Borsa değerleme olarak pahalı değil

Volatil hareketlerin kısa orta vadede sürebileceğini söyleyen Boğday, bunun düzelme eğiliminin yüksek olduğunu belirtiyor. Boğday, sorularımıza şu yanıtları verdi...

15.02.2018 16:28:000
Paylaş Tweet Paylaş
Borsa değerleme olarak pahalı değil

Talip Yılmaz

[email protected]

Borsa 2017 yılına global benzerlerine göre son iki yılda dolar bazında yüzde 40 negatif ayrışmış olarak başladı. Darbe girişimi sonrasında, “yatırım yapılabilir” notunun kaybedilmesi gibi faktörlerle ocak ayında piyasalardaki stres zirve yaptı. Global tarafta ise yeni ABD Başkanı’nın getireceği vergi reformları ve altyapı yatırımları beklentisi nedeniyle ralli yaşanıyordu. Ocak ayından itibaren TCMB’nin almış olduğu aksiyonlar piyasalarda güveni artırdı ve toparlanma başladı. Daha sonra hükümetin teşvik tedbirleri ve alınan önlemler ekonomide ciddi bir toparlanmayı beraberinde getirdi. Yine Kredi Garanti Fonu, bazı sektörlerde ÖTV ve KDV indirimleri, istihdam seferberliği de maliye politikası anlamında öne çıktı. Sonuçta Türkiye piyasası, geç başladığı global ralli atağına ayak uydurmaya çalıştı. Ancak son iki ayda piyasalarda stresin tekrar artmaya başladığını ve yabancı yatırımcıların net alım tarafından yeniden satış eğilimine döndüğünü görüyoruz. Bunda ekonomik faktörlerin yanında siyasi faktörlerin de etkili olduğu gözleniyor. Zirve yapan endekste bir düzeltme yaşanıyor. Enflasyon baskısıyla faiz yukarı eğilim sergiliyor. Kur yeni rekor deniyor. Bu ortamda piyasalarda yaşanan gelişmeleri, yatırım araçlarındaki beklentileri ve yatırım stratejilerini Ziraat Portföy Genel Müdürü Uğur Boğday ile konuştuk. Volatil hareketlerin kısa orta vadede sürebileceğini söyleyen Boğday, bunun düzelme eğiliminin yüksek olduğunu belirtiyor. Boğday, sorularımıza şu yanıtları verdi:

  •  Piyasalar nasıl bir yılı geride bırakıyor? Son dönemdeki gelişmeleri değerlendirir misiniz? 

 2017 yılında Türkiye’de ve dünyada piyasalarda etkili olan politik ve jeopolitik gelişmeler oldukça fazlaydı. Yıl başında yaşanan anayasa değişim süreci, nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı sistemi için gerçekleşen referandum, jeopolitik gelişmeler, AB tarafında yaşanan gerilimler, ABD ile vize gerilimi bu anlamda öne çıktı. Her ne kadar son günlerde normalleşme yönünde adımlar atılsa da ABD ile ilişkilerimizde bazı belirsizlikler var. 2017 yılında makro açıdan en zayıf noktalarımızdan biri muhtemelen enfasyondaki yukarı yönlü seyir oldu. Dolayısıyla TCMB, sıkı duruşunu sürdürmek zorunda kaldı. Faizlerde yükselişler görüldü. Bir de buna Hazine’nin yüksek oranda borçlanmasını ekleyince, SGMK ile hisse senedi performansı ciddi oranda ayrıştı. Özetle piyasalar, bu yıl hükümetin aldığı tedbirler sayesinde hisse tarafında beklentilerin üzerinde bir performans gösterdi. Ancak SGMK tarafında bütçenin genişlemesi, Hazine’nin yüksek borçlanma rasyosunu benimsemesi, enflasyondaki yukarı yönlü seyir nedeniyle faizlerde iyileşme olmadı. 

  •  Son dönemde volatilite arttı. Yine de yılın son ayı ve 2018’in ilk aylarında geleneksel ralli yaşanır mı? 

 Global piyasalar açısından böyle bir ihtimal var. ABD tarafında gündemde olan vergi reformu tasarısı, gelişmiş piyasalar açısından iyi bir katalizör olabilir. FED tarafında bir faiz artırımı beklense de zaten bu, fiyatlamalara yansıdı. Türkiye açısından ise son haftalarda TL’de oynaklık çok fazla arttı. ABD’de devam eden davalar ve bunun yansımaları ne olacak? Şu durumda tahmin yapmak zor. Ancak kısa vadede enflasyon baskısını hissedeceğiz. Bu nedenle faizde baskının sürme ihtimali var. Hükümet eylül ayında 2020 yılına kadar Orta Vadeli Plan’ı açıkladı, rakamları rasyonel buluyoruz. Büyüme eğilimi şirket kârlılıklarına da olumlu yansıdı. Bu bakımdan yıl başından bu yana BİST iyi bir getiri elde etse de piyasanın pahalı olduğunu söyleyemeyiz. 

  •  Bu durumda Borsa İstanbul’da bir yıl sonu rallisi olur mu? 

 Gelecek yılın kâr beklentilerine göre değerlemeler halen daha cazip ancak kısa vadede Türkiye’den kaynaklanmayan bazı konuların netleşmesi gerekir. Bu yüzden piyasaların 2017 yılını hemen hemen bu seviyelerden kapatacağını düşünüyoruz. 

  •  Hisse senedi piyasasında beklentiniz nedir? Borsa gelinen seviyelerde hala iskontolu mu? 

 Borsa bu yıl iyi bir getiri elde etti. Getirinin karşılığında kârlarda da hatırı sayılır artış gözledik. Borsa şirketlerinin 2017 yılının ilk 9 ayında net karı yüzde 42 artarken bankalardaki artış yüzde 26, sanayi şirketlerindeki artış ise yüzde 51 oldu. Türkiye’nin 12 ay ileriye dönük F/K rasyosu 8.0x seviyelerinin altına geriledi. Son 5 yılda en düşük 7.3x görüldü ve son 5 yıllık ortalama 9.3x. Yani değerleme olarak son 5 yıllık ortalamaya göre yüzde 14 iskonto var. Gelişmekte olan piyasalarda ise bu rasyo 12.6x. Türkiye’nin GOP’a göre iskontosu yüzde 38 seviyesinde. Bu iskonto son 5 yılda en fazla yüzde 39 oldu, o da 15 Temmuz sonrasında görüldü. Baktığınız zaman borsa iyi bir getiri elde etti diyoruz ama neticede pahallılaştı, diyemiyoruz. Bankacılık tarafında Piyasa Değeri/ Defter Değeri rasyosu 0.74x seviyelerinde, bu oranda son beş yılın ortalamasına göre yüzde 24 iskontoya denk geliyor. 

  • Endekste 110.000’in üzerinden başlayan bir düzeltme var. Bu düzeltme 100.000’in altına devam edebilir mi?

 Türkiye dışından kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı kısa vadede endeksin bu seviyelerde kalmasını bekliyoruz. Aşağı sarkmalar olabilir, ancak kalıcı da olmaz. Çünkü TL’de istikrar oluşunca yükseliş trendinin devam edeceğini düşünüyoruz. Şirketlerimizin döviz açığı, kârlılık rakamlarını direkt etkiliyor. Bu nedenle TL’de bozulma bahsettiğimiz F/K değerlemelerini de etkileniyor. 

  •  Döviz tarafında yukarı hareket sürer mi? 4.00 TL zirvesi gündemde mi? 

 Son iki yılda döviz piyasasında siyasi ve jeopolitik riskler nedeniyle zaman zaman zor dönemler geçirdik. Dolar/TL’de belki gelinen seviyeler yüksek olarak adlandırabilir ama orta vadede de buraların çok altına gelmesini beklememek gerekir. Kısa vadede TCMB’den bir faiz artırımı beklemiyoruz. Son dönemde zorunlu karşılıklar ve Eximbank kredilerinde bazı düzenlemeler yapılarak döviz likiditesi dengelenmeye çalışılıyor. Hatta TCMB son olarak TL uzlaşmalı vadeli döviz işlemlere başlayacağını açıkladı. Bu tedbirleri olumlu karşılıyoruz ancak yurt dışı gelişmeler nedeniyle TL’de oynaklık bir süre daha devam edebilir. 

  •  Faiz piyasasında ne bekliyorsunuz? Biraz gevşeme olur mu?

Faizde enflasyonun seyri önemli olacak. Ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 11,90 oldu. Muhtemelen aralık başında açıklanacak olan kasım enflasyonu da bir miktar yüksek gelecek ama TCMB’nin de beklediği gibi yılın son ayında ve yıl başında kademeli iyileşmeler bekliyoruz. Bu nedenle son çeyrekte faizde baskı sürecektir. Faiz oranlarında yıl sonuna kadar hızlı bir geri çekilme beklemiyoruz. Ancak ocak ayı ile birlikte enflasyonda kademeli bir iyileşme görüleceğini öngörüyoruz. Zaten geçen yıldan gelen yüksek bir baz etkisi var. 

  • Altın tarafında yeniden bir yükseliş hareketi görür müyüz?

 Geçen yıl kasım ayında Trump’ın ABD başkanı seçilmesinin ardından altın fiyatlarında bir çöküş yaşanmıştı. Daha sonra yıl içinde toparlanma oldu. Trump başa geldiğinde piyasalarda vergi reformları ve altyapı yatırımlarıyla ilgili beklentilerin fiyatlaması çok hızlı oldu. Ancak Trump yönetimi vaatlerini hayata geçirmekte sıkıntılar yaşadı. Halen vergi reformlarının hayata geçirilemediğini görüyoruz. Son dönemde vergi reformları açıklandı, ancak Kongre’den onay alması zaman alacaktır. Hedef yıl sonuna kadar onay almak. Eğer bu gerçekleşirse risk iştahına katkısı olumlu olur. Neticede altın fiyatlarında ons bazında bir miktar daha geri çekilme ihtimali yüksek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz