Projeksiyon

HAZIR BETON    Umutlar 2003’e kaldı    İnşaat sektörü, deprem ve ekonomik kriz nedeniyle girdiği durgunluk döneminden henüz çıkamadı. Hazır beton üretimine ilişkin 9 aylık rakam...

1.01.2003 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
HAZIR BETON  
 
Umutlar 2003’e kaldı
 
 
İnşaat sektörü, deprem ve ekonomik kriz nedeniyle girdiği durgunluk döneminden henüz çıkamadı. Hazır beton üretimine ilişkin 9 aylık rakamlar da canlanmanın başlamadığını gösteriyor. Toplam üretimin yüzde 70’ini temsil eden Türkiye Hazır Beton Birliği’nin (THBB) verilerine göre, 2002’nin 9 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre üretim yüzde 1 oranında arttı. 2001 yılında 12.9 milyon metreküp olan üretim, 2002’de ancak 13 milyon metreküpe ulaşabildi. 2001 yılında birlik üyelerinin üretimi 16.5, Türkiye toplamı ise 22.5 milyon metreküpü bulmuştu.  
 
THBB Yönetim Kurulu Başkanı Mürsel Öztürk, 2002 sonu rakamlarının, bir önceki yılı çok az geçebileceği tahmininde bulunuyor.  
 
Mürsel Öztürk, 2003 için ise iyimser. Seçimden görece istikrarlı bir siyasal manzaranın çıkmış olması ve yeni hükümetin inşaat sektörüne, özellikle konut yapımına ilişkin destekler bir yaklaşım sergilemesi, iyimserliği destekliyor. Ancak, Öztürk, Irak savaşının bu beklentileri gölgelediğini söylüyor  ve “Böylece 2003’te bir sıçrama beklemek mümkün şu anda mümkün görünmüyor. Sektörde 2003 yılında da bir sıçrama beklemek hata olur. Ancak, siyasal yönetim ve ekonomideki istikrara paralel olarak, Irak sorunu da az hasarla atlatılabilirse, daha olumlu bakılabilir” açıklamasını yapıyor.  
 
FAKTORİNG  
 
Krediler azalınca, faktoring talebi arttı
 
 
Factoring sektörünün işlem hacmi 2002’nin 9 aylık dönemde yüzde 14 artış gösterdi. Bu artış, büyük ölçüde bankacılık sektöründe yaşanan sıkıntılar nedeniyle daralan işlem hacminin factoringe kaymasından kaynaklandı. Ancak, factoring firmaları talebin ciroya yansımasının sınırlı olduğuna dikkat çekiyorlar. Faktoring Derneği Genel Sekreteri Erdinç Özselçuk, mali piyasada kredi riskinin halen yüksek olması nedeniyle, factoring sektörünün seçici davrandığını söylüyor. Özçelik, 2Bu nedenle gerçekleşen işlem hacmi, taleple aynı düzeyde olmadı” diyor.  
 
İşlem hacmindeki artışa karşılık sektördeki şirket sayısında ise azalma oldu. Özselçuk, “Yeni yönetmelikle asgari sermayenin yükseltilmesi ve yıl sonu mali tabloları için denetim şartının getirilmesi nedenleriyle factoring şirketleri sayısında yüzde 15 dolayında bir azalma olduğu sanılıyor” diye konuşuyor.  
 
Özselçuk, önümüzdeki dönemden ise umutlu. Türk ekonomisinin 2002 yılını yüzde 7 dolayında bir büyümeyle kapatacağı beklentisinden hareket eden Özselçuk tahminlerini şöyle sıralıyor:  
 
“Bu büyümenin gelecek yılda da devam edeceği varsayımı yanında, yeni hükümetin özellikle faiz dışı bütçe fazlası ve para politikasında bir süre daha IMF niyet mektubu koşullarına uymasını bekliyoruz. Bu, yaşanan güven bunalımını da ortadan kaldıracağından, gelecek 6 ay için beklentiler olumlu yönde. Bu koşullar altında factoring sektörü cirosunun 2003 yılında, hiç olmazsa 2000 yılı cirosu olan 6 milyar dolar dolaylarına yükselmesi beklenir.”  
 
ŞEKER  
 
Şeker talebi nüfusun üzerinde büyüdü
 
 
Türkiye genelinde 30 şeker fabrikası bulunuyor. Bunlardan 3’ü özel sektöre ait ve Pankobirlik çatısı altında toplanmış durumda. 27 fabrika ise Türkiye Şeker Fabrikaları bünyesinde. Şeker talebinin büyük kısmı Şeker Fabrikaları tarafından karşılanıyor.  
 
Bu yılın 10 aylık döneminde dolar bazında yüzde 48.5 gelir artışı sağlayan Şeker Fabrikaları’nın verileri, talebin nüfustan daha hızlı büyüdüğünü gösteriyor. Bu verilere göre, satış miktarında da yüzde 6.1’lik artış gerçekleşti. 2001 yılının 10 ayında 990 bin 900 ton olan iç satış miktarı, 2002’de 1 milyon 51 tona yükseldi. 2001/2002 döneminde 370 bin ton olan Pankobirlik satışlarının ise 2002/2003 döneminde 450 bin ton olacağı tahmin ediliyor.  
 
Üretimde de bu kampanya döneminde artış bekleniyor. Eylül ayında başlayan ve bir sonraki yılın bir-iki ayını kapsayan kampanya dönemi bu yıl henüz netleşmedi. 2001/2002, yani bir önceki dönemde 1 milyon 652 bin 364 ton olan üretimin, yeni dönemde 2 milyon 190 bin tona ulaşması bekleniyor.  
 
Stokların eritilmesi amacıyla 2001’de rekor bir rakamla 894 bin 458 olarak gerçekleşen ihracatın, 2002 sonunda 200 bin tona düşeceği sanılıyor. Bunun sebebi ise stokların ideal düzeylere çekilmiş olması. Yılın 10 ayında ulaşılan ihracat rakamı 54 bin 100 ton, 2001’in aynı döneminde ise bu rakam 757 bin 200 düzeyindeydi.  
 
Önümüzdeki yıla ilişkin pazar beklentileri ise olumlu. 2002 yılında ilk kez uygulamaya konan 4634 sayılı Şeker Kanunu’nun tamamen özümsenmesinin ardından sektörün verimliliğini artıracağı düşünülüyor. Diğer yandan kanunun nişasta bazlı tatlandırıcılara kota getirmesi sonucunda, talebin şekere kayacağı tahmin ediliyor.  
 
HAFİF TİCARİ ARAÇ  
 
Otomobili satan hafif ticari aldı
 
 
Hafif ticari araç pazarı 2002’nin 10 ayında büyüme gösterdi. Satışlar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 oranında arttı. Böylece, 2001’de 43 bin 927 adet olan satış miktarı, 2002’de 49 bin 661’e çıktı. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, yerli hafif ticari araç satışları yüzde 11, ithal araç satışları ise yüzde 17 oranında arttı. Yerli hafif ticari araç satışları 31 bin 714 adet olurken ithalde sayı 17 bin 897 adedi buldu.  
 
İhracattaki artış ilk 10 ayda da devam etti. 2001’de 40 bin adet seviyesinde olan satışlar, yüzde 5’ye yakın artışla, 2002’de 59 bin 539’a çıktı. Böylece 2001 yılı toplam satışı olan 50 bin 342 adet düzeyi aşılmış oldu. Üretimde de artış kaydedildi. 10 aylık dönem verilerine göre üretim 68 bin 928 adetten 91 bin 296 adede yükseldi. Hafif ticari araçlarda rekor yılı 2000 olmuştu. Yılın 10 aylık döneminde araç satışları 128 bin 724 adedi bulmuştu.  
 
Tofaş Satış Direktörü Hasan Egeli, hafif ticari araç pazarında büyümenin iki nedeni olduğuna dikkat çekiyor. Egeli, “Hafif araçlar, otomobilin aksine, ekmek teknesidir. Keyif için alınmaz. Arıza ve eskime nedeniyle de çok değiştirme olur” diye konuşuyor. Egeli’ye göre ikinci etken ise “tek araç” trendi... Eskiden hem ticari hem de binek araç alanlar, kriz nedeniyle tek araca yöneldiler. Bu da ticari araca yönelik talebi artırdı.  
 
Hasan Egeli’nin beklentisi, 2002 yılının 60 bin adetlik hafif ticari araç satışıyla kapanacağı yönünde. Egeli, “2003 yılında da pazarın yüzde 10’dan fazla büyüyeceğini tahmin ediyorum. Olumlu gelişmeler iş dünyasıyla birlikte ticari araç pazarını da canlandıracaktır” diyor.  
    
CEP TELEFONU  
 
Pazar canlanmaya başladı
 
 
Cep telefonu satışları 10 aylık dönemde 2001’e göre arttı. Gfk Turkey’nin yaptığı araştırmaya göre, satışlar 2 milyon 740 bin adede yükseldi. Böylece 2001 yılındaki 2 milyon 464 bin 736 adetlik rakam aşılmış oldu. 2001’in 10 ayında ise satış rakamı 2 milyon 155 bin 492 adette kalmıştı. Satış değerlerinde de 2001 yılının üstüne çıkıldı. 493 milyon 414 euro gelir elde edildi. 2001 toplamında ise bu rakam 393 milyon 702 bin euro düzeyinde kaldı.  
 
Sony Ericsson Pazarlama Müdürü Oben Tezel, 2002 yılı için saptadıkları hedeflere ulaştıklarını, hatta bunun yüzde 25 oranında üzerine çıktıklarını belirtiyor. Önümüzdeki dönem için olumlu beklentileri olan Tezel, öncelikle Türkiye’deki ekonomik şartların iyiye gitmesini ve tüketicilerin eski tüketim gücü ve alışkanlıklarına dönmesini beklediklerini vurguluyor.  
 
Tezel’e göre cep telefonu pazarının hareketlenmesi için bu çok önemli. Tezel, gelecek yıl için şunları söylüyor: “2002 yılının sonbaharından itibaren pazarda yaşanmaya başlanan hareketlilik 2003 yılının da olumlu geçebileceği sinyallerini veriyor. 2002 yılında satış hedeflerimizin yüzde 25’ini aştık. Bunun 2003 yılında da artarak devam etmesini bekliyoruz.”  
 
BİTKİSEL YAĞ  
 
Hasatla birlikte üretim de arttı
 
 
Bu yıl bitkisel yağcıların yüzü güldü. 2001’de 550 bin ton olan ayçiçeği hasadı 2002’de 750 bin tona çıkınca yağ üretimi de arttı. Ayçiçeği tohumunun yüzde 40’ı yağa dönüşüyor. Edirne Yağ Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar, dış fiyatların yüksek olmasının da sektöre olumlu etki yaptığını belirtiyor. Bu nedenle iyi bir yıl geçirdiklerini vurguluyor.  
 
Yayalar’ın beklentisi önümüzdeki yıl da bu trendin devam edeceği yönünde. Yayalar’ın verdiği bilgiye göre, ayçiçeği tohumu üretimi 2000 yılında 650 bin, 2001’de 550 bin, 2002’de ise 750 bin ton olarak gerçekleşti.  
 
Trakya Birlik’in verileri de en fazla üretim artışının ayçiçeği yağında olduğunu gösteriyor. 2001’de 387 bin ton olan ayçiçeği yağı üretimi, 2002’de 516 bin tonu buldu. Diğer bitkisel yağ türlerinde ise bu artış görülmedi. Hatta bazılarının üretimi azaldı. Ayçiçeğinden sonra en büyük üretim artışı kolza yağında gerçekleşti. Kolza yağı üretimi 4 bin tondan 10 bin tona yükseldi. Toplam bitkisel yağ üretimi ise 859 bin tondan 934 bin tona çıktı.  
 
TRİKO  
 
Kar marjları bıçak sırtında
 
 
Döviz kurlarındaki düşük seviye, trikodaki kar marjları için tehlike oluşturuyor. Yüzde 5-8 arasında kar marjıyla çalışılan sektörde gözler, ekonomik istikrar olasılığında. 2001 yılına göre pazarda herhangi bir değişiklik olmadığını söyleyen Bahar Triko Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Bahar, bu yıl da olumlu bir gelişme beklemediklerini dile getiriyor. Bahar, henüz tüketicinin harcama yapmaya başlamadığını hatırlatıyor. Sektördeki yüzde 25’lik atıl kapasite sorununun da büyümenin önünde bir engel olduğunu ifade ediyor. Bahar, “Geçen yıl sektörün ihracatı arttı. Üretimin yaklaşık yarısı ihraç ediliyor. Ama kar marjları düşük. En küçük aksilikte marjlar daha da düşer. Kurlar artmazsa yüzde 10’dan fazla kazanılmaz.” diye konuşuyor.  
 
Rusya’nın normal gümrük tarifesine geçmesini de kısa vadede sektörü olumsuz yönde etkileyecek bir gelişme olarak yorumluyor Bahar. İç pazarda satılan ürünlerin yüzde 25’inin Ruslar tarafından alındığına işaret eden Bahar, bu olumsuz havanın kısa sürede dağılacağını düşünüyor.  
 
Türkiye Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Belgin Eryılmaz da karlılıkların azaldığını belirtiyor. İhracatta ciroların da miktarın da arttığını, bunun karın düştüğü anlamına geldiğini söylüyor. Trikonun çıkışta olduğuna da işaret eden Eryılmaz, yine de pazarın 2001’e göre daha kötü durumda olduğunu vurguluyor. Karlılıkların yüzde 15 azaldığını dile getiriyor. Eryılmaz, yurtdışında Bangladeş, Çin gibi ülkelerle de maliyet dezavantajı yüzünden rekabet edilemediğinin altını çiziyor. 2001’de sektör cirosunun 4.3 milyar dolar düzeyinde olduğunu söyleyen Eryılmaz, 2002 sonundaki büyümenin de yüzde 10’u bulmayacağını düşünüyor. Ancak Eryılmaz, 2003’ten daha umutlu. Bunun nedeni ise modacıların trikoya önem vermeye başlaması ve beklenen ekonomik istikrar.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz