Projeksiyon

FRANCHISING    YENİ ZİNCİRLER DOĞABİLİR    Ekonomik kriz franchise işletmelerini de, satışlarını da olumsuz etkiledi. Ancak, Franchise&More Danışmanlık Genel Müdürü Osman Bilge,...

1.08.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
FRANCHISING  
 
YENİ ZİNCİRLER DOĞABİLİR
 
 
Ekonomik kriz franchise işletmelerini de, satışlarını da olumsuz etkiledi. Ancak, Franchise&More Danışmanlık Genel Müdürü Osman Bilge, bağımsız işletmelerin yaprak dökümüne uğradığı ortamda, franchise zincirlerinin "durumu kurtardığını" söylüyor. Bilge, son durumu şöyle özetliyor:  
 
“2001, durgunluk ve kapanmalar yılıydı. Fakat Türkiye pazarına inanan girişimciler, Starbucks, Mrs Selfridge, Century 21, Speedy, Zara, Terminix, Jani King, Laura Ashley, Wall Street Institute gibi markaları çoğunlukla masterfranchise yoluyla getirirken, bir kısım master franchise hakları da el değiştirdi. Mado, Damat&Tween, Koton, Loft/Colins, Adil Işık gibi yerli zincirlerimizin yurt dışına açılmaları da kriz döneminin artılarından. Manisa'dan Taç Linens İzmir'den Pizza Pizza, Bolulu Hasan Usta, Özsüt, Afyon'dan İkbal, İpek, Cumhuriyet, Tekirdağ'dan Köfteci Ali, İnegöl'den Zeynel, Bursa'dan Kebapçı İskender gibi markaların yayılmaya başlaması, Anadolu'nun krizden düşük yatırımlı işleri için fırsat yaratabileceğini ortaya koydu.”  
 
Franchise pazarında bu yılki gelişmeler de olumlu gözüküyor. Alışveriş merkezlerinin gelişimi, franchise işletmeler açılmasını da beraberinde sürüklüyor. İsmi franchise ile özdeşleşen McDonald's zincirinin, kapanan işletmelerinden bir kısmını tekrar açtığı da dikkat çekiyor.  
 
Osman Bilge’nin işaret ettiği bir diğer gelişme de özellikle giyim ve mobilya zincirlerinin adım adım bayilikten franchise sistemine geçiyor olmaları.  
 
Bilge, önümüzdeki dönem için beklenti ve tahminlerinden ise şöyle bahsediyor: “Bize gelen danışmanlık ve Ulusal Franchise Derneği’ne (UFRAD) yönelik üyelik taleplerinden, franchise sisteminin gelişmesinin hemen her sektörde hızla süreceği anlaşılıyor. Tahminimiz, bu yıl 15-20 kadar yeni franchise zincirinin doğuşunu göreceğimiz şeklinde. Yeni alanlarda, örneğin simitçi, araç bakımı, spor salonu, çocuk bakımı gibi yerli zincirler franchise hazırlığında.”  
 
SİGORTA  
 
ŞİRKET SAYISINDA EROZYON
 
 
Geçen yıl toplam prim üretiminin artmasına karşın, sigorta ve reasürans şirketlerinin sayısında azalma yaşandı. Bunda, ekonomik kriz ve tasfiyeler etkili oldu. Sigorta şirketleri 63’ten 58’e, reasürans şirketlerinin sayısı da 4’ten 3’e geriledi. Yetkili acentelerin sayısı da yüzde 4.8 düzeyinde azaldı. 2002 sonunda sektörde çalışanların sayısı ise yüzde 3.9 oranında arttı.  
 
Geçen yılın sonunda 58 sigorta şirketinin toplam prim üretimi de TL bazında yüzde 48 artış gösterdi. Prim üretimi artışı dolar bazında da yüzde 30 oldu. En yüksek artış yüzde 78 oranıyla tarım branşında gözlendi. Bunu yaklaşık yüzde 60’lık prim artışıyla mühendislik branşı izledi.  
 
2003 yılı da iflas, tasfiye ve ruhsat iptalleriyle başladı. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Bilge Kongar, bu gelişmelerin sigortalıları zarara uğrattığına dikkat çekiyor. Kongar’a göre, şirketlerinin mali durumunun yakından denetlenmemesi, sektörün en önemli sorunlarından biri. Bu yıl iflas eden ya da faaliyeti durdurulan şirketlerin sigortalılarına ödeme yapılması çalışmalarıyla geçecek gibi görünüyor. Kongar, mağduriyetlerin giderilmesi ve sektör aleyhine oluşan havanın dağıtılması için olağanüstü bir tempoda çalıştıklarını söylüyor.  
 
Kongar’ın yıl sonu beklentileri ise şöyle: “Bir yandan ekonomik belirsizlikler, bir yandan ödemelerini durduran şirketlerin yarattığı olumsuz atmosfer içinde 2003 yılının ilk 3 ayında sektör, prim üretiminde yüzde 40 artış sağladı. Bu gelişme sürdürülebildiği takdirde bu yılki prim üretimi geçen yıla göre yüzde 8 azalacak. Gelişme trendinin yükseltilmesi, ekonomideki belirsizliklerin giderilmesine ve şirketlerin mali durumlarının yakından izlenerek batan şirketlere yenilerinin ilave edilmemesine bağlı.”  
 
BUZDOLABI  
 
PAZARDA CANLANMA
 
 
Buzdolabı pazarında ilk 5 aylık veriler canlanmaya işaret ediyor. 2001 yılının ilk 5 ayında 854 bin adet üretim yapılan sektörde geçen yıl rakam 1 milyon 294 bine yükselmişti. Bu yılki üretim adedi ise 1 milyon 463 bin adet olarak gerçekleşti. Böylece üretim artışı yüzde 13 oldu.  
 
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’nin (TürkBESD) verilerine göre, aynı dönemde ihracat ve iç satışlarda da artış oldu.  2001’in Ocak-Mayıs döneminde 345 bin adet buzdolabı satılırken, 2002’de satışlar 404 bin adede yükseldi. Bu yıl da iç satışlar yüzde 17’lik artışla 462 bin adede yükseldi.  
 
İhracatın da arttığı ilk 5 ayda dış satış adetleri 1 milyona yaklaştı. 2001’in Ocak-Mayıs ayları arasında 515 bin adet olan ihracat miktarı geçen yıl 819 bin adede yükseldi. Geçen yıl ihracatta gerçekleşen, bu yüzde 60’lık artışın ardından bu yıl da büyüme trendi sürdü. İhracat yüzde 18 oranında artışla 969 bin adede çıktı.  
 
Sektör yetkilileri, önümüzdeki 6 ay da büyümenin süreceğini düşünüyor. Bu beklentide, yaz aylarında beyaz eşya satışlarının özellikle de mevsim nedeniyle buzdolabı satışlarının artacak olması etkili.  
 
Vestel Beyaz Eşya Pazarlama Müdürü Buket Besen, önümüzdeki 6 ayda pazarın yüzde 15-18 arasında büyüyeceği tahminini yapıyor. Besen, öngörüleriyle ilgili değerlendirmeleri şöyle  sürdürüyor: “Yüzde 15-18 büyüme oranını beyaz eşya sektöründeki genel büyüme trendine dayanarak hesaplıyoruz . Buzdolabı pazarında, beyaz eşya sektörü geneline paralel bir büyüme bekliyor ve gözlüyoruz. Vestel'in yıl başında yaptığı büyüme tahmini de yüzde 15 idi. Bizim buzdolabı alanındaki büyüme oranımız da, hedeflerimize uygun olarak yüzde 60 düzeyinde gerçekleşiyor.”  
 
CEP TELEFONU  
 
HAREKETLENME İKİNCİ ÇEYREKTE BAŞLADI
 
 
Cep telefonu pazarında ekonomik kriz öncesindeki yüksek satış rakamları yakalanamıyor. Geçen yıl toplamında bir önceki yıla göre küçük bir artış olsa da bu yıl olumlu gelişmelerle başlamadı. Bunda tabii ki Irak Savaşı’nın yarattığı belirsizlik etkili oldu. Bu yıl ilk 5 ayda yaklaşık 1 milyon 858 bin adetlik cep telefonu satılırken, bu rakamla yüzde 27’lik artış sağlandı. Satış adetlerinden Nokia’nın aldığı pay ise yüzde 57 oldu. Sony Ericsson ise satışlardan yüzde 14 pay alarak ikinci sırada yer aldı.  
 
Yine ilk 5 ayda satış değeri yüzde 9 artarak 283 milyon Euro’yu buldu. GFK Türkiye’nin verilerine göre, ilk 5 ayda en çok satılan cep telefonu modeli ise Nokia 3310. Sony Ericsson T100 ise bu modelin arkasından geliyor.  
 
Nokia Mobiles Phones Türkiye Pazarlama Müdürü Ülkem Kırımlı, yılın ilk 6 ayının Irak Savaşı’nın yarattığı belirsizlikle geçtiğini söylüyor. Hareketlenmenin ikinci çeyrekte başladığını kaydeden Kırımlı, “İkinci çeyrekteki büyüme, beklentimizin biraz üzerinde oldu. Bunda en önemli faktör Türk Lirası’nın bir süredir güçlü bir konumda olması” diyor.  
 
Bu yılın ilk yarısını geçen yılla karşılaştıran Kırımlı, şu değerlendirmeleri yapıyor: “Bizim tespitlerimize göre geçen yılın ilk 6 ayı biraz daha büyük bir pazar oluşmuş, ancak ikinci çeyreklere bakıldığında 2002 ve 2003 için hemen hemen aynı oranda bir gelişim gözlemliyoruz.”  
 
Sony Ericsson Pazarlama Müdürü Oben Tezel’in değerlendirmeleri ise şöyle: "Toplam pazarda telefon satışları yılbaşında aylık 300 bin olarak gerçekleşti. Haziran ayında bu rakam 450 bine çıktı. Büyük bir ekonomik kriz olmadığı takdirde bu yükseliş trendi devam edecek gibi görünüyor. Yıl sonunda ayda 500 bin telefonun satılacağı bir pazar olabilecek."  
 
MARGARİN  
 
GEÇEN YIL MARGARİN TÜKETİMİ ARTTI
 
 
Toplam margarin pazarı 2002 yılında büyüdü. 2001 yılında 394 bin ton olan iç tüketim geçen yıl 419 bin tona çıktı. İhracat ise 69 bin tondan 60 bin tona geriledi. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği verilerine göre, endüstriyel margarin tüketimi 164 bin tondan 184 bin tona çıkarken, yemeklik margarin tüketimi 71 bin tondan 65 bin tona düştü. Kahvaltılık margarin tüketimi ise 160 bin tondan 171 bin tona çıktı.  
 
AC Nielsen’in verilerine göre ise sofra margarinleri pazarında 2001 yılında başlayan küçülme bu yıl da sürüyor. 250-500 gramlık kağıtlı ya da kase ambalajlarda pazara sunulan ürün grubu olarak tanımlanan sofra margarinleri pazarı 2001 yılında ton bazında yüzde 16.5 oranında daraldı. 2002 yılında yüzde 12’lik oranla süren küçülme bu yıla da yansıdı. Yılın ilk 5 ayında pazar yüzde 6 küçüldü.  
 
Türk Henkel Grup Ürün Müdürü Elif Güvenen, düşüş trendine karşın margarin pazarını çok yüksek tonajlarla, yoğun bir rekabete sahne olan bir pazar olarak niteliyor. Margarin pazarının maliyetler açısından da dalgalanmalar gösterdiğine işaret eden Güvenen, mevsimsel olarak ham yağ satın alma fiyatlarının ciddi değişiklikler arz ettiğini dile getiriyor.  
 
Güvenen, “Hammaddeye yapılan dolar bazında zamlar dolayısıyla geçen seneye göre maliyetler çok arttı, ancak genel ekonomik çöküntünün ve rekabetin getirdiği şartlardan ötürü piyasa fiyatları, maliyet artışına oranla oldukça ucuz kaldı” diyor.  
 
Güvenen’in önümüzdeki döneme ilişkin öngörüleri ise şöyle: “Geçmiş yıllara bakıldığında düşüş trendinin 2003 yılında da devam edeceğini ve margarinden likit yağlara kayışın devam edeceğini söyleyebiliriz. Toplam sofra margarinin tonajının düşmesine rağmen kase margarinlerin tonajının geçen seneye göre büyümesini bekliyoruz.”  
 
HAZIR BETON  
 
KAPASİTENİN ÇEYREĞİ KULLANILIYOR
 
 
Hazır beton sektörü geçen yılı yüzde 60’lık üretim artışıyla kapattı. Tesis başına düşen ortalama 67 bin metreküplük üretim, 2001 yılındaki tesis başına düşen ortalama üretimle karşılaştırıldığında belirgin bir miktar artış olduğu gözlense de, sektör şu an kapasitesinin ancak dörtte birini üretiyor.  
 
Bu yılın ilk dört ayında ise 4 milyon 327 bin metreküplük üretim gerçekleşti. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Genel Sekreteri Ferruh Karakule, mevcut durumla ilgili şu yorumları yapıyor:  
 
“Bu rakamlar 2002 yılı rakamları ile karşılaştırıldığında gerek talepteki durgunluk gerek ilk altı ayın kışı kapsamasından dolayı üretim rakamlarında bir değişiklik görülmüyor. Sektör doğrudan inşaat sektörüne bağlı. Son senelerde Türk ekonomisindeki durgunluk yeni yatırımların yapılmasını engelledi. Lokomotif sektör olarak görülen inşaat sektörü ve dolayısı ile hazır beton sektörü de bu durgunluktan etkilendi.”  
 
Sektörü etkileyen diğer faktörlerin başında da faturasız satışlar ve kalitesiz üretim geliyor. Faturasız satışlarla yüzde 18 KDV maliyetinden kurtulmak isteyen tüketiciler nedeniyle faturalı satış yapan firmalar zorlanıyor. Faturasız satışlar yanında maliyet düşürmek için seçilen kalitesiz üretim yöntemleri de sektörde rekabeti etkileyen önemli bir etmen. Karakule, gerekenden daha az çimento kullanmak gibi yöntemlerle üretimde daha az maliyetli fakat kalitesiz hazır beton üretimi gerçekleştiğinden bahsediyor.  
 
Sektörde önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler de inşaat sektörüyle paralel. Sektörün büyümesi için, yatırımların artması ön koşul.  
 
THBB Genel Sekreteri Karakule, beklentilerinden şöyle söz ediyor: “2004 senesine kadar hazır beton sektöründe önemli bir gelişme, bir başka deyişle talep artışı beklenmiyor. Sektörün hareketlenmesi için ilk şart yatırımların çoğaltılması ve hızlandırılması. Bir diğer koşut ise rekabetin bütün sektörde adil şartlar altında olmasını temin etmek.”  
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz