Kişisel Bakım Büyüme Devam EdiyorBirçok sektörün aksine kişisel bakım pazarı, krize rağmen istikrarlı büyümesini sürdürüyor. 2007 yılında büyüklüğü 3 milyar lira olan kişisel bakım pazarı, 2008 yı...
Kişisel Bakım
Büyüme Devam Ediyor
Birçok sektörün aksine kişisel bakım pazarı, krize rağmen istikrarlı büyümesini sürdürüyor. 2007 yılında büyüklüğü 3 milyar lira olan kişisel bakım pazarı, 2008 yılında yüzde 16 büyüyerek cirosunu 3 milyar 501 milyon liraya çıkardı.
Sektör içinde en hızlı büyüyen kategori ise yüzde 24’lük artış oranıyla cilt bakımı oldu. Cilt bakımını, yüzde 20’lik artışla kişisel temizlik ve yüzde 19’luk artışla deodorant kategorileri izledi. Kişisel bakım ürünleri içinde en büyük pay ise saç kategorisine ait. Pazar büyüklüğü 622 milyon 840 bin liraya ulaşan saç ve şampuan ürünlerinde her yıl yüzde 10 büyüme sağlanıyor.
Son yıllarda yakalanan yüksek büyüme oranlarına karşın uzmanlara göre kişisel bakım sektörün en önemli sorunu, hala tüketiminin Avrupa ülkelerinin gerisinde kalması. Unilever Kişisel Bakımdan Sorumlu Pazarlama Direktörü Özlem Engin, sektöre ilişkin şu bilgileri bizimle paylaştı:
“Kişisel bakım, Türkiye’de gelişmeye açık bir pazar. Birçok sektörün kriz nedeniyle durakladığı, hatta gerilediği bir dönemde kişisel bakım sektörü, 2009 yılının ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 büyüdü. Ancak bu yüksek büyüme rakamlarına rağmen kişisel bakım kategorisindeki veriler kullanım oranlarının halen Avrupa ülkelerinin çok gerisinde olduğunu gösteriyor. Bu yılın sonunda ise 2008’e göre büyüme bekliyoruz. Tahminlerimize göre 2009, geçen yıla göre daha iyi olacak. Sektör, 4 milyar lira sınırını aşacak.”
2009’da sektörün bir önceki yıla göre büyümesi bekleniyor. Yapılan tahminler, bu yıl sektörün yüzde 15-20 büyüyerek cirosunu 4 milyar liranın üzerine çıkaracağı yönünde.
Mobilya
Üretim İvme Kazandı
Geçtiğimiz yıl cirosunu 7,5 milyar dolara çıkaran mobilya sektörü, kriz nedeniyle yaşadığı daralmadan evlilik sezonunun başlamasıyla ve sektöre yönelik yapılan KDV indirimiyle kurtuldu. Ancak 2008’de mobilya talebi gözle görülür biçimde azaldığından birçok işyeri kepenklerini indirmek zorunda kaldı. Sektörde diğerlerine göre daha şanslı olan şirketler ise ihracat ağırlıklı çalışanlar oldu.
İrili ufaklı 30 bin üreticinin faaliyet gösterdiği sektörün 2008 ihracatı 1 milyar doları geçti. İthalatı ise 750 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. 2010’da 2,5 milyar dolar ihracat hedefleyen sektörde hala en büyük sorun yüzde 85’lere varan kayıtdışılık. Sektör yetkililerine göre ikinci büyük sorun ise markalaşmada yaşanıyor. Sektörde halen yüzde 5 oranında markalaşmış şirket bulunuyor.
Yüzde 18 olan katma değer vergisi oranının yüzde 8’e inmesinin sektörü olumlu etkilediğini söyleyen Masko Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı’nın sektörle ilgili değerlendirmesi şöyle:
“Sektörün 2009’da büyümeyeceğini düşünüyorduk. Ancak KDV indiriminin uygulanması ve evlilik sezonunun başlaması dolayısıyla bir hareketlilik söz konusu oldu. Krizden önce yüzde 13 büyüme öngörüyorduk. Bu tahminlerimizi biraz daha yukarı çektik. Vergi indirimi stok fazlasının da erimesini sağladı ve üretim yeniden ivme kazandı.”
KDV indirimi ve evlilik sezonuyla krizin olumsuz etkilerini azalttı. Geçen yıl, 1 milyar 331 milyon dolar ihracat yapan sektörün 2010 hedefi 2,5 milyar dolara yükseldi.
Yapı Marketleri
Mağaza Sayısı Artıyor
Yapı marketleri, perakende sektörü içindeki payını artırıyor. Özellikle krizden dolayı evde vakit geçirmeyi tercih eden tüketicilerin harcama alışkanlıklarının değişmesi de sektörün büyümesine yol açıyor.
1995’te perakende sektörü içinde oldukça küçük bir paya sahip olan sektörün, bugün ulaştığı büyüklük 7 milyar dolar seviyesinde. Zaman içinde oyuncu sayısını da artıran sektörde, ulusal bazda faaliyet gösteren 5 önemli şirket bulunuyor. Sektörün en büyük oyuncusu yüzde 40’lık pazar payıyla Koç Topluluğu şirketlerinden Koçtaş. Ancak sektörde üst bir kurul olmadığı için rakamsal veriler, şirketlerin verdiği bilgilerle sınırlı kalıyor.
Sektördeki en önemli bir geçiş yaşanıyor. Nalburiye ve inşaat ağırlıklı ürünler satan yapı marketleri konseptinden ev geliştirme pazarına doğru geçilme süreci başladı. Bu trend, sektördeki firmaların hedef kitlesine etkiliyor. Erkek tüketicilerden bayanlara doğru kayış yaşanıyor. Koçtaş Genel Müdürü Alp Özpamukçu, “Organize ev perakendeciliği pazar büyüklüğü itibarıyla oldukça cazip olduğundan yerli ve yabancı sermayenin dikkatini çekiyor” diyor. Her yıl yüzde 30 oranında müşteri sayılarını artırdıklarını söyleyen Özpamukçu, şu bilgileri aktarıyor:
“2008 yılında perakende sektöründeki toplam mağaza sayısında 2007’ye göre yüzde 21 artış yaşandı. Bu artış bizim de yer aldığımız gıda dışı perakendede yüzde 13 olarak gerçekleşti. 2009’da da yapı marketleri pazarında 7 milyar dolarlık pazarın korunacağını öngörüyoruz.”
Müşteri sayısındaki istikrarlı büyümeyle birlikte yeni mağaza yatırımları artıyor. Ancak 2009’da da geçen yıl olduğu gibi sektörün 7 milyar dolarlık Pazar yapısını koruyacağı öngörülüyor.
Otomobil
İhracatta Daralma Devam Ediyor
Avrupa’nın sayılı üretim merkezlerinden biri haline gelen otomotiv sektöründe, hükümetin tüketimi canlandırmak için başlattığı ÖTV indirimi daralmayı durduramadı.
Bu yılın mayıs ayında 52 bin 631 otomobil üretildi. Bu, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,7 oranında bir daralma anlamına geliyor. Bu yılın ilk 5 aylık döneminde ise üretim 192 bin 352 otomobil üretildi. Bu da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 39,3 oranında küçülmeyi ifade ediyor.
Otomobil satışlarında ise büyüme yaşandı. Bu yılın mayıs ayında satışlar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40,4 artarak 44 bin 188 adete ulaştı. Yılın ilk 5 ayındaki satışlar ise 2008’in aynı dönemine göre yüzde 9,5 artarak 148 bin 677’ye ulaştı. İlk 3 aylık ÖTV indirimi, otomobil satışlarını rakamlardan da görüldüğü gibi olumlu etkiledi. Ancak uzmanlar, ikinci ÖTV indirimin aynı artışı yapmayacağı görüşünde.
İhracattaki keskin düşüş ise sürüyor. 2009’un mayıs ayında ihraç edilen otomobil sayısı yüzde 36 daralarak 32 bin 659 adet oldu. İlk 5 aylık verilerde ise yüzde 44 oranında daralma yaşandı.
Sürekli değişen konjonktür nedeniyle 2009 yıl sonu tahminini yapamadıklarını söyleyen Otomotiv Sanayi Derneği Genel Sekreteri Profesör Ercan Tezer, şu değerlendirmeyi yaptı: “Teşvikin büyüklüğü azaltıldı. Temmuz ve ağustosta vergi indirimi, otomobil satışlarında aynı etkiyi yaratmayacak. Ticari araçlarda ise durum daha kötü. Teşvikin hiç olmamasından dolayı kriz artarak devam edecek. Fabrikaların hepsi kapalı.”
Üretim ve ihracatta daralma sürüyor. Uzmanlara göre sektörün kriz öncesi durumuna tekrar dönmesi için en az 2 yıla ihtiyacı var.
Eşdeğer İlaç
Değer Bazında Yükseliş Sürüyor
Geçtiğimiz yıl dünya ilaç pazarı bir önceki yıla göre yüzde 8,1 oranında büyüyerek 773 milyar dolar oldu. Orijinal ilaçlara göre daha ekonomik olan eşdeğer ilaç kullanımında ise önemli bir değişiklik olmadı.
Türkiye’de de 2007 yılında kutu ölçeğinde yüzde 51,7 olan eşdeğer ilaçların payı, 2008 yılında çok az bir düşüşle yüzde 51,4 olarak gerçekleşti. Tutar ölçeğinde ise 2007’de yüzde 33,4 olan eşdeğer ilaçların payı yüzde 34,6’ya yükseldi. Bu durum ise pazara pahalı referans ilaçların eşdeğerlerinin girmesinden kaynaklandı.
2008 yılında pazara yeni giren ilaçların yüzde 69’u ise eşdeğer ilaçlardan oluştu. Eşdeğer ilaç kullanımıyla sağlanan tasarruf miktarı ise 885 milyon lira oldu.
Sektörün belli başlı problemlerini ilaç fiyatlandırması, ruhsatlandırma, geri ödeme sisteminin geliştirilmesi, kârlılık ve rekabet olarak özetleyen Pensa İlaç Türkiye Genel Müdürü Dr. Emin Paçacı, “Eşdeğer ilaç üretiminin ve kullanımının desteklenmesiyle Türkiye’nin rekabet gücünün artması ve bu yöndeki ihracat potansiyelinin değerlendirilmesi mümkün olacak” diyor. Paçacı, global krizin etkisiyle eşdeğer ilaç satışlarında beklenen büyümenin gerçekleşmediğini de söylüyor. Paçacı’ya göre eşdeğer ilaç pazarında 2009’da, 2008’e göre
kutu bazında yüzde 1-2’lik bir büyüme gerçekleşecek.
Son 10 yıldır gelişen eşdeğer ilaç pazarında kutu ve ciro bazında 2008’de 2007’e göre tüketim aynı kaldı. 2009’da ise sektörde değer bazında yüzde 3-5 arasında bir büyüme yaşanacağı tahmin ediliyor.
Yalıtım
Kriz Ciroları Düşürdü
Yalıtım sektörünün üretimden satışları kapsayan cirosu, 2006’da 1,2 milyar dolardı. Sektör, 2007’de yüzde 25 büyüyerek bu rakamı 1,5 milyar dolara taşıdı. Bu tarihten itibaren de büyüme oranı düştü. 2008 yılında sadece yüzde 5 büyüyen sektörün cirosu, 1 milyar 575 milyon seviyesine çıktı. Böylece krizin en çok hissedildiği 2008’in son çeyreğindeki talepteki düşüşe rağmen sektörün cirosu bir önceki yılın aşağısına inmedi.
Ancak kriz esas etkisini, 2009’da da gösterdi. 2009’da yalıtım sektöründe ciddi bir daralma yaşandığını söyleyen İzoder Genel Koordinatörü Ertuğrul Şen, “2009 yılının ilk 3 aylık rakamları yalıtım sektörünün cirosal bazda yüzde 30 ila 35 oranında küçüleceğini gösteriyor” diye değerlendiriyor.
Ancak AB uyum çalışmaları ve yeni yönetmeliklerle birlikte binalarda yalıtım talebinin artacağı tahmin ediliyor. Pazarın büyük potansiyele sahip olduğunu söyleyen Şen, sektörün içinde bulunduğu krizden kurtulması için yalıtım kredisi, ısı yalıtım ürünlerinde KDV oranının yüzde 1’e indirilmesi gibi bir dizi önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
2009’un ilk 3 aylık verileri, yalıtım pazarının yılı yüzde 30 ila 35 oranında daralarak kapatacağını gösteriyor. Ancak yeni çevre ve enerji yönetmelikleriyle sektörün potansiyeli artabilir.
Hazırlayan: Ayçe Tarcan Aksakal
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?