Projeksiyon

İHRACAT ARTIŞI OLUMLU YANSIDI    Türkiye’de 2002 yılı verilerine göre, oluklu mukavva üretimi yapan toplam 108 fabrika bulunuyor. Yıllık kurulu kapasite ise 1 milyon 424 bin ton. Bu kapas...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İHRACAT ARTIŞI OLUMLU YANSIDI  
 
Türkiye’de 2002 yılı verilerine göre, oluklu mukavva üretimi yapan toplam 108 fabrika bulunuyor. Yıllık kurulu kapasite ise 1 milyon 424 bin ton. Bu kapasitenin 759 bin tonu Marmara Bölgesi’nde kurulu. Toplam üretim 734 bin 202 ton. Siparişe göre üretim yapıldığı için, üretimin tamamı satış rakamlarını da veriyor. Yani sektörde stok söz konusu değil. 2002 yılı üretiminin 356 bin tonu aşan bölümü Marmara Bölgesi’nde.  
 
Sektör 2002 yılında yüzde 10’luk artışla 734 bin tonluk üretime ulaştı. 2001 yılını yüzde 7 küçülme ile geçiren oluklu mukavva sektöründe 2000 yılında yaklaşık 718 bin ton üretime ulaşılmıştı. Bu yılın ilk yarısına ait üretim rakamı ise 382 bin ton düzeyinde. Sektörün 2000 yılı ihracatı ise yaklaşık 10 bin ton. 2001’de 12 bin tonu aşan ihracat geçen yıl ise 16 bin 865 tona ulaştı.  
 
Oluklu mukavvacıların hizmet verdiği sektörlerin başında sanayi ürünleri geliyor. 2002 yılı üretiminin 377 bin 710 tonu bu alanda kullanıldı. Gıda ve tarım ürünlerine verilen ürün miktarı ise 279 bin 505 ton.  
 
2002 yılı verileriyle, Türkiye, Avrupa oluklu mukavva tüketiminde 6’ncı sırada yer alıyor. Sıralamadaki bir önceki ülke ise 2 milyonu aşan tüketimiyle İspanya. Tüketimin en fazla olduğu ülke ise 3 milyon 347 bin tonla Almanya.    
 
Geçen yıl ve bu yılki olumlu gelişmeleri yorumlayan Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMUD) Genel Sekreteri Hakkı Yücesoy, bunun arkasında yatan etkeni, Türkiye’nin genel ihracatındaki artış olarak gösteriyor. Yücesoy’un bu yıl sonuna ilişkin beklentileri ise şöyle:  
 
“Oluklu mukavva sektörü genel ekonominin üzerinde bir büyüme kaydediyor. Bu nedenle yıl sonunda yüde 10’luk bir büyüme bekliyoruz. Sektördeki 2003 yılı üretim/satış rakamlarının 800 bin tonu geçebileceğini tahmin ediyoruz.”  
 
ALÜMİNYUM  
 
ÜRETİMDE ARTIŞ BEKLENİYOR
 
 
Türkiye’de alüminyum üretimi 300 bin ton civarında. Geçtiğimiz dönemlerde kriz nedeniyle tüketimde yüzde 20-25’lik daralma yaşayan sektör, ihracata ağırlık veriyor. 2000 yılında 286 milyon dolar düzeyinde olan ihracatta, geçen yıl 339 milyon dolarlık düzeye ulaşldı. 2000 yılında 117 bin 913 ton üretim yapan sektörün geçen yılki üretim rakamı 125 bin 496 ton. Bu yılın ilk altı ayında ise 76 bin 869 tonluk üretime ulaşıldı.  
 
Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) Genel Sekreteri Ayşe Gül Esmer, yılın ilk yarısında ekstrüzyon ve yassı ürünlere bağlı olarak ihracatta dolar bazında yaklaşık yüzde 45’lik artış olduğunu söylüyor. Beklenen ise yıl sonuna kadar büyümenin artması. Esmer, sektörde ekstrüzyon, iletken, yassı ürün (levha, folyo ve ambalaj ürünleri) pazarında hızlı bir gelişme olduğunu belirtiyor.  
 
Çuhadaroğlu Metal Pazarlama Müdürü Ozan Erdem ise iç pazarda yılın ilk yarısını durgun geçirdiklerini söylüyor. Ancak, ihracattaki artışın sürdüğüne dikkta çekiyor. Erdem, Londra Metal Borsası’nın (LME) ve dövizdeki avantajın alüminyum fiyatları üzerindeki avantaja dönüştüğünü kaydediyor. Erdem’e göre, pazarda önümüzdeki günler, fiyatlardaki oturmuşluğun, Avrupa düzeyinde kaliteli üretim ve pazarlamanın etkisiyle hareketli geçecek.  
 
TALSAD Genel Sekreteri Esmer’in beklentileri ise şöyle: “Türkiye’de halen kişi başına yıllık 3.5 kilogram civarında olan alüminyum tüketiminin, Avrupa ortalaması olan 22 kilogram seviyesine ulaşabilmesi için önümüzdeki yıllarda sektörün canlılığını devam ettireceği, yeni teknoloji ve yatırımların 2004 yılı ve sonrasında da yapılabileceğini öngörüyoruz. Bu yılki beklentimiz ise üretimin yüzde 30-35 oranında büyümesi. Önümüzdeki yılla birlikte sektöre yoğun yabancı sermayenin ilgi göstermesi de tahminlerimiz arasında.”  
 
SALÇA  
 
UYGUN HAVA ŞARTLARI VERİMİ ARTIRDI
 
 
Türkiye, salça üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Üretilen yıllık ortalama 6 milyon ton domatesin yaklaşık yüzde 25’i işleniyor. İşlenen domatesin yüzde 92’si domates salçası üretiminde, kalan bölümü ise konserve domates, ketçap, domates suyu ile diğer domates ürünlerinin üretiminde kullanılıyor. Salça üretim miktarları, yıllara göre 200-350 bin ton değerleri arasında gerçekleşiyor. Kurulu kapasite ise 400 bin tonun üzerinde. Türk salçası, yüksek kalite ve uygun fiyat politikası ile dünyada talep edilen ürünlerden biri. Mevcut üretimin yaklaşık yüzde 60’ı ihraç ediliyor.  
 
Salçanın üretimi, tarımsal hammaddesi gereği, sezonluk. Salçalık domatesin temmuz ayından itibaren hasatıyla aynı dönemlerde üretim başlıyor. Tukaş Genel Müdürü Ahmet Uysal, bu yıl uygun hava koşulları nedeniyle, üretim sezonuna erken başlandığını ve kalitesi yüksek domates hasadı yapıldığını söylüyor. Bu nedenle, salça üretiminin verimliliğinde hammadde kalitesinden kaynaklanan artış gerçekleşti.  
 
ACNielsen’in verileri ise yılın ilk yarısı için iç satışlarda yüzde 4’lük daralma gösteriyor. Salça İhracatçıları ve İmalatçıları Derneği Başkanı Enver Demirci, iç pazardaki durgunluğun devam ettiğini belirtiyor. Ona göre dış piyasalardaki bazı ülkelerde hava şartları nedeniyle üretimin azalması ihracatçının yararına olabilir. Ancak, TL’deki değer kaybı ihracatı zorlayabilir.  
 
Ahmet Uysal’ın önümüzde dönem için tahminleri ise şöyle: “Biz üretim ve satışımızın bu yıl yüzde 30 artmasını bekliyoruz. Toplam sektör üretiminde de artış olacağını düşünüyoruz. Türk salça sektörünün üretim kapasitesi bazında dünyada ön sıralarda yer alması ve her geçen gün ihracat hacmini genişletmesi, yükseliş trendinin süreceğini ifade ediyor. Ancak, tüm sektörlerde olduğu gibi salça sektöründe yurtdışı pazarlarda ihracatçı firmaların desteklenmesi yararlı olacaktır.”  
 
OTOBÜS  
 
İÇ SATIŞTA ARTIŞ TRENDİ
 
 
Türkiye’de otobüs pazarı belediye ve seyahat otobüsü olarak iki ayrı segmentte inceleniyor. Her iki segmentte de ekonominin genel gidişatına bağlı olarak ciddi dalgalanmalar gözleniyor. Seyahat otobüsü pazarı 2000 yılındaki bin 540 araçlık zirvesinden sonra 2001’deki krizle birlikte yüzde 86’lık daralarak 300 adet olarak gerçekleşti. Pazar, 2002 yılında ekonomideki büyümeye rağmen 2001 yılındaki seviyesinde kalarak 314 adetlik satış yapıldı.  
 
MAN Türkiye İç Satış Grup Müdürü Tuncay Bekiroğlu’nun 2002 ve 2003’e ilişkin değerlendirmeleri ise şöyle: “Pazarda 2002 yılı sonlarında başlayan hareketlenme Irak Savaşı nedeniyle kısa sürdü. Savaşın erken sonuçlanmasıyla tekrar hareketlenen pazar, döviz fiyatlarındaki stabilizasyon, hatta geriye gidiş ile kısa sürede 2001 ve 2002 seviyelerini aşarak temmuz sonu itibarı ile 389 adede ulaştı.  
 
Belediye otobüsü satışlarını ise büyük ölçüde kamu ihaleleri ve buna bağlı olarak büyükşehir belediye ihaleleri belirliyor. Bekiroğlu, bu pazarla ilgili olarak da şunları söylüyor: “Pazar, seyahat otobüsü pazarındakine benzer bir gelişme göstererek 2000 yılında bin 108 adet ile zirve yaptı. 2001 ve 2002 yıllarında yüzde 85 civarında daralarak sırasıyla 215 ve 188 adetlerde gerçekleşti. 2003 yılı ilk ayında 146 adet araç satıldı. 2003 yılı pazarı boyutlarını büyük ölçüde halen devam etmekte olan kamu ihaleleri belirleyecek.”  
 
Bekiroğlu, satışlardaki artış trendin yıl sonuna kadar sürmesini beklediklerini söylüyor. Seyahat otobüsünde yıl sonu satış tahmini ise 700 araç. Ekonomideki stabilizasyonun 2004 yılında da devamı halinde gelecek yıl 1.000- 1.200 araçlık bir pazar oluşacağı tahmin ediliyor.  
Belediye otobüsü için ise yıl sonunda 350 adetlik satışa ulaşılacağı düşünülüyor.  
 
İPLİK  
 
TL’NİN DEĞERLENMESİ SEKTÖRÜ ZORLUYOR
 
 
Pamuklu iplik üretimi son 8 yıldır iki kat büyüdü. Bu büyümenin en önemli sebebi ise tekstil ve konfeksiyon sektörünün ihracatta kaydettiği gelişme. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) verilerine göre, 1995 yılında 630 bin ton olan üretim miktarı, geçen yıl 1 milyon 215 bin tona çıktı. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Birliği’nin (İTKİB) verilerine göre, geçen yıl 83 bin ton pamuk ipliği ihracatı gerçekleştirildi. İhracat, bu yılın ilk 7 ayında önceki yıla göre yüzde 23 artışla 58 bin ton oldu.  
 
İTKİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öksüz’ün bu yıl için değerlendirmeleri şöyle: “Pamuklu iplikte ilk 6 ay, şu andan daha iyiydi. İlk yarının sonlarında TL’nin aşırı değerlenmeye başlamasıyla dünya piyasalarında rekabet gücümüz azalmaya başladı. İplik fiyatları yılbaşından bu yana yüzde 20 arttı.”  
 
Sentetik iplik ve elyafta da 2002 yılında başlayan üretim ve talep artışı sürüyor. Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği (SUSEB) Başkanı Eray Sanver, geçen yıl artış oranının bazı ürün gruplarında yüzde 10’u aştığını söylüyor. Geçen yıl 258 bin tonu aşan ihracatın bu yılın ilk altı ayında 74 bin tonun üzerinde gerçekleştiğini kaydediyor. Sanver, bu yıl da eylülle birlikte üretim ve ihracatta artışın sürdüğünü belirtiyor. Ancak, ihracatta kur baskısı hissediliyor.  
 
Sentetik ve iplik elyaf üretiminde yıl sonunda beklenen üretim rakamı 985 bin ton. TSKB uzmanlarından Azmi Özer’in tahminlerine göre, bu yıl pamuk ipliğinde ise üretim 1 milyon 235 bin tona, doğrudan ihracat ise küçük bir artışla 105 bin tona yükselecek. Ancak İTKİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öksüz’e göre tekstil ve konfeksiyondaki yükselen ihracat trendi düşecek. Bunun nedeni de artan maliyetler.  
 
BULAŞIK MAKİNESİ  
 
KRİZİN ETKİLERİ YAVAŞ AZALIYOR
 
 
Beyaz eşya pazarından düzelme sinyalleri gelmeye başladı. Ancak, bu gelişme henüz bulaşık makinesine yansımadı. Beyaz eşyanın diğer ürünlerinde görülen büyüme oranları bulaşık makinesinde hissedilmiyor. İlk yarıya ilişkin rakamlar olumlu. Üretim geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63 artışla 218 bin adede yükseldi. İç satışlardaki büyüme yüzde 16’da kalarak satışlar 136 bin adedi aştı. En büyüme yüzde 102 artış oranıyla ihracatta gerçekleşti. İhracat yaklaşık 55 bin adetten 111 bin adede yükseldi.  
 
Vestel Dayanıklı Tüketim Malları Bulaşık Makinesi Ürün Sorumlusu Saruhan Sarıoğlu, 7 aylık rakamları değerlendirirken bulaşık makinesinde pazarda bu yılın ilk 7 ayında 152 bin adetlik iç satış gerçekleştirildiğini söylüyor. İhracatın 132 bin, üretimin ise 248 bin adet olarak kaydedildiğini, bulaşık makinesinin beyaz eşya satışları içindeki payının ise yüzde 6 olduğunu belirtiyor.  
 
Sarıoğlu, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor: “2003' ün ilk 7 ayını geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda iç talepte yüzde 6'lık bir büyüme, ihracatta yüzde 94'lük büyüme oldu.  
 
Üretim ise yüzde 63 oranında arttı. Aynı dönemde diğer beyaz eşya ürünlerindeki düzelme bulaşık makinesi ürün grubuna yansımamış olarak görünüyor. Diğer ürünlerde yüzde 20'lik talep artışı yaşanırken bulaşık makinesindeki talep artışı yüzde 6’da kaldı. Bulaşık makinesinin Türkiye’de penetrasyonun düşük olması sektörün bu ürün grubunda krizin etkilerini üzerinden atmasını geciktiriyor.”  
 
Önümüzdeki dönem için beklentiler de olumlu. Sarıoğlu, “Pazarın 2003 sonu itibariyle 310 bin adet olmasını bekliyoruz. Bulaşık makinesinin beyaz eşya satışları içindeki payını yıl sonuna kadar da koruyacağını düşünebiliriz. 2004’te ise daha olumlu bir yıl geçireceğimizi tahmin ediyoruz. Sektör krizi gerilerde bırakmış olacak ve 2004 senesi ertelenen taleplerin gerçekleştirildiği bir yıl olacak.”  
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz