ÇAMAŞIR MAKİNESİ STOĞA YATIRIM YAPILDI Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (BESD)’nin verdiği rakamlara göre, 2002 yılının ilk 4 ayında 326 bin 442 adet çamaşır makinesi üretildi. Geç...
ÇAMAŞIR MAKİNESİ
STOĞA YATIRIM YAPILDI
Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (BESD)’nin verdiği rakamlara göre, 2002 yılının ilk 4 ayında 326 bin 442 adet çamaşır makinesi üretildi. Geçen yılın aynı döneminde üretim miktarı ise 268 bin 362 adet olarak gerçekleşmişti. Bu, üretimin yaklaşık yüzde 22 oranında arttığı anlamına geliyor. 2001 yılı ocak-nisan döneminde 179 bin 812 adet olan iç satışlar ise bu yılın aynı döneminde 156 bin 874 adette kaldı. Böylece iç satışlar yılın ilk 4 ayında, 2001 yılının aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15 oranında azaldı.
BSH Profilo Pazarlama Direktörü Arif Sankur bu tabloyu şöyle yorumluyor: “Çamaşır makinesi üretimi 2001 yılının ilk 4 ayına göre 2002’de artış gösterdi. Diğer yandan iç satışlarda azalma söz konusu. Bu durum sektörde stoka yatırım yapıldığının bir göstergesi. Geçen yılın ilk 4 ayına göre, bu yılın aynı döneminde sektörde pazar açılacak beklentisi hakimdi. Ancak, mayıs ayından itibaren fiyatlar arttı ve beklentiler fiyatların artması yönünde yoğunlaştı”.
Sektör yetkililerine göre, beyaz eşya pazarında yılın ilk 5 ayında yüzde 7 ila yüzde 10 arasında bir büyüme bekleniyor. Çamaşır makinesi için beklentiler de yine yüzde 7 civarında. Yılın kalan bölümüne yönelik beklentileri ise BSH Profilo Pazarlama Direktörü Arif Sankur şöyle özetliyor:
“Pazarın bu yılı yüzde 10’luk bir büyüme ile kapatacağı yönünde beklenti var. 2001 yılında, 2000’e oranla taleplerde yüzde 40’lık bir kayıp yaşandı. Yılın ilk 5 ayında bu taleplerin geri dönmediğini görüyoruz. 2002’nin ikinci yarısındaki satışlar, 2001’in üzerinde gerçekleşirse, 2001’de yaşanan kaybın ancak dörtte birinin geri dönmesi söz konusu olabilir. İyileşme olduğu söylenebilir. Ancak, yıl sonunda, bir önceki yılın rakamlarını yakalamak mümkün olmayacaktır”.
Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) verilerine göre, 2002 yılının ocak-mayıs döneminde toplam ticari araç üretimi 124 bin 67 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemindeki üretim ise 119 bin 679 adetti. 2002 yılının, bu sektör için, 2001 yılına oranla daha iyi geçtiği görülüyor. Yetkililer, ocak ayından bu yana satışların artarak devam ettiğini söylüyor. Mart, nisan ve mayıs aylarında, önceki yılın aynı dönemine göre yaşanan yüksek satışlar da bunu doğruluyor. İhracat ise geçen yılın yüzde 30 seviyelerinde üzerinde. 2000 yılında 12 bin, 2001’de 52 bin adet olan ihracatın, 2002 sonunda daha üst düzeye çıkacağı tahmin ediliyor.
Ford Otosan Ticari Araçlar Departmanı yetkilileri ticari araçlarda ilk beş ayın üretim performansını şöyle değerlendiriyor:
“İlk 5 ay toplamı, geçen yıla göre yüzde 10 küçülmeyi gösteriyor. Ancak, mayıs rakamlarına bakıldığında, yüzde 45 gibi bir büyüme rakamı ortaya çıkıyor. Ticari araçlar bu performansıyla otomobil segmentinden çok daha önce toparlanmış gözüküyor. Ayrıca, geçmişte iyi eğilimlerin habercisi olan ağır kamyon pazarı grafiği yükselen bir endüstriyi işaret ediyor”.
Yıl sonu için tahmin edilen 65 bin adetlik üretim tahmin eden Ford yetkililerinin projeksiyonu şöyle:
“İlk 5 aydaki olumlu gelişmeler, haziranda da devam etti. Bu, canlanmanın yerli pazarda kalıcı olacağını gösteriyor. Herhangi olumsuz bir olay gerçekleşmezse, sektör bu yılı, geçen yılın yüzde 30 üzerinde kapatacak. İhracatta ise yeni modellerin ihracının başlanmasıyla çok daha yüksek rakamlara ulaşılması bekleniyor”.
REKOLTE GERİLEDİ
Türkiye, toplam 767 bin dekarlık çay üretim alanına sahip. Yılda yaklaşık 800 bin tonluk yaş çay yaprağı ve 160 bin tonluk kuru çay üretim kapasitesi var. Sektörün yüzde 60’ı Çaykur’un elinde. 2001 yılındaki 160 bin ton kuru çay üretiminin 94 bin tonu Çaykur, 66 bin tonu da özel sektör tarafından gerçekleştirildi.
Türkiye’de 160 bin tonluk siyah çay pazarının yüzde 98'i demlenerek tüketiliyor. Dökme olarak tanımlanan bu ürünlerde hammadde üretimi mayıs ayında başlıyor. Yetkililer, bu yıl birinci sürgünde rekoltenin, soğuklar ve don nedeniyle, 2001 yılının yüzde 60 gerisinde kaldığını belirtiyor. İkinci sürgününde bu şekilde geçmesi halinde fiyatlarda ciddi artış bekleniyor.
Paketleme de ise geçen yılın verileri korunuyor. Reklam yatırımı yapan yeni oyuncuların katılımı daralan piyasaya hareket getirmiş durumda. Özellikle poşet çay (fincan/demlik) sektöründe geçen yıla oranla yüzde 24'lük bir artış gözleniyor. Doğadan Genel Müdürü Serhan Bahçelioğlu bu gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:
“Özellikle son 3-4 hafta içerisinde, ekonomik dengelerdeki bozulmalar, zincir mağazaların sektöre yaptığı ödemelerin gecikmesine yol açtı. Önümüzdeki dönemlerde, ekonomide istikrar sağlanamaması durumunda, bu tip yansımalar artacak ve sektöre olumsuz etkileri olacaktır.”
Doğadan Genel Müdürü Serhan Bahçelioğlu yılın ikinci yarısı için ise şu tahminleri yapıyor:
“Bu yıl poşet çayda geçen yıla oranla önemli bir artış kaydedildi. Artışta, siyah çayın dışında kalan bitki çayları, fonksiyonel çaylar ve yeşil çayın yükselen trendlerinin önemli etkisi oldu. Yılın ikinci yarısında bu artışın, toplamda yüzde 30 'lara ulaşması bekleniyor. Yılın ikinci yarısında özel sektörün markalaşmaya yönelik çalışmalarının devam etmesi durumunda, muhafazakar tüketici yapısı kırılmaya başlanacak. Bu durum, çay pazarına çeşitlilik ve büyüme getirecektir”.
SALÇA
HEDEFLER BÜYÜK
Türkiye, salça üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden. Türk salçası, yüksek kalite ve uygun fiyat politikası ile dünyada en çok talep edilen ürünlerden birisi. Özellikle domates salçası sebze ve meyve sanayii ihracatında en önemli grubu oluşturuyor.
Türkiye’de salça üretiminde kullanılan domates rekoltesi, yıllara göre 1.0 ile 1.5 milyon ton düzeyinde değişiyor. Salça üretim miktarları ise yıllık ortalama 250-300 bin ton düzeyinde. Sektörde kurulu kapasite 400 bin tona ulaştı. Bu kapasitenin yüzde 60’ı kullanılıyor ve ortalama 150-180 bin ton salça, ihraç ediliyor. Yüzde 40’lık bölümü ise iç pazarda tüketiliyor. Tukaş Genel Müdürü Ahmet Uysal, 2002 yılının ilk yarısını şöyle değerlendiriyor:
“Domates salçasısında, 2002 yılında, bir önceki yıla göre daha büyük kapasitelerle üretim gerçekleştirileceği öngörülüyor. 2001 yılı, salça üretiminde kullanılacak domates hasatında ciddi oranlarda verim düşüklüklerinin görüldüğü bir yıl oldu. Özellikle kuraklık ve yeterli zirai ilaçlama ile gübreleme faaliyetlerinin gerçekleştirilememesi, verimliliği bazı bölgelerde yüzde 20’ye varan oranlarda olumsuz etkiledi”.
Tukaş Genel Müdürü Ahmet Uysal 2002’nin ikinci yarısı için beklenen gelişmeleri şöyle yorumluyor: “Salça, sezonluk üretimi olan bir gıda maddesi. Domatesin temmuz ayından itibaren hasat edilmesi ile aynı dönemlerde üretim başlıyor. Yıllık üretimde hasat, temmuz, ağustos ve eylül aylarında gerçekleşiyor. Dolayısıyla, 2002 yılının ilk 5 ayında mevcut stoklardan satış gerçekleştirildi. Yılın ikinci yarısında önemli ölçüde üretim artışı olacak. 2002 yılında yüzde 150’nin üzerinde üretim ve satış artışı bekleniyor. Turizmin bu yıl, geçtiğimiz yıllara oranla daha da canlanması ve sezonun açılmasıyla birlikte daha çok turistin ülkemize gelmeye başlaması, özellikle kıyı bölgelerimizdeki salça tüketiminin büyük ölçüde artıracak. Bu durum doğal olarak, sektörde talep artışını sağlayacak”.
EV TEKSTİLİ
Ev tekstili, ihracatta başı çeken tekstilin önemli alt segmentlerinden biri. Sektörde 1998 ve 2000 yılları arasında üretim de önemli bir artış kaydedildi. DPT rakamlarına göre, hazır tekstil eşyası üretimi 1998 yılında 187 bin ton olurken, kötü giden 1999 yılında sadece 2 bin ton düşüşle 185 bin ton civarında gerçekleşti. 2000 yılında ise 199.4 bin tona yükseldi. Ancak, ekonomik kriz, tüm sektörlerde olduğu gibi, ev tekstilinde de ciddi bir daralma yarattı.
HMS Tekstil Genel Müdürü Hasan Demirdağ, sektörde 2002 yılının ilk yarısını şöyle değerlendiriyor:
“Şubat 2001 krizi ile birlikte daralan iç piyasa talepleri bu yılın ilk 5 ayı itibariyle daha da arttı. Ancak, bu artış, geçmiş yıllara kıyasla iç piyasa tüketim potansiyelinin henüz çok gerisinde. Ekonomik canlanmayla beraber, önümüzdeki dönemlerde iç piyasa taleplerinin de artacağı öngörülüyor”.
Dünyada genel ev tekstili pazar payı 150 milyar dolay düzeyinde. 2002 yılı itibariyle Türkiye’nin ev tekstili sektöründeki toplam ihracat hedefi 1,5 milyar dolar. Bu rakamların önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor.
Ev Tekstilcileri Derneği yetkilileri, yılın ikinci yarısı için şu değerlendirmede bulunuyor:
“İhracat ve iç pazar, 2002 yılının ilk 5 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre daha olumlu. 2002 yılının ikinci yarısında da ihracat ve iç pazar taleplerindeki artış devam edecektir. Özellikle ekonomik krize paralel olarak ertelenen iç piyasa taleplerinin 2002 yılının ikinci yarısındaki iç piyasa satışlarını arttırması beklenmektedir. Yılın ilk yarısında ihracatta yaşanan canlanmanın ikinci yarıda da devam etmesi bekleniyor”.
GFK Panel Araştırma Şirketi’nin verilerine göre, 2002 yılının ilk 4 ayında toplam 1 milyon 154 bin adet cep telefonu satışı gerçekleşti. Bu telefonların toplam getirisi ise 210 milyon euro olarak açıklandı. 2001 yılının durgun geçmesinden dolayı satışların ay ortalaması 30 milyon euroyu geçmemişti. 2002’nin ilk 4 ayında ise üreticiler aylık 40 milyon euroluk satış gerçekleştirdi.
2001 sonu itibariyle abone sayısı 19 milyona ulaşan pazarın belli bir derecede doyuma erişmesi, cep telefonunda teknolojik özellikleri ön plana çıkardı. Ancak, kriz sonrası hem satışlarda hem de yeni abone sayısında da önemli bir düşüş yaşandı. Kullanıcılar cep telefonlarının teknolojik özelliklerinden çok fiyatlarıyla ilgilenmeye başladılar. Yine GFK’nın yaptığı araştırmaya göre 2002’nin ilk dört ayında sadece temel özellikleri kapsayan Nokia 3310 modeli en çok satan model oldu.
Nokia Mobile Phones Pazarlama Müdürü Ülkem Kırımlı, bu tabloyu şöyle yorumluyor:
“2001 yılında ertelenmiş olan talepler 2002’nin ocak-mayıs döneminde canlandı. Döviz kurlarının düşük olmasının da etkisiyle cep telefonu piyasası oldukça hareketli geçti”.
Sektör yetkililerine göre yılın ikinci yarısı da ilk dört ayla paralel bir seyir izleyecek ve hareketlilik devam edecek. Ancak her sektörde olduğu gibi cep telefonu sektöründe de siyasi gelişmelerde olası aksaklıklar göze alındığında genel bir endişe hakim. Nokia Pazarlama Müdürü Ülkem Kırımlı önümüzdeki dönem beklentilerini şöyle yorumluyor:
“Türkiye pazarında cep telefonu piyasası siyasi gelişmelere dolayısıyla döviz kurlarındaki hareketlere bağlantılı olarak canlanmakta. Nokia olarak birçok ürünü 2002 ocak-mayıs döneminde piyasaya sürdük ve büyük bir ilgi topladık. Bu ilgi yeni talepler yarattı. Önümüzdeki dönem talepteki artışın süreceğini umut ediyoruz”.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?