Gerek yurtiçi gerek küresel ekonomide yavaşlamanın devam etmesi bekleniyor. Ancak enflasyon konusunun daha karmaşık olduğu, enflasyon beklentilerinin ekonomik büyümedeki yavaşlama ve emtia fiyatlarındaki düşüşe aşırı tepki verdiği kaydediliyor. Bu yüzden gelişmekte olan ülke tahvillerinde boğa piyasasının sonuna gelindiğini ifade ediliyor. Türkiye özelinde ise nominal (sabit kuponlu ve iskontolu) kıymetlerin enflasyona endeksli kıymetlere oranla çok pahalı olduğunu söyleyen iş Yatırım Araştırma Uzmanı Dr, Uğur Küçük, Türkiye'de enflasyon beklentilerinin ikinci çeyrekteki verilere aşırı tepki verdiğini düşünüyor. Son aylarda enflasyondaki düşüşün üç temel olduğunu kaydeden Küçük, bunları şöyle sıralıyor: Güçlü TL, yiyecek fiyatlarındaki düşüş, petrol fiyatlarındaki ayı piyasası. Petrolde fiyatlarındaki hareketin belirsizliğini koruması, buğday ve mısır gibi temel gıda emtia fiyatlarındaki sert yükselişler önümüzdeki aylarda enflasyon görünümündeki iyileşmeyi sınırlayacak gibi görüyor. Diğer taraftan Avrupa borç krizinin derinleşmesi TL'yi, her ne kadar Doğu Avrupa para birimleri kadar olmasa da olumsuz etkiliyor, 1 yıllık vadede TÜFE'ye endeksli kıymetlerde başa baş enflasyon seviyesinin yüzde 5'in altına gerilediğini anlatan Küçük, sözlerine şöyle devam ediyor: "Enflasyon haziranda yüzde 8,87 iken, Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 6,5 ve hedefi yüzde 5 seviyesinde. TÜFE'ye endeksli kıymetlerin işaret ettiği yüzde 5 enflasyon seviyesi, bizim ekonomide yumuşak iniş senaryomuzla uyumlu değil, Başa baş enflasyon seviyelerinin çok düşük olduğunu düşünüyor, enflasyona endeksli kıymetlerde alış önerimizi yineliyoruz.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?