"75,000'in altı alım için uygun"

Bülent Altınel, yılın son çeyreğine yönelik olarak piyasa beklentilerini ve yatırım stratejisini şöyle anlattı...

29.12.2016 10:40:020
Paylaş Tweet Paylaş
"75,000'in altı alım için uygun"
Talip Yılmaz
[email protected]

Borsa İstanbul, 2016 yılına pozitif büyüme ve uygun değerlemeyle ivme kazanarak başladı. 15 Temmuz’a kadar Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi’nden yüzde 7-8 daha iyi performans gösteren borsa, bu tarihten sonra bir miktar negatif ayrıştı. Ancak nominal olarak endeks seviyeleri, yılbaşından yukarı seviyelerde seyrediyor. Yurt içinde kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları, ekonomik gelişmeler, yurt dışı piyasalarda ABD faiz artırımı beklentileri, Avrupa’nın para politikaları takip ediliyor. Bu ortamda defansif bir piyasa görünümünün olduğunu söyleyen ING Menkul Değerler Genel Müdürü Bülent Altınel, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesine yönelik olarak bundan sonra reformlara ağırlık verilmesi konusuna vurgu yapıyor. Bülent Altınel, yılın son çeyreğine yönelik olarak piyasa beklentilerini ve yatırım stratejisini şöyle anlattı:
* Yıl sonuna kadar hangi konular piyasalar üzerinde etkili olacak?
 Piyasalar ağırlıklı olarak ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artış ihtimali ve zamanlamasına dair değerlendirmeleri takip ediyor. Sonbaharda ABD’de başkanlık seçimlerinin ardından aralık ayı daha uygun bir tarih olarak öne çıkıyor. Nitekim ağustos ayı tarım dışı istihdam verilerinin beklentilerin oldukça altında kalması da piyasalarda yakında bir artış olabileceği algısını zayıflattı. ING ise ılımlı enflasyon rakamları yanında seçimlerin aktivite ve güven göstergelerine olumsuz yansıma potansiyelini de dikkate alarak 2017’nin ilk çeyreğinin faiz artışı için daha uygun bir zaman olacağını tahmin ediyor. FED’in son toplantı notlarından tespit edildiği üzere ekonomik büyümede toparlanma mevcut, ortalama istihdam artışı var. Dolayısıyla faiz artışı için sinyal verilmiş durumda. Her şey yolunda giderse yıl sonuna kadar bir artış olabilir.
* Türkiye’nin kredi notuna ilişkin düşünceniz nedir?
 Yurt içinde Fitch’in görünümü negatife çekmesinin piyasalar üzerinde etkisi sınırlı kalırken Moody’s’in 18 Ekim’e kadar açıklama yapması bekleniyordu. Ancak sürpriz şekilde geçen ay sonuna doğru notu ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin altına çekti. Moody’s’in not indirimi, beklenmeyen bir gelişme olarak piyasaları kısa vadeli olumsuz etkileyecek. Kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye ekonomisi üzerindeki yaşanan şokun önemli ölçüde atlatıldığını, buna mukabil uzun vadeli yapısal sorunların halen mevcut olduğunu belirtti. Moody’s’ten gelen ilk açıklamalar, genel olarak piyasada pozitif algılanmıştı ve notun düşmeyeceği şeklinde yorumlanmıştı. Not indirimindeki kararın politik bir karar olma ihtimali sıkça karşılaştığımız yorumların başında geliyor. Bununla birlikte ekonomi yönetimi ‘konsantrasyonun hızlıca reformlara yöneltileceğini’ açıkladı. Bu, olumlu bir değerlendirme oldu.
* Bu gerçekler doğrultusunda endeks yılın kalanında nasıl hareket eder?
 Beklentim FED’in aralık ayında zayıf veya 2017’nin ilk çeyrekte faiz artırımına gideceği yönünde. Dolayısıyla yurt dışı ciddi bir satış sebebi olmayacak. Moody’s’in de kredi notunu aşağı çekmesi, endeksin mevcut devam eden sıkışma sürecini uzatabilir. Endeksin bu sıkışmayı kırması için ilk aşamada 80.000’li seviyelerin üzerine çıkması ve orada kalıcı olması gerekir. Borsayı sadece endeks olarak değerlendirmek yorumları eksik bırakıyor. Hisse bazında analistlerin raporlarının iyi takip edilmesini öneriyorum.
* Yabancı yatırımcı ne yapıyor? Nasıl hareket eder?
 Açıklanan veriler üzerinden yabancı yatırımcıların borsaya olan iştahlarında önemli bir değişiklik yok. Yılbaşından bu yana satış yok, bilakis net alıştalar. Ancak oransal olarak yabancıların payı yüzde 62 civarında, tarihsel ortalamalara yakın seyrediyor. Önümüzdeki günlerdeki gelişmeler, gelişmekte olan ülke borsalarını ve bizi etkileyecek türden. Dolayısıyla yerli-yabancı herkes beklemede. İşlem hacimlerine bakıldığında piyasa işlem hacminin daraldığını fark ediyoruz. Özellikle son 3-4 ay içinde hacimler yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 25-30 daralmış durumda. Not düşüşünün sınırlı etkilerini görebiliriz. ~* Döviz piyasasında hareket nasıl olur? Yıl sonu dolar ve parite beklentiniz nedir? Elinde döviz olanlar ne yapsın? Yeni döviz alınır mı?
 Yıl sonu dolar beklentimiz 3,05 -3,15 aralığı olarak devam ediyor. Mevcut seviyelere baktığımızda yukarı yönlü fırsatın azaldığını söyleyebiliriz. Ancak FED’in faiz artırımı kararı ve 2017’ye yönelik beklentilere göre dalgalanmalar görebiliriz. 2,9510 seviyesinin aşağı kırılması durumunda destek olarak 2,9330 seviyesi takip edilebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise 3,00 seviyesi önemli direnç. Dar aralıkta seyir devam eder. Spekülatif olarak 2,90 seviyelerine yaklaştıkça dolar alınabilir, 3,00 seviyelerinin üzerinde satış yapılabilir.
* Dolar/Euro paritesinde beklentiniz nedir?
 Euro/dolar paritesine baktığımızda son açıklamasında FED’in aralık ayında bir faiz artırımı için güçlü sinyal verdiği görüldü. Ancak FOMC üyelerinin hedef faiz oranının önümüzdeki yıllarda ulaşacağı seviyeye ilişkin beklentilerinde aşağı yönlü revizyona gitmesi dikkatle izlendi. Dolayısıyla FOMC üyelerinin faiz artırımlarının artık daha yavaş olacağı kanısında olduklarını belirtmesi, doların Euro karşısında bir süreliğine daha 200 günlük desteğinin üzerinde kalmasına sebep oldu. Orta vadede doların Euro’ya karşı güçleneceğini beklemekle birlikte kısa vadede 1,1250-1,1280 direnç 1,1170-1,1150 destek seviyeleri olarak takip edilebilir.
* Gösterge faizde yıl sonu beklentiniz nedir? MB bundan sonra nasıl bir politika izler? Bunun piyasaya yansıması ne olur?
 Geçen ay Moody’s’in açıklamalarının risk iştahını bir miktar desteklemesiyle 2 yıl vadeli gösterge tahvilin ve 10 yıllık tahvil faizinin hafta boyunca düşüş eğiliminde olduğunu gördük. TCMB, ölçülü faiz indirimlerine devam ederek piyasa beklentilerine paralel olarak faiz koridorunun üst bandında 25 bp’lik indirime gitti. Faiz kararı sonrasın tahvil faizlerinde hafif aşağı yönlü eğilim dikkat çekti. Moody’s’in olumlu açıklamaları sonrasında ani not indirim kararından sonra piyasada kısa vadeli satış olmasının doğal karşılayabiliriz. Ancak satışlarda aşırılık görmeyi beklemiyoruz.
* Yatırımcı TL faizde hangi ürünü tercih etmeli?
 TL’de enflasyona karşı getiri daralmaya başladı ve reel getiri sağlamak zorlaştı. MB’nin bir miktar daha faiz indireceğini düşünerek TL’de uzun vadeli tahvil yatırımlarını artırmak getiriyi yukarı çekebilir. TL’de ağırlıklı gösterge faizde kalarak bir miktar 10 yıllık tahvil ağırlığını artırmak ayrıca mevduat faizlerinde değerlendirmek iyi bir seçim olabilir.

BORSADA YATIRIM STRATEJİSİ NASIL OLMALI?
75.000’İN ALTI CAZİP

BİST 100’de mevcut şartlar altında 75.000 ve altındaki fiyatlar cazip görülebilir. Bu seviyelerden kademeli olarak hisse ağırlığı artırılabilir. BİST 100’de 75.000’in altında endeks değerlerini ucuz fiyatlamakla birlikte yukarı yönlü potansiyel çok yüksek olmayabilir. Zaten uzun bir süredir bir bant içinde gidip geliyor. Bu nedenle 75.000 ve altında kademeli alım önerdiğimiz BİST 100’de 79.500-82.500 aralığında kâr realizasyonu yapılabilir.
HİSSE BAZINDA TERCİHLER ÖNEMLİ
Borsa endeksi genel fiyat değişimini takip etmek için verilerden sadece biri. Endeksin genel seviyesi yatırım kararı için bir fikir verse de hisse özelinde odaklanmak bir onun kadar önemli. Yatırımcılara önerim, aracı kurumların model portföylerinde analiz edilen ve önerilen hisseleri takip etmeleri, seçilen şirketlere yatırım yaparak hedef değerlerine yakınlaştığı zaman hisse değişimine gitmeleri.
GAYRİMENKULDEKİ RİSK DAHA FAZLA
Türkiye’de yatırımcı profilini de iyi analiz etmek ve buna göre yönlendirmekte büyük bir gayret gerektiriyor. Herkesin gözü gayrimenkulde, özellikle yatırım amaçlı gayrimenkul alanların aldıkları vade ve fiyatlama riskinin, borsada yatırım yapmaktan çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum.

“BORSA İSTANBUL’DA İSKONTO YÜKSEK”
Borsalar arasında Fiyat/Kazanç karşılaştırması yaptığımızda Borsa İstanbul gelişmekte olan piyasalara göre oldukça iskontolu, özellikle son yıllarda aradaki fark ciddi artmış durumda. MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinin F/K değeri yaklaşık 15’lerdeyken bizde ise 9,5 seviyelerinde. Dolayısıyla fark yaklaşık yüzde 30’lara yaklaşmış durumda. Aradaki fark son 3-4 yılda arttı. Bölgesel risklerin artmış olması önemli bir etken olsa da aradaki makasın Türkiye lehine daralmasını bekliyorum.

BÜLENT ALTINEL’DEN KRİTİK NOTLAR…
FED, her şey yolunda giderse başkanlık seçimlerinin ardından aralık ayı toplantısında faiz artırımına gidebilir. Moody’s, Türkiye ekonomisinin yaşadığı şokun etkilerini önemli ölçüde atlattığını, ama uzun vadeli yapısal sorunlarının sürdüğünü açıkladı. Ancak sonrasında genel not indirimi sürpriz oldu. Bunun kısa vadeli etkileri olacaktır. Gelişen piyasalara göre iskontosu yüksek olan borsada yabancı işlemleri yatayda. Ancak piyasada işlem hacminin son 3-4 ay içinde yüzde 25-30 daraldığını görüyoruz. Endekste 75.000 altı seviyelerden hisse bazında seçici olmak kaydıyla alım yapılabileceğini düşünüyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz