Hedefimiz operasyonel verimliliği artırmak

1.06.2017 15:01:010
Paylaş Tweet Paylaş
Hedefimiz operasyonel verimliliği artırmak

ŞİRZAT SUBAŞI / AGT CEO’SU

“HEDEFİMİZ OPERASYONEL VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK”

Ağaç ve mobilya ürünlerinin güçlü oyuncularından AGT, dijital dönüşüm projesini başlattı. Müşteri talep ve ihtiyaçlarına daha etkin çözümler üretmek için  dijital dönüşüme başladıklarını  vurgulayan AGT CEO’su Şirzat Subaşı, bu kapsamdaki ajandasını şöyle paylaşıyor:

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME“Yeni dijitaleşme sürecimiz kapsamında sürdürülebilir büyüme stratejimizi operasyonel verimlilik ve kurumsallaşma stratejilerine odakladık. Şirket olarak dijitalleşmeye önem veriyoruz. Dijitalleşme sürecimiz ilk olarak satış ve pazarlama departmanlarında başlayacak ve ardından tümünde etkin bir şeklide uygulanacak. Bu proje kapsamında ürünlerde, süreçte ve üretimde dijital dönüşüme odaklanarak gelecek stratejilerimize uygun sürdürebilir bir büyüme elde etmeyi hedefliyoruz.  

YENİ İŞ MODELLERİ Tüm departmanlar için yol haritamızı oluşturduk. Hedefimiz dijitalleşerek operasyonel verimliliği artırmak. Dönüşüm kapsamında üretimden finansa, tedarik zincirinden satış pazarlamaya kadar tüm departmanlar için alternatif uygulama önerileri belirlendi. Proje ekipleri meydana getirildi. Bu süreçte organizasyonların evrimleşmesi, gelişmelere cevap verebilmesi ve güncel kalabilmesi için iş modelleri yeniden tasarlanacak.

AKILLI ÜRÜNLER Sektörün ilk Ar-Ge Merkezini geçtiğimiz yıl faaliyete açtık. Burada teknoloji, malzeme ve ürün geliştirme temelli proje alt yapıları üzerine yoğunlaşıyoruz. Üretimdeki dijital dönüşüm kapsamında akıllı üretim hatları ile akıllı ürünler üretilmesi planlanıyor. Kurumsal yetkinlikler etkinleştirilip, var olan operasyonların geliştirilmesinin ardından adım adım gerçekleşecek iyileştirmelerle süreç tamamlanacak.

 

 

NE BAŞLATTIM?

TANZER BİLGEN / DOKTAR KURUCUSU VE GENEL MÜDÜRÜ

“TARLALAR SATRANÇ TAHTASI OLACAK”

2050 yılında dünya nüfusu 9,7 milyar kişi olacak. Bu nedenle tarımsal alanların 1,6 kat artırılması gerektiği hesaplanıyor. Tarımda verimlilik, sürdürülebilirlik ve doğal kaynakların yönetimi gibi konular her zamankinden daha önemli. Bugün 5 kıtada, 85’ten fazla şehirde yer alan mekanlarında, toplumsal fayda odaklı yaratıcı projelerin geliştirildiği 16 binin üzerinde üyesi olan Global Impact Hub ağının Türkiye’deki ayağı Impact Hub Istanbul’da gerçekleşti. Hubberspective serisinin üçüncü etkinliğinde Doktar Kurucusu Tanzer Bilgen, teknoloji ve dijitalleşmenin tarım alanında ne gibi fırsatlar yarattığını şöyle anlattı:
BİTKİNİN MATEMATİĞİ “Tarımda dijitalleşme üzerine çalışıyoruz.
Bitkinin matematiğini anlamaya çalışıyoruz. Bitki ne zaman nelere ihtiyaç duyar. Çiftçinin ne zaman ne yapması gerektiğine odaklanıyoruz. İki set veri kullanıyoruz. Biri ekimden hasada kadarki sürecin simülasyonunu yapabiliyoruz. Her evre için çiftçinin yapması gereken uygulamalar var. Farklı bitkiler için farklı evreler. Öncelikle hangi köye, hangi bölgeye, kaç dekar, ne ekilecek? 117 bitki hakkında verimiz var, 20-25 tanesindeyse çok detaylı bilgi var. Bunlarda piyasadaki tohum çeşitlerini ve ihtiyaçlarını biliyoruz. Çiftçiden bu bilgiler alınınca sistem bir simülasyon yaratıyor. Isı verisi, yağış verisi, rüzgar yönü ve şiddeti, nem gibi. Isı birikimine göre modelleme yapılıyor.

TARIMSAL BÜYÜK VERİ Nihai amacımız tarımsal büyük veriye erişmek. Traktör kullanımı, gübreye göre iletkenlik, nem, gibi ölçümlerle oluşacak bir büyük veri. Sensör aldığınız zaman, neden hasat miktarının farklı olduğunu öğrenebilirsiniz. Kim, ne zaman, ne yapmış öğrenip öğretebilen bir mekanizma. İdeal çiftçiliğin formülasyonuna göre gelişim sağlanmaya çalışılıyor.

VERİMLİLİK ARTIRILABİLİR Bu sistemi maksimum verimlilikte kullanırsak üretime yüzde 30-40 dolaylarında pozitif etkisi olabilir. Çok büyük alanlarda takip zorlaşabiliyor. Böyle alanlarda ABD’de ‘precision farming’ uygulanmaya çalışılıyor. Bu, tarımsal alanın satranç tahtası gibi bölümlere ayrılıp ayrı ayrı değerlendirilmesi anlamına geliyor. Türkiye’de optimum kullanımda toplam verim yüzde 3 yükselebilir, mısır verimi yüzde 15, domates verimi ise yüzde 50 artabilir.

 

 

TRENDLER

GILLES LASBORDES / PREMIERE VISION GENEL MÜDÜRÜ            

YAKIN GELECEK SENARYOSU MU BİR ÜTOPYA MI?

 

Premiere Vision, dünyada modaya yön veren en önemli fuar. Premiere Vision Genel Müdürü Gilles Lasbordes, dijitalin etkisinin gerek markalar gerekse nihai tüketiciler üzerinde günden güne arttığını belirtiyor. Lasbordes ile dijitalleşmenin dünya modasındaki etkilerine dair görüştüm. Lasbordes özetle şunları söylüyor: “Giyilebilir teknolojiler kıyafetlerimize, aksesuarlarımıza, ayakkabı ve çantalarımıza kadar değişimi taşıyor. Teknolojik yenilikler önümüzdeki yıllarda hızla artacak. Yeni materyallerin ortaya çıkışıyla sektörün attığı her adımda inovasyonun da beraberinde geleceğine inanıyoruz.

AKILLI GİYİM ZAMANI Şubat ayında, Premiere Vision Giyilebilir Teknoloji konseptini Paris fuarında tanıttık. Bu tanıtım konu hakkında Premiere Vision’un ilk atılımı değil. New York fuarımızda da konu hakkında seminer verdik ve giyilebilir teknoloji konusunda inovatif bir kurum olan R3lllab adlı şirketi 2015 yılında fuarımızda ağırladık. ‘Moda teknolojisi bir yakın gelecek senaryosu mu yoksa bir ütopya mı’ konusunu tüm dünyada tartışıyoruz. Giyilebilir teknoloji konseptini geliştirmek için konunun uzmanı olan Anne-Sophie Berard ile çalışmaları başından itibaren birlikte yürüttük.

YENİ MODA EKONOMİSİ Son 15 yılda moda ve teknoloji alanına giren deneysel faaliyetler hız kazandı. Bu faaliyetlerin meyvelerini giyilebilir teknoloji adı altında yaratılan kreasyonlarla aldık. Bu yeni çalışma alanı ve iş teklifleri yaratıcılık için yeni bir bakış açısı sunuyor. Yanı sıra üretim için yeni yöntemleri ve alternatif yolları sektöre tanıtıyor. Bunun sonucu olarak yeni dağıtım kanalları, belki de yeni bir moda ekonomisi yaratıldı. Bu trendin çok revaçta olmasıyla beraber moda sektörüne yeniden şekil verildiğine inanmaktayız.

KÂR DA BURADA Intel, Adidas veya Ralph Lauren gibi markalar bu konuyu ciddi bir şekilde sahiplenip çalışmalar yapıyor. Bu şirketlerin ilk önceliğinin kârlılık olduğunun farkındayız. Bu sebepten ötürü bu şirketlerin bu alana yatırım yapması bizim keşfetmeye devam ettiğimiz bu alanın gelecekteki yerini, gerekliliğini ve anlamını güçlendiriyor.

 

 

ÖNERİ PANOSU

“SEVGİ DOLU MAKİNELER’İ OKUYUN”

HÜLYA GEDİK / GEDİK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, rekabette geri kalmamak ve dijital dünya ile uyum içinde olabilmek için dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Şu an en önemli gündem maddesinin dijital dönüşümü sanayi şirketlerinin tüm departmanlarındaki iş süreçlerine uygulayabilmek olduğunu belirtiyor. İstanbul Gedik Üniversitesi’nde “Dijital Dönüşüm Merkezi” kuracaklarını da belirten Gedik, tavsiyesini ise şöyle anlatıyor: “İstanbul Gedik Üniversitesi yayınlarından çıkan John Markoff ‘un ‘Sevgi Dolu Makineler’ adlı kitabını herkese tavsiye ederim. Kitap insan–robot ilişkisine farklı bir bakış getiriyor. Markoff, World Wide Web dünyasını haberleştiren ilk isim. Kitabında temelde sorduğu iki soru ‘Akıllı makineler bize yardımcı mı olacak yoksa yerimize mi geçecekler? Bu sistemleri biz mi kontrol edeceğiz yoksa onlar mı bizi yönetecek?’

Markoff, insanlarla robotları bir noktada birleştirmek ve onlar için ortak bir zemin bulmak adına bir çalışma yapmış. Unutmayalım yapay zeka ile çalışan robotlar, insanlığın bugüne kadar karşı karşıya olduğu en güçlü rakipler. Fırsatlarla birlikte riskleri de barındıran akıllı robotları anlatan bu kitabı, tüm gençlere tavsiye ederim. Çok keyif alarak okudum.”

 

 

“DİJİTAL FELAKETLERE KARŞI ÖNLEM ALIN”

EVREN BALLI / CLONERA GENEL MÜDÜRÜ

50 SUNUCULARI VAR AMA…Clonera  Bilişim Hizmetleri tarafından yürütülen araştırmaya göre Türkiye’deki her 3 şirketten biri son 1 yıl içinde en az 1 kez dijital felaket yaşamasına rağmen, onlara karşı hazırlıklı değil. Çalışmaya katılan, ortalama 50 sunucuya sahip yaklaşık 200 şirketin yarısından fazlası, BT sistemlerini son 6 ay içinde test etmemiş. FELAKET KURTARMA TESTİ Yarısının felaket kurtarma ve iş sürekliliği çözümü yok. Bunun yanında rapor, her 4 şirketten birinin felaket kurtarma testi yapmadığını ve çözümlerinin efektif olup olmadıgˆını bilmediğini gösteriyor. Araştırmaya katılan her 3 s¸irketten ikisi, mevcut sisteminin kendisini felaketlerden koruyacagˆına inanmadığını söylüyor. 

ŞİRKETLER HAZIRLIKLI OLMALI
Felaket kurtarma yatırımı yapmayan s¸irketlerin itibar kaybettiğine dikkat çeken Clonera Genel Müdürü Evren Ballı “Türkiye’nin işi durmasın diyerek başlattığımız anket sonucunda ortaya çıkan rapor da gösteriyor ki kurumlar felaket kurtarma ve iş sürekliliği konusunda gerekli önlemleri almıyorlar. Dünya çapında yapılan araştırmalara göre, son 5 yılda dünyadaki her 3 şirketten biri dijital felaket yaşadı. Bu şirketlerin yüzde 93’ü 5 yıl içinde yok oldu. Felaketler nedeniyle şirketlerin yaşadığı operasyonel kesintilerin maliyeti 3,5 milyon doların üstünde. Dijitalleşen dünyada felaket kurtarma ve iş sürekliliği çözümleri şirketler için hayati önem taşıyor. Önleminizi alın.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz