Çin Revalüasyon Yapacak Mı?

Nicholas Lardy / Uluslararası Ticaret ve Finans Profesörü    Uluslararası Ticaret ve Finans Profesörü Nicholas Lardy, Çin ekonomisi konusunda uzman. Tespitleri son dönemde gündemde olan ...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Nicholas Lardy / Uluslararası Ticaret ve Finans Profesörü  
 
Uluslararası Ticaret ve Finans Profesörü Nicholas Lardy, Çin ekonomisi konusunda uzman. Tespitleri son dönemde gündemde olan bir tartışmaya açıklık getiriyor. Lardy, Çin’in özellikle ABD’den gelen politik baskılara bir süre daha göğüs gerebileceğini ve bu yıl içinde parasını revalüe etmeyeceğini söylüyor. Önümüzdeki yıl içinde ise yüzde 10-15 oranında parasının değerini artırabileceğini söylüyor. Bu revalüasyonun ise Çin’in rekabet gücünü düşürmeyeceğini savunuyor.  
 
Çin, yıldan yıla çığ gibi büyüyen ihracatıyla sadece Türkiye ve Hindistan gibi, gelişmekte olan ülkeleri değil, ABD ve Avrupa’yı da düşündürüyor. ABD’li üreticiler, Çin’in ihracatının kendileri için büyük tehdit olduğunu iddia ediyorlar. Çin sabit kur rejimi uyguluyor. Yani Çin’in para birimi “Remimbi” veya eski ve çok bilinen adıyla “Yuan” doğrudan dolara bağlı. Dünya piyasalarında doların düşüşü Yuan’ı da ucuzlattı. Bu durum Çinli ihracatçılar için bir avantaj yarattı.  
 
ABD ve AB ülkelerinden Çin’e para birimini “revalüe” etmesi, diğer bir deyişle “değerini yükseltmesi” yönünde sinyaller gönderilmeye başlandı. ABD Hazine Sekreteri Jon Snow, Çin Hükümeti’nin dolar ve Yuan arasındaki bağı gevşetmeyi düşündüğünü söyledi. Bu durum ABD’nin Çin’e parasını revalüe etmesi yönünde baskı yapabileceğini gösteriyor.  
Businessweek ve Financial Times gibi yayınlarda Çin’in Yuan’ı revalüe edip, etmeyeceği tartışılıyor.  
 
Türkiye, özellikle AB ülkelerinde Çin’e pek çok alanda rakip. Dolayısıyla, bu konu Türkiye’de geniş bir kesimi ilgilendiriyor. Bu gelişmeleri Çin ekonomisi konusunda uzman olan uluslararası ticaret ve finans profesörü Nicholas Lardy’ye sorduk. Lardy, Yale Üniversitesi’nde de ders veriyor. ABD-Çin İlişkileri Ulusal Komitesi’nin yönetim kurulunda görev yapıyor. Çin hakkında yayınlanmış çok sayıda kitabı ve onlarca makalesi var. Şu sıralar Intitute for International Economics (Uluslararası Ekonomi Enstitüsü) için çalışıyor.  
 
Lardy’e göre, Çin şimdilik bekle gör politikası izliyor. Geçen yıl cari işlemler fazlası GSYİH’sının(Gayri Safi Yurt İçi Hasılası) yüzde 3’üne denkti; 2003 yılında ise bu oran yüzde 1,5’e geriledi. Üstelik Çin’in ithalatı ihracatından daha hızlı artıyor. Bu koşullar altında Çin doğal olarak parasını revalüe etmek istemiyor.  
 
ABD ve Avrupa ülkelerinden gelen politik baskılara göğüs germeye çalışıyor. Ancak, 2004 yılında bir revalüasyon söz konusu olabilir ve parasının değerini yüzde 10-15 oranında artırabilir. Lardy, revaüasyon yapılsa bile oranın küçük olacağı ve Çin’in rekabet gücünü azaltmayacağı görüşünde. Lardy, konuyla ilgili diğer sorularımızı şöyle yanıtladı:  
 
ABD’li üretici firmalar, değeri yapay olarak düşük tutulan Yuan nedeniyle zarara uğradıklarını iddia ediyorlar. Bu iddia doğru mu?  
 
