"Koalisyon yükseltir seçim düşürür

Piyasalar için öncelikli konu seçim sonrası hükümet kurma çalışmaları. Ata Yatırım Genel Müdürü MURAT DEMIREL, erken seçimin piyasaları olumsuz etkileyeceğini, güçlü koalisyonun ise piyasayı destekleyeceğini söylüyor. Demirel, “Yatırımcıların asıl bakması gereken konu değerlemelerdir. Çünkü yabancılar değerlemelere bakıyor, iskonto oranı yükselirse alım yapıyor” diyor.

28.09.2015 15:46:590
Paylaş Tweet Paylaş
"Koalisyon yükseltir seçim düşürür
Piyasalar sadece Türkiye’de değil, genel anlamda dünyada da yatay bir seyir halinde. FED ne zaman ne tepki verecek, Avrupa’da Euro’nun kaderi ne olacak, Asya’da Çin piyasasının aşırı hızlı, aniden değer kaybı nereye varacak gibi cevabı aranan sorular var. Son yıllarda artan global likidite hareketleri, volatiliteyi de artırıyor. Sonuç olarak yatırımcılar belirsizliği hala sevmiyor. Ancak pozitif gelişmeler de mevcut. Özellikle İran anlaşması, Türkiye açısından önemli bir fırsat. Bu süreçte iç siyasi gelişmeler daha ön planda. Hükümet kurulması yönünde çalışmalar, yakından izleniyor. Piyasaların bu süreçte nasıl hareket edeceğine yönelik beklentileri Ata Yatırım Genel Müdürü Murat Demirel ile konuştuk.
* Yılın ikinci yarısında piyasanın ana gündemi ne olacak?
 Emtia fiyatlarından reel ticari aktivitelere kadar geniş bir yelpazeyi etkileyecek olan İran müzakereleri, Ortadoğu ve Euro Bölgesi’nin yol haritası, önümüzdeki dönemin ana gündem maddelerini oluşturacak. Örneğin Almanya’nın da dahil olduğu Kuzey ülkeleri kendilerini diğer gruptan ayıracak mı, Euro Bölgesi daha küçük ancak daha etkili bir para birliğine evrilecek mi gibi konular önemli olacak. Ayrıca Türkiye açısından kurulacak hükümetin yatırımcılar tarafından stabilite mesajı olarak algılanıp algılanmayacağı da önemli bir gündem maddesi olacak.
* Koalisyon kurulmasını bekliyor musunuz?
 Kişisel olarak yüzde 60 koalisyon hükümeti kurulacağını öngörüyorum. Zira erken seçim, süreci uzatacak ve belirsizlik ortamını devam ettirecektir. Ancak sürecin uzamasının piyasalar açısından olumlu olmayacağına inanıyorum. En cazip çözüm, kalıcı ve stabilite hissi yayan, bünyesinde nispeten ekonomik konularda görüş birliği olan, harmonik bir koalisyon olacaktır. Stabilite algısı yaratan kalıcı bir koalisyon her indikatörü pozitif etkiler. 
~
* Erken seçim gündeme gelirse piyasalar nasıl hareket eder? 
En iyi şartlarda yatay hafif pozitif seyredeceğini öngörüyoruz ki bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda bunun kötü kabul edilemeyeceğini söyleyebiliriz. Ancak piyasalar için en kötü seyir, yatay seyirdir. Yatırım; önünü görebilen, görebildiğine inanan yatırımcılar tarafından yapılır. Diğer opsiyon ise spekülasyondur. Büyük risk büyük getiri arayışını doğurur. Günümüzde yapılan en büyük hata, spekülasyonla yatırımı tanım olarak eş tutmaktan kaynaklanıyor. Döviz ve faiz tarafında erken seçim olasılığının tekrar fiyatlanması gündeme gelirse, kurda 2,80 üstü seviyeler yeniden gündeme gelir. Gösterge faizde çift haneli seviyeleri yeniden görürüz. Ancak bunun haricinde çok daha aşırı kırılmaların olmasını beklemiyorum. Çünkü yatırımcı özellikle de yabancı yatırımcı burada değerlemelere bakıyor. Değerlemeler zaten uygun seviyelerde.
* Borsa endeksinde nasıl bir hareket görürüz? 
Erken seçime gidilirse alışılmışın dışında yatay volatilite olacaktır. Ancak averaj olarak baktığımızda endeksin 78.000-85.000 arasında gidip gelmesi makul olacaktır. Fakat hükümet kurulur, çarklar dönmeye başlarsa genel olarak gelişmeler, Türkiye lehine çevrilebilir. Bu durumda borsa tarafında 90.000 üstü seviyeleri görmemiz mümkün. 12 aylık hedef değeriniz 100.000’de. 
* Borsa İstanbul, gelişen piyasalara göre iskontolu mu? 
Evet iskontolu, bugün itibarıyla yüzde 14 civarı endekste iskonto var. Koalisyon kurulursa pozitif ivme hızlanır, kurulamazsa tam tersi olur ancak agresif satış yerine yerinde sayma diyebiliriz. Biz Borsa İstanbul’un iskonto oranına büyük önem veriyoruz ve takip ediyoruz. Çünkü yabancı yatırımcı bu orana çok önem veriyor ve alım kararında bu oran etkili oluyor. 
* Yatırımcı, yılın ikinci yarısında nakdini nasıl dağıtmalı? 
Yatırımcı, yılın ikinci yarısında ucuz varlık sınıflarını bulup satın almalı. Ticaret ve yatırımın genel prensibi doğrultusunda fiyatı nispeten düşen hisse, faiz gibi enstrümanları risk analizi ve tolerans ekseni iyi belirleyerek proaktif bir şekilde pozisyon alınmalı. Bu doğrultuda yatırım komitemizin son belirlediği varlık dağılımına bakıldığında, yüzde 20 hisse, yüzde 35 ÖST fon, yüzde 35 serbest fon. 
* Bu yıl içinde Türkiye’nin kredi notunun düşmesine yönelik bir risk görüyor musunuz? 
Özellikle Moody’s, not değerlendirmesinde siyasi argümanları sıklıkla kullanıyor. Siyasi tansiyonun durulmaması durumunda Moody’s başta olmak üzere kredi derecelendirme kuruluşlarından gelecek açıklamalar piyasa tarafında önem kazanacaktır. 
~
* FED’in faiz politikası ne zaman değişir ve bunun piyasalara etkisi nasıl olur?
Buna verilecek en doğru cevap ihtiyaç duyulduğuna kanaat getirildiği zaman olabilir. FED konusundaki tartışmalar, artık magazinsel bir boyut aldı. Sonuç olarak FED, 10 yıldır aynı şeyi söylüyor. “Ben verilere bakarım, ona göre karar veririm, ancak irrasyonel hareket etmem” diyor. İlk salvo geldiğinde elbette bir geçici geri çekilme olacaktır. Zira bugün dünyadaki birçok trading, algoritmalar tarafından yapılıyor. Bu genel program, kodlamada satış sinyali veren bir hareket olacağı için satış gelecektir ama bu kalıcı olmaz. 
* Yunanistan’da sorunun çözüme kavuşma sürecine girmesinin piyasalara ve şirketlere etkisini değerlendirir misiniz? 
Pozitif etkisi olacaktır. Ancak bu, ölümcül hastaya morfin vermek gibi bir şey. Yapılan yardım sadece Yunanistan’ı yaşam ünitesinde hayatta tutuyor. Üretimin neredeyse yok olduğu bir ülkede devalüasyon bile beklenen rahatlamayı başaramayabilir. Yunanistan sorunu çözülmedi ve Euro’dan çıkmadıkça da düzelmesi matematiksel olarak mümkün değil. Maalesef Yunanlılar hayat standartlarından çok daha fazla ödün vermek zorunda kalacak. 
* İran konusu, son dönemde borsanın da gündeminde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Anlaşma, Türkiye açısından bulunmaz bir fırsat olabilir. İran’ın en doğal ticaret ortağı, komşusu olarak biziz ve bölgede geniş yelpazeli üretim yapan tek ülkeyiz. Doğal olarak pazarın açılması, Türkiye pazarında üretilen ürün ve servisler için de cazip bir fırsat olacaktır. 
~
Ata Yatırım 7 hisseyi neden öneriyor?
THY (Hedef fiyat: 12,40 TL):
Sürdürülebilir kârlılık ile uçuş ağını büyütme stratejisine inanıyoruz. Birim giderler içinde özellikle yakıt ve personel maliyetleri konusunda büyük ölçekli rakiplerine göre oldukça avantajlı.
TOFAŞ (Hedef fiyat: 20,80 TL): Sedan araç yatırımını tamamlayan ve iki yeni araç yatırımına daha başlayacak olan Tofaş, 2015 ilk çeyrekte Doblo Amerika satışlarına da başladı. İhracatta ‘al ya da öde’ anlaşmaları, şirketin operasyonlarını potansiyel iç pazar dalgalanmasına karşı koruyor.
AKBANK (Hedef fiyat: 9,44 TL): Beş yıllık PD/DD’ye göre yüzde 20 iskontolu işlem görüyor. Banka, sektöre göre ise yüzde 18 primli işlem görürken, bu oran tarihsel primi ile paralel. Akbank’ın 2015’te yüzde 13,3 özsermaye kârlılığı ve yüzde 1,6 aktif getiri oranı sağlamasını bekliyoruz.
 İŞ BANKASI C (Hedef fiyat: 7,34 TL): İşbank hem 5 yıllık tarihsel ortalamasının hem de benzer şirket ortalamasının altında işlem görüyor. Yüzde 1,5 oranındaki takipteki krediler oranı, özel bankalar içinde en düşük seviyede. Finans dışı varlıkların yeniden yapılandırılması olumlu.
ERDEMİR (Hedef fiyat: 5,40 TL): Erdemir’in kârlılığını sürdürerek yüksek temettü ödeyeceğine inanıyoruz. Yeniden yapılandırmanın bitmesi ve katma değerli ürünlerin ürün gamına eklenecek olması ile birlikte, Erdemir Türkiye’nin büyüme potansiyelinden en çok yararlanacak şirketlerden olacak.
MİGROS (Hedef fiyat: 28,00 TL): Anadolu Grubu, Migros’taki stratejik ortaklardan biri oldu. Stratejik ortağın da katkısıyla, önümüzdeki yıllarda da hızlı büyüme trendi sürecektir. Önümüzdeki 5 yılda yüzde 15 ortalama net satış büyümesi bekliyoruz. Migros, küresel benzerlerine göre primli işlem görmeyi hak ediyor.
TÜPRAŞ: (Hedef fiyat: 79,50 TL): En beğendiğimiz hisseler arasına dahil ettik. Bunun üç temel sebebi; güçlü büyüme vaad eden rafineri pazarında tek üretici olması, yoğun yatırım dönemini tamamlamasıyla serbest nakit getirisinin artması beklentisi ve RUP projesiyle beyaz ürün verimliliğinin artması.

"Yatırım koçluğu yapıyoruz"
ATA Finans Grubu olarak, sahiplendiğimiz “yatırım mühendisliği” iş modeli, sektör için son derece yeni ve etkin bir yaklaşım. Sektörde benzeri olmayan “yatırımcı koçu” hizmeti ve mühendislik bakış açısı sektöre de insan odaklı bir yaklaşım getiriyor. Sonuç odaklı olması sebebiyle de kolay taklit edilebilecek bir model olmadığını düşünüyoruz. Ancak sonuçlarınız iyi ve sürdürülebilirse bu iddiayı ortaya atabilirsiniz. Önümüzdeki dönemde de mühendislik bakış açımız ve ‘yatırımcı koçu’ hizmetimizle yatırımcılarımızın potansiyellerini verimli kullanmaları için yenilikçi çözümler üretmeye devam edeceğiz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz