Projeksiyon

OLUKLU MUKAVVAİhracattaki Trend Sektörü De Etkiledi Sektör, 2005 yılında ilk kez ülke büyümesinin altında büyüme gösterdi. Üretim ve satış yüzde 4,5 oranında artarak 1 milyon 139 bin tona yaklaştı...

1.05.2006 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

OLUKLU MUKAVVA
İhracattaki Trend Sektörü De Etkiledi

hedSektör, 2005 yılında ilk kez ülke büyümesinin altında büyüme gösterdi. Üretim ve satış yüzde 4,5 oranında artarak 1 milyon 139 bin tona yaklaştı. Özellikle 2005 yılında ülke ihracatındaki sektörel değişmeler, yani otomotiv sektörünün ilk sıraya yükselmesi, tekstil ve diğer ürünlerdeki ihracatın daha fazla artış trendine girmemesi oluklu mukavva üretim ve tüketiminin de 2005 yılında büyümesini yavaşlattı.

Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) Genel Sekreteri Hakkı Yücesoy, “Oluklu mukavva sektörü önceki yıla göre yüzde 4,5 oranında büyüyerek 1 milyon 138 bin 827 ton oldu. Oluklu mukavva sektörü ilk defa bu yıl ekonomik büyümenin altında gerçekleşti. İhracat her zamanki gibi yüzde 3 civarında gerçekleşti” diyor.

Oluklu mukavva sektöründe bugün 116 özel sektör kuruluşu, 124 fabrika 137 adet oluklu hattıyla 26 ilde faaliyet gösteriyor. Oluklu mukavva, her yıl büyüme trendinde olan gelişime açık bir sektör. Türkiye’nin AB süreciyle birlikte sektörde çok büyük bir gelişim bekleniyor. Şu anda kişi başına oluklu mukavva tüketiminin Avrupa ortalamasının yaklaşık üçte biri oranında olması da buna bir kanıt.

Sektörün sorunları da var. Oluklu makinesi başına üretim miktarlarının Türkiye’de 7 bin ton olması bir sorun. Bu miktar gelişmiş ülkelerde yaklaşık 40 bin ton düzeyinde. Bir diğer sorun da gelişmiş ülkelerde çok uzun süredir oluklu mukavva ambalaja giren çoğu ürünün Türkiye’de henüz bu konuma gelmemesi. Yücesoy, “Oluklu mukavva kutu ile sevk edilmesi gereken en önemli ürünlerden biri de yaş meyve-sebze. Ülkemizde yaş meyve-sebze üretiminin sadece yüzde 3’ü oluklu mukavva kutu ile sevk ediliyor” diyerek kullanımın az olduğuna dikkat çekiyor.

Bu yıl sektörde büyüme bekleniyor. Üretim ve satışın 1 milyon 200 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor.


CEP TELEFONU
Yüzde 10 Oranında Büyüme Bekleniyor

Dünyada 2005 yılında 780 milyon cep telefonu satıldı. Satışlar artarken yenileme hızı da yükseldi. Pazar büyümeye devam ederken, cep telefonlarını yenileme süresi 18 aydan 12 ay seviyesine düştü. Cep telefonlarının kablosuz iletişim özellikleri de artıtı. 2004 yılında bluetooth teknolojisine sahip telefonların oranı yüzde 11 iken, 2005 yılında yüzde 27'ye yükseldi.

Türkiye pazarı da giderek büyüme trendinde. Nokia Türkiye Pazarlama Müdürü Ülkem Kırımlı, şu değerlendirmeleri yapıyor: “Önemli bir potansiyele sahip olan Türkiye pazarı, 2001 yılı haricinde, giderek artan bir büyüme ile 2005 yılında 7,5 milyon adet cep telefonu civarında bir rakama ulaştı. Mobil iletişim yaşamdan daha fazla pay almaya devam ediyor. Dolayısıyla, hem satış rakamları artıyor, hem de satılan cep telefonlarının özellikleri her geçen yıl gelişiyor. Sektörümüzün en önemli gelişim yönü, işbirlikleri ve açık platformlarla gelişen bütünleşme. Mobil iletişim giderek medya, İnternet, müzik, oyun, iş dünyası gereksinimlerinin içine nüfuz ediyor. Bu anlamda, üçüncü nesil (3G), multiradyo bağlantı ürünleri, mobil müzik çözümleri, mobil televizyon 2006’daki yeni gelişim yönleri olacak.” Dünyada 2005 yılında 2,2 milyara ulaşan küresel cep telefonu abone sayısının 2006 yılında daha dengeli bir büyüme ile artacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de de artışın sürmesi bekleniyor.

Dünyada pazarın yüzde 10 oranında büyüyeceği, Türkiye’nin bu paralelde seyredeceği düşünülüyor. Ülkem Kırımlı, 2005 yılında dünya cep telefonu pazarı yüzde 24 oranında büyüdü. Nokia olarak pazar payımızı biraz daha geliştirerek dünya çapında yüzde 33’ü aştık. 2006 yılı geneli için ise yüzde 10 civarında bir büyüme öngörülüyor” diye konuşuyor.


HAZIR GİYİM
Hazır Giyimciler İhracatı Artıracak

hedHazır giyim sektörü geçen yılı yüzde 5 ihracat artışıyla kapattı. Bu da sektör için olumlu bir gelişme olarak nitelendirildi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği şu açıklamaları yapmıştı: “Türk hazır giyim sektörü, 2005 yılında tüm dünyada olduğu gibi bir yeniden yapılanma süreci geçiriyor. Biz TGSD olarak yaklaşık dört yıl önce başlattığımız bir proje ile bu sürece Global Yeniden Konumlanma adını vermiştik. Pek çok yabancı uzman, 2005 yılında tekstil ve hazır giyim kotalarının kalkması ile oluşacak yeni dünya ticaret düzeninde Türk hazır giyim sektörünün yüzde 35’den fazla kayba uğrayacağı yönünde bir öngörüde bulunmuşlardı. Ancak öngörünün Türkiye dışında tüm ülkeler için tuttuğu, ancak Türk hazır giyim sanayisi konusunda yüzde 40’lik bir yanılgıya düştükleri ortaya çıktı. Zira, yüzde 35’luk kayıp olmadığı gibi, yaklaşık yüzde 5’lik bir ihracat artışı gerçekleşti. Türk hazır giyimi, yeni bir pozisyon aldı. İhracat birim fiyatları, 2003 yılına göre adetsel olarak azalmasına rağmen, rakamsal olarak yüzde 20 arttı. Bu demektir ki artık katma değeri yüksek ürünler, tasarım ve marka satıyoruz. Hazır giyimdeki bu dönüşüm süreci, uzun vadede rakiplerimizin Çin, Hindistan, Pakistan gibi sadece fiyat rekabeti yapan ülkelerden ziyade, katma değeri yüksek moda ve tasarım ürünleri satan İtalya, İspanya gibi ülkeler olacağının işaretlerini veriyor.”

Bu yıl ise ilk 4 aylık rakamlar ihracatta azalma olduğunu gösteriyor. Ocak-Nisan döneminde 2005 yılı için 3,6 milyar dolar olan ihracat tutarı, 2006’da yüzde 6,8’lik gerilemeyle 3,4 milyar dolara düştü. Ancak hazır giyimciler önlerine bu yıl için ihracatı artırmak yönünde bir hedef koydu. TGSD’nin yaptığı plan, ihracatı yüzde 10 artırarak 14-15 milyar dolarlık ihracata ulaşmak.


ÇAY
Tüketim Değer Olarak Büyüyecek

Krizden sonra daralan çay pazarı sonraki yıllarda büyümeyi sürdürdü. 2005 yılı çay sektörü için oldukça olumlu geçti. Türkiye’deki çay tüketiminin yaklaşık 170 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Bunun 70 bin tonu ev dışı, yaklaşık 100 bin tonu ise ev içi tüketimi oluşturuyor. Geçen yıl ton bazında yüzde 3 oranında büyüme kaydeden siyah çay pazarının 180 bin tona ulaştığı ifade ediliyor. Lipton Ürün Müdürü Sinem Üner Ünsal, “Bağımsız araştırma şirketleri tarafından da daha sağlıklı olarak ölçülebilen ev içi tüketim içerisinde, pazara siyah ve bitkisel çaylar olarak bakıyoruz. Siyah çay pazarı 2005 yılında tonaj olarak yüzde 3, değer bazında ise yüzde 15’lik bir büyüme kaydetti. Bitkisel ve meyveli çaylarda ise hem tonaj hem de değer bazında yüzde 25’lik bir büyüme görüyoruz” diye konuşuyor.

hedTüketici ihtiyaçlarına ve değişen sağlık trendlerine cevap verecek şekilde piyasaya sunulan ürünler, pazarı büyütmeye devam ediyor. Özellikle bitki ve meyve çayları pazarının büyüme potansiyelinin çok yüksek bir sektör. Birçok çay firmasının yeşil çay gibi sağlıklı ürünlere yönelmesi de trendin yükselişini gösteriyor.

Pazarda tüketim artışı beklediklerini kaydeden Sinem Üner Ünsal, Lipton olarak sektörde lider oldukları bardak poşet ve demlik poşet segmentlerinde konumlarını sürdüreceklerinin altını çiziyor. Lipton’un son 2 yıldaki toplam büyüme ortalaması yüzde 50 düzeyinde.
Bu yıl pazarda önemli bir değişiklik beklenmiyor. Ünsal, üretim ve ihracat rakamlarında 2005’e nazaran önemli bir değişiklik öngörmediklerini söylüyor. Tüketim rakamlarında ise değer bazında büyümenin, bitkisel çayların da pazarda daha önemli rol oynamaya başlamasıyla artması bekleniyor.

FIRIN
Fırın Pazarını Ankastre Sürüklüyor

hedPazarda geçen yıl başlayan ithalat artış trendi bu yıl da sürüyor. Bu yıl ilk 2 ayda ithalat artış yüzde 128 olarak gerçekleşti. Geçen yıl fırın pazarında ithalat ve iç satış dışındaki kalemlerde azalma gözlenmişti. Üretim 1 milyon 715 bin adetten 1 milyon 660 bin adede düştü. İthalat ise yaklaşık 32 bin adetten 50 bin adede çıktı. İhracatta da azalma gözlendi. 1 milyon 326 bin adetten 1 milyon 102 bin adede düştü. İç satışlarda ise artış kaydedildi. Yaklaşık 560 bin adetten 622 bin adede çıktı.

BSH Ev Aletleri yetkilileri, geçen yıl yurtiçindeki satışların yüzde 15’ini ankastre ürünlerin oluşturduğuna dikkat çekiyorlar. Son yıllarda inşaat sektöründe ve toplu konutlarda yaşanan gelişmelerin sonucu olarak, ankastrenin toplam satışlardaki payının her yıl yüzde 25 artarak 2010 yılına kadar yüzde 35’e ulaşmasını beklediklerini söyleyen yetkililer, diğer yandan solo ürünlerde ise her yıl yüzde 2-3 oranında artış olacağı tahminini dile getiriyorlar.

Yetkililer, “Geçen yıl toplam üretim düşmesine rağmen biz 9 ayda yüzde 4,5 oranında artırdık” derken şu değerlendirmeleri yapıyorlar: “2005 yılı sonunda hem BSH, hem de diğer oyuncular pazara yeni modeller sundu. Vestel ilk kez Türkiye’de fırın üretimine başladı. Bu gelişmelerin ışığında, önümüzdeki yıllarda üretimde ve ihracatta artış sağlanacağını düşünüyoruz.”

Bu yılın ilk yarısında üretimde artış sağlanacağı düşünülüyor. Emlak piyasasındaki hareketlilik, beyaz eşya sektörünün büyümesini sağlayacak itici güç olacak. Bu büyümeden, ankastre ürünlerin yüksek oranda pay alması bekleniyor. Ankastre ürünlerin satışında yüzde 25’lik artış tahmin ediliyor.

SALÇA
Üretim Düştü Tüketim Arttı

hedDomates salçası, hem üretim hem de ihracatta önemli gıda ürünlerinin başında geliyor. Temmuz-Eylül aylarında üretilen ürünlerin ihracatı ise, bir sonraki yılı da içine alan dönemde gerçekleştiriliyor. Sektörün yapısı gereği yılın ilk yarıyıl döneminde tarımsal hammadde teminine yönelik giderler ile üretim öncesi hatların bakımıyla ilgili teknik giderler, Temmuz ayından sonra yükselen üretim, stok ve satış gelirleri ile dengeleniyor. Özellikle yılın son çeyreğinde kârlılık sağlanabiliyor. Dolayısıyla 2005 yılında salça pazarındaki hareketler, 2004 yılı üretim sezonuyla çok yakından ilgili. Birçok meyve ve sebzenin hasat verimliliği, olumsuz hava koşulları nedeniyle, 2004 yılında beklentilerin altında kaldı. Bu nedenle girdi maliyetleri arttı. Artan girdi maliyetlerine karşın 2005 yılı başından itibaren salçanın satış fiyatlarında herhangi bir değişiklik olmadı. Bu durum, salça satışlarından beklenen kârlılıkların sağlanamamasına yol açtı.

Tukaş yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 2005 Temmuz-Eylül döneminde dünya ve Türkiye’de üretilen sanayi domatesi bir önceki yıla göre azaldı. Sektörün yaklaşık 450 bin ton kapasitesi bulunmasına karşın; üretilen domates salçası miktarı, 2003 yılında 320 bin ton, 2004’te 270, 2005’te ise 265 bin ton oldu. Üretimin düşmesinin nedenleri; iklimsel koşullar, domates ekiminin azalması, domates salçası sektöründeki Çin rekabeti ve düşük kur politikası.

Rekabetin yoğun yaşandığı perakende kanalında salça pazarının büyüklüğü, 2005 yılında 122 milyon YTL’lik büyüklüğe ulaştı. Pazarın büyüklüğü, bir önceki yıla göre; tonaj bazında yüzde 9, ciro bazında ise yüzde 11 oranında artış kaydetti.
Yemek yapımında temel gıda maddelerinden biri olan salçanın iç pazarda satışının artması bekleniyor. Ancak ihracatta zorluk yaşanacak. Tukaş ise yüzde 120’luk büyüme hedefledi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz