni bir adım attık. Ana odağı endüstriyel kablosuz IoT çözümleri olan bir teknoloji şirketiyiz. Her tür endüstriyel alanlarda ve binalar, şehirler, havaalanları, stadyumlar, hastaneler gibi diğer dikey sektörlerde de kolay uygulanabilir, basitleştirilmiş ve yüksek performanslı IoT çözümü sunmayı amaçlıyoruz. Özel iletişim teknolojimiz ve geliştirdiğimiz benzersiz yazılım ve donanımımızla kapsamlı ve ölçeklenebilir IoT çözümleri sunuyoruz. Endüstriyel alanlara kullanılmakta olan teknolojilere göre pek çok avantaj sağlayabildiğimiz için dünyanın farklı yerlerinde projeler yaparak hızla büyüme kaydediyoruz.
Skysens’in istihdam yapısı ve global faaliyetleri nelerdir?
Şu anda 16 kişiden oluşan bir ekibiz. Merkezimiz İstanbul’da, ortağım Emrah Mercan’ın başında olduğu Ar-Ge ofisimiz de İzmir’de yer alıyor. Yakın zamanda İngiltere’de de ofis açıyoruz. Skysens olarak kendi teknolojimizle ürettiğimiz donanımlar, Amerika, Fransa, İngiltere, Hindistan gibi dünyada farklı ülkelerde kullanılıyor. Dünyada birçok partnerimiz var, devamlı olarak potansiyel projelere yönelik demolarımız devam ediyor. Her ülkedeki endüstriyel alanlarda birbirinden farklı IoT ihtiyaçları karşımıza çıkıyor; fakat temele bakıldığında hepsi için verimlilik ve durum takibi, kestirimci bakım, iş sağlığı ve güvenliği en kritik konular. ABD’de birçok farklı alana uygulanabilecek özel bir IoT projesi için çalışıyoruz. İngiltere’de özellikle endüstriyel alanlardaki projeler üzerine belirli hedeflerimiz var. Bunun dışında ABD’ye uzun zamandır devam eden ihracatımızı büyütmeyi hedefliyoruz.
İstanbul Havaalanı projesindeki yerinizden bahseder misiniz?
İstanbul Havalimanı’na Ekim 2018’de başlayan kurulum sürecimiz, artan proje kapsamı dolayısıyla halen devam ediyor. İstanbul Havalimanı gibi devasa büyüklükte bir alana yayılmış bu projede, birbirinden çok farklı çalışma prensibine sahip ve önem dereceleri oldukça yüksek olan çok sayıda sistem ve altyapı bulunuyor. Çeşitli tipte sayaç ve sayaçlara bağlı sistemler, enerji altyapısı ile ilgili sistemler, atık su ile ilgili sistemler, konum takibi gerektiren araçlar gibi takip edilecek noktalara yerleştirilen kablosuz Skysens modülleri ile mümkün oluyor.
Skysens, İstanbul Havalimanı için sadece bir çözüm üretmekle kalmıyor, aynı zamanda havalimanına ‘Kablosuz IoT Ağ Sağlayıcısı’ olma imkanı da sunuyor. Bu sayede İstanbul Havalimanı, kendi bünyesindeki birçok farklı firmaya IoT uygulamaları sağlayıcısı olarak hizmet verebilecek bir kurum haline geliyor. Bu kapsamda farklı altyapıların takip edildiği geniş ölçekli bir örnek yok diyebiliriz. Örneğin; bir havalimanında günümüzde yapılan IoT projeleri tek bir iş için kurgulanıyor, başka uygulamalar bu sistemlere bağlanmak istendiği zaman ciddi problemler yaşanıyor. IoT sistemlerinin donanım altyapılarının sistemin genelini kuran teknolojiyle uyumlu olmaması da problemleri artırıyor. Aynı zamanda takip edilecek altyapıların hem iç hem de dış ortamlarda bulunması ve toplam alanın hayli geniş olması, uzun mesafelerde kesintisiz çalışma kabiliyeti istiyor. Bu nedenle Wi-Fi ya da Bluetooth gibi teknolojiler yeterli gelmezken Skysens teknolojisi bir adım öne geçiyor.
Su, enerji, hava ve çevre kaynaklarının IoT çözümleriyle etkin şekilde kullanımı ve tasarrufu hakkında neler söylersiniz?
Su, enerji ve çevre kaynaklarının IoT sistemleriyle etkin bir şekilde kullanılabilmesi mümkün. Örneğin, IoT tabanlı akıllı sulama sistemleri sadece gerekli noktalara gerekli miktarda sulama yapılmasını ve bitki verimini artırıyor. Bu sistemler aynı zamanda fazla sulamadan dolayı oluşacak su kayıplarını da önemli ölçüde engelliyor. Su sayaçlarına takılarak tüketimin anlık olarak izlendiği IoT sistemleri sayesinde su tüketiminin ve israfının kontrol altına alınmasını sağlanıyor. Su kaynaklarının verimli kullanılması, her geçen yıl daha önemli bir konuya dönüştüğü için bu çok kritik bir konu.
Hava kirliliği dünyada her yıl binlerce ölüme ve hastalıklara yol açıyor. Şehirlerin farklı noktalarına yerleştirilen hava kalitesi ölçüm cihazları ise sağlık koşullarını tehdit eden seviyelerden yetkilileri anında haberdar edebiliyor. Hatta bazı şehirlerde hava kalitesindeki kritik seviyelere göre şehre giren araç sayısı kısıtlanabiliyor ya da ücretlendirme caydırıcı olacak şekilde değişebiliyor.
Şehirlerde kullanılan akıllı aydınlatma sistemleri daha az enerji tüketilmesini sağlayarak, enerji tüketiminin yol açacağı hava, su ve toprak kirliliğini engelleyebiliyor. Aynı zamanda sayaçlarda yapılacak takip ile kullanılmayan sistemlerin uzaktan kapatılması gibi aksiyonları almak da mümkün.
Dünyada IoT pazarı hakkında bilgi verir misiniz?
IoT artık sadece internete bağlı birkaç lüks aygıtta değil, kişisel aksesuarlarda, arabalarda, evlerde her türlü araç ve ortamda kullanılıyor. 2020 yılında Batı Avrupa tüketicilerinin akıllı cihaz ve uygulamalara, dolayısıyla IoT’ye yıllık 12 Milyar Euro harcayacağı belirtiliyor. Dünyada yaşayan insan sayısından daha fazla bağlantı cihazı bulunuyor. Bu cihazların sayısı yapılan araştırmalar sonucu 10-11 milyar olarak belirtiliyor ve bu sayının 2020 yılına gelindiğinde 50 milyar seviyesine çıkması ve aynı yılda 6,1 milyar akıllı cihaz kullanıcısı olması bekleniyor. Bir diğer vurucu rakam ise bilgi trafiği üzerine. 2020 yılında 20 adet tipik ev cihazının üreteceği bilgi trafiğinin, 2008 yılında oluşan tüm internet trafiğinden daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Rakamlar oldukça büyük, ama beklenen bu şekilde.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?