SERAMİK Mevcut durum İHRACAT SINIRLI ARTABİLDİ Seramik Üreticileri Birliği yetkililerinin verdiği bilgilere göre, 2001 yılının ilk 4 ayında 232 bin 368 ton seramik kaplama malzemesi ihraç ...
SERAMİK
Mevcut durum
İHRACAT SINIRLI ARTABİLDİ
Seramik Üreticileri Birliği yetkililerinin verdiği bilgilere göre, 2001 yılının ilk 4 ayında 232 bin 368 ton seramik kaplama malzemesi ihraç edildi. Oysa bir önceki yılın aynı dönemindeki ihracat 224 bin 922 ton düzeyinde gerçekleşmişti. Buna göre, 2001 yılının ocak nisan-döneminde ihracat, geçen yıla oranla yüzde 3.3 arttı. Aynı dönemde seramik sağlık ihracatı ise yüzde 16 oranındaki artışla 15 bin 423 tondan 17 bin 897 tona ulaştı. Edip Çini Genel Müdürü Hakkı Germiyanoğlu’nun sektörün mevcut durumu ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:
“Yılın ilk 4 ayındaki ekonomik koşullar sektörümüzü de olumsuz etkiledi. Maliyetlerimizdeki hızlı artış, pazarlarda rekabet gücümüzü zayıflattı. Özellikle en önemli girdilerimizden olan LPG ve elektrik fiyatlarındaki anormal artışlar sektörü zor durumu soktu. Dövizdeki artış ise, bir nebze ihracat yapma imkanı sağladı. Sonuçta, 2001 yılına iç pazarda daralma ile girdik ve öyle devam etmektedir.”
Beklentiler
SEKTÖR ÖNLEMLERİ BEKLİYOR
Mali kriz nedeniyle maliyetlerin reel olarak artması, sektörde fiyatların yükselmesine neden oluyor. Bu durumun devam edeceğini belirten Edip Çini Genel Müdürü Hakkı Germiyanoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:
“2001 yılı beklentilerimizin tamamı, hükümetimizin ortaya koyacağı politikalara bağlıdır. Ancak, henüz, bizi tatmin edebilecek ya da yön verecek somut bir gelişme yok. Sektörün paraya da ihtiyacı yok. Özellikle ihracatçı firmaların önünü açacak tedbirlerin alınması, sektörün nefes almasını sağlayacaktır. Direkt nakite dayalı olmayan ve bizi destekleyen tedbirler alındığı takdirde, ihracatın patlayacağını ve ülkeye katma değeri çok yüksek döviz girdisinin sağlanacağını düşünüyorum. Emek yoğun ve ithalat girdilerinin minimum olduğu bir sektör olması nedeniyle, sektörün kazandırdığı döviz diğer sektörlerin getirdikleri dövizden daha değerlidir. İç pazardaki durum ise tamamen sektördeki firmalar dışında sadece piyasaların rahatlamasına bağlı olarak seyredecektir.”
BİTKİSEL YAĞ
Mevcut durum
TALEP DÜŞTÜ, İHRACAT ARTTI
Türkiye’de 2000 yılında 1 milyon 362 bin ton bitkisel yağ üretildi. Bir önceki yıl ise üretim 1 milyon 293 bin ton düzeyinde gerçekleşmişti. Bu, üretimin 2000 yılında yüzde 5.3 düzeyinde arttığını gösteriyor. 1999 yılında ithal edilen yağ miktarı 616 bin 469 ton. 2000 yılında ise yüzde 15.3 artışla 656 bin 688 ton bitkisel yağ ithalı gerçekleştirildi. Edirne Yağ Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar sektörün mevcut durumunu şöyle değerlendiriyor:
“Sektör 2000 yılı kasım ayındaki krizden epey yara almıştı. Ancak, yılbaşından sonra gerek pazarda gerekse mali piyasalarda hızla gelişen iyimser havanın etkisiyle bir toparlanma yaşandı. Hammadde fiyatları istikrarını korudu. Ancak, bu hava, şubat ayına kadar sürdü. Kriz karşısında firmalar hızla tasarrufa başladılar. Artan hammadde fiyatlarının mamul fiyatlara yansımasıyla satışlar fevkalade azaldı ve çalışabilen üreticilerin özellikle mart ve nisan aylarında üretimi yüzde 40-50 seviyelerine düştü. 2001’in ilk 4 ayında ise talebin bir önceki yıla göre düştüğü, ihracatta ise artış olduğu görülmektedir.”
Beklentiler
İÇ TALEP DÜŞÜŞ OLABİLİR
Sektör yetkilileri, 2001 yılında ciddi bir atılım beklemiyorlar. Aksine, uzmanlara göre, sektör 2001’i küçülme ile kapatacak. Edirne Yağ Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar’ın sektörün gelecek dönemine dair görüşleri şöyle:
“2001 yılında sektörde küçülme beklenmelidir. İç talep, fertlerin daha tasarruflu davranmalarından dolayı kesin olarak önceki yıllardan daha düşük gerçekleşecektir. Pazarda satışlar bundan sonra geçen yıllara oranla daha kısa vadede olacaktır. Fiyat farklarından dolayı, ayçiçek dışındaki yağlara talep nispeten artabilir. Özellikle toplu mutfaklar ve yemek fabrikaları, oteller ve lokantalar gibi yerler fiyat avantajı nedeniyle kolza (kanola), soya, pamuk yağı gibi ayçiçek dışındaki yağlara kayabilir. İhracat içinse iyimser tahminler yapmak mümkün. İhracat yapacak firmalara ‘dahilde işleme belgesi’ kapsamında hammadde ithalatı yapma imkanı verildiği ve firmalar kendi finansman sorunlarını çözdüğü takdirde ihracatta artış olması kaçınılmazdır.”
HAZIR BETON
Mevcut durum
SORUNLAR DAHA DA BÜYÜDÜ
THBB (Türkiye Hazır Beton Birliği) üyesi hazır beton firmaları, 1999 yılında 17 milyon metreküp, 2000 yılında ise 21 milyon metreküp üretim gerçekleştirdiler. Üretimdeki artış ise bu tablo sonucunda yüzde 17.9’a ulaştı. Bu artışta, yılın son 3 ayında özellikle Marmara Bölgesi’ndeki deprem konutlarının inşasına hız verilmesi etkili oldu. 2001 yılının ilk 4 ayında ise yaklaşık 5 milyon metreküp hazır beton üretildi. THBB yetkililerinin sektörün mevcut durumu ile ilgili yorumları şöyle:
“2000 yılı, inşaat sektörü açısından inşaat safhalarının denetiminin yapı denetim kuruluşlarına devredilmesi gibi önemli değişikliklerin yaşandığı bir dönem oldu. 2001 yılının ilk 4 ayında bir iyileşme görülmesi bir yana, şubatta patlak veren krizle inşaat sektörünün de sıkıntıları katlanarak arttı. Kriz, 2000 yılından ertelenen umutların karşılanması engellediği gibi krizin etkisindeki piyasaların iyice daralmasına neden oldu. Sektörde önemli üretim düşüşleri, istihdam kısıtlamaları yaşandı. ”
Beklentiler
CANLANMA YAZDAN SONRA
Sektör yetkililerine göre, 2001 yılının ilk aylarında yaşanan olumlu hava, yerini sıkıntılara bırakacak. Normalde inşaat sezonunun canlandığı dönem olan bahar aylarında beklenen hareketliliğin olmaması yetkililerin 2001 hedeflerinin sapmasına neden oldu. Yetkililere göre, üretim düşecek, istihdam kısıtlamaları devam edecek. Ancak, yine de yaz aylarında kısmi bir hareketlilik bekleniyor. THBB (Türkiye Hazır Beton Birliği) yetkililerinin önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri şöyle:
“Krizin etkisindeki piyasalar daralmaya devam edecektir. Ekonomik sıkıntıların yavaş yavaş atlatılmasıyla, yaz ve sonbahar aylarında nisbi iyileşme yaşanacağı öngörülse bile, 2001 yılının hazır beton sektörü açısından kayıplarla geçeceği ortadadır. Bunu ilk dört aylık rakamlara bakarak söylemek mümkün. Rakamlar henüz kesinleşmemiş olmamakla birlikte, Türkiye Hazır Beton Birliği üyesi firmaların 2001 yıl sonu üretimlerinin, geçen yıla göre düşük oranda kalacağını tahmin ediyoruz.”
LASTİK
Mevcut durum
DIŞ LASTİK HIZLI BÜYÜYOR
Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Özerman, lastik sektörünün mevcut durumunu şöyle değerlendirdi:
“2000 yılı ihracat kayıtlarına göre lastik ihracat toplamı 265 milyon 792 bin dolar oldu. Bunun 2 milyon 952 bin dolarının iç lastik, 262 milyon 839 dolarının dış lastik ihracatından kaynaklandığı görülmektedir. Yani ağırlık yüzde 98 gibi büyük oranla dış lastik grubundaydı.
262 milyon 839 bin dolarlık dış lastik ihracat kaydı içinde en fazla ihracı yapılan kalemler; 1999’da olduğu gibi binek oto dış lastikleri, kamyon ve otobüs dış lastikleri ve minibüs, kamyonet dış lastiklerinden oluştu. İç lastik grubunda ise 1999 ve 2000 yılında en fazla ihracı yapılan kalem ise ortalama 1.5 milyon dolar ile otobüs ve kamyonlarda kullanılan iç lastikler oldu. 2001 yılının ilk 4 ayında ise 2000 yılının aynı dönemine göre iç lastik ihracatı yüzde 68 azaldı. Dış lastikte ise özellikle binek oto ve otobüs ihracatında yaklaşık yüzde 31’lik artış gerçekleşti.”
Beklentiler
İHRACAT YÜZDE 15 ARTACAK
Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Özerman’a göre, yaşadığımız devalüasyon, iç piyasaları olumsuz etkilerken, dış piyasalar açısından hareket getirecek. Erkut Özerman’ın lastik sektörünün önümüzdeki döneme dair görüşleri şöyle :
“2001 yılının ilk dört aylık verilerinde de görüldüğü gibi, ihracatta AB pazarı, otomotiv sektörünün genelinde olduğu gibi lastik sektörü için de büyük bir pazar olma özelliğini korumaktadır. Lastik sektörü ihracatının, 2001 yılı sonunda, 1999 ve 2000 yıllarında oluğu gibi, otomotiv sektörü ihracatının yüzde 10’unu gerçekleştirerek yaklaşık 300 milyon dolarlık bir ihracat kaydına sahip olacağı tahmin edilmektedir. Lastik sektörü, ülkedeki diğer sektörler gibi, ekonomik krizden etkilenmiş ve yurt içinden çok yurt dışına yönelmiş, ihracata ağırlık vermiştir. Bundan dolayı yıl sonunda yüzde 10 olarak tahmin edilen ihracat artışının yüzde 15’lere ulaşması da mümkün görülmektedir.”
PETROL
Mevcut durum
SATIŞLARDA GERİLEME VAR
Türkiye’de, 2000 yılının ilk 3 ayında 1 milyon 177 bin ton fuel oil satışı gerçekleştirildi. 2001 yılının aynı döneminde ise satış miktarı 976 bin 746 ton düzeyine geriledi. Buna göre, 2001’in ilk 3 ayında fuel oil satışları bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 20 düştü. 2000 yılı ilk 3 ayında satılan süper benzin 366 bin 177 metreküp iken, 2001’in aynı döneminde süper benzin satışları 268 bin 772 metreküpte kaldı. Petrolcüler Derneği Genel Sekreteri Yalçın İlter bu tabloyu değerlendirirken şunları söylüyor:
“Petrol ürünleri dağıtım sektöründe 2001 yılının en önemi olayı, kuşkusuz şubat ayında patlak veren ekonomik kriz nedeniyle pompa fiyatlarındaki artışlardı. Otomatik fiyatlandırma sistemi gereği bir yandan dolar kurundaki yükseliş, bir yandan mart ve nisan aylarında yüksek çıkan TÜFE’ye bağlı olarak artan Akaryakıt Tüketim Vergisi, pompa fiyatlarına yansıdı. Bu nedenle tüketici fiyatlarında büyük artışlar oldu. Ham petrol girişi ise devam etti, yerli üretim aksamadan yürüdü. ”
Beklentiler
YÜZDE 5 KÜÇÜLME OLABİLİR
Sektör yetkilileri, 2001 yılı ilk 3 ayındaki satışlara bakarak reel sektördeki krizin etkilerinin süreceğini öngörüyor. Bir önceki yıla küçülme yaşanacağını belirten uzmanlara göre, sektördeki mevcut sorunların olumsuz etkileri hissedilmeye devam edilecek. Bu sorunların başında ise Akaryakıt Tüketim Vergisi geliyor. Petrolcüler Derneği Genel Sekreteri Yalçın İlter’e göre, enflasyonun bir süre daha yüksek çıkması Akaryakıt Tüketim vergisini artıracak. Bu da akaryakıt satışlarını olumsuz etkileyecek. Yalçın İlter’in sektörün geleceğine yönelik tahminleri şöyle:
“2001 yılında ekonomide yüzde 3-5 arası bir küçülme öngörülmektedir. Ekonomik daralmanın devamı halinde akaryakıt satışlarında bir ölçüde azalma olacağını tahmin ediyoruz. Yani sektörün az da olsa 2000 yılına göre küçülmesi söz konusudur. Dolar kurunun bir miktar daha yükselme ihtimalini de göz önüne alırsak, ham petrol fiyatları fazla değişmese bile pompa fiyatlarında bazı artışlar olabilir.”
DEMİR-ÇELİK
Mevcut durum
ÜRETİM YÜZDE 12 BÜYÜDÜ
Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan’ın verdiği bilgilere göre, 2000 yılında ham çelik üretimi bir önceki yıla göre yüzde 0.1 oranında artış göstererek 14.3 milyon ton ile neredeyse aynı düzeyde kaldı. 2001 yılı ocak-mart döneminde ise 3 bin 620 ton ham çelik üretildi. Böylece, geçen yılın aynı dönemine göre ham çelik üretiminde yüzde 12.1 oranında artış sağlandı. Bunun 2 bin 812 tonu uzun ürüne, 724 bin tonu yassı ürüne, 84 bin tonu ise vasıflı çeliğe yönelik ham çelik olarak üretildi. Üç aylık dönemde ham çelik üretiminin yüzde 62.5’i EAO’larında, yüzde 37.5’i ise entegre tesislerde gerçekleştirildi.
Dr. Veysel Yayan, ihracatçı birlikleri kayıtları esas alındığında 2001 yılının ilk 3 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre ihracat, miktar olarak yüzde 17.3 arttığını belirtti. Değer yönünden ise ihracat yüzde 13.1 oranında büyüdü. Yayan’a göre, bu gelişme, üretimdeki artışın daha ziyade ihracata yönelmesinden kaynaklandı.
Beklentiler
2001’DE SÜRPRİZ BEKLENMİYOR
Uzmanlara göre, şubat krizi sonunda yavaşlayan yatırım sezonu, bu ay yeniden açılmaya başlayacak. İhracatta artış olması beklenirken, ithalatın azalacağını belirten yetkililer, ham çelik üretiminde önemli gelişmeler beklemiyor. Üretimin miktar bakımından, bir önceki yıllara paralel olarak aynı düzeylerde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, 2001 yılında iç pazarın daralacağını, devalüasyonun da etkisiyle ihracatın ise yüzde 10 artacağını söylüyor. Dr. Veysel Yayan’a göre, ithalatta ise, geçtiğimiz yıl gözlenen yüzde 32 oranındaki artış bu yıl negatife dönüşecek.
İthalattaki gerilemenin yüzde 15 civarında olacağını öngören Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, ithalattaki gerilemenin yüzde 15 civarında olacağını öngörüyor. Sektörde geçen yıl yüzde 78 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, bu yıl yüzde 100’ün üzerine çıkacağını belirten Yayan, üretimdeki artışın yüzde 7-8 seviyelerinde gerçekleşeceğini söylüyor.
GÜBRE
Mevcut durum
KÜÇÜLME DEVAM EDİYOR
Geçtiğimiz yıl Türkiye’deki tesislerde 3 milyon 172 bin ton gübre üretildi. Bir önceki yıl ise üretim 3 milyon 310 bin ton olarak gerçekleşmişti. Buna göre, 2000 yılında gübre üretimi yüzde 23.9 oranında azaldı. 2001 yılı ilk 3 ayında da durum değişmedi ve gübre üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre düştü. 847 bin 163 ton olan 2000 yılı ocak-mart dönemi üretimi, bu yıl yüzde 15.9 azalarak 712 bin 357 ton oldu.
Gübre Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Fevzi. G. Gönen’in sektörün mevcut durumu ile ilgili açıklamaları şöyle: “Sektör, 2001 yılının ilk çeyreğinde 712 bin 357 ton gübre üretmiş, 1 milyon 771 bin ton gübre tüketimi gerçekleştirmiş, 607 bin 97 ton gübre ithal etmiş ve 48 bin ton gübre ihraç etmiştir. 2001 yılının ilk çeyreğinde 1 milyon 771 bin ton gübre tüketilmiştir ki, bu rakam 1 milyon 856 bin ton gübre tüketilen 2000 yılı aynı döneminden yüzde 4.5 daha azdır. İthalat açısında bakıldığında ise 2000 yılı ilk 3 ayı sonunda 849 bin 347 ton olan gübre ithalatı yüzde 28.5 azalarak bu yıl 607 bin 97 tonda kalmıştır.”
Beklentiler
ÜRETİM 3 MİLYONDA KALACAK
Sektör uzmanlarına göre, yatırımlar teşvik edilmediği sürece gübre sektörü beklenen atılımı gerçekleştiremeyecek. Ekonomik krizin de etkisiyle büyüme hedeflerinden sapıldığını dile getiren uzmanlar, sektörde büyüme kaydedilmeyeceği konusunda hemfikir. Gübre Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Fevzi. G. Gönen ise sektörün geleceğine ilişkin görüşlerini şöyle sıralıyor:
“2001 yılı sonunda üretimin 3 milyon ton, tüketimin ise 5 milyon ton civarında olması beklenmektedir. İthalatın 2 milyon ton civarlarında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Yeterince teşviklerin olmadığı, zaten çok az gerçekleşen gübre ihracatında ise önemli bir değişiklik olacağını sanmıyoruz. Elimizdeki mevcut rakamlar ve bilgiler göz önüne alındığında, sektörde 2001 yılında bir büyüme olacağı düşünülmemektedir. Üretici konumundaki kuruluşların ise yıl sonuna kadar pazar paylarını büyüteceklerini tahmin etmekteyiz.”
ELEKTRİK SÜPÜRGESİ
Mevcut durum
İLK 3 AY YÜZDE 26 KÜÇÜLDÜ
2000 yılında 1 milyon 173 bin adet elektrik süpürgesi üretildi. Bir önceki yılın üretimi ise 1 milyon 66 bin ton olarak gerçekleşmişti. Buna göre 2000 yılında elektrik süpürgesi sektörü yüzde 10.1 büyüdü. 2001’in ocak-mart dönemine bakıldığında ise 212 bin 493 adet süpürge üretildiği görülüyor. Oysa, geçen yılın aynı dönemindeki üretim 286 bin 807 adet düzeyindeydi. Bu tablo, ilk üç ayda yüzde 25.9 düzeyinde küçülme yaşandığını ortaya koyuyor. İhlas Pazarlama Reklam Müdürü Abdullah Kazan’ın sektörün mevcut durumu ile ilgili yorumları şöyle:
“2000 yılında ve 2001’in ilk üç ayında tüketiciler tarafından en çok tercih edilen süpürge segmentleri, klasik süpürgeler ve halı yıkama olarak tabir edilen süpürme ve yıkama fonksiyonu olan süpürgeler oldu. Ayrıca, şarjlı el süpürgeleri pazarda ciddi olarak yer edinmeye başladı. Bu üründe satış rakamları 500 bin seviyesine kadar çıktı. Yatık elektrikli süpürgelerin yıllık satış rakamları ise 400-500 aralığında kaldı.”
Beklentiler
KRİZE RAĞMEN SATIŞLAR ARTACAK
Sektör yetkililerine göre, elektrik süpürgesi sektörü, teknolojik gelişmelerle birlikte ürünler çeşitlendikçe büyüyecek. Yetkililer, yaşanılan krizin etkilerinin azalmasıyla, sektörün rahat bir nefes alacağını sözlerine ekliyorlar. Yatık sessiz süpürgelerde zamanla gelişen ses izolasyon sistemleri ve toz fitrelerindeki kalitenin yükselmesi, emiş gücünün yükselmesi bu ürünlerin pazardaki avantajlarını artıracak. İhlas Pazarlama Reklam Müdürü Abdullah Kazan’ın sektörün önümüzdeki durumuna yönelik görüşleri şöyle:
“Pazar avantajını artıran yataklı sessiz süpürge grubunda son dönemde yaşanan kozmetik değişimler, teknolojik gelişimden kaynaklanarak küçülen ebatlar, kullanım avantajları gibi etmenler bu ürünün pazar payını daha da artırmasını sağlayacaktır. Ülkemizde yoğun olarak süren ekonomik kriz satış rakamlarını olumsuz etkilemektedir. Bu geçiş döneminden sonra konutlar için temel ihtiyaç maddesi olan elektrikli süpürge satışlarının artarak devam edeceğini tahmin ediyorum.”
KIRTASİYE
Mevcut durum
İTHALATTAKİ DÜŞÜŞ OLUMUSEZ ETKİLEDİ
Kırtasiye Derneği Yönetim Kurulu Üyesi S. Salih Sayınay sektörün mevcut durumu ile ilgili şu açıklamaları yapıyor:
“2001 yılının ilk dört ayına birçok üretici firma, 2000 yılının son 2 ayında yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle önlem alarak girdi. Ocak ayı, hedeflerin ulaşıldığı bir ay olmasına rağmen, şubat ve mart ayı ‘felaketlerin’ yaşandığı bir dönem oldu. Nisan ayında ise piyasalar biraz daha rahatladı ve işler daha kolay bir hal aldı. Çünkü, sektörde 9, 10 ve 11 ay vadeli satışlar daha disipline edildi ve vadeler kısaltıldı. Sonuçta 2001 yılı, son 2 ay dışında üretim, ihracat ve ithalat açısından verimli geçti.”
Esselte Leitz Büro Malzemeleri Genel Müdürü Mehmet İpekçi ise şunları söylüyor: “Kırtasiye sektörü gerek bitmiş ürün gerekse hammadde bakımından büyük miktarda ithal bağımlı olduğundan 2001 yılı içindeki süratli devalüasyondan direkt etkilendi. Maliyetler ve fiyatlar sürekli arttı. Bunun sonucu olarak alım gücü düşen ve işleri bozulan firmalar nedeniyle piyasadaki talep azaldı.”
Beklentiler
ÜRETİM DÜŞECEK, İHRACAT ARTACAK
Kırtasiye Derneği Yönetim Kurulu Üyesi S. Salih Sayınay’ın sektörün geleceğine yönelik beklentileri şöyle: “2001 yılında yaşanılan ekonomik sıkıntılar sebebiyle başta ithalatta olmak üzere sorun yaşanacağı kesindir. Çünkü, yurt dışı firmalarından bazılarının mal göndermeyip alacaklarını tahsil etmeyi istemeleri söz konusu... Üretim grubunda ise hammadde girdisini temin edenler mallarını satabileceklerdir. İhracatta ise pek sorun yaşanacağını tahmin etmiyorum. Ancak sonuçta, ekonomik sıkıntılar nedeniyle sektörün 2001 yılını küçülerek kapatacağını düşünüyorum.”
Esselte Leitz Büro Malzemeleri Genel Müdürü Mehmet İpekçi’nin değerlendirmeleri ise şöyle: “2001 yılında piyasanın daralmasına paralel olarak üretim ve ithalat düşecek, imkanı olanlar için ise ihracat bir miktar artabilecektir. Pazarda ise maddi gücü olmayan bütün üretici, dağıtıcı ve hatta satıcılar zor günler geçirecek, bir kısmı ya silinecek ya da şekil değiştirecektir.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?