Projeksiyon

Geçen yıl toparlanmaya başlayan altın sektörü, 2003’ün ilk 10 ayında, tüm rekorlarını kırdı. Ekonomik ortamın düzelmesi, “felaket sigortası” olarak kriz döneminde satılmış olan altınların yerine ko...

1.01.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Geçen yıl toparlanmaya başlayan altın sektörü, 2003’ün ilk 10 ayında, tüm rekorlarını kırdı. Ekonomik ortamın düzelmesi, “felaket sigortası” olarak kriz döneminde satılmış olan altınların yerine konması için alım yapılmasını sağladı. Külçe ithalatı 198 tonu aştı. Türklere yapılan takı satışı 90 ton, turistlere takı satışı 51 ton oldu. Direkt ihracat 44 ton, bavul ticareti 21 tona ulaştı. Cumhuriyet altını 45 tonu buldu. Tüm bu rakamlar geçen yılın toplamında gerçekleşen miktarlara ya yaklaştı ya da geçti.  
 
Ekonomik durumun düzelmekte olmasına rağmen, Irak'taki savaş, güvensizlik ortamına sebep oldu ve bu da Cumhuriyet altını piyasasına çok büyük bir talep getirdi. İhracat en büyük alıcı ABD’de yaşanan önemli küçülmeye rağmen büyümesini sürdürdü ve önemli ölçüde piyasa payı artırdı. 2002 yılında dünya ikinciliğini yakalayan ihracatla Türk takı sektörü, bu yıl birinci İtalya ile olan farkı kapatmaya devam etti.  
 
Dünya Altın Konseyi Türkiye Genel Müdürü Murat Akman, 2002’yi, düzelmelerin olmasına karşın çok da iyi bir yıl olarak değerlendirmiyor. Direkt ihracatın canlanması dışında genelde durgun bir yıl olduğunu söylüyor.  
 
Akman, önümüzdeki 6 ay için sektörde önemli bir değişiklik beklemediklerini belirtiyor. Ona göre, altın fiyatlarındaki artış ve “felaket sigortası”nı yerine koyma alımlarının sona ermesi ile iç piyasa takı ve Cumhuriyet satışlarında az da olsa gerileme olacak. Turistik satışların ise yeni bir terör eylemi olmaması ve sezonun normal geçmesi halinde, artışına devam edeceği tahmin ediliyor. Buna göre, 2003 yılı sonunda külçe ithalatı 210 ton, Türklere takı satışı 100 ton, turistlere takı satışı 55 ton, direkt ihracat 53 ton, bavul ticareti 23 ton, Cumhuriyet altını basımı 49 ton civarında gerçekleşecek.  
 
TELEVİZYON OLUMLU GELİŞMELER SATIŞLARI ARTIRDI  
 
Türk üreticiler, 15 milyon adetlik televizyon üretimiyle Avrupa’da birinci sırada. Türkiye’yi ise yaklaşık 5 milyon adetle Polonya izliyor. Üçüncü sıradaki İspanya’nın üretimi 4 milyona yaklaşıyor. 2002 yılında Avrupa pazarından yüzde 30 pay alan Türk üreticilerin, 2003 sonunda yüzde 37’lik paya ulaşacağı düşünülüyor.  
 
Üretiminin yaklaşık yüzde 90’ını ihraç eden Türk üreticileri, 2003 yılında iç pazarda da olumlu gelişmeler yaşamaya başladılar. 2001 krizi nedeniyle ertelenen alımlar, Irak savaşından sonra gündeme geldi. Siyaset ve ekonomideki olumlu gelişmelerin yanı sıra, Türkiye’deki genç nüfus yapısı nedeniyle yılda ortalama 600 bin evliliğin gerçekleşmesi de satışlara olumlu yansıyor. Firmaların düzenlediği satış kampanyaları da alımlarda etkili oluyor.  
 
Elektronik Cihaz İmalatçıları Derneği (ECİD) verilerine göre, 2002’de 1 milyon adet düzeyinde seyreden iç pazar satışları, 2003’ün 9 aylık döneminde 1 milyon 400 bin adet düzeyine ulaştı. Böylece iç satışlarda 2002’de ulaşılan toplam rakamın da üzerine çıkıldı. 2000 yılında 1 milyon 700 bin adedi aşan, 2001’de ise 950 bin düzeyine düşen iç satışlarda 2000 yılını yakalama umudu doğdu. 2002’de 11 milyon 452 bin adet olan ihracat miktarı da yılın 9 ayında yaklaşık 10 milyon 894 bin adet oldu. Toplam satışlar da böylece 12 milyon 200 bin adedi geçti.  
2003 sonu tahminleri de yılın olumlu kapatılacağını gösteriyor. Beko Elektronik yetkilileri, üretimlerinin yüzde 13 oranında artarak 5 milyonu geçeceğini belirtiyorlar. Türkiye televizyon üretiminin yıl sonunda 14 milyon 700 bin adede, iç satışların da yüzde 60 oranında artışla 1 milyon 600 bin adede çıkacağı tahminini yapıyorlar.  
 
BEYAZ ET ÜRETİMİN YÜZDE 17 ARTMASI BEKLENİYOR  
 
Beyaz et sektörü, 2003 yılını fiyat istikrarsızlığıyla geçirdi. 2002’nin son 3 ayında başlayan perakende fiyatlarındaki düşüş, 2003’ün Nisan ayına kadar sürdürdü. Maliyetinin 400 bin lira altına, yani 1 milyon 400 bin liraya kadar düşen fiyatlar, Mayıs ayında tekrar artmaya başladı. Böylece bir-iki ay içinde 3-3.5 milyon liraya çıkan, aslında normale dönen fiyatlar talebin azalmasına neden oldu. Haziran’da tekrar başlayan düşüş, piyasanın dengeye ulaşmasını sağladı. Yaşanan bu istikrarsızlığa karşın 9 aylık piliç üretim bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında arttı.  
 
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği’nin (BESD-BİR) verilerine göre, 2003’ün 9 ayında 545 bin ton piliç eti üretildi. Bunun 7 bin tonluk kısmı ise ihraç edildi. 2002’nin 9 ayında ise piliç eti üretimi 452 bin ton oldu. BESD-BİR Başkanı M. Kemal Akman, rakamları yorumluyor:  
“2002 yılına oranla 2003 yılı üretiminin yüzde 17,3 artmış olması, yılın başında ve sonunda yaşanan fiyat krizlerinin nedenini oluşturuyor. 2001 yılında 11 kilogramdan  9,6 kilograma gerileyen fert başına kanatlı eti tüketimi, 2002 yılında 10 kilogramda kaldı. Ama 2003 yılında artan üretim sonucu fert başına tüketimin 11,7 kilograma çıkması bekleniyor.”  
 
Akman, yılın önemli gelişmelerinden birini, en büyük entegre firma olan Köy-Tur’un yaşadığı sıkıntı olduğunu söylüyor. Akman, “Grup, Köy-Tür Ege Entegre dışında kalan tüm işletmelerini kapattı. Bu çok önemli bir olaydı. Ancak, son dönemde Köy-Tür’ün boşalttığı tesislerden Entaş (Lades) ve Tarsus işletmelerini, Köy-Tür Ege’nin tekrar faaliyete geçirmek için uygulamaya başladığını duyuyoruz” diye konuşuyor. Akman’ın yıl sonu beklentileri de üretimde artışa işaret ediyor. 2003 yılı sonunda piliç eti üretiminin 2002’ye oranla yüzde 17 aratarak 728 bin tona çıkacağı tahmin ediliyor.  
 
TEMİZLİK MADDELERİ KURLAR SEKTÖRÜ ZORLADI  
 
Ekonomideki toparlanma 2002 yılında sektöre yansımadı. Diğer yandan 2001 yılında dolar paritesinden doğan ihracat avantajı 2002’de seyrini devam ettirmedi. 2003 yılında ise elde edilen pazarlar kurlar nedeniyle elde tutulamadı. Sabun ve Deterjan Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Vuranel Okay, gelişmeleri şöyle özetliyor:  
 
“Bu nedenlerle 2003 yılının 9 aylık döneminde, 2001 yılına göre büyüyen iç pazar yine de 2002 yılı seviyelerinde seyretti ve 1999 yılının üzerine çıkamadı. Temizlik maddeleri sektörünün ana ivmesi hane harcamalarından kaynaklanıyor. Dış ticaret iç pazarın yaklaşık olarak sadece yüzde 10’u civarında. İhracat ise ithalattan yaklaşık on kat daha fazla. Bu durumda iç pazar verilerinde küçük bir düşüşün telafi edilmesi için ihracatın birkaç kat artması gerekiyor ki bu da mevcut fiyat yapılarıyla çok zor.  
 
Diğer taraftan, hane gelirindeki en ufak bir düşüş diğer hane harcamaları arasında temizlik maddelerini de etkiliyor. Enflasyon düşüşü gerçek hayata yeterince yansımadı. Kriz sürecinde pek çok çalışanın işini kaybetmiş olması nedeniyle genelde tüketicinin tedirginliği devam ediyor. Mümkün olduğunca harcamaların kısılması yönündeki eğilim henüz aşılamadı.”  
Okay, 2002’de genel ekonomide görülen toparlanmanın 2003’te aynı hızda devam etmediğini belirtiyor. 2003 yılının 9 aylık döneminde 2001 yılına göre büyüyen iç pazarın yine de 2002 yılı seviyelerinde seyrettiğini ancak 1999 yılının üzerine çıkamadığını vurguluyor. İç pazar verilerinde yüzde 1-2 civarındaki artışın dış ticaretteki yüzde 5-10 civarındaki daralma nedeniyle toplam pazar büyüklüğüne yansımadığına dikkat çekiyor.  
Pazarın yıl sonunda iç pazarda yüzde 1-2 civarında artış göstermesi, dış ticaretin ise yüzde 5-10 azalması bekleniyor. 2004’te ise toplam pazarın yüzde 5 büyüyeceği düşünülüyor.  
 
BİTKİSEL YAĞ TOHUM ÜRETİMİ GERİLEDİ  
 
Yağlı tohum üretimi, Türkiye’deki talebi karşılamaya yetmiyor. Bu soruna 2003 yılında  üretimin gerilemesi de eklendi. 2002/2003 sezonu itibariyle toplam yağlı tohum üretimi 2 milyon 285 bin ton iken, 2003/2004 sezonunda 2 milyon 87 bin 500 tona geriledi. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Genel Sekreteri Nilgün Kayın, gerilemeyle ilgili şunları söylüyor:  
“Bu gerilemenin başlıca sebepleri arasında yağlı tohumlarda üretim politikalarının ve özellikle destekleme sisteminin yıllar itibariyle sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmamış olması, bazı yıllarda tamamen destek kapsamından çıkarılması, verimde istenen artışların sağlanamaması geliyor. Ayrıca, yağ üretimi için çok çeşitli bitkilerden faydalanılabilmesine rağmen, farklı bitkilerin alternatif yağ bitkisi olarak ekim alanları da artırılamadı.”  
 
Bu durum yağ açığını karşılamak için her yıl 500-650 milyon dolar düzeyinde yağlı tohum ve ham yağ ithalatı yapılmasına neden oluyor. 2003’ün 8 ayında toplam 549 bin ton yağ ithalatı yapıldı. Karşılığında  453 milyon dolar döviz ödendi. 2002 yılında aynı dönem için yapılan 640 bin tonluk ithalat ise 357 milyon doları buldu. Buna karşılık ihracat ise son 5 yıldır 100-150 milyon dolar civarında seyrediyor.  
 
Kayın, üretim açığının kapanması için beklentilerini şöyle sıralıyor: “Uygulanmakta olan prim sisteminin geliştirilerek devam etmesi, prim verilecek ürünlerin ve miktarlarının ekim sezonu öncesi ilan edilmesi ve ödemelerin en geç üretim sezonu sonunda yapılması, ürün bazında borsa sistemine geçilmesi, alternatif ürün projesinin desteklenmesi, yağlı tohumlar ve bitkisel yağlardaki düşük oranlı Dünya Ticaret Örgütü tarife taahhütlerimizin, yüksek oranlara çıkarılması konusunda girişimlerde bulunulmasını bekliyoruz.” Gereken önlemler alınmazsa önümüzdeki dönem için beklentiler oldukça karamsar. Özellikle ayçiçeği ve soya fasulyesi üretim açığının, dolayısıyla ithalatın da önümüzdeki yıl artması bekleniyor.  
 
TAŞIMACILIK İHRACATTAKİ ARTIŞ TAŞIMALARA DA YANSIDI  
 
Türkiye’nin genel ihracatındaki artış, nakliyecilerin yüzünü güldürdü. 2002’nin toplamında 322 bin olan ihraç taşıma sefer sayısı, 2003’ün 10 aylık döneminde 429 bin 554’e çıktı. Böylece bir önceki yılın aynı dönemine göre ihraç taşımaları yüzde 162 oranında artmış oldu. Artış ihraç taşımalarla sınırlı kalmadı. İthal taşımalar da yaklaşık yüzde 90 oranında artarak 262 bin 944 sefere yükseldi. 2002 toplamında ise 322 bin ihraç seferi yapılırken 227 bin de ithal seferi gerçekleşti.  
 
Avrupa’ya yapılan taşımalar ise 10 Ocak-Ekim arasında 174 bin 726 oldu. 2002’de ise rakam 144 bin 569’da kalmıştı. Böylece Avrupa taşımaları 2002’ye göre yüzde 21 oranında arttı. Rusya-BDT ülkelerine yapılan taşıma sefer sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 41 artışla 49 bin oldu. İhraç taşımalarında en büyük artış ise Ortadoğu ülkelerine yapılan sefer sayısında kaydedildi. Taşımalar yüzde 146 oranında artarak 205 bin 825’e çıktı.  
10 aylık dönemde Avrupa’dan Ortadoğu ve BDT’ye yapılan toplam taşımalar ise 17 bin 548 sefer olarak gerçekleşti. Bu taşımalardan Türkiye 8 bin 622 seferlik taşımayla yüzde 46 oranında pay aldı.  
 
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, ihracat patlamasının nakliye sektörüne de yansıdığını belirtiyor. Beklentileri de ihracat trendine paralel. Nuhoğlu, önümüzdeki dönem için şunları söylüyor: “İhracatımızın mevcut gelişim trendi 2004 yılının ilk yarısında karşılaşılacak taşıma potansiyelini de belirlemeye yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, özellikle Türkiye’nin milli gelir düzeyinin daha altında bir gelir düzeyine sahip ülkelerden Türkiye’ye yük taşıyan ve dönüş yükünü Türkiye’den alan yabancı plakalı araçların, Türk nakliye sektörünün beklenen taşıma kapasitesine ulaşmasını engellemesi bekleniyor.”  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz