Demireller yeni yatırımlarla büyüyecek

Konya Ereğli’de doğan Demireller Şirketler Grubu’nun tarihi 1959 yılına dayanıyor. Merhum Kazım Demirel’in ilk olarak bir akaryakıt istasyonu kurarak başlattığı serüven, günümüzde 5 farklı alanda toplam 250 çalışanla faaliyet gösteren bir grup doğurmuş. Grubun üçüncü kuşak isimlerinden olan ve finans direktörlüğü görevini yürüten Halime Demirel Akbel, önümüzdeki dönemde de yatırımlara devam edeceklerini söylüyor. Demirel, yeni bir yol dinlenme tesisi inşa ettiklerini, bunun yanında madencilik ve akaryakıt alanında da yeni hamleler geleceğini belirtiyor. Üçüncü kuşak olmanın hiçbir dezavantajını yaşamadığını, aksine çok avantajını gördüğünü anlatan Demirel, grubun yeniliğe çok açık olduğunun altını çiziyor.

9.09.2015 12:45:380
Paylaş Tweet Paylaş
Demireller yeni yatırımlarla büyüyecek
Konya Ereğlili bir grup olan Demireller Grubu 5 farklı sektörde faaliyet gösteren bir aile şirketi. Üçüncü kuşakların da yönetime girmeye başladığı grup, dedeleri Kazım Demirel’in mirası olan şirketi her geçen yıl daha da büyütüyor. Grubun finans direktörü olarak görev yapan Halime Demirel Akbel, aile şirketlerinde yaşanması muhtemel sıkıntıların kendilerinde yaşanmadığının altını çiziyor. Yetki ve sorumluluğun aynı anda verilmesiyle yeni neslin daha başarılı olabileceğini ifade eden Demirel, akrabalık ve iş hayatını asla birbirine karıştırmadıklarını vurguluyor. Demirel’e göre iş hayatında kuşak çatışmaları elbette olabilir ama önemli olan kuşaklar arasındaki uyumu yakalayabilmek. 
Grubunuz ne zaman kuruldu ve günümüze kadar nasıl büyüdü? 
Demireller Şirketler Grubu’nun kuruluşu bundan 55 yıl önceye dayanıyor. Daha önceleri çiftçilik yapan dedem Kazım Demirel, 1959 yılında Konya Ereğli’de ticari hayata başlama kararı alıyor ve bir akaryakıt istasyonu açıyor. Ondan 5 yıl sonra bir akaryakıt istasyonu daha açıyor ve hemen arkasından yurtiçi nakliye hizmetleri işine giriyor. 1970 yılında da araç lastik işine girip büyümeye devam ediyor. Dedem 3 kız ve 3 erkek olmak üzere 6 çocuk babasıydı. 1980 yılına kadar iki erkek ve bir kız çocuğuyla beraber çalışmaya devam etti. 1981 yılında vefatının ardından ise tüm işler ikinci kuşağa geçti ve mevcut işlere onlar devam etti. 

İkinci kuşak neler yaptı? 
2001 yılında yeni bir sektöre girme kararı alındı ve üç kardeşin ortaklığında madencilik sektöründeki faaliyetler başladı. 2002 yılında Ayrancı/Karaman ve Mersin il sınırları içinde Toros dağları zirvelerinde 2000-2400 metre rakımlar arasında bulunan 10’a yakın yüksek kaliteli sahadan boksit cevheri üretimine ve pazarlamasına başladık. 2006 yılında ihracata girdik, 2012 yılında da Mut–Mersin’de manyezit cevheri üretimine başlandı. Akaryakıt sektöründe yeni akaryakıt istasyonları ve araç bakım merkezi açıldı. 2008 yılında 5 kardeşin ortaklığında yol boyu dinlenme tesisi işletmeciliği işi başladı. Konya Ereğli’de Güneydoğu ile Batıyı birbirine bağlayan güzergahta 400 kişilik kapasitesiyle günde ortalama 2 bin 500 kişinin mola noktası haline geldi. Geçtiğimiz yıl da Niğde-Pozantı Otoyolunda hizmet tesisi inşaası başladı. 2014 yılında ise otel işletmeciliğine girdik ve yine Ereğli’de 4 yıldızlı bir otel açtık. 

Şu anda ikinci kuşak halen görev başında mı?
Evet, şu anda ikinci kuşaktan 5 kardeş aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Dört ayrı firmayla 5 ana iş kolunda faaliyet gösteriyoruz. 1959 yılında başladığımız akaryakıt-nakliye sektöründe ve 2008’de başladığımız turizm sektöründe Demireller Akaryakıt ve Nakliye Tic ve San Ltd Şti. olarak varız. Madencilik sektöründe 2001 yılında kurulan Demireller Tarım ve Madencilik San ve Tic A.Ş’nin yanında 2010’da kurulan Demad Madencilik ile faaliyetteyiz. Enerji sektöründe ise Mirel Enerji Elektrik Üretim A.Ş. ile faaliyet gösteriyoruz. 
~
Grupta toplam kaç kişi çalışıyor ? 
Şirketler grubumuzda toplam 250 kişi çalışıyor. 

Önümüzdeki dönemde hangi alanlarda büyümeyi hedefliyorsunuz? 
Madencilik sektöründe boksit satışında Türkiye lideriyiz ve bu sektördeki yatırımlarımız devam ediyor. Yeni projelere yönelik fizibilite ve Ar-Ge çalışmaları aralıksız sürüyor. Dinlenme tesisi işinde de iki yeni yer daha açmayı planlıyoruz. Bunların ilkinin açılışı 2016’da olacak. Ayrıca halen 4 olan akaryakıt istasyonu sayımızı 6’ya çıkaracağız. 

Grupta sizin göreviniz nedir? 
Ben grupta üçüncü kuşak olarak yer alıyorum. 1984 doğumluyum ve 2007 yılında Bilkent Üniversitesi işletme Fakültesi’nden mezun oldum. Mezuniyetin ardından madencilik sektöründe faaliyet gösteren firmamızın satış departmanında çalışmaya başladım. Daha sonra finans departmanına geçtim ve çalışma hayatıma oradan devam ettim. Halen tüm firmalarımızın finans direktörlüğü görevini yürütüyorum. 

Sizce Türkiye’de aile şirketi olmanın öne çıkan avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Dünyada en yaygın görülen şirket tipi aile şirketleridir. Dünya genelinde bu oran yüzde 65-85 arasında değişir. Aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıldır. Bu şirketlerin yüzde 30’u ikinci kuşağa, yüzde 12’si üçüncü kuşağa geçebiliyor. Dördüncü kuşağa geçebilme oranı ise sadece yüzde 3’te kalıyor. Aile şirketlerinin çöküş nedenlerine bakıldığında ağırlıklı neden, akrabalık bağlarının profesyonel iş hayatına karıştırılması olarak öne çıkıyor. Roller ve beklentiler iç içe geçiyor. Aile bağlarındaki duygusallıkla iş hayatındaki mantıklı davranma kavramları birbirine karışıyor. Aile şirketlerinin öne çıkan ilk avantajı hedef ve amaçlarının bir olması. İşletmeye kesin bir bağlılık vardır ve çalışma zamanı konusunda esnektir. Firmanın her departmanında çalışma şansınız olur. Konular hakkında kararlar alma süresince rahatlıkla görüş bildirebilirsiniz. Ayrıca karar alma süreleri de büyük kurumsal firmalara göre daha kısadır. Ancak aile şirketlerinin önemli dezavantajları da var. Örneğin ataerkil bir yönetim yapısının hakim olması sorun yaratabilir. İş yerindeki pozisyonlar yakınlık derecesine göre belirlenebilir. Bu durum özellikle kariyer planlamalarında ciddi sıkıntılara neden olabilir. Çünkü kariyer gelişimi aile bağlarına göre değil performansa bağlı olmalıdır. Ayrıca devir planlarının olmayışı ve aile fertlerinin menfaatleriyle şirket menfaatlerinin birbirine karıştırılması da aile şirketlerinde ortaya çıkabilecek diğer problemler arasında yer alıyor.

Aile şirketlerinde kuşak çatışması yaşanıyor mu? 
Aile şirketlerinde elbette ki kuşak çatışmaları yaşanıyor. Ama ben bunu çok doğal bir süreç olarak görüyorum. Mevcut hayatın içinde yer alan babyboomers (patlama kuşağı) , X, Y ve Z kuşakları birbirinden çok farklı dört kuşak. Ama burada önemli olan kuşaklar arasındaki uyumu yakalayabilmek. Her kuşağın kendine has özellikleri var. Bunun yanında birbirlerinden öğrenecek de çok şeyleri var. 
~

Grubun başarısının arkasındaki en önemli neden nedir? 
Bizde dedemin arkasından göreve gelen ikinci kuşak tüm ilişkilerini sevgi ve saygı çerçevesinde yürüttü. Devamlı birbirleriyle fikir alışverişinde bulundular ve başlarına buyruk hareket etmediler. Her şey fikir birliğiyle yürüdü, dolayısıyla aralarında hiç bir çatırdama olmadı. Şimdi onlar tüm birikimlerini üçüncü kuşağa aktarıyorlar.

İYİ YÖNETİM ÖNEMLİ
SİSTEME BAĞLI ALTYAPI OLMALI 

Aile şirketlerinde en önemli şey iyi yönetimdir. Bu tip şirketlerde ilişkiler genellikle sevgiye dayalı olur, yaklaşımlar daha duygusaldır. Dolayısıyla iyi yönetimden kastım olan yapılanmalarla bu tip şirketler sürekliliğini sağlayabilir. Yönetimlerde kişilere değil sisteme bağlı altyapılar oluşmalı ki yeni gelen nesiller bu sistemin uygun parçaları olabilsin. 
AİLE ANAYASASI VE İÇ DENETİM ŞART 
Aile şirketleri üç bileşenden oluşuyor; yönetim, aile ve hissedarlar. Bu üç bileşenin uyum içinde olması ve aile şirketlerinin ömrünün uzatılması için tüm aile bireylerinin katılımıyla yazılmış aile anayasası çok önemli. Ayrıca yönetim kurulunun oluşturulup etkin yetki ve sorumluluk verilmesi ve yine etkin bir iç kontrol sistemi şirketlerin hayatına devam edebilmesi açısından kritik öneme sahip. 

ÜÇÜNCÜ KUŞAK OLARAK ÇATIŞMA YAŞADI MI?
BEN ÇATIŞMA YAŞAMADIM

 Açık söylemek gerekirse ben hiç kuşak çatışması aşamadım. Aksine, bana çok büyük destek, yetki ve sorumluluk verdiler. Yetki ve sorumluluğun birlikte verilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu iki kavram hem günlük hem de iş hayatımızda çok önemli.
YETKİ VE SORUMLULUK BİRLİKTE VERİLMELİ
Tek yetki veya tek sorumluluk vermek hep bir tarafları eksik bırakıyor. Sorumluluk veriyorsanız yetkiyi de mutlaka vermelisiniz ki yeni gelen nesil başarılı olabilsin. İş tecrübem olmadan aile şirketine gelmeme rağmen benim iş hayatını öğrenmemde emekleri çok fazla. Akrabalık ve iş hayatını birbirine hiç karıştırmadık.
ÜÇÜNCÜ KUŞAK İÇİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLAR
Her konuda danışabileceğiniz, fikir alacağınız insanlar var. Bunun yanında da engin bir tecrübe... Benim uygulamalarıma, fikir görüşlerime de çok ılımlı yaklaşıp desteklediler. Kimi aile şirketlerinde olduğu gibi işler elimizden gidiyor diye bakmıyorlar. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz