Reel ekonomi çok önemli... Alışveriş ve ticaret de öyle. Bu cephelerin nabzını tutan göstergeler, ekonominin yönü hakkında fikir veriyor. Geçen sayımızdaki analizde bunu ortaya koymuştuk. Sıra fina...
Reel ekonomi çok önemli... Alışveriş ve ticaret de öyle. Bu cephelerin nabzını tutan göstergeler, ekonominin yönü hakkında fikir veriyor. Geçen sayımızdaki analizde bunu ortaya koymuştuk. Sıra finans sektöründe... Kredi kartı sayından EFT hacmine, sigorta poliçesinden çek takaslarına, çok sayıda gösterge, ekonomideki canlılık için mesajlar içeriyor, geleceği okumak isteyenlere hayati ip uçları veriyor.
Ekonomide tam bir canlanmadan bahsetmek mümkün değil ama karamsar havanın dağılmaya başlandığını, ihtiyatlı iyimserliğin yaygınlaşmaya başladığını söyleyebiliriz. Şişli ile başlayan indirim kampanyaları ve “Bu ülke için seve seve” sloganının getirdiği hava, alışveriş tarafına kayda değer bir canlılık getirdi. Hatta, gazetelerde, cadde ve iş merkezi bazında ciroların nasıl katlandığı haberleri de yer aldı.
Alışverişle başlayan canlılığın, ekonominin diğer bölümlerine yansımaya başladığı gözleniyor. Capital’de geçen ay ekonominin içinden, reel cepheden, alışveriş dünyasından rakamlarla canlılık göstergelerini analiz etmiştik. Bu kez, ekonominin önemli bir diğer kesimine, finans sektörüne yöneldik. Uzmanlar ve bankacıların da danışmanlığında, finans sektörünün hayati göstergelerinden yansıyan işaretleri yorumladık.
Aslında canlılığı anlamak için finans sektörüne bakmak çok doğru bir yöntem. Çünkü, piyasada yaşanan hareketlilik, önce bazı finans gösterge ve verilerinde kendini gösteriyor. Örneğin tüketici kredileri, EFT miktarı, havale hacimleri gibi, çok fazla öne çıkmayan istatistikler, gerçekten çok anlamlı mesajlar verebiliyor. Ayrıca, ticari mevduattaki artış, fatura ödemelerinde gözlenen büyüme, kredi kartı ve alışveriş kartlarıyla yapılan harcamalar, ekonomideki iyimser havayı destekliyor. Yine bir diğer gösterge olan KDV tahsilatındaki düzenli artış, ekonomideki hareketlenmeyi kanıtlar nitelikte.
Bir anlamda alışveriş dünyasının nabzını tutan ve 1.5 milyon kart sahibinin alışveriş organizasyonunu yöneten Benkar’ın genel müdürü Levent Ersalman, “Advantage Card ile yapılan harcamalarda hem adetsel olarak hem de hacim olarak yüksek oranda bir artış var” diyor. Ersalman, 2 binin üzerinde olan üye işyerleriyle ilişkilerinden kaynaklanan bazı bilgileri de Capital ile paylaştı: “Bu alışverişlerle stoklar eritildi ve çok sayıda firma, üreticilerine sipariş geçti. Satışların sipariş konusunda şirket yöneticilerini cesaret verdiğini düşünüyorum.”
Alışverişin yarattığı canlılık ve sistem dışındaki dövizlerin TL’ye çevrilmesi ve vatandaşın elindeki paranın el değiştirmesi, finans piyasalarına yansıması nasıl oldu? Bu soruyu yönelttiğimiz bankacılardan Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, “Ticari mevduatta, çek takaslarında artış var. Tüketici kredileri de hafif kıpırdadı. Ama daha fazla talep gelmesi için faizlerin düşmesi gerekiyor. Ayrıca, canlılık ticari kredilere yansımış değil. Kredi talebiyle gelen de ihracatçı kesim” diyor.
Türkiye İş Bankası’nın bireysel bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı Aykut Demiray da, son dönemde ticari mevduat rakamında ciddi bir artış olduğunu söylüyor. Demiray, “Bu da ticari yaşamda nispi bir canlanma almanı gelir. POS’lardan geçen harcamalar, vadesiz ticari mevduat rakamını büyütüyor. Bu da harcamaların boyutunu gösteriyor. Tüketici kredileri çok canlı. Banka olarak günde iki trilyon lirayı bulan otomobil kredisi kullandırıyoruz” diyor.
Ekonomideki canlılığı kanıtlayan bu göstergelerin, bir kısmı ticari tarafı, şirketlerin faaliyetlerin yoğunluğuyla ilgili. Kısa vadeli spot kredi talebi sınırlı. Ancak, ticari mevduat hacmi, çek takasları, havale, EFT’lerin ulaştığı hacim, şirketlerin ticari faaliyetlerinde gözle görülür bir canlanmayı kanıtlar nitelikte...
Ticari mevduat rakamlarındaki büyümenin, son 3 ayda, yüzde 21 düzeyini bulması, bankacılar tarafından anlamlı olarak değerlendiriliyor. Vadesiz mevduat rakamlarına bakıldığında ise, son aylarda yerinde saydığı gözleniyor. Bunun en büyük nedeni de kurumlar vergisi ödemeleri. Bir bankacı, “Kurumlar Vergisi’nin çok büyük bir bölümü, bankalar aracılığıyla ödeniyor. Bu ödemeler de vadesiz mevduattan yapılır. Vergi ödemeleri nedeniyle, vadesiz mevduat rakamı düşük gözükebilir, bu sizleri yanıltmasın” diyor.
Nitekim Merkez Bankası verilerine bakıldığında, 30 Kasım 2001 tarihi itibariyle, 5.9 katrilyon lira düzeyinde olan ticari mevduat hacmi, bir haftalık sürede 6.5 katrilyon liraya yükseldi. Bir bankacı, “Bu rakam, ticari yaşamdaki faaliyetlerin yoğunluğunu gösterir” değerlendirmesini yapıyor.
Türkiye’de piyasanın nabzını tutan göstergelerden biri de çek alışverişini ortaya koyan istatistiklerdir. Bunu da bankalar arasındaki çek takaslarından görmek mümkün. Çek takas rakamları ise haziran ayından itibaren düzenli bir artış gösteriyor. Bütün sistemden geçen çek takas hacimlerini alamadık.
Ancak, gösterge niteliği taşıması açısından çok şubeli büyük bir bankanın rakamları da bu konuda ip uçları veriyor. Bu rakamlara göre, takastan geçen parasal hacmi düzenli bir artış gösteriyor. Fakat, Çek Yasası ile ilgili yasal düzenlemeler nedeniyle, takastan geçen çek sayısında bir düşüş gözleniyor.
Kent Factoring’in genel müdürü Alp Aksudoğan, “Çek konusunda yasal düzenlemeler nedeniyle piyasalardaki vadeli çek sirkülasyonunda ciddi bir düşüş var” diyor.
Ancak, piyasalardaki bu tedirginliğin kısmen kalktığı da rakamlardan gözleniyor. Örneğin, aralık ayının ilk 2 haftasında ulaşılan çek takas hacmine, kasım ayının rakamlarına yaklaşıyor. Çok şubeli özel bir bankanın genel müdür yardımcısı, “Aralık ayı sonunda bu rakamın ikiye katlanacağını tahmin ediyor. Bence, yasal düzenlemelerle ilgili tedirginliğe rağmen, çek takas hacmindeki büyüme, ticari faaliyetlerin canlılığını gösterir” diyor.
Yine ticari yaşamın önemli göstergelerinden biri olan havale ve EFT hacimlerinde de canlılık belirtilerini kanıtlar rakamlar dikkati çekiyor. Yine çok şubeli özel bir bankanın verilerine bakıldığında, aralık ayının ilk 2 haftasındaki rakamları, kasım ayının rakamlarına yaklaşıyor. Son 2 haftada da hacmin ikiye katlanması bekleniyor.
Havale rakamları da Temmuz ayından sonra bir canlılığın yaşandığına işaret ediyor. Örneğin, söz konusu bankanın rakamlarına bakıldığında, temmuz ayındaki 7.4 katrilyon liralık havale hacminin, ekim ayında 8.9, kasım ayında ise 9.1 katrilyon liraya ulaştığı görülüyor. Aralık ayının ilk 2 haftasında ise bu rakam 10.9 katrilyon lira düzeyine yükseldi. Verileri paylaşan bankanın genel müdür yardımcısı, “Bu hacimlerin çok büyük bir bölümü, şirketlerin işlemleri. Aralık ayının ilk 2 haftasında ulaşılan rakamlara bakıldığında, canlılığı görmemek mümkün değil” diyor.
Bankalar aracılığıyla yapılan fatura ödemeleri de önemli bir gösterge... Bu açıdan yapılan değerlendirmede, adetsel ve hacim olarak artış yaşandığı görülüyor. Özellikle aralık ayının ilk yarısındaki rakamlar, bu trendin devam ettiğini gösteriyor.
Türkiye Bankalar Birliği’nin 3 aylık raporlarına göre, Temmuz-Eylül 2001 döneminde, bir önceki 3 aylık döneme göre, kullandırılan tüketici kredisinde yüzde 51’lik bir artış yaşandı. Ancak, tüketici kredilerindeki yeni kullanım, var olan hacmin erimesine engel olamadı.
Bu durumu devam ediyor mu? Evet, aslında yılın üçüncü çeyreğindeki artış, yılın son döneminde devam ediyor. Özellikle KDV indiriminden yararlanmak isteyenlerin kullanmak talep ettiği oto kredilerinde bir canlanma yaşandı. Türkiye İş Bankası’nın bireysel kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı Aykut Demiray, otomobil ve nakit tüketici kredi taleplerinde artış olduğunu söylüyor.
Demiray, “Aralık ayından sonra tüketici kredilerinde, özellikle otoda canlı bir talep var. Biz banka olarak günde 2 trilyon liralık otomobil kredisi kullandırıyoruz diyebilirim” diyor.
Garanti Bankası’nın genel müdürü Ergun Özen de, tüketici kredilerindeki talep canlılığının sınırlı olduğunu söylüyor. Özen, “Tüketici kredisi talebindeki artış sınırlı, bunun artması için de faizlerin düşmesi gerekiyor” diyor.
Bankacılar ve alışveriş kartı dağıtan kurumlar, kredi kartı harcama hacimlerinde büyüme olduğuna dikkat çekiyorlar. Aralık ayına ilişkin rakamlara ulaşamadık, ancak son 3 aydaki rakamlara bakıldığında düzenli bir büyüme olduğu gözleniyor. Örneğin, eylül ayında 900 trilyon lira olan kredi kartı aylık işlem hacmi, kasım ayı sonunda 945 trilyon liraya yükseldi. Söz konusu dönemde kredi kartı kabul eden üye işyeri sayısı 37 binden 39 bine, POS adedi de 45 binden 47 bine yükseldi. Bir bankacı, “Aralık ayına ilişkin rakamlar henüz belli değil, ancak ilk elde ettiğimiz veriler, kasım ayını ikiye katlayacağımızı gösteriyor” değerlendirmesini yapıyor.
Kredi kartlarına başvuru konusunda toplu rakamlara ulaşamadık. Ancak, bazı bankaların verilerinden elde ettiğimiz rakamlar, kredi kartı başvurularında kayda değer bir artışın olduğunu gösteriyor. Özellikle taksitli alışveriş olanağı sağlayan kredi kartlarına büyük ilgi olduğu ifade ediliyor.
Aykut Demiray, özellikle taksit olanağı sağlayan Maksimum kredi kartı başvurularında önemli bir artış olduğunu ifade ediyor. Demiray, “Haftalık kredi kartı başvuru sayısı 10 bine ulaştı” diyor. Dışbank Genel Müdürü Faik Açıkalın ise, İdeal Kart başvurularında çok büyük artış olduğunu söylüyor.
Son kampanyalarla birlikte harcama hacimlerinde kayda değer bir artış gözlendiğini söyleyen kurumların başında Advantage geliyor. Advantage markasının yaratıcısı Benkar’ın genel müdürü Levent Ersalman, “Şişli ile başlayan bu kampanya işlem hacimlerine de yansımaya başladı. Şişli’de tam olmasa da kentin diğer bölgelerine, diğer kentlere sıçrayan bu hava, kart harcamalarında yüzde 35-40’lık bir harcama artışı getirdi” diyor.
Krizin en derin şekilde hissedildiği Mart-temmuz dönemi, sigortacılar için kabus gibiydi. Bırakın yeni poliçeyi, mevcutları korumak bile ciddi sorun haline gelmiş, iptallerde ciddi artışlar yaşanmıştı. Şimdi ise bu hava değişmiş durumda.
Commercial Union Sigorta’nın genel müdürü Cemal Ererdi, “Bizim işimiz, otomobil satışlarına bağlı. Otomobil satıldıkça, yeni poliçe talebi gelir. Şu anda çok geldiği söylenemez ama artık panik durdu, iptaller eski düzeyde değil. Ama yeni poliçe satışları da çok az” diyor.
Güneş Sigorta’nın genel müdürü Mehmet Aydoğdu ise piyasa eğilimleri konusunda şu bilgiyi veriyor: “Hayat poliçelerinde artış olduğu söylenemez. Sağlık ve nakliyat sigortalarında cüzi bir artış var. Kasım ayına göre, poliçe adetlerinde ve prim rakamlarında büyüme var. Ama bu durum dönemseldir ve her yıl tekrarlanır”.
Hayat branşında da benzer bir tablo var. Commercial Union Hayat Sigorta’nın genel müdür baş yardımcısı Gülsen Demir, haziran ayından itibaren kesilen poliçe adedinde bir düşüş olduğunu söylüyor. Ancak, Demir, poliçe başına düşen prim oranının son aylarda yükseliş trendine girdiğini söylüyor. Demir, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kriz öncesinde poliçe başına yıllık ortalama 920 dolar olan prim tutarı, bir ara 500 dolara düştü. Ancak, yaz sonuna doğru bu rakam artmaya başladı. Kasım ayı sonu itibariyle 689 dolar olan bu rakam, aralık ayının ilk yarısı itibariyle 729 dolar oldu.”
Kriz ortamıyla birlikte, toplam tasarruflar içerisinde dövizin payı yüzde 60 düzeyine kadar yükseldi. Temmuz ayında, Türk Telekom’da yaşanan gerilim ile birlikte, doların 1 milyon 700 bine dayandığı ortamın ardından dövizde dalgalanma durdu. Kurların düşüş trendine girmesi ve alışveriş eğiliminin hızlanmasıyla birlikte, yastık altına giden dövizler, sisteme dönmeye başladı. Bunu Döviz Tevdiat Hesapları’ndan (DTH) görmek mümkün.
Merkez Bankası verilerine göre, eylül ayından itibaren TL mevduatlar büyüyor, buna karşılık DTH hesapları yerinde sayıyor. Üstelik, Euro’ya dönüşüm ile birlikte sisteme akan 2-2.5 milyar marklık yeni kaynağa rağmen. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, “Euro’ya dönüş nedeniyle sisteme 2-2.5 milyar mark arasında bir kaynağın girdiğini hesaplıyorum” diyor.
Bu girişe rağmen, döviz mevduatının yerinde sayması nasıl değerlendirilmeli? Uzmanlara göre, bu durumun iki etkenden kaynaklandı. Birincisi, kasım ayından itibaren hızlanan alışveriş harcamaları, bozdurulan dövizlerle karşılandı. İkincisi, döviz kurlarındaki gerilemeyle birlikte, dövizde duran bazı yatırımcılar, TL’ye dönmeye başladı.
Dışbank’ın baş ekonomisti Halük Börümcekçi, “Döviz mevduatında yavaş yavaş çözülme oluyor gibi. Muhtemelen vatandaşlar ellerindeki dövizleri bankalara satıyor, bankalar da dönüyor piyasada satıyor. Son dönemde döviz kurlarındaki düşüşün nedeni de bu” diyor.
CANLANMA VERGİ GELİRLERİNE YANSIDI
Eylül ayından itibaren alışverişteki canlılık, vergi gelirlerine de yansımaya başladı. Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, kasım ayında aylık gelir toplamı 5.9 katrilyon lirayı buldu. Bu rakam, ekim ayında 4.8, eylül ayında ise 4.1 katrilyon lira idi.
Ekonomideki canlılığın önemli bir göstergesi olan dahilden alınan KDV rakamı, temmuz ayından bu yana düzenli bir şekilde artıyor. Temmuz ayında 633 trilyon lira olan bu rakam, eylül ayında 737, ekim ayında 806 trilyon, kasım ayında da enflasyona rağmen yüzde 2.3 oranında azaldı ve 787 trilyon lira olarak gerçekleşti. Denizbank’ın baş ekonomisti Saruhan Özel, “Ekonomik aktivitelerde hareketlilik var, ikincisi enflasyon yükseliyor. Bu iki faktör, KDV tahsilatını artırıyor” diyor.
Kasım ayındaki düşüş, sizleri yanıltmasın. Çünkü, kasım ayında otomobil, elektronik ve beyaz eşya sektörlerinde KDV oranı 8 puan düşürüldü. Dışbank’ın baş ekonomisti Halük Börümcekçi, bu duruma ilişkin olarak şunları söylüyor: “KDV indirimi nedeniyle kasım ayı rakamlarını normal karşılamamız gerekiyor. Ayrıca, geçen yılın aynı ayı ile karşılaştırma yapıldığında, tahsilatın yüzde 111 artış göstermesi de bambaşka bir tablo ortaya koymakta.”
Nitekim KDV indiriminin geçerli olduğu otomotiv sektöründe bir hareketlenme, rakamlarda da kendini gösteriyor. Örneğin taşıt alım vergilerinin kasım ayı tahsilatında, bir önceki aya göre yüzde 30 oranında bir artış var.
Bunlara ek olarak sanayiinin üretim eğilimi açısından önemli bir gösterge olan ithalden alınan KDV tutarı, dolar bazında ekim ayıyla aynı düzeyde kaldı, eylül ayına göre ise artış gösterdi. Ekonomistler, bu durumu, satışlardaki kıpırdamanın üretim sürecine tam olarak yansımadığının göstergesi olarak değerlendiriyor.
ALIŞVERİŞ TRENDİ NASIL TERSİNE DÖNDÜ?
Levent Ersalman/Benkar Genel Müdürü, Advantage kartıyla yapılan alışverişlerin analizinden elde edilen bilgileri değerlendirirken şunları söylüyor:
“Advantage Card ile yapılan harcamalarda sektör analizlerinden de görüldüğü gibi, 2001 yılının başında baş gösteren ekonomik krizin etkilerini asgariye indirmek ve piyasayı hareketlendirmek için çeşitli sektörlerde kart sahiplerine yüksek değer sağlayan çok çeşitli kampanyalar gerçekleştirilmiştir. Bunun sonucunda yıl içinde yaşanan dalgalanmalara rağmen 2001 yılının son çeyreğine girildiğinde alışveriş trendi yukarı çekilmeye başlanmıştır.
Yaşanan ekonomik krizin yalnızca ‘kriz’ olarak algılanmasından yavaş yavaş sıyrılıp ‘bir gerçek’ haline dönüşmesi, üye kuruluşlarla birlikte düzenlediğimiz çok çeşitli kampanyalar, kart sahiplerinin uzun süre erteledikleri ihtiyaçlarını kampanyaların da etkisiyle hızla karşılamaya başlaması bu trendi yukarı çevirmiştir. Örneğin, 24-25 Kasım tarihlerinde çeşitli alışveriş merkezlerinde gerçekleştirilen kampanyalarda, Advantage Card ile yapılan alışverişler bir önceki haftaya oranla yüzde 900’lere varan oranlarda artış gösterdi.”
HANGİ HARCAMALAR ARTI, HANGİLERİ AZALDI
Benkar’dan aldığımız bilgiler, yılın son 3 ayına ilişkin... Advantage Card ile yapılan harcamaların sektörel dağılımına bakarak, tüketicilerin hangi alandaki harcamalarını artırıp, hangi alanda kıstıkları, net bir şekilde görülüyor:
TOPLAM HACİM: 2001 yılının son çeyreğinde Advantage Card ile tüm sektörler toplamında gerçekleşen alışveriş hacminde önemli artış yaşandı. Özellikle Aralık ayında Advantage Card ile gerçekleşen hacim, Ekim ayına oranla yüzde 51 oranında artış gösterdi.
OTOMOTİV: Bu alandaki büyüme, toplam hacmin gerisinde kalıyor. Ekim ayı rakamlarına göre, kasım ayındaki yüzde 7’lik büyüme, aralık ayında da devam etti.
KOZMETİK: Aralık ayı rakamları, bu alandaki harcamalarda gerileme gösteriyor. Ancak, kozmetik sektöründe dönemsel eğilimler ağır basıyor. Son dönemdeki gerilemeye rağmen, yıl bazındaki reel büyüme yüzde 15 düzeyinde.
ELEKTRONİK/BEYAZ EŞYA: Son çeyreğe girildiğinde, Advantage Card ile yapılan alışverişin yüksekliği, kasım ve aralık ayında devam etmedi ve sektörün yıllık trendine geri dönüldü.
HAZIR GİYİM: Yaz döneminin ardından yeni sezon satışları, indirim kampanyalarıyla desteklendi ve alışveriş hacmi, ciddi bir şekilde artış gösterdi. Ekim ayı rakamları baz alındığında, kasım ayında yüzde 12’lik artış, aralık ayında yüzde 77’ye kadar yükseldi.
HOBİ: Bu sektörde hizmet veren bazı kuruluşların Advantage Card sistemine katılması, hobi harcamalarının artmasına katkıda bulundu. Bu da cironun yüzde 113 oranında artmasına neden oldu.
KÜLTÜR/EGLENCE: Bayram nedeniyle bu sektörde yapılan kartlı alışverişte ciddi bir artış yaşandı. Ekim ayı rakamlarına göre kasım ayında yüzde 11, aralık ayında ise yüzde 50 büyüme gösterdi.
SEYAHAT/TURİZM: Kasım ayı rakamları, ekim ayının bir hayli gerisinde kaldı. Ancak, aralık ayında özellikle bayram ve yılbaşı rezervasyonları sonucunda gerçekleşen harcamalar, ekim ayına göre ciddi bir artış gösterdi.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?