Doğal gaz arz fazlası: Sorun mu fırsat mı?

16.11.2016 15:13:050
Paylaş Tweet Paylaş
Doğal gaz arz fazlası: Sorun mu fırsat mı?
Dünyada hem doğal gaz arzı ve kaynak ülkeleri çoğalıyor hem de talep beklendiği hızda artmıyor. Fiyatlar düşüyor, yatırımlar yavaşlıyor. Doğal gaz altyapısı gerektiğinden daha fazla inşa edildiği için kapasitenin önemli bir bölümü atıl vaziyette, özellikle Avrupa’da. Dahası, yenilenebilir enerjinin yükselişi nedeniyle doğal gaz ile çalışan bazı elektrik santralleri rüzgar ya da güneşe dönüyor. Kömür ve nükleer de hep eşikte bekliyor. Bu durum karşısında, gaz ile ilgili eski hesapların gözden geçirilmesi, yeni stratejiler geliştirilmesi gereği doğuyor.
ARZ BOLLUĞU
Öyle ki doğal gaz arz sıkıntısı çok geçmeden yeni koşulların dayatması nedeniyle arz bolluğu sorununa dönüşebilir. Özellikle Türkiye gibi gaz ithalatına bağımlılığı yüksek bir ülke için arz fazlası, nereden baktığınıza bağlı olarak sorun da olabilir fırsat da. Geçtiğimiz 30 yılda hem doğal gazın yaygın kullanımı hem kaynak çeşitlendirilmesi hem fiyat mekanizmalarının test edilmesi hem de yetersiz de olsa piyasa liberalizasyonu konularında önemli adımlar attık. Elektrik piyasasına kıyasla liberalleşmede geri kaldı. Özellikle fiyatta Gazprom hala fiyat belirleyici konumunda. Avrupa’daki ikinci büyük Gazprom müşterisi olan BOTAŞ dahi “al ya da öde” hükümlerini değiştiremedi. Yeni kaynak ülkelerinden girecek ilave doğal gaz salt Moskova ile pazarlıklarda Türk müzakerecilerin elini güçlendirmesiyle bile kendi maliyetini çıkartabilir. Gazprom, Avrupa'ya sattığı gazda hub fiyatlarına endeksli bir formül oluşturuyor. Türkiye’de ise petrole endeksli fiyat formülü hala geçerli ve amaca özel, geçici (ad hoc) çözümlerle yetiniliyor. Bunun tek sebebi Avrupa piyasasından izole olmamız.
TAHMINLER
Tüketim eskisi gibi artmıyor. Doğal gazdan elektrik üretimindeki talep düşüşü, doğal gaz dağıtımının özelleşmesiyle hanelere ulaşımda doğal sınırlara yaklaşılması bu yakıtın tüketimindeki ivmeyi daha da azaltabilir. 2016 için yıllık tüketim tahmini 49,5 bcm. En büyük ithalatçı şapkasıyla BOTAŞ, 2020’de 59 bcm, 2023’te 63,6 bcm, 2030’da ise 68 bcm tüketim projeksiyonu hedefliyor. Her ne kadar serbest piyasa koşulları ve yenilenebilir teşvikleri karşısında doğal gaz santrallerinin dezavantajları gözükse de sistem güvenliği açısından bakıldığında doğal gaz santrallerinin önemi devam edecektir. Arz fazlası, ülkeye gelen gaz miktarının çok olması anlamına gelmiyor. Altyapının, kontrat yapısının, piyasanın ve benzeri etkenlerin bu gelen gazı doğru şekilde değerlendirmemize imkân sağlamaması, bu yüzden de gelen gazın parasını gazı kullanamamıza rağmen "öde ya da al" anlaşması kapsamında ödememiz asıl sorun. Pazarlık gücünüz varsa arz ve talep güvenliği kozlarını, siyasi denklemleri kullanıp kontrattaki bütün maddeler masaya yatırılabilir.
DEPOLAMANIN ÖNEMI
2015-2019 stratejik planındaki gibi doğal gaz depolama kapasitesinin, yıllık tüketimin yüzde 10’u seviyelerine gelmesi dahi depolama sorununun çözüldüğü anlamına gelmeyecek. Depo maksimum geri üretim kapasitesinin de iletim sistemini dengede tutacak seviyede olması gerekiyor. Bu nedenle Türkiye içerisindeki depoların, türev ülkelerin aksine sistemi çalışır halde tutmak için kullanılması önemli. Bu durumun depolama tesislerinin arz fazlasının depolanmasında yetersiz olduğu anlama geleceği göz önünde bulundurulsa, arz fazlası sorununa kısa vadede bir çözüm zor görünüyor.
ATILACAK ADIMLAR
LNG’nin doğal gaza çevrilmesi için kurulan tesislerle eş bir şekilde LNG’ye dönüştürülme tesislerinin kurulmasına, yüzer LNG platformları inşasına ihtiyaç var. AB ülkeleriyle epey zor olsa da kurulacak çift taraflı bir entegrasyon, depolama tesislerine yatırım ve fiziki teslimat garantili spot ve türev ürünlerin ticaretinin EPİAS bünyesinde kurgulanması gibi kararlar, uzun vadede kriz yaşanmaması için atılması gereken adımlardan bazıları. Türkiye’nin bir diğer ihtiyacı ise BOTAŞ fiyatlarının bir formüle bağlanması, politik etkilerden kurtarılmasıdır. Bu kadar önemli bir göstergenin de hiçbir şekilde tahmin edilememesi yeni yatırım kararı almayı imkansız hale getiriyor. BOTAŞ’ın elindeki kontratların hızlandırılarak özelleştirilmesi, bu arada yeni yatırımlarla doğal gaz şebekesinin güçlendirilmesi de diğer bir adım. Unutmayalım, asıl hedef, doğal gazı bu kadar kritik bir araç (kimi zaman bir silah) olmaktan çıkarıp normal ticareti yapılan bir emtiaya dönüştürmek. Petrol piyasası örneği önümüzde duruyor. Dünyadaki petrol hacminin yüzde 70’i tankerlerle taşınıyor, sadece yüzde 30’u boru hatlarına bağımlı. Dolayısıyla, petrol üreten hiçbir ülke kendi başına petrol fiyatını belirleyemiyor. Gaz fiyatları da önünde sonunda küresel fiyatlanmaya doğru gidiyor ve 2020 ülkemizde birçok konuda yeni kararlar için önemli bir eşik olarak önümüzde duruyor. Bizim de şimdiden, alternatif yakıtlardaki ve uluslararası enerji piyasalarındaki gelişmeleri de dikkate alarak, ulusal gaz stratejisini yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz