Projeksiyon

Kimya Üretimde Azalma Bekleniyor Büyüme oranı 2005’te yüzde 6,5-7’yi bulan kimya üretimi, bu yılı yüzde 4-5 büyüme oranıyla tamamlamayı hedefliyor. Kimya sanayi, deprem de dahil, son ...

1.08.2006 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Kimya

Üretimde Azalma Bekleniyor

Büyüme oranı 2005’te yüzde 6,5-7’yi bulan kimya üretimi, bu yılı yüzde 4-5 büyüme oranıyla tamamlamayı hedefliyor. Kimya sanayi, deprem de dahil, son yıllardaki sıkıntılardan olumsuz etkilenmişti. 2002 yılı itibariyle düzene girmeye başlayan ekonomiyle beraber kimya sanayi de düzelme trendine girdi. Bunun en temel nedeni de sektörün birçok sektöre ara malı üretmesi. Çünkü, kimya sanayi diğer sektörlerin vazgeçemeyeceği girdileri üretiyor. 2003 yılında eksi büyüme hızlarından sonra yüzde 5’lik bir büyüme hızı yakalayan sektör, 2004’de yüzde 8 ve 2005’de ise yüzde 13 büyümeye ulaştı.

Bu yılın ilk yarısında büyüme hızında düşme olan sektörün ihracatında ise gelişme bekleniyor. Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Timur Erk, şu değerlendirmeleri yapıyor:

“İlk 6 ay, 2005’in aynı dönemine göre büyüme hızında yüzde 1-2 arası düşme yaşandı. İhracatta oldukça yüksek oranda artış olmasına karşın, ara girdi ithalatında aynı artış gerçekleşti.

Sonuçlar henüz kesinleşmedi. Ancak, 2006 yılının ilk 6 ayının, geçen yılın aynı dönemine göre daha verimli geçeceği kesinleşmiş gibi. Son 2 aydaki kur dalgalanması, ham petroldeki fiyat artışının devam etmesi, bazı temel ham maddelerdeki fiyat artışına neden oldu. Sektörün 2005’te yüzde 6,5–7 üretim artışı sağladı. Bu yılı ise yüzde 4-5 artışla kapatması muhtemel. Tüketim kimyasallarında ise boya haricinde talep azalması söz konusu. Yıl sonunda üretimden satışların 11 milyar dolar civarında olması bekleniyor. İhracatın ise doğrudan ve dolaylı olarak toplam 7 milyar doları bulacağı yönünde tahmin yapıyoruz.”

2006 yılında beklenen büyüme en az yüzde 6,5 olmalı iken bu rakama ulaşılamayacak. Bunun da esas sebeplerinden biri bilhassa kimya sektöründe, üretime, hammadde üretimine gereği kadar dönülmemiş olması.

Demir-Çelik

İhracat Azalırken İç Tüketim Arttı

Türkiye ham çelik üretimi 2005 yılında yüzde 2,4 oranında artarak 20,9 milyon tona ulaştı. Yine geçen yıl nihai mamul üretimi, 2004 yılına kıyasla, yüzde 13,8 oranında artışla, 19,5 milyon tona yükseldi. Nihai mamul tüketimi ise yüzde 20,6 artışla, 18,3 milyon ton oldu.

Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan’ın verdiği bilgilere göre, üretim ve tüketimi en çok artış gösteren ürün grubu, inşaat sektöründeki canlanmanın da etkisiyle, uzun ürünler olarak gerçekleşti. 2005 yılında uzun ürün üretimi yüzde 16,8 oranında artarak, 15,4 milyon ton; tüketimi ise yüzde 29 oranında artışla, 9 milyon ton seviyelerinde kaydedildi.

Demir çelik ürün ihracatı ise 2004 yılına göre, miktar bazında yüzde 9,8, değer bazında yüzde 7,9 oranında azalarak, sırasıyla 11 milyon ton ve 4,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2005 yılında, düşük maliyetlerle üretim yapan Çin’in net ihracatçı konumuna geçmesi Türkiye’nin ihracatının azalmasına yol açtı. 2004 yılına göre, miktar bazında yüzde 18,9, değer bazında yüzde 26,4 oranında artan ithalat 9,5 milyon ton ve 5,7 milyar dolar oldu.

Yayan, “Sektör, 2005 yılında daralan uluslararası piyasalardaki kayıplarını, iç piyasaya yönelerek telafi etti. İhracata dayalı bir üretim gerçekleştiren sektör, ihracatın yüzde 10 civarında gerilediği bir ortamda, iç piyasadaki canlılık sayesinde, ham çelik üretimini artırabilme başarısını gösterdi. Toplam demir çelik ürünleri tüketimine bakıldığında, 2005 yılında yüzde 21 civarında bir artışın söz konusu olduğu ve sektörün genel ekonomiye kıyasla çok daha iyi bir performans sergilediği görülüyor” açıklamasını yapıyor.

2006 yılının ilk 6 aylık döneminde ham çelik üretimi yüzde 10,9 oranında arttı. 4 aylık ihracatta ise küçük bir artış oldu. İnşaat sektörü nedeniyle tüketimdeki artış sürüyor. Toplam iç tüketimin bu yıl da sürmesi bekleniyor.

İş Makineleri

İnşaatlar Sürerken Sektör de Büyüyor

Türkiye’de iş makineleri pazarı, ülke ekonomisinin performansı, konut, altyapı, turizm ve kamu hizmetleri gibi alanlarda yaşanan gelişmelerden doğrudan etkileniyor. 2005 yılında ülke ekonomisinin istikrarlı bir büyüme içine girmesi ve diğer alanların da bu olumlu seyirden etkilenerek canlanması iş makineleri pazarının iyi bir yıl geçirmesini sağladı.

İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) verilerine göre, 2004’te yüzde 99 artan satışlar 5 bin 275 adete ulaştı. Geçen yıl ise artış yüzde 65’de kaldı ve toplam satışlar 8 bin 700 adede çıktı.

Borusan Makina Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkmen’in sektör ve kendi şirket performanslarıyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

“Konut kredilerinde faizlerin düşmesiyle birlikte adeta patlayan inşaat sektörü, bizim sektörümüzde yüksek performans sağlayan en önemli etken oldu. Bunun yanı sıra, son yıllarda uygulanan mali disiplin nedeniyle ertelenen bazı kamu yatırımlarının 2005’te gerçekleşmesi de sektörümüze ivme kazandırdı.

1994 yılından bu yana Caterpillar iş makineleri ile hizmet verdiğimiz Türkiye pazarında, biz de 2005 yılını büyüme ile tamamladık. Geçtiğimiz yıl müşterilerimize teslim ettiğimiz makine sayısı bin 100 adedi aştı. Müşteri destek satışlarında da önceki yıla göre yüzde 26 oranında büyüme elde ettik. 2005 yılı ciromuz 175 milyon Euro olarak gerçekleşti.”

Sektörde büyümenin süreceğini söyleyen Erkmen, “Diğer yandan, haziran ayı itibariyle kurlarda yaşanan ani değişikliğe rağmen iş makinesi sektörü geçmiş krizlerin aksine ani bir küçülme içine girmedi. Aksine kurların toparlanması ile satış hızı aynı ivme ile devam ederek sene sonunda öngörülen hedeflerin yakalanacağını gösterdi” diyor.

Bu yıl başta çimento olmak üzere bazı malzemelerin fiyatlarında görülen artışa rağmen inşaat sektörü güçlü büyüme ivmesini sürdürüyor. Bu durum iş makineleri sektörünün de büyümeye devam edeceğini ortaya koyuyor.

Hazır Beton

Tüketimde Yüzde 30 Artış Beklentisi

İnşaat yapımlarının hız kesmeden sürmesi, hazır beton sektörünün bu yıl da büyüme tahmini yapmasını sağlıyor. Son yıllarda konut yapımlarıyla birlikte inşaat ve onun önemli bir kolu olan hazır beton sektörü hızlı büyüdü. 2004’te 36 milyon metre küp olan hazır beton üretimi, 2005 yılında yaklaşık yüzde 30 artışla 46 milyon metreküp oldu.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Genel Sekreteri Ferruh Karakule, bunun çok önemli bir üretim rakamı olduğuna dikkat çekiyor. Miktar Avrupa’nın 2-3 ülkesi haricindeki birçok ülkeden fazla. Karakule, gelişmeler için şunları söylüyor:

“Başta Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri olmak üzere artan inşaat yatırımları sonucunda hazır betona olan talep de çok hızlı arttı. Diğer bölgelerde fazla bir hareketlilik görmedik. Yıllarca durgun geçen inşaat yapımları, 2006 yılının başından itibaren estirilmeye başlanılan mortgage rüzgarı, konut faizlerinin düşmesi ve benzeri etmenler sonunda öngörülemeyecek şekilde arttı. Ancak, bugünlerde iç ve dış piyasalardaki olumsuz gelişmeler sonunda ibre tersine dönmeye başladı.

Biz önümüzdeki kısa ve orta dönemde bu azalmanın süreceğini düşünüyoruz. TOKİ ve özel sektörün, yapımını sürdürdüğü onbinlerce konut var. Bu konutların satın alabilecek durumda aynı sayıda alıcı var mı? Bizce yok. Aslında, bilindiği gibi, TOKİ maliyetleri arttığı savıyla bazı projelerini durdurdu bile. Bu gelişmeler içinde hazır beton üreticileri olarak biz işimizi iyi yapmaya çalışıyoruz. Hazır beton en önemli temel taşıyıcı yapı malzemesi. Bizim işimiz de kaliteli beton üretmek ve inşaatlara yetiştirmek.”

Hazır beton üretiminin 2006 yılında bir önceki yıla göre yüzde 30 civarında artacağı öngörülüyor. Bu da üretimin yaklaşık 60 milyon metreküp seviyesine ulaşılacağı anlamına geliyor. Kış aylarından itibaren ise talebin bir miktar düşeceği beklentisi söz konusu.

Çorap

Kur Baskısı Geçti Sektör Rahatladı

Son dönemde Çin’le rekabet ve kur baskısı nedenleriyle sıkıntıda olan çorap sektöründe olumlu bir döneme girildiğinin işaretleri gelmeye başladı. Dövizin yükselmesi ve Çin para birimi Yuan’ın değer kazanması, çorap üreticileri için olumlu gelişmeler.

Çorap Sanayicileri Derneği’nin (ÇSD) verilerine göre, 2005 yılında 1 milyar 190 bin adetlik çorap ihracatı yapıldı. Yine geçen yıl ihracat edilen çorabın değeri ise 632 milyon dolara yaklaştı. Ancak, bu yıl ihracatta yüzde 10’luk artış beklentisi hakim. Öğretmen Çorap Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, “2005 yılında Çin faktörü ve kurların ağır baskısı nedeniyle olumsuz etkisi nedeniyle işler iyi gitmiyor. Buna rağmen bir önceki yılın rakamları yine de korunda. Ancak, belirgin bir büyüme kaydedilemedi” diye konuşuyor.

Bu yılın ilk 5 ayı da sektör için pek iyi geçmedi. 2006 yılının ilk 5 ayına bakıldığında Çin faktörü ve kur baskısı olumsuz şartlar olarak sektörü zorlamaya devam etti. Ancak, mayıs ayından itibaren kur baskısının kalkması ve Çin’deki gelişmelerle birlikte ihracat odaklı bu sanayinin olumlu yönde geliştiği gözlendi. Kariyo, “Şu ana kadar olan gelişmeye bakıldığında ilk 6 ay için 2005’in ilk 6 ayına nazaran olumlu bir gelişme olmadığını, bundan sonraki değişiklerle 2006’nın ikinci 6 ayında olumlu gelişmeler beklediğimizi söyleyebiliriz” açıklamasını yapıyor.

Sektörün 2006 yılını olumlu şekilde kapatması için gereken iki faktör gerçekleşti. Bunlardan biri Yuan’ın değer kazanması ve bunun maliyetlere yansıması, birim fiyatlarının yükselmesi. Diğeri ise kur baskısının da ortadan kalkması. Sektördeki bu olumlu gelişmeler geçtiğimiz 2,5 yıla nazaran 2006’nın çok daha olumlu geçeceği yönünde sinyaller veriyor. Bu gelişmeler ışığında ihracat rakamlarının 2005 yılına göre yüzde 10 civarında büyümesi tüm sektörün ortak beklentisi.

Leasıng

Son Gelişmeler Tahminleri Değiştirebilir

Leasing sektörünün 2005 yılı işlem hacmi 4 milyar 263 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün 9 aylık işlem hacmi 2,9 milyar dolar olmuştu, son çeyrekte ise yaklaşık 1,4 milyar dolar tutarında işlem gerçekleştiren leasing şirketleri böylece sene sonunu 4 milyar doların üzerinde işlem hacmiyle kapadılar. Sektörün 2005 yılı işlem hacminde 2004 yılına göre dolar bazında yüzde 46 artış gerçekleşti.

Finansal Kiralama Derneği (FİDER) verilerine göre 2005 yılında sektörün finanse ettiği proje adedi de bir önceki yılın üzerinde gerçekleşti. 2004 yılında 28 bin 581 adet projeye finansman sağlayan leasing şirketleri 2005 yılında bu rakamı 37 bin 278 adete çıkardılar.

Ortalama işlem tutarı ise 114 bin seviyesinde. Bu tutar leasingin ağırlıklı olarak KOBİ’ler tarafından kullanıldığını gösteriyor. Türkiye’de 1985 yılında uygulamaya konulan leasing, başlangıcından bu yana 208 bin 91 adet proje finanse ederek yaklaşık 25 milyar dolar tutarındaki yatırıma orta ve uzun vadeli kaynak sağladı.

Leasing işlem hacmi 2006 yılının ilk 3 aylık döneminde ise 1,2 milyar dolara yaklaştı. Sektörde 2004’ün aynı dönemindeki işlem hacmine göre dolar bazında yüzde 61 artış gerçekleşerek bu yılın Ocak-Mart döneminde toplam 1 milyar 147 milyon dolar tutarında leasing sözleşmesi imzalandı. Bu dönemde imzalanan sözleşme adedi de 2004’ün aynı dönemine göre yüzde 42 artarak, 9 bin 714 adet olarak gerçekleşti.

FİDER’in 2005 yılında, 2006 için yaptığı tahminler yüzde 17-20 büyüyeceği ve 5 milyar dolarlık bir işlem hacmine ulaşacağı şeklindeydi. Ancak yaşanan son gelişmeler piyasada bir belirsizlik yarattığından bu konudaki tahminlerin revize edilmesi gerekecek. Ancak şu anda bunu belirlemek zor görünüyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz