Enerjik Bakış

Enerjinin “yumuşak karın” olduğu ülkelerin ekonomi, dış politika, güvenlik ve yatırım kararları birbirinden bağımsız alınamıyor.

18.08.2015 16:40:400
Paylaş Tweet Paylaş
Enerjik Bakış
Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinden birisi ve sonrasındaki önemli kararlarla karşı karşıyayız bu ay. Dosya kabarık. Elbette yeni hükümetin başbakanını ve kabine üyelerini, ilk elde Kürt sorununun çözüm süreci, siyasi mimarinin yeniden yapılanması, ekonomideki kırılganlığın dizginlenmesi, toplumsal fay hatlarındaki keskin kırılmanın giderilmesi, bölgedeki ihtilafların dış politika, güvenlik ve ekonomik menfaatlerimize uygun şekilde geriye çevrilmesi gibi beklemeye tahammülü olmayan acil sorunlar bekliyor. Ama bunların yanı sıra hepimizin can damarı olan, bu nedenle de partiler üstü ulusal bir yaklaşım gerektiren, eksikliği ya da fiyatının şahlanması ülkeyi kaosa sürükleyebilecek enerji de gündemin ön sıralarına çekilmeyi hak ediyor. Enerjinin “yumuşak karın” olduğu ülkelerin ekonomi, dış politika, güvenlik ve yatırım kararları birbirinden bağımsız alınamıyor. Bugüne kadar uygulanandan farklı küresel dinamikleri de hesaba katan bir vizyon ve icra anlayışı gerekiyor. Bu çerçevede: 1Entegre bir enerji yönetim anlayışını benimseyerek enerji, çevre, vergi, rekabet, yatırım, ticaret ve dış politika/güvenlik boyutları, etkin şekilde hükümet ve iş kararlarına katılmalı, enerjinin yerel değil ‘küresel bir stratejik meta’ ve ‘ulusal güvenlik meselesi’ olduğu gerçeği her zaman akılda tutulmalı. 2Ülke içinde talep yönetimi için enerji verimliliğini artıracak, enerji yoğun ve çevre kirletici sanayilerden uzak duracak (hatta bunları süratle enerji zengini bölge ülkelerine kaydıracak) ve katma değeri yüksek “akıllı” teknoloji ve sektörlere yönelecek, ülkenin değişik bölgelerindeki özgün yerel enerji kaynaklarını harekete geçirecek bir yaklaşım benimsenmeli. 3Petrol, doğalgaz ve kömürde, ülke içi üretimi daha da artıracak, ulusal-uluslararası şirketleri yatırıma cezbedecek elverişli politikaların sürekli gözden geçirilmesi, bu arada üretimin nispeten daha ucuz olduğu çevre ülkelerde siyasi bağlantıları da kullanarak saha/tesis alınarak ortak üretim imkanları araştırılması, ülke ihtiyacının en az yüzde 50’sinin çevremizdeki kontrol edebileceğimiz ortak üretimden karşılanması hedeflenmeli. Hem alıcı, hem ekonomik boru hattı güzergahı, hem de her bakımdan bölgesel güç olması nedenleriyle Rusya, Hazar, Karadeniz, Irak, İran ve Doğu Akdeniz’deki fırsatları-siyasi ihtilafları bir kenara iterek bir “oyun kurucu” olarak değerlendirmelidir. 4Bölgesel enerji merkezi olmanın sadece ülkenin dört bir tarafını boru hatları ağıyla döşemekten geçmediğinin bilinci içinde fiziki altyapının yanı sıra fiyat liberalizasyonu, enerjideki ağır vergi yükünün hafifletilmeli, uluslararası iyi uygulamalar ışığında gerekli hukuki ve kurumsal düzenlemeler yapılmalı, üretici ve tüketici ülkelerde güveni zedelemeyecek “yumuşak güç” dış politikasına dönülmelidir. 5Temiz/yeşil ekonomiye geçiş sürecinde en azından rüzgar, jeotermal, güneş ve nükleer enerjide teknoloji üreten öncü ülkelerden birisi haline gelme temel amaç olarak benimsenmeli, sübvansiyonsuz üretim, insana hizmet verecek şekilde çevre-enerji dengesinin iyi kurulması, siber saldırılar dahil asimetrik tehditlere karşı altyapı güvenliğinin sağlanması temel hedef olmalıdır. 6Enerji sektörünün sağlıklı bir şekilde işlemesi için türev piyasa işlemleri Borsa İstanbul çatısı altında yapılmalı, elektrik ve doğalgaz piyasalarının organize bir spot ve türev piyasaya kavuşması sağlanmalı, zamanla kömür ve petrolde de bölgesel enerji piyasası kurulmalı. 7Yerli/uluslararası enerji şirketleri, düzenleyici kurumlar, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında sağlam ilişkiler silsilesi, sorumluluk ve hesap verilebilirlik bağlantısı teşekkül edilmeli; enerjinin stratejik veçhesi nedeniyle siyasi iradenin en yüksek düzeyde yeni enerji vizyonuna, onun uygulanma mekanizmalarına sahip çıkması, gerekli kapasiteleri yaratması, etkin icraya gereken desteği ve kaynakları tahsis etmesi elzemdir. 8Yıllık ülke içinde 12 milyar, yurtdışında 3 milyar dolar enerji yatırımı yapacak şekilde gereken projeler geliştirilmeli ve ucuz, uzun vadeli finansman sağlanmalıdır. Bu amaçla çekirdek finansman sağlayacak asgari 15 milyar dolarlık bir Türk enerji fonu yaratılması için ilk adımlar atılmalıdır. 9Halihazırdaki tüm yerel enerji şirketlerimizi bütünleştirsek Batılı bir enerji şirketi bile etmiyor bu büyüklük; bu nedenle kamu-özel sektör ortaklığıyla dünya enerjisindeki konumumuza yaraşan, uluslararası rekabet koşullarına göre faaliyet gösteren yeni enerji şampiyonları yaratılmasına yönelinmelidir. Böylece hem enerjideki küresel ‘müesses nizamın” yönetim kuruluna girebilmek hem daha elverişli uluslararası rekabet gücü kazanabilmek hem de geleceğe dönük enerji gereksinimlerimizi teminat altına alabilmek mümkün olabilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz