Fikret Önder / Akbank Private Banking Genel Müdür Yardımcısı Her şey birkaç ay öncesinden daha iyi... Faizler ve doların ateşi düşüyor, borsa yükseliyor. Piyasalarda olumlu hava egemen. Sürprizle...
Fikret Önder / Akbank Private Banking Genel Müdür Yardımcısı
Her şey birkaç ay öncesinden daha iyi... Faizler ve doların ateşi düşüyor, borsa yükseliyor. Piyasalarda olumlu hava egemen. Sürprizler olmazsa, olumlu hava devam edecek, yatırımcının neşesi yerine gelecek. İşte böyle bir ortamda, Capital ve Akbank Private Banking’in birlikte düzenlediği “Süper Yatırımcı” sanal portföy yarışması, piyasalardaki hareketi artıracak. Şubat ayında başlayacak ve dileyen herkesin sanal portföyle katılacağı yarışta, 3 kişi ödülün sahibi olacak. Büyük ödül ise NewYork gezisi , Wall Street’te gezi ve bin dolar harçlık. İkinci 2 bin, üçüncüyü ise bin dolarlık fon ödülü bekliyor.
Aslında 2001 yılıyla birlikte yatırım yapmak da zorlu bir sanat haline geldi. Küçük paralarla büyük para kazanma dönemi de sona erdi... Hatta tüm birikimlerini kaybedenler bile oldu. Üstelik bu trend sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kendini gösterdi. Bunun en büyük nedeni de başta ABD olmak üzere dünya genelinde yaşanan resesyon.
Ancak, şu sıralarda uzun süren düşüş trendine bitmiş gözüyle bakılıyor. Piyasalardaki ortak görüş, kasım ayında başlayan yükseliş trendinin en azından mart ayına kadar süreceği yönünde... Hatta yılın ilk yarısında resesyonun sona ereceğine ilişkin beklentinin kuvvetlenmesiyle, yükselişin yıl geneline yayılacağı söyleniyor. Bu nedenle, şu sıralarda tüm profesyonel ve bireysel yatırımcılar yeni yıl için yatırım planlarını oluşturmaya başladı. Hemen hepsinin ortak hedefi de 2001 yılının yaralarını sarmak.
İşte bu ortamda Capital Dergisi ve Akbank Private Banking, düzenledikleri portföy yarışmasıyla yatırımcılara yeni ufuklar açmaya hazırlanıyorlar. Akbank Private Banking’in sponsorluğunda gerçekleştirilecek yarışmaya katılmak için superyatirimci.com sitesine üye olmak yeterli. Yarışmacılara TL olarak 75 milyar lira, döviz olarak da 50 bin dolarlık sanal bir portföy veriliyor. Sonrasında da belirlenen 50 enstrüman arasından yapılacak seçimlerle portföyler yönetilmeye başlayacak.
Şubat ayında start alacak yarışmada, üç ay sonunda yapılan haftalık değerlendirmeler sonunda en başarılı üç yatırımcıya çeşitli ödüller verilecek. Para ve sermaye piyasalarıyla ilgilenen herkesi bu yarışmaya davet ediyoruz” diyen Akbank Private Banking’den sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fikret Önder, portföy yönetiminin püf noktalarını, yarışmayı ve piyasalara ilişkin beklentilerini Capital’e anlattı:
Türkiye’de özel bankacılıkla fon yönetimi birbiriyle sıkça karıştırılıyor. İkisi arasında ne gibi farklar var?
Fon yönetimi, bizim yaptığımız işlerden sadece bir tanesi. Kaldı ki, fon yönetimini mevzuat gereği Ak Menkul Değerler aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Oysa Avrupa ülkelerinde private banking dediğinizde, her türlü işlemi kendi bünyenizde gerçekleştirmeniz mümkün. Ama Türkiye’deki mevzuat, özel bankacılığın aynı şekilde yapılmasına engel. Günün birinde biz de Avrupa standratlarına ulaşacağımıza inanıyorum.
Akbank’taki private banking konsepti hakkında bilgi verir misiniz?
Biz hizmetlerimizi genel bankacılık, yatırım danışmanlığı ve portföy yönetimi olarak üçe ayırdık. Genel bankacılık hizmetleri çerçevesinde vadeli, vadesiz mevduat, döviz tevdiat hesapları, kredi kartları ve bir takım kredi işlemleri var.
Yatırım danışmanlığını, “Ben her gün müşteri temsilcisiyle konuşup, faiz oranlarını öğreneceğim ve yatırım kararımı kendim vereceğim” diyen müşterilere seçenek olarak sunuyoruz. Portföy yönetiminde ise, “Her gün bu işlerle uğraşmak istemiyorum. Yatırımlarımı eksperler aracılığıyla değerlendirmek istiyorum” diyen müşterilerimize hizmet veriyoruz.
Bunların içinde hangi ürünler var?
Yatırım danışmanlığının içinde, repodan Hazine bonosuna, eurobond’lardan hisse senetlerine kadar tüm enstrümanlar var. Hisse senetlerinde hem yerli hem de yabancı piyasaları takip edip, Ak Menkul Değerler aracılığıyla alım-satım yapabiliyoruz. Eurobond’larda da sadece Türkiye’nin değil, meraklısı için Arjantin ve Rusya gibi gelişmekte olan piyasaların, ABD’nin, Almanya’nın ya da Dünya Bankası’nın çıkardığı kağıtlara kadar hepsinin alım-satımını yapabiliyoruz.
Portföy yönetiminde de çok çeşitli ürünlerimiz var. Tahmin ediyorum ki, Türkiye’de hiç kimse bizim kadar ürün çeşidi sunamıyor.
Size göre portföy yönetiminin püf noktaları neler?
Aslında bunun bir standardı yok. Çünkü, yatırımcıların tercihi farklı. Agresif bir yatırımcı gelip, “Ben çabuk zengin olmak istiyorum. Biraz param var, bunun hepsini feda edebilirim. Çünkü, ben köşeyi denmek istiyorum” diyebilir. Bu bir müşteri çeşidi.
Diğer taraftan ise başka bir müşteri, “Ben parayı zor kazandım. Risk istemiyorum. Uzun vadeli bir yatırım tercih ediyorum. Hiçbir şekilde de eksiye girmeye tahammülüm yok” der. Bu da başka bir müşteri çeşidi.
Bu aslında biraz hasta doktor ilişkisine benziyor. Nasıl bir doktor, her hastaya aynı reçeteyi yazamazsa, biz de aynı portföyü tavsiye edemiyoruz. Dolayısıyla, püf noktaları yatırımcıdan yatırımcıya farklılık gösteriyor. Yani yarışmacılar için ortak bir püf noktası yok. Risk anlayışı püf noktalarını belirleyecek.
Capital dergisi ile birlikte yapacağınız “Süper Yatırımcı” yarışmasına kimler katılabilecek?
Yarışmaya Akbank, DBR, Hürriyet, Hürriyetim ve halkla ilişkiler şirketimiz Medya Evi çalışanları dışındaki herkes katılabiliyor. Yarışmaya katılanların zamandan başka kaybedecekleri bir şey yok. Ancak, kazanacakları çok şey var. Burada maddi mükafatları kast etmiyorum. Her şeyden önce bir tecrübe imkanı var. Böyle bir tecrübe imkanı belki de bugüne kadar Türkiye’de hiç olmamıştı.
Çünkü, 50 yatırım enstrümanı arasında seçim yapma imkanı var. Bunların 30 tanesi İMKB-30 endeksine dahile olan şirket hisse senetleri. Buna ek olarak 10 tane ABD borsalarında işlem gören hisse senetleri arasından seçildi. 5 hisse senedi ise dünyanın diğer büyük borsalarından dahil edildi. Yani 50 enstrümanın 45’i hisse senetlerinden oluşuyor.
Bunun dışında 1 Hazine bonosu, biri 30 yıl, diğeri 6 yıl vadeli olmak üzere iki eurobond, ayrıca yatırımcıların FX’e yatırım yapmalarını sağlamak ya da becerilerini geliştirmek için doların euro karşısında yükseleceğini düşünenler için bir opsiyon, doların euroya karşı düşeceğini düşünenler için ikinci bir opsiyon imkanı sunulacak.
Biz bu yarışmayla para piyasaları, sabit gerili menkul değerler, yerli ve yabancı hisse senetlerini, yani dört pazarı sanal portföyde yatırımcıların önüne getireceğiz.
Bu enstrümanların içeriğini nasıl belirlediniz?
İMKB-30, borsanın en volatil hisseleri. Bir endekse dahil olmaları nedeniyle hiç kimse “Neden bizim şirketin hisse senedini seçmediniz” diyemez. Bu bence tarafsız bir seçim. Diğer hisse senetlerinin belirlerken de, mümkün olduğu kadar blue-chip dediğimiz, piyasa değeri çok yüksek ve herkes tarafından tanınan kağıtları seçmek istedik. Bunların içinde Pfizer, Mc Donalds ve Coca Cola gibi sokaktaki her vatandaşın tanıyabileceği hisse senetleri var.
Eurobondlarda tercihinizi Türkiye’den yana mı kullandınız?
Her ikisi de Türk eurobond’u. Biri 2006 vadeli, diğeri ise 2030 vadeli. Uzun vadeli olan kağıtların volatilitesi daha yüksektir. Belki daha agresif oynamak isteyenler bunları tercih edebilir diye düşündük.
Yarışmada sistem nasıl işleyecek?
Her yarışmacının 75 milyar lirası ve 50 bin dolar sanal sermayesi olacak. Ayrıca, dolardan TL’ye TL’den dolara geçiş yapabilecek. Tercihine göre sadece TL enstrümanlarda ya da sadece yabancı enstrümanlarda kalabilir ya da ikisi arasında en optimal portföyü oluşturmak için çalışabilir.
Yarışmaya katılmak için ne yapmak gerekiyor?
Yarışma için superyatirimci.com diye bir site oluşturduk. İsteyenler bu siteye üye olup yarışmaya katılabilecek. Ayrıca, Akbank Private Banking, Akbank ve Hürriyetim’den de linkler olacak. Dolayısıyla, bu siteleri ziyaret edenler de superyatirimci.com sitesine bağlanarak her gün portföyünü takip edebilecek.
Yarışma sonunda katılımcılara herhangi bir ödül verilecek mi?
İlk üç yarışmacıya ödül vereceğiz. Birinci yarışmacıya gidiş-dönüş New York uçak bileti ve Wall Street’i gezip görme imkanı sağlayacağız. Ayrıca, 1000 dolar da cep harçlığı vereceğiz.
Bu arada eğer birinci olan yarışmacı herhangi bir nedenle New York’a gitmek istemezse, kendisine 3 bin 500 dolarlık AMEX hisse senedi fonu vereceğiz.
İkinci yarışmacıya 2 bin dolar değerinde Akbank A tipi değişken fon, üçüncüye ise bin dolar değerinde AMEX global fon vereceğiz.
Yarışmacılara ne tavsiye ediyorsunuz?
Benim tavsiyem, iyi bildikleri sahalardan kaymamaları yönünde. Tabii ki, diğer alanlarda da deneyim kazanmak için bu fırsatı kullanmalılar. Maksat sadece dereceye girip ödül kazanmak olmamalı, tecrübe kazanmak ve bilgiyi aktarmak olmalı. Pek çok yatırımcı için bunun iyi bir fırsat olmasını temenni ediyoruz. Bu organizasyonu yaparken de amacımız aynı zamanda eğitici olmaktı.
“RİSKİ SEVMEYEN SEPET YAPSIN”
Riski sevmeyen bir yatırımcı için ne tavsiye edersiniz?
Risk almak istemeyen yatırımcılar için tavsiyem, hep aynı yatırıma, enstrümana odaklanmamak. Bunun bilhassa Türkiye’de çok kötü örnekleri var. Hele ki, riski azaltmak istiyorsanız, mutlaka yatırımları değişik sepetlere paylaştırmakta yarar var. Çeşitli para birimlerinden tutun, çeşitli vadelere, çeşitli yatırım enstrümanlarına gibi bu sepetlerin sayısını artırmak gerekiyor. Tabii bu da portföyün büyüklüğüyle ilgili. Portföyün büyüklüğüne göre, en az masraf ile en optimal getiriyi gerçekleştirmek gerekiyor.
Riskli bir strateji izlemek isteyen yatırımcılar ne yapmalı?
Yatırımcı, “Riskin farkındayım, ama çok para kazanmak istiyorum” derse, o an için en cazip gözüken, getiri şansı en yüksek gözüken bir veya birkaç yatırım enstrümanına odaklanmalı, diye düşünüyorum. Tabii burada iki ekstrem noktadan bahsediyoruz. Bu iki ekstrem arasında pek çok değişik nüans olabilir. Bunlara dikkat etmek gerekir.
“BORSALARDA TREND YUKARI”
Önümüzdeki dönemde dünya borsalarında ve İMKB’de nasıl bir trend bekliyorsunuz?
Bilhassa hisse senedi piyasasında, hem Türkiye’de hem de dünyada mevsimsel bir hareket var. Tabii ki bu bir fizik kuralı değil, ancak bugüne kadar yapılan istatistikler aralık, ocak ve şubat aylarının hisse senedi yatırımı açısından iyi aylar olduğunu gösteriyor. Bunun bu yıl için de geçerli olma imkanı oldukça yüksek. Bizim tahminlerimize göre, İMKB-100 Endeksi mart sonunda 16 binli seviyelerde olacak.
Dünyaya baktığımızda ise, özellikle ABD’de resesyonun beklenenden daha çabuk biteceğine dair işaretler geldiğini görüyoruz. Resesyonun yılın ikinci yarısında biteceği düşünülüyordu.
Şimdilerde ise yılın ortasına bile kalmadan ekonomik krizin biteceği ve yeniden büyüme trendine girileceği beklentisi var. Avrupa’nın ABD’ye kıyasla biraz geriden geldiği kesin.
Ancak, ABD ekonomisi düzelirse onlar da kendilerini toparlayacaktır. Böylece dünya çapında senkronize bir büyüme dönemine girilebilir. Bunun etkisi borsalar için pozitif olacaktır.
“FAİZLER YÜKSELEBİLİR”
Resesyondan beklenenden erken çıkmak, bono tarafını nasıl etkileyecek?
Eğer büyüme tahminlerden daha çabuk gerçekleşmeye başlarsa, uluslararası bono piyasalarında faizlerin yeniden yukarı çıkma olasılığı var. Dolayısıyla, bono piyasalarında negatif bir etki gösterebilir. Ancak, bu negatif etkiden Türk eurobond’larının çok fazla etkileneceğini düşünmüyorum. Çünkü, yabancı yatırımcılar büyük çapta kağıtların dışında.
Bu nedenle eurobond’ların sahibi de Türkler haline geldi. Onların da dünyadaki faizlerin gidişatından çok, daha yüksek getiri elde etme peşinde olduklarını düşünüyoruz. Dolayısıyla, da eurobondlarda büyük bir risk görmüyoruz. Türkiye’deki faizlerde ise, ekonomideki olumlu gidişatın devamı halinde Merkez Bankası’nın yeni yılda faizleri bir miktar düşürebileceğini düşünüyoruz. Bu da faizlerin biraz daha gerilemesine neden olabilir.
Döviz cephesinde ise, bu aynı zamanda dünyadaki eksperlerin de ortak görüşüdür, mart ayına kadar euronun dolar karşısında güçleneceğini düşünüyoruz. Ancak mart ayında dolara karşı yeniden gerilemeye başlayacağını, hatta taban yapabileceği söyleniyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?