FIRIN ÜRETİM DARALMASI İHRACATLA AŞILDI Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (BESD) verilerine göre, 2002 ilk çeyreğinde 238 bin adet fırın üretimi gerçekleştirdi. Geçtiğimiz...
FIRIN
ÜRETİM DARALMASI İHRACATLA AŞILDI
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (BESD) verilerine göre, 2002 ilk çeyreğinde 238 bin adet fırın üretimi gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde 240 bin adet üretim yapılan sektörde bu yıl yüzde 2'lik bir düşüş yaşanırken, fırın ihracatı yüzde 42 arttı. Üreticiler iç satışlardaki daralmayı ihracatla aştılar.
İhracatı yüksek olmayan şirketlerin üretimlerini 2001 yılında sonlandırdıklarını kaydeden Teba Ürün Yöneticisi Nuray Kaya, 2002 ilk çeyrek sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: "Bu azalmanın sebebi, 2001 yılı krizinin 21 Şubat’ta başlamış olması ile ilk 2 ayda satışların normal seyrinde gitmesidir. Bu yılın ilk aylarında devam eden ekonomik belirsizlik tüketicilerin alımlarını ertelemesine sebep olmaktadır."
Son dönemde tüketicilerin alım gücünün düşmesi ile birlikte satın alma eğiliminin de daha ekonomik modellere kaydığını belirten Merloni Elettrodomestici Pazarlama Müdürü Pınar Alankuş, durumu, "üretici firmalar yapmış oldukları kampanyalar ile tüketicilerin fırın alımını kolaylaştırmaya çalışmışlardır" sözleriyle değerlendiriyor.
Bu yıl fırın pazarının yüzde 5 oranında büyümesini beklediklerini söyleyen Merloni Elettrodomestici Pazarlama Müdürü Pınar Alankuş, bu artışın 2001'de yaşanan kaybı telafi edecek büyüklükte olmayacağını belirtiyor.
Türkiye’de tam boy fırın pazarının ankastre fırın tüketimine giden bir seyir izlediğini söyleyen Teba Ürün Yöneticisi Nuray Kaya ise 2002 yılı beklentilerini şöyle özetliyor:"Yurtiçi fırın satışı 2001 yılında ertelenen alımların, iyimser ekonomik beklentilerin ortaya çıkması ile açığa çıkacağını bekliyoruz. 2002 yılı fırın üretimi ihracata önem veren firmalar ile birlikte artacaktır."
FRANCHİSE
FRANCHİSİNG SEKTÖRÜ 2002'DEN UMUTLU
K��saca bayiliğin sistematize edilmiş bir şekli olan Franchising, Türkiye'de yavaş ama emin adımlarla ilerliyor. Ulusal Franchising Derneği (UFRAD) verilerine göre, 2000 yılında 82 firma 6 bin 150 adet franchising verirken, geçtiğimiz yıl 94 adet firma, 6 bin 400 adet franchising verdi.
UFRAD Genel Başkanı Mayir Saranga, bu performansı şöyle değerlendiriyor:
"Geçtiğimiz yıl yaşanan kriz binlerce kişiyi işinden etti. Özellikle finansman sektöründe yönetici konumunda ve belli maddi gücü de olan bir çok girişimci kendi işinin sahibi olmak ve franchise almak istiyor. Bu da franchise veren firmalara başvuru sayısını artırıyor".
İşini franchise ile yapmak isteyenlerin sayısının artmasına rağmen, franchise verenlerin çok hassas davrandığını belirten Saranga, özellikle dövizle kiralanan yerlerde franchise veren firmaların çekingen davrandığını ifade ediyor.
UFRAD'ın açıklamalarına göre, franchising sisteminin en yaygın kullanıldığı ABD'de 10 milyon kişi bu sistemde istihdam ediliyor.
Türkiye'de yaklaşık 4 milyon 300 bin kişinin işle ilgili problemi olduğunu söyleyen UFRAD Genel Başkanı Mayir Saranga, sektörün geleceğini şöyle değerlendiriyor: "Ülkemizde 2002’de hem franchise veren firmaların sayısında hem de franchisee sayısında çok önemli artışlar bekliyoruz. Ülke ekonomimizde işletmelerimizin yüzde 98’inin KOBİ işletmelerden olduğunu düşünürsek ve girişimci gençliğin yüzde 68 oranında kendi işini yapmak istediğini göz önünde bulundurur ve işsizlikle ilgili rakamları da dikkate alırsak franchising’in öğrenildiği ve doğru anlaşıldığı sürece ülke ekonomimiz içinde büyük bir öneme sahip olacağını söylemeliyiz."
DEMİR ÇELİK
ÜRETİM VE İHRACATTA "11 EYLÜL" ETKİSİ
Geçtiğimiz yıl 15 milyon tonluk üretimi ile dünya çelik üretiminde 15'inci sırada yer alan Türkiye, 3 adet entegre ve 15 adet elektrik ark ocaklı tesisi ile 20.8 milyon tonluk ham çelik üretim kapasitesine sahip.
Demir Çelik Üreticileri (DÇÜ) Derneği verilerine göre, 2002 yılının ilk 4 ayındaki ham çelik üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 oranında düşüşle 4 milyon 753 bin tonda kaldı.
Türk demir-çelik sektöründe üretim fazlasından çok, ürün çeşitleri açısından bir dengesizlik söz konusu olduğunu söyleyen DÇÜ Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, "Gelişmiş ülkelerde 400-450 kg olan kişi başına çelik tüketimi, ülkemizde 200 kg’ın dahi altına düştü" diyor.
Türkiye’nin ikinci en büyük ihracatçı sektörü olan demir çelik, 2001 yılında gerçekleştirdiği 9,5 milyon tonluk ihracatla iyi bir performans yakalarken 2002 yılı ilk 3 ayında 2001 yılı aynı döneme göre miktar yönünden yüzde 0.97, değer yönünden ise yüzde 6,91 oranında düşüş kaydetti.
Bu düşüşü 11 Eylül sonrasında yayılma eğilimi gösteren korumacı yaklaşımlara bağlayan DÇÜ Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan'ın 2002 için yorumları şöyle: "Dünya çapında yayılma eğilimi gösteren korumacı tedbirlerin ihracat üzerindeki menfi tesirlerinin kısmen Çin’in kütük talebindeki artışla, kısmen de yurtiçi talepteki iyileşme ile dengelenmesi ve en azından 2001 yılı üretiminin altına düşülmemesi hedeflenmektedir. Bu açıdan enerji girdisindeki yüksek artışlara ve TL’nin aşırı değerlenmesine rağmen, 2002 yılında geçen yılın ihracat seviyesine ulaşılması, başarı olarak değerlendirilmektedir."
HAZIR GİYİM
İHRACAT RAKAMLARI BEKLENENİN ÜZERİNDE
Türkiye'nin en büyük ihracat sanayilerinden biri olan hazır giyim, bu yılın ilk 4 ayında beklenenin üzerinde performans gösterdi. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İTKİB) verilerine göre, 2002 ilk 4 ayda toplam tekstil ve giyim ihracatında yüzde 5.8'lik bir artış yaşanırken, hazır giyim kolunda 8.7'lik ihracat artışı yakalandı ve 2 milyar 67 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Nuri Artok, geçtiğimiz yılı, "hazır giyim ihracatçıları için ancak müeyyideleri koruma yılı" olarak tanımlarken, bu durumun sebeplerini, "tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar, fiyat değişimleri ve finansman krizi" olarak sıralıyor.
2001 yılı sonunda kriz ateşinin düşmesiyle, ihracatın daha ciddi ele alındığını söyleyen Nuri Artok'un 2002'ye yönelik değerlendirmelerini şöyle: "Tekstilde sipariş ve teslim arasında geçen zaman 4-6 ay arasında değişir. 2001 Kasım'da yaşanan olumlu gelişmeler, 2002'ye dair siparişleri arttırdı. Fakat yıl başından itibaren düşen kura rağmen hammadde fiyatlarında gerileme olmaması ihracatçıyı olumsuz yönde etkiledi. Düşen kur ve yükselen fiyatlar ihracatçıyı sıkıştırdı. Yani hareket çok bereket yok."
Türkiye Hazır Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Umut Oran ise 2002 yılını şöyle değerlendirdi: "Hazır giyim sanayinin uluslararası rekabetini olumsuz etkileyen istihdam üzerindeki ağır kamu yükü ve rakiplerimize göre yüksek enerji maliyetleri gibi engellerin ortadan kaldırılması halinde ihracatımızın artmaması için neden yoktur."
OFİS MOBİLYASI
ÜRETİCİLER İHRACATA ODAKLANDI
Mobilya sektörü içinde ayrı bir öneme sahip olan ofis mobilyası sanayi, özellikle son 10 yılda önemli gelişmeler kaydetti. Ofis Mobilyaları Sanayi ve İşadamları Derneği (OMSİAD) verilerine göre, sektör geçtiğimiz yıl 67 milyon dolar ihracat ve 17 milyon dolarlık ithalat rakamlarına ulaştı.
İstanbul Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği verilerine göre, mobilyacılar 2002 ilk çeyreğinde değerde yüzde 42, miktarda yüzde 56 ile önemli bir ihracat artışı yakaladı. Bu oranlarla sektör üreticileri ihracatı miktarda 19.5 milyon tona taşırken, 31 milyon dolarlık gelir elde etti.
Mobilya sektöründe irili ufaklı 16 bin firma ve 150 bin çalışanın olduğunu söyleyen OMSİAD Başkanı Adem Yılmaz, 2001 yılını sektör açısından şöyle değerlendiriyor:
"Hammadde ve tedarikte yaşanan güçlükler ve fon uygulaması, yabancı firmalara verilen teşvikler, pahalı enerji, Eximbank kredilerindeki dengesizlik ve büyük firmaların yerli üreticileri dışlaması sonucu 2001 yılı üretimi olumsuz etkilenmiştir. Bu durumun 2002 yatırımlarını ve üretimini eksi yönde etkileyeceği kanısındayız."
Her şeye rağmen 2001 yılını diğer sektörlere göre çok az zararla atlattıklarını söyleyen Ofis Mobilyası Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Adem Yılmaz'ın 2002 değerlendirmesi şöyle:"1998-2001 yılları arasında yapılan ihracat 10.1 milyon dolardan 22 milyon dolara çıkmıştır. 2002 sonuna kadar beklentilerimiz, 2001'e göre yüzde 90 artış yönündedir. Bunun en büyük göstergesi ise 2002'nin ilk 3 ayında yapılan ihracat rakamlarıdır."
TRAKTÖR
ÜRETİM EN DÜŞÜK SEVİYEYE İNDİ
Traktör üreticileri, 2002 ilk 4 aylık verilerine göre tüm yılların en düşük seviyesinde üretim gerçekleştirdi. Otomotiv Sanayii Derneği tarafından açıklanan sonuçlara göre, 2002 yılı Ocak-Nisan dönemi traktör üretimi, 2001 yılı aynı döneme göre yüzde 54’lük bir düşüş yaşadı.
Geçtiğimiz yılın ilk 4 ayında 7 bin 265 adet traktör üreten sektör, bu yıl aynı dönemde sadece 3 bin 347 adet traktör üretebildi. Toplam satışlar ise ilk 4 ayda 3 bin 100'de kaldı.
2001 yılında rekor bir düşüş yaşandığını söyleyen Uzel Tarım Makinaları ve Motor Üniteleri Başkan Yardımcısı Ahmet Çağlar, satışlarındaki bu düşüşün sebeplerini, "çiftçi gelirlerinin daralması ve zirai kredilerin durdurulması, çiftçilerin 2001 yılı Şubat ayında başlayan ağır ekonomik bunalımdan etkilenerek yatırımlarını ertelemesi" olarak sıralıyor.
Sektörde düzelmenin yılın ikinci yarısında da gerçekleşeceği tahmin edilemediğini söyleyen New Holland Trakmak Pazar Analisti Tuğba Kesen ise 2002 yılını şöyle değerlendiriyor:
"Yılın ikinci yarısında bir kıpırdanma olmadığı takdirde, 2002 yılı 2001 yılının yerine geçerek tarihin en kötü senesi olacaktır. Normal şartlarda 30 bin traktör satış potansiyeli olan pazarda, 2002 yılının tahmini toplam pazarına bakılacak olursa, pazarın yüzde 68 dolayında daraldığı açıkça seçilmektedir. Geçmiş yıllara bakıldığında, her düşüşün ardından sektörde bir yükselme yaşanmıştır. Türkiye ekonomisinde de yaşanan bu ivmeye 2003 yılı başından itibaren tekrar geçileceği tahmin edilmektedir."
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?