Yılın son aylarına giriyoruz. Bu dönemde “Borsada
geleneksel yıl sonu yükselişi olur mu” sorusunun yanıtını
bulacağız. Yılın son dönemine girerken ABD başkanlık
seçimleri sonrasında FED’in aralık toplantısında olası faiz
artırımı hamlesi, en önemli başlık. Bunun yanında TCMB
faiz toplantıları, bölgesel ve siyasi gelişmeler yakından
izlenecek. Böyle bir tabloda, 15 finansçı CEO’nun
değerlendirmelerini aldık.
BORSA Geçen aya göre bu ay borsa endeksiyle beklentiler
biraz daha pozitife dönmüş görünüyor. Not düşüşü sonrası
kısa vadede şokları atlatan borsada ağırlıklı beklenti,
75.000-80.000 bandı. Ancak beş katılımcı da yılın 80.000’in
üzerinde tamamlanacağı görüşünde.
DOLAR/TL Geçen ay yaptığımız ankette dolar kuruyla ilgili
tahminler 3,00-3,10 bandında yoğunlaşmıştı. Ancak bu ay
yapılan ankette bu aralığın 3,10-3,20 bandına kaydığını
görüyoruz. Dünyada FED’in faiz artırımı beklentisiyle
güçlü dolar trendinin, TL üzerinde de negatif etkilerinin
süreceği yönünde
görüş bildiriliyor.
Beş katılımcı ise
3,00-3,10 bandında
kalınacağı yönünde
değerlendirme
yapıyor.
GÖSTERGE FAİZ
Mart ayından
bu yana politika
faizinde üst bant
indirimi yapan
Merkez Bankası,
geçen ay TL’deki
değer kaybının
etkisiyle bu kez
faizi indiremedi.
Faiz yüzde 7,25-
8,15 bandında
sabit kaldı. Bundan
sonra da kur
hareketleri MB
politikalarında etkili
olacak. Gösterge
faiz için uzmanların
ağırlıklı beklentisi
yüzde 9,00-10,00
bandı.
Makro veriler önemli
2 Kasım: ABD, FED faiz kararı
3 Kasım: Türkiye, TÜİK, ÜFE verileri
3 Kasım: İngiltere, MB faiz kararı
4 Kasım: Euro Bölgesi, TÜFE verileri
4 Kasım: ABD, tarım dışı istihdam verisi
11 Kasım: Türkiye, TCMB, cari açık
14 Kasım: Euro Bölgesi, sanayi üretimi
15 Kasım: Türkiye, işsizlik oranı
17 Kasım: ABD, sanayi üretimi ve kapasite
kullanımı
24 Kasım: TCMB, PPK faiz kararı
1 SORU 1 YANIT “Göstergede yukarı risk fazla”
Gözde Girişim Genel Müdürü
Mustafa Aydemir
“400 milyon TL’lik bir tahvil ihracımız var.
Tahvilin ödemesi nedeniyle gösterge faiz
bizim için önemli. Gösterge tahvilde beklenti
nedir?”
Kapital FX Genel Müdürü
Gökalp İçer
“Gelişmekte olan ülke tahvilleri halen
talep görüyor. Ancak Türkiye’nin kısa vadede
risk primini yükseltecek gelişmelerin Suriye
ve Irak eksenindeki jeopolitik risklerle
anayasa değişikliği gündemi ve bunun
referandum süreci başlatma olasılığı olduğunu
düşünüyoruz. Öngörülemez risk olarak
da takvim dışı bir not açıklaması ve Fitch
nezdindeki notun da kaybedilmesi olasılığını
gösterebiliriz. Bahsettiğimiz bu son faktör,
gerçekleşme ihtimali düşük olduğu, ancak
gerçekleşirse sarsıcı etkisi olacağı için “siyah
kuğu” sınıfına giriyor. ABD tahvil faizlerinin
FED faiz artırım beklentileriyle beraber yukarı
doğru gitmesi, ilerleyen vadede Türkiye’nin
TL ve dolar cinsi tahvil faizlerini yükseltebilir.
Biz mevcut şartlarda 2 yıllık faizlerde
yukarı yönlü eğilimin devam edebileceğini
düşünüyoruz. Üç aylık vadede yüzde 9,50-
10,00 görülebilir.
Hisse fonları önde
30 Eylül-24 Ekim tarihleri arasında BES fonlarının getiri eğilimine bakıldığında hisse senedi fonlarının öne çıktığı görülüyor. Not
düşüşünün etkilerini hızlı bir şekilde saran borsanın bu eğilimi, BES fonlarına da yansıdı. İlgili dönemde en çok kazandıran ilk
10 fon, yurt dışı ve yurt içi hisse fonları oldu. Buna göre ilk sırayı, Anadolu Hayat Emeklilik Büyüme Amaçlı Yükselen Ülkeler
Esnek Emeklilik Yatırım Fonu (EYF) yüzde 6,87 getiriyle aldı. İkinci sıradaki Halk Hayat ve Emeklilik Katılım Hisse Senedi EYF’nin
getirisi yüzde 6,35 ve üçüncü sıradaki Avivasa Bric Ülkeleri Esnek EYF’nin getirisi yüzde 5,75 seviyesinde.
Görüş
“Geri çekilmeler alım fırsatı”
BIST-100 Endeksi, bir yıllık hedef değer çarpanlarında yüzde 30’un üzerinde
bir iskontoya sahip. Ancak küresel çapta doların güçlenmesi, tahvil
faizlerindeki yükseliş, piyasalardaki zayıf beklentiler ve jeopolitik görünümdeki
değişimler yukarı hareketleri sınırlıyor. Bununla birlikte geri çekilmelerde temkinli
olarak hisse alımları yapılmasının uygun olduğunu söyleyen Turkish Yatırım
Genel Müdürü Berra Doğaner, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:
“Yavaşlayan ekonomimizde finansman maliyetlerinin yükselmesi, kredilerdeki
gecikme ihtimali (el konan şirketler kaynaklı) bankacılık sektörünün aktif
kalitesini doğal olarak olumsuz etkileyecektir. Buna karşın 2016 sonuna kadar
oluşturulan portföyde gerileyen TL faizleri neticesinde aktif ve pasif arasındaki
getiri makasının açılması, dönemsel olarak artan TÜFE enflasyonun etkisiyle
Vakıfbank, Akbank ve İş Bankası C’yi beğeniyoruz. Kapasite artışı ve büyümenin
olumlu katkısıyla Bolu Çimento’yu tercih ediyoruz. Emlak GYO, Tofaş, Trakya
Cam, Enka, Tekfen ve Aselsan hisseleri ise hem güçlü operasyon gelirler hem
güçlü FAVÖK beklentileri hem de olumlu kur etkisiyle izlenebilecek hisseler.”
Yatırım araçlarında geçen ay FAİZ/ MEVDUAT ÖNDE Genel beklenti TL mevduat
faizlerinde yükseliş eğiliminin sürmesi yönünde. Bu
beklentiyle birlikte tahvil/bono tarafında beklentiler
düşük. TL tarafında öne çıkan yatırım aracı mevduat
olmaya devam ediyor. Yüzde 12’yi bulan mevduat
faizi yatırımcının ilgi odağında. ÖST ihraçlarındaki artı
spread farkı, mevcut durumda avantaj yaratmaya
devam ediyor. DÖVİZ/DOLAR GÜCÜNÜ KORUYOR Global
çapta güçlü dolar eğiliminin sürdüğü
bir dönemdeyiz. FED’den faiz artırımı
beklentileriyle birlikte ABD tahvillerindeki
yükseliş, zayıf Euro, altına olan talebin
yetersizliği, kredi derecelendirme
kuruluşlarının bakış açısı, dolardaki değer
kazanma sürecini uzatıyor. Kur için
tahminlerde 3,10 seviyelerinin üzeri ifade
edilmeye başlandı. Böyle bir ortamda da
doların portföylerdeki ağırlığının bir miktar
daha artırılabileceği ifade ediliyor.
BORSA/HİSSE SEÇİMİ ÖNEMLİ Yılın
geri kalanında yurt içinde artması
beklenen talebe paralel büyümede
yükseliş beklentisi, FED faiz artırım
sürecinde riskli varlıklardan çıkışla
dengelenmesi ve piyasa fiyatlarının
77.00-82.000 bandında oluşması
bekleniyor. Bu ortamda özellikle Rusya
ile ilişkilerimizin düzelmesinden sonra
bu bölgeye ihracat yapan şirket
hisseleri, döviz artısı olan ihracat yapan
şirketler izlenebilir.
ALTIN/PORTFÖYLERDE OLMALI
Ons altında son yaşanan değer kaybı
gram altındaki yükselişlerin sınırlı kalmasına
neden oluyor. Ancak orta vade için
ons tarafında bir toparlama olabileceği
beklentisiyle birlikte dolar kurunda da yukarı
eğilimin devam edeceği beklentisiyle
portföylerde altın olmaya devam edebilir.
Burada gram altının yanında altın fonları
da bir tercih olarak öne çıkabilir. Ancak
altın oranını şu aşamada artırma yerine
muhafaza etme stratejisi öne çıkıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?