Deniz Seren / Eczacıbaşı Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Deniz Seren, Eczacıbaşı Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı... Fon ve portföy yönetiminden sorumlu... 2002 yılında borsan...
Deniz Seren / Eczacıbaşı Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı
Deniz Seren, Eczacıbaşı Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı... Fon ve portföy yönetiminden sorumlu... 2002 yılında borsanın olumlu trend izleyeceğini düşünüyor. Ancak, sektör ve hisse bazında hareketler bekliyor. “Toplu bir yükseliş olacağını sanmıyorum” diyor. Özellikle de enerji, otomotiv, perakendede hareket bekliyor. Ancak, bazı hisselere de dikkat çekiyor.
Eczacıbaşı Menkul Değerler Fon Yönetimi Bölümü, 1997-2000 yılları arasında en çok kazandıran yatırım fonları hep ilk 5 arasında yer aldılar. Ancak, 2001 yılında ardı ardına yaşanan krizlerin etkisiyle muhafazakar bir fon yönetimi tercih ettiler. Bu nedenle de alıştıkları zirveden inmek zorunda kaldılar ve 2001 yılını getiri sıralamasında 33. olarak kapattılar.
“Bunun nedeni, doğru zamanda doğru kararlar almamıza rağmen, pozisyonlarımızı küçültmemiz” diyor, Eczacıbaşı Menkul Değerler’in Fon ve Portföy Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Deniz Seren.
Krizler nedeniyle piyasa riskini minimize etmek istediklerini belirten Seren, 2002 yılında tekrar eski performanslarını yakalayacaklarını söylüyor. Hisse seçimlerini ağırlıklı olarak İMKB-30 arasından yaptıklarını ifade eden Deniz Seren, 2002 yılı beklentilerini ve favori hisselerini Capital’e anlattı:
2002 yılında borsada nasıl bir trend izlenecek?
Piyasalarda olumlu bir trend var. Biz de bu rüzgara kendimizi kaptırmış durumdayız. Şu anda hep beklentiler üzerine hesaplar yapılıyor. En önemli beklentimiz ise Bankacılık Yasası. Bankacılık Yasası’nın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması halinde, borsada yukarı doğru çok hızlı bir hareket olmasını beklemiyorum. Çünkü, bu beklenti büyük ölçüde satın alındı. Ancak, şartlar gereği çok ihtimal vermesem de, bir terslik olması halinde, küçük çaplı da olsa geri çekilme yaşayabiliriz.
Aşırı hareketler olmayacak, çünkü onaylanmazsa Tütün yasasında olduğu gibi ikinci kez Cumhurbaşkanı’na gönderilecek ve onaylanmak zorunda kalacak. Zaten IMF’nin isteği de bu doğrultuda. Ayrıca, Başbakan Bülent Ecevit’in ABD ziyaretinin de olumlu etkilerinin önümüzdeki dönemde görüleceğini düşünüyorum. Bu çok kısa vadede olmasa bile, orta ve uzun vadede tekstil kotalarının kalkması ve oluşturulacak komisyonlar, yabancı sermayenin gelişi için zemin hazırlayacak.
Sektör olarak baktığımızda, bizim favorimiz, enerji, otomotiv, perakende de hareketlenme bekliyoruz. Bunların yanı sıra, bazı holding hisselerinde hareketlilik yaşanabilir. Banka hisselerinde ise dalgalanmalar olacağını düşünüyorum.
Ağırlıklı olarak hisse bazında hareketler bekliyorsunuz. Size göre 2002 yılının hisse senetleri hangileri olacak?
Şu anda özellikle üzerinde durduğumuz 9 hisse senedi var. Bunlar ağırlıklı olarak ihracat bağlantıları olan, mali yapıları kuvvetli, yönetimleri son derece düzgün şirketler. Bunlar da Akçansa, Aksigorta, Ayen Enerji, Ak Enerji, Enka Holding, Ford Otosan, Hürriyet Gazetecilik, Tofaş Oto Fabrika ve Vestel.
Ak Enerji’yi neden seçtiniz?
Şirketin tüm tesisleri hemen hemen tam kapasite ile çalışıyor. Dolayısıyla, bundan sonra sağlayacağı satış büyümesi yeni projelerle olacak. 2002 yılında tamamlanması beklenen 5 MW kapasiteli 20 santral projesinin devreye girmesiyle şirketin marjlarında iyileşme bekliyoruz.
Ayrıca, şirketin satışlarının, özellikle de buhar satışlarının, 2002 yılında artması muhtemel. Zira buhar satışları 2001’in ilk çeyreğinde en büyük buhar müşterisi olan Aksa’nın kapasite kullanımındaki düşüş sebebi ile ciddi bir darbe yemişti. Tüm bunlar Ak Enerji’yi favorilerimiz arasına sokuyor.
Ayen Enerji’deki beklenti sektördeki olumlu beklentilerden mi kaynaklanıyor?
2001 yılında yaşanan kuraklık sebebi ile Ayen Enerji’nin de dahil olduğu hidroelektrik santrallerin üretimlerinde ciddi düşüşler olmuştu. Ancak, 2002 yılında hidroelektrik santrallerin üretiminde iyileşme bekleniyor. Satılan elektrik miktarındaki azalma, fiyat tarifesi dövize bağlı olmasına rağmen, 2001 yılında Ayen’in gelirlerinde ciddi bir azalışa neden olmuştu. Ancak, şirket “diğer faaliyetlerden gelirler ve karlar” kalemindeki yüksek kar nedeniyle, karını önemli oranda artırdı. Bu arada sahip olduğu Hazine garantisi nedeniyle şirketin riski de bir hayli düşük.
<b>Enka Holding’deki beklentiniz de enerji yatırımlarından mı kaynaklanıyor?
Holding’in bu yılın ilk çeyreğinde üç santrali faaliyete geçirmesi bekleniyor. Böylece Türkiye’nin toplam üretiminin dörtte birini üretecek. Bu önemli projelerin yakın zamanda tamamlanacak olması beklentisi, yatırımcıların bu hisseye olan ilgisinin sıcak kalmasını sağlayacak.
Uzun vadede Rusya ve BDT ülkelerinde büyüme potansiyeli ve enerji piyasalarının liberalleşmesi de önemli gelişmeler olarak değerlendirilebilir. Şu andaki piyasa değeri, hissede yüzde 25'lik yukarı potansiyel olduğunu gösteriyor.
<b>Tüm çimento sektörü şirketleri gibi Akçansa da krizden olumsuz etkilendi. Ancak siz favori hisse senetleriniz arasında gösteriyorsunuz. Şirket 2001 yılının yaralarını saracak mı?
Ekonomik daralmadan olumsuz etkilendiği doğru. 2001 yılını, toplam çimento satış hacminde yüzde 16,8 daralma ve cirosunda dolar bazında yüzde 22,8’lik bir gerilemeyle tamamlamasını bekliyoruz. Satış performansındaki düşüşe rağmen, VFAÖK marjını 2001 yılında yüzde 20,9’a çıkartabildiği için, yıl sonu net kârını dolar bazında yüzde 84 oranında arttırabilir.
2002 yılı için ise şirketin iç piyasaya yapılan çimento satışlarının yüzde 4- 5 civarında büyümesini bekliyoruz. İç piyasadaki kısıtlı büyüme nedeniyle, şirket, ihracat anlaşmalarına yönelmesi muhtemel. İç piyasada çimento fiyatlarının enflasyon paralelinde artarak, ton başına 34-33 dolar bandında seyretmesi bekleniyor.
Buradan hareketle şirketin cirosunun 2002 yılında dolar bazında yüzde 13,2 artarak 165,6 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz. Şirketin hedef piyasa değeri 305 milyon dolar. Dolayısıyla yüzde 20’lik yükselme potansiyeli var.
Sigorta sektöründe bir tek Aksigorta’nın adını söylediniz. Bu hisse senedindeki beklentiniz neden kaynaklanıyor?
2001 yılında yaklaşık yüzde 50 oranında daralan sigorta sektöründe, Aksigorta güçlü konumu sebebiyle pazar payını artırdı. Bu arada fona alınan bankalara ait sigorta şirketlerinin devreden çıkması nedeniyle Aksigorta’a bir kayış olduğunu görüyoruz.
Ayrıca, terör olaylarından sonra yeniden düzenlenen tarifelere göre, reasürans limitleri düşen küçük oyuncuların faaliyetlerinin bozulacağı yönünde beklentilerimiz var. Bu da Aksigorta’nın pazar payını artırmasına neden olacaktır.
Diğer yandan, iç piyasada, özellikle otomotiv sektöründeki olası bir canlanmanın, şirketin prim üretiminde doğal bir artışa neden olacaktır. Tüm bunlar nedeniyle endeks üzerinde performans göstermesini bekliyoruz.
<b>Ford Otosan 2001 yılında iç pazardaki daralmadan oldukça olumsuz etkilendi. Ancak, tamamlanan yatırımıyla ihracatta ciddi büyüklüklere ulaşması bekleniyor. Sizin beklentiniz de bundan mı kaynaklanıyor?
2001 yılı sonunda başladığı "Transit" ve 2002 Haziran ayında başlayacağı yeni hafif ticari "V227" modellerinin ihracatı sayesinde net satışlarını yüzde 123 oranında artırmasını bekliyoruz. Tahminlerimiz, şirketin 2002 yılında da net kar yazamayacağını gösteriyor.
Ancak, artan satışlar neticesinde brüt karlılıkta ve VFAÖK marjında önemli gelişmeler bekliyoruz. Bu yıl sektörünün en başarılı şirketlerinden biri olmasını beklediğimiz Ford Otosan’ın da endeksin üzerinde getiri sağlayacağını düşünüyoruz.
<b>Ekonomideki büyüme beklentisine paralel olarak reklam gelirlerinde de artış olacağı söyleniyor. Hürriyet’i favori hisse senetleri arasında gösterdiniz. Bu beklentinin etkisi var mı?
Hürriyet, gelirlerinin yarısına yakın bir kısmını reklamlardan elde ediyor. Ekonomik kriz sonrası toplam reklam pastasında yaşanan yüzde 50'lik daralmadan ciddi şekilde etkilendi. 2001 sonu itibariyle şirketin net satışlarının yüzde 40 daralarak 180 milyon dolara gerilemesini bekliyoruz.
Öte yandan ilk çeyrekte alınan başarılı gider düşürücü önlemler ve TL'nin son çeyrekteki yükselişi nedeniyle net kardaki düşüşün yüzde 48'de kalacağını ve 15 milyon dolar seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
2002'de GSYİH'de öngörülen yüzde 4'lük büyümenin, reklam pastasına yüzde 50'lik bir artış olarak yansıyacağını düşünüyoruz. Hem tiraj, hem de reklam geliri olarak sektör lideri olan Hürriyet'in de bu büyümeden aslan payını alması son derece muhtemel. Reklam gelirlerini yüzde 36, net satışlarını ise yüzde 24 artırmasını bekliyoruz. Makro ekonomideki iyileşmeye en hızlı tepki verecek sektörlerden biri olan medya sektörü içindeki Hürriyet’in endeksin üstünde performans göstermesi kaçınılmaz.
<b>Tofaş Doblo modeli sayesinde 2001’deki krizden çok etkilenmedi. 2002 yılında da yükseliş trendini sürdürecek mi?
2002'de de 800 milyon dolar mertebesine ulaşmasını beklediğimiz ihracatı ve 1.2 milyar dolar seviyesindeki toplam net satışlarıyla, operasyonel olarak sağlam bir görüntü çizmeyi sürdürecek. Şirket, üretip Avrupa'ya pazarladığı "Doblo" projesini Fiat ile birlikte bir adım ileriye götürerek Brezilya'ya, montajı orda yapılmak üzere CKD formatında ihracata başlayacak.
Şirket için yaptığımız değerlemenin gösterdiği yüzde 35'lik yukarı potansiyelin dışında, Fiat SpA'nın dünya çapında kapattığı 18 fabrikasına ve sattığı aktiflerine karşın Tofaş ile ilişkileri konusunda herhangi bir olumsuz bir açıklamanın yapılmamış da olumlu.
<b>Vestel’deki beklentiniz ihracat bağlantılarından mı kaynaklanıyor?
2002 yılında hem iç, hem de dış piyasada TV satışlarında canlanma olacağını tahmin ediyoruz. Zira dünyada TV satışlarının 2002 yılında yapılacak Dünya Kupası sebebi ile artması bekleniyor.
Vestel'in kur farklarından şişen kar marjlarının 2002'de normale döneceğini, ancak marjlardaki düşüşün finansman giderlerinin de daha azalmasıyla dengeleneceğini düşünüyoruz. Şirketin operasyonlarından yarattığı nakit akımı ile borçlarını ödeme konusunda da bir sıkıntı yaşamamasını bekliyoruz. Tüm bu nedenlerle, Vestel'in endeks üzerinde performans göstermesini bekliyoruz.
<b>"YABANCILAR BAHARDAN ÖNCE GELMEZ"
Aralık ayında borsada yaşanan çıkışta yabancı yatırımcıların da payı büyüktü. Ancak ocak ayında yabancılar İMKB'ye fazla ilgi göstermiyor. Neden?
Şu an itibariyle çok fazla bir giriş yaşanmıyor. Çünkü şu anda IMF ile ilişkilerimizi çok yakından takip ediyorlar. Bu arada AB'ye uyum yasaları konusunda atılan adımlar, Irak sorunu, Kıbrıs sorunu da yabancı yatırımcıları beklemeye alan nedenler arasında. Ayrıca Türkiye'ye olan güvensizlikleri var. Bu güven bunalımının muhakkak aşılması gerekiyor. Bu güven bunalımını aşmak için de kendi içimizdeki sürtüşmeleri bitirip, belli bir yöne hareket etmeye karar verdiğimizi gösterirsek, yabancı yatırımcıların girişi de yavaş yavaş artacaktır. Ancak bunun ilkbahardan önce olmasını beklemek yanlış olur.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?