Tekfen Holding’in üç kurucusundan olan Ali Nihat Gökyiğit, doğaya ve tarıma yönelik çalışmalarını ANG Vakfı ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ile devam ettiriyor.
İş yaşamına katkılarının yanı sıra özellikle tarıma dayalı sosyal sorumluluk projeleri ile de Türkiye’nin simge isimlerinden biri olan Tekfen Holding Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit, kurucusu olduğu vakıf ve botanik bahçesindeki tarımsal çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Merhum Feyyaz Berker ve Necati Akçağlılar ile birlikte Tekfen Holding’in üç kurucusundan biri olan Ali Nihat Gökyiğit, tarıma yönelik hizmetlerini ağırlıklı olarak Ali Nihat Gökyiğit Vakfı ile Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB) çatısı altında yürütüyor.
Ali Nihat Gökyiğit Eğitim, Sağlık, Kültür, Sanat ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (ANG Vakfı), ünvanındaki amaçlarla ilgili hayır işlerinde hizmet vermek üzere Ali Nihat Gökyiğit tarafından yapılan bağışlar ile 23 Mart 1999 tarihinde kurulmuş. Yanı sıra eşi Nezahat Gökyiğit adına oluşturulan hatıra parkı, 2003 yılında Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ne (NGBB) dönüştürülerek, tarım alanında bilimsel çalışmaların yapılmasına olarak yaratılmış. Halka ücretsiz açık olan, geçen yıl 210 bin kişinin ziyaret ettiği NGBB, 460 dönüm büyüklüğü ile bilimsel çalışmaların yanı sıra iç İstanbul’un en büyük yeşil alanlarından biri olarak kabul ediliyor.
Doğal yaşam tehdit altında
Türkiye’nin çok zengin bir bitki varlığına sahip olduğunu söyleyen Gökyiğit, “Türkiye’nin 10 bin tür bitkisi vardır. Ne yazık ki karnemiz çok güzel değil. Bu zenginliğin üçte biri çeşitli derecelerde tehdit altındadır” diye konuştu.
Cumhuriyet’in kuruluşunun 10’uncu yılında 15 milyon olan Türkiye nüfusunun bugün 85 milyona ulaştığını dile getiren Gökyiğit, “Hızla artan nüfus doğal yaşamı daha fazla tehdit ediyor. Örneğin ahşaba olan talep doğal ormanlarımız için büyük tehdit oluşturuyor. Doğadan bir çiçeği, bir böceği dahi çekseniz, eko sistemi bozarsınız. Bu açıdan doğadan almak yerine, tarımını yapmak, kültür ortamında yetiştirip talebe sunmak gerekiyor” diye konuştu.
Çeşitli şirketlerin de içinde olduğu oluşuma önderlik yaparak 2005 yılında ağaç tarımına başladıklarını söyleyen Ali Nihat Gökyiğit şu bilgileri verdi:
“2005’ten itibaren her yıl 250-300 bin sahil çamı ve kızıl çam ekimi yaptık. Bugüne kadar 2.5 milyon ağaç ekimi gerçekleşti ve halen de devam ediyoruz. Karacabey’de başladık. Çanakkale, Balıkesir ve Ege’ye doğru ilerledik. İlk aralama geçen yıl yapıldı. Tam kesim ve yenisini koyma 2023’te gerçekleşecek. Bu kesimlerle ticari olarak talebe yanıt vereceğiz. Doğal alanlara ve ağaçlara dönük talebi azaltmamız gerekiyor”.
Tuzu seven 40 endemik bitki
Doğal ortamdaki tüm ürünlere talebin çok yükseldiğini, bunun da doğal yaşamı her açıdan zorladığını ifade eden Gökyiğit, şöyle konuştu:
“Doğal ortama dönük baskı ve talepler en büyük sorunlarımızdan biridir. Tıbbi ve aromatik bitkilerdeki doğadan toplama baskısını ortadan kaldırmalıyız. