YALITIM BU YIL DA HIZLI BAŞLADI Son yıllarda istikrarlı bir büyüme trendinde olan sektör geçen yılı da büyümeyle kapattı. 2004 yılında, su yalıtımı hariç, 3,5 milyon metreküplük büyüklüğe ulaşan ...
YALITIM
BU YIL DA HIZLI BAŞLADI
Son yıllarda istikrarlı bir büyüme trendinde olan sektör geçen yılı da büyümeyle kapattı. 2004 yılında, su yalıtımı hariç, 3,5 milyon metreküplük büyüklüğe ulaşan pazar, bir önceki yıla göre yüzde 21’lik büyüme kaydetti.
Bu yıl da sektör açısından iyi başladı. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, şu değerlendirmeleri yapıyor: “TOKİ konutlarındaki hızlı ilerleme ve mevcut binalardaki yalıtım talebinde meydana gelen artışların etkisiyle, 2005 yılına hızlı bir giriş yaptık. Yılın ilk yarısında tüm sektörde, planlanan bütçelerin üzerinde bir satış olduğu izleniyor. Biz de bu yılın ilk 6 ayında elde ettiğimiz 72 milyon YTL ciro ile bir önceki yıla göre yüzde 24’lük artış sağladık. Net bilgiler olmamasına karşın, yalıtım sektöründeki diğer firmaların ciro artış oranlarının da yüzde 20’ye yakın olduğunu tahmin ediyoruz.”
Bu arada sektörü orta ve uzun vadede olumlu etkileyecek bazı gelişmeler söz konusu. Bunların başında mevcut binaların yalıtım alışkanlığı, doğalgazın yaygınlaşması, enerji maliyetleri, deprem korkusu ve bilinç artışı geliyor. Gerek özel, gerekse kamu sektöründe gerçekleştirilecek yatırımlarla TS 825-Binalarda Isı Yalıtım Standardı’nın mevcut binalara uyarlanması başta olmak üzere standart ve yönetmeliklerde yapılacak düzenlemeler ve bunların uygulanmasının sağlanması da yalıtım sektörünün artan bir ivme ile büyümesini sağlayacak. Sektörün bu yıl büyüyeceğini söyleyen Bulut, “Türkiye’nin en büyük 300 sanayi kuruluşu arasında yer alan İzocam’ın da bu yıl sonunda, Tek-İz faaliyetleri dahil, 200 milyon YTL ciroya ulaşması hedefleniyor” diyor.
Pazarın bu yılı da artışla kapatması bekleniyor. Yalıtım sektörünün 2005 yılında, su yalıtımı hariç, 4,2 milyon metreküplük büyüklüğe ulaşacağı ve en az yüzde 20 fiziki büyüme sağlanacağı tahmin ediliyor.
HAZIR BETON
SEKTÖRÜN DERDİ HAKSIZ REKABET
İnşaat sektöründeki kıpırdanma hazır betonu da olumlu etkilemeye başladı. Toparlanmaya 2002’de başlayan hazır beton sektörü, 2003 yılında yaklaşık 27 milyon metreküp, 2004 yılında ise 36 milyon metreküpten fazla üretim gerçekleştirdi. Her ne kadar rakamsal bir artış gözlense de sektör haksız rekabetten dertli. Yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip olan hazır beton sektöründe yaklaşık 300 firma 550 tesisle faaliyette bulunuyor. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) üyesi 77 firma 257 hazır beton tesisiyle üretimin yaklaşık yüzde 65’ini gerçekleştiriyor. Kaliteli üretim yapan bu firmaların karşısında ise kontrolsüz üretim yapan firmalar da mevcut. THBB Genel Sekreteri Ferruh Karakule, şu anda yaklaşık 230 tesisin Kalite Güvence Sistemi (KGS) belgesi olmadan faaliyet göstermeye devam ettiğine dikkat çekiyor. Bu durum da birlik üyesi firmaların iş yapamaz hale gelmesine neden oluyor.
Sektörün üretimi bu yıl da artış trendini sürdürüyor. 2005 yılının ilk 6 ayında 22 milyon metreküplük üretim gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl bu rakam yaklaşık 10 milyon metreküp seviyelerindeydi. Ekonomik krizler nedeniyle ertelenen konut projelerinin hayata geçişiyle birlikte inşaat sektörü ve dolayısıyla hazır beton sektörü yükseliş trendine girdi. Yaklaşık 500 bin yeni konut ihtiyacını karşılanmasını sağlayacak uzun vadeli konut finansmanı sisteminin (mortgage) devreye girmesiyle yükseliş devam edecek.
Mevcut ekonomik ve siyasi gelişmeler, inşaat ve hazır beton sektöründeki büyümenin devam edeceğini gösteriyor. Ferruh Karakule, “Sektörün yıl sonunu yaklaşık 40 milyon metreküplük üretimle kapatacağını tahmin ediyoruz. Gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda, ülkemizin altyapı yatırımlarına ağırlık vermesi ve ülkemizin yıllık hazır beton tüketiminin en az 70 milyon metreküp seviyelerine çıkması gerekiyor” değerlendirmesini yapıyor.
MAKARNA
İHRACAT ARTIŞI SÜRÜYOR
Makarna sektöründe ihracat artışı devam ediyor. Geçen yılı üretim ve ihracatta artışla kapatan sektörde bu yıl da artışın sürmesi bekleniyor. Sektör geçen yıl 512 bin ton üretim, 127 bin ton ihracat, 385 bin iç tüketim rakamlarına ulaştı.
Türkiye dünya makarna üretimde beşinci sırada yer alıyor. Yıllık 10 milyon ton olan dünya makarna üretiminde yüzde 4,3’lük bir paya sahip. Makarna üretiminin temel hammaddesi olan durum buğdayı üretiminde de en önemli üretici ülkeler arasında. Türkiye’deki tüm makarna fabrikaları üretimleri için gerekli olan irmiği kendileri üretiyor. Avrupa ve ABD üreticilerinde fazla yaygın olmayan bu sistem, Türk üreticilerine öncelikle düşük maliyet, standardizasyon, araştırma-geliştirme ve yüksek kalite gibi avantajlar sağlıyor. Yıllar itibariyle ülkemizdeki dalgalı bir seyir izleyen makarna üretimini, sert durum buğdayının rekoltesi, yurt içi talebi ve ihracat miktarı etkiliyor. Türkiye, üretimde ilk sıralarda yer alan ABD ve İtalya gibi ağırlıklı olarak ihracata dönük üretim yapıyor. Türkiye’nin ilk kez 1970 yılında 13 ton ile başlayan makarna ihracatı, bu tarihten sonra sürekli artış kaydetti.
2002’de 49 bin ton olan ihracat, 2003 yılında da yüzde 39,5 oranında artarak 68 bin 450 ton seviyesine yükseldi. Dünya makarna üretiminde lider konumda olan İtalya’da kişi başına ortalama 28,5 makarna tüketiliyor. Türkiye’de ise kişi başına düşen makarna tüketimi yılda yaklaşık 5,4 kilogram.
Bu yılın 6 aylık döneminde 89 bin tonluk ihracat rakamına ulaşan sektörün bu rakamı yakalamasında ihracat yapılan ülke sayısının 109’a ulaşması etkili oldu. Bu yıl üretimin 600 bin ton, ihracatın ise 170 bin ton seviyelerinde gerçekleşmesi hedefleniyor.
TRAKTÖR
MAHSUL FİYATLARI PAZARI KÜÇÜLTTÜ
Traktör pazarında daralma var. Bunun en önemli nedeni de mahsul fiyatlarının düşmesiyle birlikte çiftçinin alım gücünde ortaya çıkan azalma. Geçen yıl üretimde yüzde 34 büyüme gerçekleştiren sektörün üretimi, bu yılın ilk yarısında yüzde 22 oranında azaldı. Geçen yıl toplam üretim 38 bin 27 adet olarak kaydedildi. Bu yılın ilk 6 ayında ise üretim, 17 bin 279 adet oldu. 2004 toplamında yüzde 71 oranında artış göstererek 27 bin 925 adet olan iç satışlarda da bu yıl azalma görülüyor. Yılın ilk 6 aylık döneminde yüzde 20 düşen iç satışlar, 12 bin 611 adet oldu.
Bu yıl geçen yıl toplamında olduğu gibi ihracatta da azalma var. Geçen yıl yüzde 14 azalarak 10 bin 198 adet olarak gerçekleşen ihracat miktarı bu yılın ilk yarısında da yüzde 17 düşüş gösterdi. Geçen yılın ilk 6 ayında 5 bin 562 adet olan ihracat miktarı, bu yıl 4 bin 626 adede geriledi.
Pazarı değerlendiren Uzel yetkilileri, özellikle ikinci yarı yılda kredi imkanlarının son derece azaldığını ve bunun da çiftçi alımlarını yavaşlattığını belirtiyorlar. Bunun sonucu olarak ikinci yarı yıl satışlarında ciddi düşüşler yaşandığını dile getiriyorlar. İlk 7 aya ilişkin değerlendirmeler de yapan yetkililer, pazarın daraldığını vurguluyorlar. Yetkililer, “İlk 7 aylık satış adetlerine bakıldığında sektörün önceki yıla göre yüzde 2,1 daraldığı görülüyor. Ancak biz pazar liderliğimizi 2005 yılının ilk 7 ayında da sürdürüyoruz. Bu daralmanın sebepleri arasında mahsul fiyatlarında istenilen seviyeye gelinememesi, çiftçinin alım gücünün azalması sayılabilir” açıklamasını yapıyorlar.
Eğer faiz oranları ve kredi imkanları mevcut şartlarda devam ederse 2005 yılının da 2004 seviyelerinde gerçekleşeceği öngörülüyor.
AKARYAKIT
TÜKETİMDE KÜÇÜK AZALMA
Akaryakıt pazarında az da olsa küçülme gözleniyor. Geçen yıl toplamında 17,6 milyon tona ulaşan akaryakıt tüketimi, bu yılın ilk 6 ayında geçen yıla göre yüzde 0,33 azalma göstererek 8,4 milyon tona geriledi.
Petrol sanayi Derneği (PETDER) verilerine göre beyaz ürün satışları bu dönemde yüzde 1 oranında artış gösterdi. 7 milyon 651 bin metreküp oldu. Toplam benzin tüketimi ise yüzde 8,7 azalarak 1,65 milyon metreküp olarak kaydedildi. Bu kategori içinde yer alan kurşunsuz benzin satışları yüzde 7,1 oranında artarken süper benzin pazarı yüzde 44 daraldı. Motorin satışları da yüzde 4,1 oranında artışla 6 milyon metreküpe ulaştı. Siyah ürünler pazarı da ilk 6 ayda yüzde 5,1 oranında küçülerek 2 milyon 128 bin ton olarak gerçekleşti.
Sektörün bu yıl gündeminde serbest piyasa var. 2005 yılı başında Petrol Piyasası Kanunu uyarınca serbest piyasa dönemine geçildi. Beraberinde EPDK piyasada faaliyet gösteren tüm kuruluşların lisans altına alınması için gerekli çalışmaları tamamladı. Bugün itibari ile rafineriler, dağıtım şirketleri ve bayilerin lisans işlemleri büyük ölçüde tamamlanmış durumda. Dolayısı ile sektörün uzun yıllardır beklemekte olduğu ve petrol piyasasını yeniden düzenleyen yeni yasal altyapı artık tamamlandı. Bu altyapı ile artık iyi rekabet ortamının korunmasını sağlayacak ve kaçak sorununu ortadan kaldıracak olan denetim sürecinin etkin bir şekilde başlaması bekleniyor.
Bir diğer gelişme de ulusal marker uygulaması. İhalesi iki kez iptal edilen uygulamanın bir an önce başlayarak piyasa denetim mekanizmalarının aktifleşmesi bekleniyor.
2005 yılı ilk 6 ay verileri incelendiğinde akaryakıt sektöründe ekonomik gelişmeler ve otomotiv sektöründeki olumlu gelişmeler ile orantılı bir büyüme gözlenemiyor. Sektör rakamlarında bu yıl geçen yıla göre bir değişiklik beklenmiyor.
SİGORTA
YÜZDE 20’Yİ AŞKIN BÜYÜME BEKLENİYOR
Sigorta sektörü geçen yıl toplam 6,6 milyar YTL’lik prim üretti. Bu yıl sonunda da prim üretimindeki artışın yüzde 20’yi geçmesi bekleniyor. Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmeler geçen yıl sektöre doğrudan yansıdı. Sektörün gündeminde geçen yıl Sigortacılık Kanunu taslağı, Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi’nin faaliyete geçmesi, Tarım Sigortaları Kanunu’nun meclisten geçmesi gibi konular vardı. Geçen yıl ivme kazanan Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) gelişme de sektöre olumlu yansıyan faktörlerden biri oldu. 2004 yılı sonunda toplam yatırıma yönlendirilmiş fon tutarı 277 milyon YTL’ye yaklaştı. 2003 yılı sonunda ise bu rakam 5,9 milyon YTL idi.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği verilerine göre bu yılın ilk yarısında da sektörün prim üretiminde yüzde 15 artış var. Hayat dışındaki tüm branşlarda yükselme gözlendi. Hayat sigortaları prim üretimi binde 83 azalarak 632 milyon YTL’ye geriledi. Hayat dışı toplam prim üretimi yüzde 18 artışla 3,2 milyar YTL olarak kaydedildi. En büyük prim artışı hukuksal koruma branşında gerçekleşti. Bu branştaki prim üretimi yüzde 104 artarak 10 milyon YTL düzeyine geldi. Toplam prim üretimi ise 6 ayda 3,8 milyar YTL’ye ulaştı.
Ekonomik ve siyasi istikrar sürecinin devamı, enflasyonun tek haneli rakamlara inmesi ve olumlu makro göstergeler, AB’ye giriş için yapılan reform çalışmaları iyimser havayı sigorta sektörüne de taşıyor. Genel olarak mali piyasalardaki belirsizliklerin azalması, sektör bazında da mevzuattan kaynaklanan sorunların çözülmesi sigorta sektörünün gelişmesini hızlandıracak faktörler.
Geçen yıllardaki prim artışlarındaki gelişmeler dikkate alındığında sigorta sektörünün 2005 yılı sonunda yaklaşık 8 milyar YTL’lik prim üretim rakamına ulaşılacağı tahmin ediliyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?