Şu an Yuan’ın olması gerekenin biraz daha altında bir değerde olduğunu düşünüyorum.  
 
ABD’deki istihdam kaybından Çin sorumlu tutuluyor. 2001 yılından bu yana imalat sanayinde 2.4 milyondan fazla iş kaybı oldu.  Azalan istihdamın, işsizliğin ne kadarından Çin sorumlu?  
 
Bu konuda detaylı bir analiz yapmadım. Ancak, şunu kesinlikle söyleyebilirim; ABD’deki iş kayıplarının çok büyük bir bölümü ülkedeki ekonomik resesyonun bir sonucudur. ABD’de imalat sanayiinde uzun dönemdir istihdam azalma eğilimindeydi zaten. Ancak, buna rağmen ekonomi ne zaman hafiften büyümeye başlasa, imalat sanayii istihdamı ivme kazanır. Ben Çin’den gelen ithal ürünlerin istihdamda yol açtığı kayıpların oranının çok az olduğunu düşünüyorum. İstihdam kaybının yüzde 10’undan veya yüzde 5’inden Çin malı ithal ürünler sorumludur gibi, kesin bir rakam veremem. Ancak, Çin’in ithalatının istihdamdaki daralma üzerindeki etkisinin çok küçük olduğunu söyleyebilirim.  
 
Çünkü, Çin’den ithal ettiğimiz ürünlerin çoğu zaten yıllardır ABD’de üretilmiyor. Örneğin, Çin’den aldığımız en önemli ��rünlerden biri ayakkabı… Biz zaten ABD’de uzun zamandır ayakkabı üretimi gerçekleştirmiyoruz. Çin, ayakkabı pazarını Tayvan ve Güney Kore’nin elinden aldı. Çin’den ithal ettiğimiz ürünler içinde önemli kategorilerden biri de oyuncak. Çin’den önce oyuncak üretimi yoğun olarak Tayvan, Güney Kore ve Hong Kong’da yapılırdı.  
Çin bu pazarları ABD’li üreticilerden değil daha çok diğer üçüncü ülkelerin (gelişmekte olan ülkelerin) elinden aldı.  
 
Aynı süreç şu anda bilgisayar, ofis cihazları ve tüketici elektroniği alanlarında yaşanıyor. Çin bu alanlarda diğer Asya ülkelerine karşı sürekli pazar payı kazanıyor. ABD’nin Çin ile olan ticaret açığı, sürekli büyüyor ama bahsettiğim nedenlerden dolayı istihdamdaki kayıpların çok küçük bir bölümünden Çin sorumlu.  
 
Çin Yuan’ı şu anda doğrudan dolara bağlanmış durumda. Yani Çin sabit kur rejimi izliyor. Çin sabit kur rejiminden vaz geçip dalgalı kur sistemine geçer mi veya Yuan’ın değerini artırır mı? Çin ABD’den gelen baskılara dayanabilir mi?  
 
Çin’in sabit kuru bırakıp dalgalı kura geçmesinin söz konusu olacağını hiç mi hiç sanmıyorum. Gerçekten ilginç olan soru şu: “Çin parasını revalue eder mi, etmez mi?”  
 
Bence böyle bir ihtimal var. Çin parasını revalüe edebilir ama doğrusunu isterseniz ben bunun çok yakın bir zamanda olacağını sanmıyorum.  
 
Ayrıca, Çin’in parasının değerini çok büyük oranda artıracağını da zannetmiyorum. Çin’in cari işlemler fazlası hızla küçülüyor. Çin’in cari işlemler fazlası geçen yıl GSYİH’sının yüzde 3’üne denkti; bu yıl ise yüzde 1.5’ine düştü. İthalat hızla büyüyor.İthalatlarının ihracatlarından daha hızlı büyüdüğü bir durumda paralarının değerini artırmak istemeyeceklerdir elbet.  
 
Peki ne zaman Çin parasını revalüe edecek? Önümüzdeki yıl içinde olabilir mi böyle bir şey?  
 
Çin, biraz beklemek ve bu hızlı ithalat artışının ne kadar süreceğini görmek istiyor. Belki 2004 yılı içinde bir revalüasyon olabilir ve Çin parasının değerini artırabilir.  
 
ABD’deki çok sayıda insan Çin’in cari işlemler fazlasının nispeten küçük olduğunu göz ardı ediyor. Geçen yıl GSYİH’sının yüzde 3’ü yani 30 milyar dolardı. Bu yıl ise cari işlemler fazlası GSYİH’sının yüzde 1.5’i kadar olacak.  (93)  
 
Eğer Çin revalüe ederse Yuan’ın değeri dolara karşı ne kadar artar?  
 
Çok büyük bir değer artışı olmaz. Doğrusu spesifik bir rakam yok aklımda ama paralarının değerini yüzde 10 veya yüzde 15 kadar artırmayı düşünebilirler.  
 
Bu artış önümüzdeki yıl Çin’in ne kadar cari işlemler fazlası vereceğine bağlı tabii ki. 2004’te yaklaşan seçimler nedeniyle ABD hükümetinin politik baskıları da artacaktır.  
 
Çin’in Yuan’ın değerini artırması ihracatını nasıl etkiler? Örneğin, Yuan yüzde 10 veya 15 oranında değerlenirse Çin’in ihracatı 2003 ve 2004’te ne kadar geriler?  
 
Bunu tahmin etmek çok zor. Çin’e ithal olarak gelen parçalar birleştirilip, uluslararası pazarlara satılıyor ve bu tip ihracatın toplam içinde geniş bir payı var. Çin parasının değerini artırırsa, ithalat yani önemli parça ve komponentler daha ucuz hale gelir. Dolayısıyla, Çin ihracat fiyatlarını artırmak zorunda kalmayabilir. Rekabet güçleri revalüasyon sonucu fazla azalmaz. Tüketici elektroniği, bilgisayar gibi ürünlerin ihracatı muhtemelen revalüasyon olsa bile hızla artmaya devam edecek. Çünkü, bunlar ithalata bağlı olarak üretilen yani girdisi dışarıdan gelen ürünler.  
 
Çin doğrudan yabancı sermaye çekme konusunda çok başarılı.  Son yıllarda gelişmekte olan ülkelere yapılan yabancı sermaye yatırımlarının çok büyük bir bölümünü Çin çekti. Çin bu performansını devam ettirebilecek mi? Çin’in bu denli başarılı olması diğer gelişmekte olan ülkeleri, Asya ülkelerini olumsuz etkiler mi?  
 
Çin’in doğrudan yabancı sermaye yatırımları için, cazip bir ortam olmaya devam edeceğini düşünüyorum. Doğru politikalar izliyorlar ve çok geniş bir iş gücüne sahipler. Büyümeye rağmen iş gücünden ücretler fazla yükselmeyecektir. İmalat sanayii ve üretimle ilişkili değişik alanlarda Çin’de ücretler istikrarını koruyacaktır. Bir diğer avantajları ise okur-yazarlık oranının yüksek olması.Çin’deki niteliksiz iş gücü bu sayede kolayca eğitilebiliyor. Çünkü, el kitaplarını okuyabiliyorlar. Bir makinenin nasıl çalıştırabileceklerini hızla öğrenebiliyorlar.  
 
“Çin’in performansı diğer gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkiler mi?” diye soruyorsunuz…Yabancı sermaye yatırımlarının tutarı elastiktir. Yani Çin’e giden para oroya gitmeseydi, başka bir ülkeye giderdi diye bir kural yok. 2002 yılını 2000 ile kıyasladığımızda doğrudan yabancı yatırımların üçte iki oranında azaldığını görüyoruz. 1990’larda ise doğrudan yabancı sermaye yatırımları hızla büyüyordu. Bu elbette global piyasalardaki koşullara bağlı ama bir ülke izlediği politikalarda yabancı sermaye yatırımlarının kararlarında çok etkili olabiliyor.  
 
Bir ülke yabancı sermaye çekmek istiyorsa, önce kendi politikalarını gözden geçirmeli bence.  Gelişmiş ülkelerde çok büyük miktarlarda para gelişmekte olan ülkelere akmaya hazır. Yani Çin’e giden yabancı sermaye yatırımları bir başka ülkeden oraya kaymış değil. Bu fikre katılmıyorum. Her ülke kendi fırsatını kendi yaratır.  
 
ÇİN’DEKİ GELİŞMELER TÜRKİYE’Yİ ETKİLER Mİ?  
 
Yuan’ın değerlenmesi gelişmekte olan ülkeler arasında hangilerinin işine yarar? Nasıl?
 
Hindistan gibi, Çin ile rekabet etmekte olan bazı üçüncü dünya ülkeleri bu durumdan faydalanır kuşkusuz.  
 
Yuan değer kazanırsa, AB pazarında Türkiye-Çin arasındaki tekstil rekabetinin resmi ne olur? Türkiye’nin AB’ye ihracatı ne kadar artar? Çin’in ihracatı ne kadar düşer?  
 
Bildiğiniz gibi, Avrupa’da ve ABD’de de giyim–kuşam ürünlerine getirilen bazı kotalar var. Kotalar olmasaydı, Çin’in bu pazarlardaki payı çok daha fazla olurdu. Kurdaki değişimin de çok fazla olmayacağı düşünülürse, Çin’in giyimde konumunu kaybetmeyeceğini söyleyebilirim. Çünkü, maliyet avantajları çok büyük. Kotaların geçerli olduğu ve kurdaki değişimin çok fazla olmayacağını varsayarsak revalüasyonun, Çin’in Avrupa pazarına olan tekstil ve hazır giyim ihracatını olumsuz yönde çok fazla etkilemeyeceğini rahatça söyleyebilirim.  
 
“ÇİN BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”  
 
Çin büyümesini daha ne kadar sürdürecek? Önümüzdeki 10 yıl boyunca da aynı hızla büyümeye devam edebilecek mi?
 
 
Şu an birçok açıdan iyi bir noktada. Ekonomilerini çok hızlı biçimde açık bir ekonomiye dönüştürdüler. Diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla çok daha dışa açık bir ekonomisi var. Doğrudan yabancı yatırımlara da çok açık bir ülke. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ülkeye, yeni teknolojileri getiriyor; bunun yanı sıra yerli üretime rakip oluyor ve rekabeti artıyor. Ekonominin dışa açılması, fiyat reformu gibi yenilikler Çin’e uzun dönemli ekonomik büyüme için, çok iyi temeller oluşturdu. Ayrıca Çin’in yatırım ve tasarruf oranı çok yüksek, yani yatırımlarını finanse etmek için, sadece uluslararası piyasalara bağımlı değil.  
 
İşte bu faktörler Çin’in önümüzdeki yıllarda da hızlı büyümesini sürdürebilmesi için sağlam bir altyapı oluşturuyor.  
 
Burada Çin’in dikkat etmesi gereken nokta şu; geçmişte olduğu gibi ekonomik büyümenin döngüsel karakterlerinin etkilerini azaltmayı başarmak zorunda. Şu sıralar Çin ekonomisi “aşırı ısınma” denilen safhada. Yani enflasyon gibi bazı risklerle başedebilmesi gerekiyor.  
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz