Projeksiyon

BUZDOLABI Mevcut durum İLK 5 AYDA YÜZDE 10 KÜÇÜLDÜ Türkiye’de 2001 yılının ilk 5 ayında 854 bin 313 adet buzdolabı üretildi. 2000 yılının aynı döneminde ise 953 bin 973 adet buzdolabı üretilmişt...

1.08.2001 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

BUZDOLABI

Mevcut durum

İLK 5 AYDA YÜZDE 10 KÜÇÜLDÜ

Türkiye’de 2001 yılının ilk 5 ayında 854 bin 313 adet buzdolabı üretildi. 2000 yılının aynı döneminde ise 953 bin 973 adet buzdolabı üretilmişti. Buna göre, 2001 yılının ilk 5 ayındaki üretim yüzde 10 oranında düştü. 2001 ocak-mayıs döneminde iç piyasada 344 bin 834 adet buzdolabı satışı gerçekleşti. Bu, bir önceki yılın aynı döneminde gerçekleşen 528 bin 716 adetlik satışa göre yüzde 35’lik azalma anlamına geliyor. Bir önceki yılın ocak-mayıs döneminde 420 bin 245 adet olan buzdolabı ihracatı ise, 2001’in aynı döneminde yüzde 23 oranında artarak 515 bin 365 adet oldu. Vestel Elektronik yetkililerinin sektörün mevcut durumu ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:

“2000 yılının ilk 5 ayının rakamları ile karşılaştırıldığında, 2001 yılında üretimde yüzde 10’luk, ithalatta ise yüzde 21’lik düşüş gözlenmektedir. Ekonomik kriz nedeniyle iç piyasada yaşanan durgunluk, üreticileri ihracata yönlendirmiştir.”

Beklentiler

TALEPTE CANLANMA OLABİLİR

Sektör yetkililerine göre, buzdolabı üretiminde artış yavaş seyredecek. Talebin yılın ikinci yarısında canlanmasıyla, üretim de artış trendine girecek. İç piyasada satışlar ise düşmeye devam edecek. Ancak, 2001 sonunda ilk 5 aylık döneme göre iç satışlardaki düşüş bir miktar hız kesecek. Vestel Elektronik yetkililerine göre, buzdolabı sektörü yaşadığı sıkıntıyı, yılın ikinci yarısında nispeten atacak. Yetkililerin, sektörün gelecekteki dönemle ilgili diğer değerlendirmeleri ise şöyle:

“İhracattaki artışın sürmesini bekliyoruz. 2001 yılının ikinci yarısında da iç pazardaki daralmanın ihracatla aşılacağı öngörülmektedir. Ancak, ertelenen talebin canlanması söz konusu olacağından, 2001 yılının ikinci yarısında nispeten artışın olacağı beklenmektedir. İlk 5 ayda buzdolabı iç satışlarında görülen yüzde 35’lik düşüşün, yıl sonunda yüzde 25-30 seviyesinde kalacağını öngörüyoruz.”

DERİ

Mevcut durum

İHRACAT ARTI, İTHALAT GERİLEDİ

Türkiye Deri Sanayicileri Derneği’nin (TDSD) verilerine göre, 2001 yılının ilk 6 ayı itibariyle ihracat, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 13,8 artarak, 18 bin tondan 20 bin tona ulaştı. Deri ithalatı ise yüzde 37 oranında azaldı ve 51 bin tondan 31 tona geriledi. DSD Başkanı Turgut Koşar’ın sektörün mevcut durumu ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:

“2001 yılının ilk 6 aylık döneminde Türkiye genelinde toplam 263.5 milyon dolar değerinde deri ve deri mamulleri ihracatı kayda alınmış ve bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 13,8 artış sağlanmıştır. Deri sektörü en fazla ihracat kaydedilen dokuzuncu sektör olmuştur.

Yaşanan çok ağır krizlerin ardından ihracatın ivme kazanması sektörü rahatlatmıştır. Sonuç olarak değerlendirmek gerekirse, 2000 yılından başlama üzere toparlanma süreci içerisine giren deri sektörü, 2001 yılının ilk yarısında yaşanan olumsuzluk ve belirsizliklere rağmen ihracatına ivme kazandırmıştır.”

Beklentiler

HAMMADDE SIKINTISI SÜRECEK

Sektör yetkilileri, önümüzdeki vadede tek pazara bağlı kalmanın bedelini ağır bir şekilde ödeyeceklerini, gerek hammadde tedariki gerekse finansman anlamında zorluklarla karşılaşacaklarını belirtiyorlar. Yetkililere göre, hammaddenin hem zor hem de pahalı ithal edilmesi, sektörün performansını olumsuz yönde etkileyecek. Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Turgut Koşar geleceğe yönelik tahminlerini şöyle sıralıyor:

“Sektörde yaşanan ithal hammadde sıkıntısı, ihracat taahhüdü karşılığı tabakhanelere sağlanacak Eximbank kredileri ile bir miktar aşılacaktır. Sektör, Rusya krizi sonrasında alternatif pazarlar bulmaya ve rekabet stratejileri geliştirmeye çalışmaktadır. Bu konuda başarılı olabilmek yolunda fuar ve tanıtımlar yapılması hedeflenmektedir. Dünya koşullarında enerji fiyatlarının uygulanması ve sektörün daha önceden talep ettiği istihdam teşvikinin bir an evvel yürürlüğe girmesiyle, sektör üzerindeki yük azalacaktır.”

OTOMOBİL

Mevcut durum

İLK 6 AYDA ÜRETİM HIZLI DÜŞTÜ

Türkiye’de 2001 yılının ilk 6 ayında otomobil üretimi, 2000 yılının aynı dönemine göre yüzde 31 azalarak 98 bin 558 adet olarak gerçekleşti. İç pazardaki aşırı talep daralmasına karşılık, bu yıl gerçekleştirilen 82 bin 876 adet otomobil ihracatı, üretimin kısmen de olsa devamını sağladı. Ford Otomotiv Ürün Finansmanı ve Planlama Şefi Kağan Seymenoğlu’nun, sektörün mevcut durumu ile ilgili verdiği bilgiler şöyle:

“Ekonomik programda 2000 yılında hedeflenen yüzde 6’lık yıllık büyüme oranı ve buna bağlı olarak kişi başına düşen gayri safi milli hasıladaki hedeflenen artış, 2001 yılında negatif büyüme ve Türk Lirası’ndaki devalüasyonla sonuçlanınca, diğer sektörlerde olduğu gibi, otomobil sektöründe de daralmaya neden olmuştur. Otomobil, yüzde 68’lik küçülmeyle, ekonomik krize en çok tepki veren sektör oldu. Bu küçülmedeki en büyük neden ise, bankaların tüketici kredisi faizlerindeki 2000 yılına göre 3-4 puanlık artıştır.”

Beklentiler

YIL SONU SATIŞ HEDEFİ 160 BİN

Uzmanlara göre, devalüasyon sonucu ithalat yapan firmaların satışları, yerli üretim yapan firmalara göre daha fazla düşecek. Uzmanlar, bunun nedenini ise, ithalat yapan firmaların döviz maliyetli ürünlerindeki karlılıklarına devalüasyonun etkisini indirgemek için, ürünlerine yaptıkları fiyat artışlarına bağlıyorlar. 2000 yılındaki talebin benzerini, 2001 yılında da bekleyen firmalar, 2001 yılına yüksek stokla ve ithalat siparişleri ile girince hedeflerinde sapmalar oldu. Uzmanlar, üretim kapasitelerinde ve ithal siparişlerde yaşanan düşüşün devam edeceğini belirtiyorlar.

Ford Otomotiv Ürün Finansmanı ve Planlama Şefi Kağan Seymenoğlu’nun sektörün gelecekteki durumuna dair değerlendirmeleri şöyle: “Kredi kullanımının en yoğun olduğu otomobil pazarı, hafif  ticari  ve ağır ticari araç pazarına göre kredi faizlerinin artışından en çok etkilenen sektör olarak büyümeyecek. Yıl sonu otomobil segmentinde 160 bin adet satış beklemekteyiz.”

BOYA

Mevcut durum

SEKTÖR YÜZDE 35 KÜÇÜLDÜ

İlk 3 aylık rakamlara göre sektörün toplam üretimi 2000 yılında yaklaşık 50 bin tona ulaşmıştı. Ancak, 2001 yılının aynı döneminde üretim tonajı yaklaşık 35 bin tona düştü.

Sektörün toplam cirosu 2000 yılında yaklaşık 50 trilyon (130 milyon mark) idi. 2001’in aynı döneminde ise toplam ciro yaklaşık 45 trilyona liraya (90 milyon mark) geriledi. Betek yetkililerinin sektörün mevcut durumu ile ilgili yorumları şöyle:

“Boya sektörü, şubat ayında yaşanan kriz nedeniyle, özellikle yurt dışından tedarik ettiği hammaddeler konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Ekonomik ve politik belirsizliklerden dolayı boya hammaddesi sağlayan birçok yabancı firma satışlarını durdurdu veya satış şartlarını ağırlaştırdı. Döviz kurlarının aşırı bir şekilde yükselmesi sonucu, üretim maliyetleri arttı. Bu da, üretimin düşmesine neden oldu. Firmaların ilk 3 aylık satışları göz önünde tutulduğunda, boya sektörü ilk 5 ayda yaklaşık yüzde 35 oranında küçüldü.”

Beklentiler

HAMMADDE İTHALATI SIKINTI YARATIYOR

Ekonomik kriz nedeniyle sektör yetkilileri, geleceğe dair olumlu tahminler yapamıyor. Yaşanan daralma, 2001 yılı sonuna kadar devam edecek. Uzmanlar, uzun vadede politik ve ekonomik istikrar sağlandığı takdirde, sektörde atılımlar olacağını belirtiyor. Dövizdeki artışın sürmesi halinde, ithal hammaddeye dayalı çalışan firmalar alım zorluğu yaşayacak. Bu nedenle ithalatta düşüş olacak, maliyetleri artan firmalar üretimi bir miktar azaltacaklar. Betek yetkilileri sektörün önümüzdeki vadedeki durumunu şöyle değerlendiriyor:

Enerji Bakanlığı’ndaki soruşturmalar ve görevden alınmalar nedeniyle bazı hammaddelerin ithal izinleri alınamadığından, ithalatçı firmalar bir süre daha sıkıntı yaşayacaktır. İthal hammadde sağlayamadıklarından üretimlerinin aksaması söz konusu olabilir. İnşaat ve boya sektörünün ekonomik krizden çok olumsuz bir şekilde etkilenmesi sonucu sektörün yıl sonuna kadar yaklaşık yüzde 25 küçülmüş olacağını tahmin ediyoruz.

UN

Mevcut durum

UN ÜRETİMİ DE DÜŞTÜ

Bu yılın ilk 5 aylık döneminde 542 bin ton buğday unu üretildi. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde ise 604 bin ton buğday unu üretilmişti. Buna göre, buğday unu üretiminde yüzde 10’luk düşüş yaşandı. Ekonomik kriz nedeniyle, temel tüketim maddelerinden biri olmasına rağmen un üretimindeki düşüşün önüne geçilemedi. Un Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Dedeoğlu’ya göre, sektördeki gelişmeler, ülke ekonomisiyle paralel seyirde oldu.

Kapasite fazlalığının azaldığını belirten Nuri Dedeoğlu’nun sektörün mevcut durumu ile ilgili diğer değerlendirmeleri şöyle:

“2000-2001 karşılaştırması yapıldığında, un üreticilerin 2001 yılında hammadde stoklamada büyük sıkıntılar yaşadığı görülmektedir. Ayrıca, şirketlerin kapasitelerinde sektör bazında ciddi azalmalar olmuştur. Toplam üretici firmaların yüzde 20-25’i üretimlerini durdurmuşlardır. Bunu, çalışanlarına bir miktar kapasite kullanımı aktararak telafi etmeye çalışmışlardır.”

Beklentiler

2001 HASATI UMUTLARI SÖNDÜRDÜ

Yetkililer, sektörün geleceğine dair net tahminlerde bulunamıyor. Onlara göre,  2001 yılında gerçekleşen hasat sektörün bütün umutlarını söndürdü. Tarım politikalarındaki aksaklıklardan dolayı iyi bir hasata ulaşamayan sektörde gözler sonbahara çevrilmiş durumda... Ekonomik programın uygulanması ve yeni krizlerin olmaması, diğer sektörlerde olduğu gibi, un gibi hububat sektörlerinin de önünü açacak. Un Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Dedeoğlu’ya göre, sektör zor bir dönem geçiriyor ve bu tablo sonbahar aylarına kadar devam edecek. Nuri Dedeoğlu’nun sektörün yakın geleceğine yönelik tahminleri şöyle:

“Başta un olmak üzere, hububat sektörü 2001 yılında beklenen verimi alamayacaktır. Bunun nedeni ise gerek miktar gerekse kalite açısından iyi olmayan 2001 hasatıdır. Bu şartlar altında gelişmeleri net izleyemediğimizden eylül ve ekim aylarını beklemekteyiz.”

MARGARİN

Mevcut durum

DÜŞÜŞ DEVAM EDİYOR

Türkiye’de 2001 yılının mayıs ayında 23 bin 261 ton margarin üretildi. Bir önceki yıl aynı ayında ise üretim 25 bin 914 ton düzeyinde idi. Bu, yüzde 10,2 oranında bir düşüş yaşandığını ortaya koyuyor. 2001’in ilk 5 aylık döneminde ise üretim, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,2 oranında azalarak 142 bin 660 tona geriledi. Marsa Kraft Genel Müdürü Ümit Ersoy’un sektörün mevcut durumu ile ilgili yorumları şöyle:

“Margarin pazarında, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kriz ile bağlantılı olarak ilk 6 ay içinde yüzde 11-12’lik bir daralma var. Bu daralma son 3 ayda ise yüzde 17-20 civarında seyretmektedir. Margarin üreticileri, pazardaki satın alma gücünün düşüşüne paralel olarak ekonomi markaları sunarak tüketim alışkanlıklarındaki bu değişikliklere yanıt vermeye çalışıyorlar. Dış pazar ise, geçen yıl ilk 6 ayda 35 bin ton iken bu yıl 37 bin ton olarak gerçekleşti.”

Beklentiler

BÜYÜME YILIN İKİNCİ YARISINDA

Margarin sektöründe hareketlilik yılın ikinci yarısında bekleniyor. Ekonomik krizin de aşılmasıyla birlikte, tüketicilerin piyasaları yeniden canlandıracağı tahmin ediliyor. Durgun geçen ilk 6 ayın her yıl yaşanan bir trend olduğunu dile getiren Marsa Kraft Genel Müdürü Ümit Ersoy, bunun aşılacağını ve büyüme sağlanacağını söylüyor. Marsa Kraft Genel Müdürü Ümit Ersoy, sektörün gelecekteki durumu ile ilgili diğer tahminlerini şöyle sıralıyor:

“Eylül itibariyle pazarda büyümenin yeniden başlayacağına inanıyoruz. Üretim de iç talebi bağlı olarak geçen senin altında seyredecektir. Margarin ihracatını ise bir takım sıkıntılar bekliyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarındaki siyasi ve ekonomik problemler, artan gümrük oranlar, bölge siyasetinin istikrara kavuşamaması margarin ihracatını olumsuz etkileyecektir. Bununla beraber ihracatın Türkiye için öneminin artması firmaların da bu konuda çabalarını artırmasına yol açacaktır.”

KAUÇUK

Mevcut durum

DEVALÜASYON İHRACATI OLUMLU ETKİLEDİ

Türkiye’nin en çok dış ticareti yapılan sektörlerinden biri olan kauçukta, özellikle ihracat artışı dikkat çekiyor. Ancak, üretim, 2001 yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50’den daha az gerçekleşti. Kauçuk ürünleri ihracatına bakıldığında ise 2000 yılında toplam 371.6 milyon dolarlık kauçuk ürünü ihracatı yapıldığı görülüyor.

Oysa bir önceki yıl 339 milyon dolarlık kauçuk ihraç edilmişti. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 8,6’lık büyüme anlamına geliyor. Kauçuk Derneği Başkanı Kemal Özşahin’in sektörün mevcut durumu ile ilgili yorumları ise şöyle:

“Kauçuk sektörünün 2001 yılı ilk 6 ayında gerçekleştirdiği üretim, geçen yıl yapılan üretimin yarısından fazla olmamıştır. Şubat ayında yaşanan krizden sonra devalüasyon ihracatı olumlu etkilemiştir. İthalat azalma eğilimine girdiyse de, birçok sınai ihtiyaç maddesi ithalatı devam etmektedir.”

Beklentiler

BELİRSİZLİK DEVAM EDECEK

Uzmanlara göre, kauçuk sektörü ancak uygulanacak istikrarlı politikalarla gelişecek. Sektörde katma değer yaratmanın, üretici firma sayının artırılmasıyla mümkün olacağını belirten uzmanlar, kısa vadede bu konuda önemli gelişmeler beklemiyor. Devletin özel sektörü teşvik edici çalışmalar içinde olması gerektiğini belirten Kauçuk Derneği Başkanı Kemal Özşahin de üretici firmaların artması gerektiği görüşünde... Kemal Özşahin’in sektörün önümüzdeki vadedeki durumuna dair yorumları şöyle:

“Yılın ilk 6 ayında yaşanan olumsuz olaylara rağmen, sektörden gelen haberlere baktığımızda; bizi yönetenlerin, devlete olan güvenimizi artırıcı yönde davranmaları halinde, işlerin kısa sürede normale döneceği yönündedir. Şu anda sektörün gelecekteki durumu hakkında tahminde bulunmak zor. Sene sonunda döviz kurlarının ve enflasyonun durumu hakkında yapılan uzun vadeli açıklamalara bağlı olarak sektördeki belirsizlik ortamı da bir nebze olsun ortadan kalkacaktır.”

ALÜMİNYUM

Mevcut durum

SEKTÖRDE YAPRAK KIPIRDAMADI

Türkiye’de 2001 yılının ilk 5 ayında alüminyum üretimi neredeyse yerinde saydı. 2000 yılının ilk 5 ayında 65 bin 952 ton olan alüminyum üretimi, bu yılın aynı döneminde yüzde 0,9 oranında artarak 66 bin 526 ton oldu. Mayıs ayı değerlerine bakıldığında ise benzer bir eğilim dikkati çekiyor. Geçen yılın mayıs ayında 15 bin 447 ton olan üretim, 2001’in mayıs ayında 15 bin 504 tonda kaldı. Seydişehir Alüminyum Tesisleri yetkilileri bu yerinde sayışın nedenini, mevcut kapasite ve teknolojik donanımın yetersiz oluşu şeklinde açıkladı.

Teknolojiden tam olarak yararlanılamayan sektörde, ağırlıklı olarak elektrolizhanelerde emek yoğun çalışılmaya devam edildi. 2001 yılında daha fazla enerji ve hammadde tüketilmesi, maliyetlerin artmasına neden oldu. Seydişehir Alüminyum Tesisleri yetkililerine göre, gelişmekte olan yerli alüminyum sanayiinin dışa bağımlığı bu yılın ilk 6 ayında da sürdü ve ithalat artmaya devam etti.

Beklentiler

FİYATTA ARTIŞ YAŞANACAK

Seydişehir Alüminyum Tesisleri yetkililerine göre, uluslararası alüminyum piyasalarındaki mevcut durgunluk, orta ve uzun vadede aşılarak fiyatlarda yükseliş yaratacak. Geçen yıl başlayarak etkisini 2001 yılının ilk 6 ayında da hissettiren tüketimdeki artış, arz açığı meydana getirecek. Mevcut arz fazlasının erimeye başlamasıyla, 2001 yılında alüminyum ton fiyatının 1.900 doları aşacağı tahmin ediliyor. Böylece 7 yıllık bir aradan sonra yeniden 2.000 dolar/ton’luk fiyat düzeyine yaklaşılmış olacak.

Seydişehir Alüminyum Tesisleri yetkilileri, Türkiye’de alüminyum kapı, pencere, mutfak eşyaları ve elektrik enerjisi naklinde yarım asırlık bir geçmişin bulunduğu, bu kullanım alanının ve kullanıcıların artmasına paralel olarak sektörün satış hasılatının yükseleceğine dikkat çekiyorlar. Ayrıca, ekonomik sorunların aşılması halinde hızlı büyüme sağlayacak sektörlerden birinin de alüminyum olacağını tahmin ediyorlar.

LASTİK EŞYA

Mevcut durum
 
İLK YARI SORUNLARLA GEÇTİ

Lastik Sanayicileri Derneği yetkililerine göre, sektörde 2001’in ilk yarı yılında, özellikle çevre ve enerji sorunları öne çıktı. Ancak, yurdun belirli bölgelerinde faaliyete geçen altyapısı oluşturulmuş, arıtma tesisleri olan firmaların çoğu uygulamalarını geliştirerek bu sorunu aştı.

Özellikle, küçük ve orta boy lastik üreticilerin üretimleri ile şekillenen sektörde, firmalar bu yıl yaşanan krizler nedeniyle ağır finansal sorunlar ile karşı karşıya kaldı. Kredi faizlerinin yüksekliği, vadelerin kısalığı ve kredilerin geri istenmesinden doğan sorunlar sektörde olumsuz hava estirdi. Lastik Sanayicileri Derneği yetkililerine göre, mali sorunlar nedeniyle üretim düştü.

Ana sanayicilerin de global rekabet ortamında rekabet gücünü artırabilmek için dünyada en düşük fiyatı veren ülkelerden belli komponentleri alması, maliyetleri yüksek olan iç üreticileri zor duruma düşürdü. Lastik eşya sanayicileri, kalite ve fiyat açısından ana sanayiinin ihtiyacını karşılayabildi ancak, kar marjları azaldı.
   
Beklentiler

SORUNLAR AŞILIRSA BÜYÜME GERÇEKLEŞECEK

Lastik Sanayicileri Derneği yetkilileri, sektörün geleceğinin alınacak önlemlere bağlı olduğunu belirtiyor. Yetkililere göre, ihraç edilecek lastik eşya üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde, tecil terkin işleminin tekstilde olduğu gibi lastik eşya sektöründe de uygulanmasıyla, şirketler için büyük bir sorun aşılmış olacak. Ayrıca, lastik eşya sanayiinin hem ana hem de devlet organizasyonları tarafından desteklenip geliştirilmesi ve ihracat yapabilme yeteneklerinin takviye edilmesi sektörün verimliliğini artıracak. Yarattığı katma değerin hızla artmasını sağlayacak.

Lastik Sanayicileri Derneği yetkilileri, sektörde yaşanan problemlerin hükümetin uygulamaya koyduğu ekonomik programın olumlu neticelerini vermesi ile sona ereceğini tahmin ediyorlar. Yetkililere göre, finans maliyetlerinin düşürülmesi, mali istikrarın sağlanması ile sektör 2001’de büyüme kaydedecek.

 

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz