Yatırımları hızlandırdık

Bursa merkezli Aroma, yatırımları hızlandırdı. Cirosu 200 milyon TL’ye yaklaşan şirketin ikinci kuşağı Mahmut Atom Duruk, “Dünyada da etkili olmak istiyoruz” diyor.

 Aksekili Duruk Ailesi’nin sahibi olduğu Aroma Meyve Suları, Bursa topraklarında doğup büyüyen bir marka. 200 milyon TL’ye yakın cirosuyla meyve suyu sektöründeki önemli oyuncular arasında yer alan şirket, 1990 yılında Ömer Duruk tarafından satın alındı. O dönemden sonra da hızlı bir gelişim gösterdi. Son 15 yılda ise ikinci kuşağın yönetime geçmesiyle büyümesini hızlandırdı.

Aroma Başkan Yardımcı Mahmut Atom Duruk, Bursa’daki merkezlerinde gerçekleştirdikleri “yenilikçi” projelerini ve sektörle ilgili beklentilerini şöyle anlattı:

2’NCİ KUŞAK

“İkinci kuşağın yönetime geçmesiyle birlikte daha büyük yatırımlara imza attık. Türk insanını yeni ürünlerle tanıştırdık. Son dönemde de ‘yenilikçi’ projeler üzerine yoğunlaştık. Ramazan döneminde, Aroma Osmanlı Şerbeti adıyla güllü ve vişneli şerbetlerimizi tüketicilerimize sunduk. Ayrıca Türkiye’de ilk kez ballı limonata üretimini gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde farklı ürünlerle meyve suyu sektörüne yön vermeye devam edeceğiz.

“İHRACATIN PAYI ARTACAK”

200 milyon TL’ye yakın ciromuzla meyve suyu pazarının önemli bir oyuncusuyuz.

10 milyon dolar civarında ihracatımız var. Almanya’dan ABD’ye, Çin’den Meksika’ya kadar 35 farklı ülkeye ihracat yapıyoruz. İlerleyen yıllarda dünya çapında etkili olması yönündeki çalışmalarımız devam ediyor.”

 SEKTÖR NE ZAMAN TOPARLANACAK?

“Meyve suyu sektörü son döneme kadar hep büyüyordu. Ancak son yıllarda yaşanan yanlış anlaşılmalarla birlikte sektörde bir yavaşlama gerçekleşti. Bu yanlış anlaşılmalarda, sağlık programlarındaki spekülatif yorumlar rol oynadı. Her şeye rağmen meyve suyu sektörünün tekrar yükseleceğine ve büyümeye devam edeceğine inanıyoruz. Sonuçta müşterilerimize sağlıklı, lezzetli ve katkısız bir ürün sunuyoruz.”

 “Nef Anadolu açılımını beklemeye aldı”

510 MİLYON TL’LİK YATIRIM Nef, geçen yıl İstanbul dışındaki ilk yatırımını Bodrum’da hayata geçirdi. Bodrum Yalıkavak’ta Nef Yalıkavak’ın yapımına başlayan şirket, içinde Singapur merkezli dünyanın lider resort’larından Banyan Tree Bodrum’un da olacağı projeye 510 milyon lira yatırım yapmıştı. Geçtiğimiz günlerde biraya geldiğimiz Nef’in iki numaralı ismi, başkan yardımcısı Selçuk Çelik, Yalıkavak projelerine yoğun talep aldıklarını, Bodrum’da ikinci projeye başlayacaklarını anlattı. Çelik, gayrimenkul sektöründe talep tarafında yaşanan durgunluktan dolayı ise Anadolu açılımını şimdilik ertelediklerini belirtiyor. Çelik, Bodrum’daki yeni projeleri ve Anadolu açılımlarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

BODRUM’A 2’NCİ PROJE Gayrimenkul sektöründe müşteri tarafında talepte durgunluk olmasına rağmen 5 yeni proje üzerinde çalışıyoruz. Bunlardan 4’ü İstanbul bir tanesi de Bodrum’da olacak. 389 konut ve otelden oluşan Nef Yalıkavak projemize gelen yoğun talebi gördükten sonra Bodrum’daki ikinci projeye başlama kararı aldık. Bodrum’daki ikinci projemiz Gölköy’de, Cennet Koyu’nun yanında olacak. Burada çok lüks 42 villa yapacağız ve bunların satışını kapalı usul gerçekleştireceğiz. Villaların fiyatı 2 milyon ila 3,5 milyon Euro arasında değişecek. İstanbul ve Bodrum’dan sonra Anadolu’ya açılım planımız vardı. Ancak satışlarındaki durgunluk nedeniyle bu projemizi biraz beklemeye aldık. Talep tarafındaki durgunluk geçerse İzmir, Ankara ve Bursa’da yeni projelerimizi hayata geçirmek istiyoruz.

BAŞKAN’IN AJANDASINDA NE VAR?

“3 MİLYAR DOLARI YAKALARIZ”

Türkiye’de toplam 18 serbest ticaret bölgesi bulunuyor. Mersin Serbest Ticaret Bölgesi ise ticari büyüklük açısından Ege’nin ardından 2’nci sırada yer alıyor. 5 yıl önce 3,8 milyar dolarlık ticaret hacminin gerçekleştiği bölgede en büyük sorun ticaretteki daralma. Ortadoğu’da yaşanan güvenlik boşluğu ticaret hacmini son 2 yıldır düzenli olarak daraltıyor. 2012’de 3,8 milyar dolar olan bölgenin ticaret hacmi geçen yıl 2,8 milyar dolara düştü. TOBB Türkiye Serbest Bölgeler Meclis Başkanı ve Mersin Serbest Bölge (MESBAŞ) Kurucu Genel Müdürü Edvar Mum, bu yıl 2016’ya göre daha iyimser. “2017’de 3 milyar doları yakalarız” diyen Mum, Suriye’den gelen ve bölgede üretim yapmaya başlayan yabancı yatırımcıların ticaret hacmini biraz olsun artırdığını belirtiyor. Mum’un ajandası ve bölgeyle ilgili öngörüleri şöyle:

YÜZDE 26 KÜÇÜLDÜ

2012 yılında yıllık 3,8 milyar dolar ticaret hacmimiz geçen yıl 2,8 milyar dolara kadar daraldı. Ticaret hacmimiz 5 yıl öncesine göre yüzde 26 küçüldü. Daralmadaki en büyük etken ticaretimizin büyük kısmını Ortadoğu ülkeleriyle gerçekleştirmemiz oldu. Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan güvenlik boşluğu, ticaret hacmimizi önemli ölçüde azalttı.

SURİYELİ ÜRETİCİLER

Son dönemde, Mersin Serbest Bölgesi’nde Suriye’den gelen ve üretim ağırlıklı faaliyet gösteren yabancı firmalar oldu. Ağırlıklı gıda ürünleri, yedek malzeme ve ambalaj üretimi yapan bu firmalar sayesinde 2016’ya göre ticaret hacmimizde bir miktar artış bekliyoruz. Beklentimiz 2017 sonunda ticaret hacmimizin 3 milyar dolara çıkması.

 MERSİN'DE YABANCI ŞİRKET SAYISI ARTTI 

YERLİ/ YABANCI PAYI Mersin Serbest Bölgesi’nde 457 şirket faaliyet gösteriyor. Bu şirketler doğrudan 8 bin 300 kişiye istihdam sağlarken yarattıkları dolaylı istihdam 9 bini buluyor. Son dönemde bölgedeki en büyük değişim ise yabancı firma sayısındaki artış oldu.

ARBEL’İN BÜYÜME STRATEJİ NEYDİ?

YÖNETİCİ KONUMUNDAKİ ÜLKELERİ SEÇTİ Arbel, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en büyük bakliyat üreticilerinden biri. Şirketin CEO’su Hüseyin Arslan, en başından itibaren dünyada söz sahibi olmayı hedeflediklerini, içinde bulundukları sektörlerde dünyayı yöneten yerlerde yapılandıklarını söylüyor. Arslan, şöyle konuşuyor:

“GÜÇLÜLERİ SATIN ALDIK” Dünya bakliyatının yönetildiği yerlerde tesis yatırımı yaptık, ülkenin güçlü firmalarını satın aldık. Bu durum, büyüme içinde bulunduğumuz her ülkede elimizi güçlendirdi, ihracatımızı artırdı. Dünyayı takip edince dünyanın takip ettiği bir şirket olduk. Bunun sonucunda da Türkiye’nin en büyük bakliyat firmalarının başında yer aldık.

Bundan sonra da ürün ve ülke portföyümüzü artırarak sürdürülebilir bir büyüme içinde olmayı hedefliyoruz.”