İyimserlik devam edecek mi? Yoksa yeni satış dalgaları gelecek mi? Piyasalarda ne bekleniyor? Bu soruların cevabını, İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan’dan aldık...
Talip Yılmaz
Küresel piyasalarda 2018’e başlanırken ‘senkronize ve güçlü büyüme teması’ korundu. Ancak şubat ayında ABD’de ücret artışının beklentiyi aşması, enflasyondaki yükselişin erkene çekilebileceği ve FED’in faiz artırımını hızlandırabileceği endişelerini gündeme getirdi. Bu durum piyasalarda aşağı yönlü bir düzeltme hareketini tetikledi. Teknik sebeplerle derinleşen bu düzeltmenin, ABD borsalarıyla sınırlı kalması ve genele yayılmaması ise yeniden iyimserliği artırdı. Ayrıca ABD’de şubat ayı ortasında onaylanan harcama artışlarına yönelik kararın büyüme dinamiklerine olumlu yansıyacağı beklentileri de iyimserliğin baskın gelmesinde etkili oldu. İşte böyle bir ortamda bahar aylarına giriyoruz. İyimserlik devam edecek mi? Yoksa yeni satış dalgaları gelecek mi? Piyasalarda ne bekleniyor? Bu soruların cevabını, İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan’dan aldık:
2018 yılında piyasaları etkileyecek temel başlıklar neler olacak?
2018 yılında enflasyonun görünümü, merkez bankalarının gevşek para politikalarından çıkış sürecini yakından etkileyecek. Bu nedenle 2018’in en önemli parametresi olacak. Şimdilik genişlemeci mali politikanın büyüme üzerindeki olumlu etkileri küresel piyasalarda olumlu karşılık buluyor. Bununla birlikte FED’in faiz artırım sürecinin hızlanması ve gelişmiş ülkelerde tahvil faizlerinin yükselmesi gibi riskleri beraberinde getiriyor. Bu ortam, hisse senedi piyasaları açısından fırsatlar sunmaya devam ederken, tahvil faizlerinde daha temkinli olmayı gerektiriyor, TL üzerindeki riskleri ise geçtiğimiz yıllara kıyasla sınırlıyor. Yurt içinde 2018 yılında büyüme daha ılımlı seviyelere taşınırken ekonomi yönetiminin enflasyon ve faiz dinamiklerini gözetmesi en önemli başlık olarak görülmeli.
Suriye operasyonu da dikkate alındığında gelişmekte olan piyasalara ve özellikle Türkiye’ye para girişi devam eder mi? Türkiye pozitif veya negatif ayrışır mı?
Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki büyüme farkının sermaye girişleri açısından belirleyici bir rolü olduğu düşünülüyor. IMF tahminlerine bakıldığında bu farkın 2018’de açılmasının beklendiği görülüyor ve bu doğrultuda 2018’de de portföy girişlerinin yavaşlayarak da olsa devam edeceği bir senaryo baz alınıyor. Yurt içinde enflasyonda beklenen düşüş, bütçe açığında beklenenden olumlu gidişat ve Hazine’nin borçlanma dinamiklerinin iyileşmesi sayesinde makroekonomik görünüme ilişkin risklerin iyileştiği düşünülüyor. Bu doğrultuda, TL varlıkların gelişmekte olan ülkelere yönelik ilgiden faydalanmayı sürdüreceğini değerlendiriyoruz. Dış politikada AB ve ABD gibi önemli ticaret ortaklarıyla ilişkiler korunduğu sürece, jeopolitik gelişmeler oynaklık yaratabilir. Ancak trendi belirlemez.
2018 yılında borsa nasıl bir seyir izler? Endeks yeni zirveler görebilir mi?
2017 yılında TL bazında BİST-100 Endeksi TL bazında yüzde 48 artış göstererek tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştı. Yaşanan bu hızlı yükselişte küresel risk iştahındaki artış etkili oldu. 2017 yılında gelişmekte olan ülke hisse senetlerine 80 milyar dolar, bonolarına ise 113 milyar dolar sermaye girişi yaşandı. 2018’de de gelişmekte olan ülke varlıklarına olan ilginin devam etmesi bekleniyor. Bu durumdan Türk hisse senetleri de olumlu etkilenir ve endeks yeni yüksek seviyeleri görür. Global b��yümede meydana gelebilecek gerilemeler ve enflasyondaki hızlanmaya bağlı olarak merkez bankalarının seri bir şekilde faiz artırmaları ise hisse fiyatları üzerinde oluşabilecek temel risk unsuru.
Fonlarınızda hangi hisseleri daha çok tercih ediyorsunuz?
Fonlarımız yatırım stratejilerine uygun ve karşılaştırma ölçütlerinin üzerinde getiri sağlamayı hedefliyor. Karşılaştırma ölçütünün 246 CAPITAL 3 / 2018 üzerinde getiri elde etmeyi amaçlayarak aktif fon yönetimi yapıyoruz. Temel analiz yaparak, yatırım için uygun hisse seçiyoruz. Beklenen getirisi yüksek olan hisse senetlerini tercih ediyoruz. Beklenen getiri içerisinde temettü verimi de dikkate alınıyor. Hızlı büyüyen ve yüksek oranlı temettü ödeyen şirketleri en fazla beğendiğimizi de ifade etmek isterim.
Döviz piyasasında ne bekliyorsunuz? 2018 yıl sonu dolar, Euro ve parite beklentiniz nedir?
TL son yıllarda reel olarak belirgin değer kaybına uğradı ve 2002 yılından beri en düşük seviyelere geriledi. Mevcut durumda karşılaştırılabilir ülke para birimlerine oranla daha yüksek nominal getiri sağlayan TL’nin TCMB’nin sıkı para politikasını devam ettireceği varsayımı çerçevesinde, dezenflasyon sürecine bağlı olarak yıl içinde yatırımcılara sağladığı reel getiri imkanının yükselmesi beklenebilir. Bu seviyelerin mevcut riskleri karşılayacağı ve bu şartlar altında ilave reel değer kaybının çok sınırlı kalacağı öngörülüyor. Bu doğrultuda, sepet bazında TL’de 2018 sonunda yüzde 10 değer kaybı olabilir.
Gösterge faiz nasıl bir seyir izler? TL faizde hangi yatırım aracı portföylerde öne çıkar?
Reel faizdeki yükseliş baskısı karşısında enflasyondaki düşüş dengeleyici bir rol oynayacaktır. Yıl sonu için iki yıllık gösterge tahvil faizi beklentimiz yüzde 12,8 ile mevcut seviyelerin bir miktar altında. 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 11,5-12 bandında yılı tamamlayabileceğini düşünüyoruz. Yükselen küresel faiz ortamında yurt içinde uzun vadeli tahvil faizlerinin daha düşük seviyelere gerilemesi için uzun vadeli enflasyon beklentilerinde belirgin bir iyileşmeye ihtiyaç var. TL faizde yatırım aracı olarak özel sektör tahvillerine yatırım yapan fonların ve hisse senedi fonlarının öne çıkacağını düşünüyoruz.
Altında son dönemde yaşanan yükseliş devam eder mi? Altın yatırımcısı ne yapmalı?
2018 yılında altın fiyatlarındaki hareketin yukarı yönlü devam etmesini ve yeni zirveler kaydedilmesini bekliyoruz. ABD ücret ve enflasyon verilerinde izlediğimiz iyileşme sonucunda yükselmeye başlayan enflasyonun yıl içinde hızını artıracağını, fakat FED’in bu yükselişe kıyasla göreceli olarak daha yavaş faiz artırarak reel faizlerin gerileyeceğini düşünüyoruz. Bu durumunun da altın fiyatlarında yükselişin temel nedeni olacağını öngörüyoruz. Diğer taraftan son üç yılın en düşük seviyesine gerileyen ABD doları endekslerinin vergi reformlarının da desteğiyle dip seviyelerinden yükselmeye başlaması, altının yükseliş trendini yavaşlatacak ve önemli direnç seviyelerinde kâr satışlarına sebebi olabilecek. Saydığımız faktörler paralelinde yıl içinde fiyatının kademeli olarak yükselmesini beklediğimiz altının yatırımcıların portföylerinde çeşitliliği artırma ve getiriyi yükseltme amacıyla risk düzeyleriyle uyumlu oranda bulundurulmasını öneriyoruz.
~
“YENİ FONLAR ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ” “Yönettiğimiz 34 milyar TL varlık büyüklüğüyle sektör lideriyiz. 2018 yılında özellikle yeni ürün geliştirmeye odaklanmayı, teknolojiyi daha fazla kullanan, doğrudan ekonomiye dokunan, aynı zamanda emeklilik fonlarının da yatırım yapabildiği ürünler üzerinde çalışmaya devam etmeyi planlıyoruz. Özellikle gayrimenkul yatırım fonları, serbest yatırım fonları ve girişim sermayesi yatırım fonları bu ürünlere iyi birer örnektir. Bu alanda uzun dönemli, istikrarlı ve nispeten yüksek getiri görüyoruz. Bu ürünler reel getiri ve görünür varlık arayan müşterilerimiz tarafından tercih ediliyor. Diğer taraftan yatırımcıların mevduat üstü getiri beklentilerini karşılayan finansal mühendislik çözümleriyle yönetilen fonlara odaklanıyoruz. |
MERKEZ BANKALARI NASIL HAREKET EDER? FED Gelişmiş ülkelerde büyümenin güçlü seyretmesi ve enflasyonda hâkim olan yükseliş eğilimi, gelişmiş ülke merkez bankalarını destekleyici para politikalarında ayarlama yapmaya yöneltiyor. FED’in 2017 yılında başlattığı bilanço küçültme operasyonunu 2018’de hızlandırarak devam ettirmesi bekleniyor. Ayrıca bu yıl FED’in üç faiz artırımı yapabileceği ve artırım sayısını yukarı yönlü güncellenme olasılığı var. ECB Euro Bölgesi’nde güçlenen ekonomik büyüme ECB’nin ekonomiye verdiği desteği kademeli olarak azaltmasına olanak veriyor. Bununla birlikte enflasyonun hedeflerin çok altında seyretmesi nedeniyle bu yıl içerisinde sadece sözlü yönlendirmede bir güncelleme söz konusu olabilir. Ayrıca eylül ayında süresi dolacak olan varlık alım programının uzatılmaması veya uzatılsa bile miktarının azaltılması ihtimali de bulunuyor. İNGİLTERE MB 10 yıl sonra ilk kez faiz artıran İngiltere Merkez Bankası’nın bu yıl da ilave faiz artışına gitmesi ilk yarıda mümkün görünüyor. BoJ Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) uzun vadeli devlet tahvil faizi için yüzde 0 olan hedefini yılın sonlarına doğru yükseltme riski var. Japonya enflasyondaki normalleşme anlamında diğer merkez bankalarının gerisinde ve parasal desteğin azaltılması konusunda en temkinli olması beklenen merkez bankası. |
4 BAŞLIKTA İŞ PORTFÖY’ÜN TAHMİNLERİ BÜYÜME 2017 yılında büyümenin resmi hedefleri aşarak yüzde 7 seviyelerinde gerçekleşebileceği tahmin ediliyor. 2018 yılında büyümenin yüzde 4’e doğru yavaşlaması beklenmekle birlikte ocak ayında öncü göstergelerin beklediğimizden güçlü seyretmesi, 2018 yılı büyüme tahminimizin aşılma ihtimali olduğunu düşündürüyor. ENFLASYON Yıllık TÜFE enflasyonunun 2017 yıl sonundaki yüzde 11,9 seviyesinden 2018 yıl sonunda yüzde 9,7’ye gerileyebileceğini tahmin ediyoruz. Enerji fiyatları ve kurdan geçişkenlikle ilgili temkinli varsayımlar içeren enflasyon tahminimiz, talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine sınırlı destek vereceği bir yapıyı baz alıyor. CARİ AÇIK Bütçe tarafında ise verilen teşviklere ve artan savunma harcamalarına rağmen gelir performansının hedefleri aşma ihtimali olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda GSYH’ye oranla hedeflere paralel olarak yüzde 2 civarında bir açık oluşma riski olduğunu değerlendiriyoruz. İktisadi faaliyetteki güçlü seyrin en önemli sonuçlarından biri, cari dengenin yükselişi olarak karşımıza çıkıyor. 2017 yılında istisnai derecede yüksek seviyelere ulaşan altın ithalatında bir normalleşme olmaması durumunda, cari açığın 2018 yılında mevcut 47 milyar dolar seviyesinin üzerine doğru yükselişini sürdürmesi mümkün. Altın ithalatında normalleşme olması durumunda ise cari açığın 50 milyar doların altında kalması söz konusu olabilir. İŞSİZLİK 2017 yılı sonunda yüzde 10 civarında seyreden işsizlik oranının bu yılın ilk aylarında tek haneye doğru gerilemesi öngörülmekle birlikte büyüme oranında beklenen yavaşlama paralelinde bu düşüşün sürdürülmesi zor görünüyor. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?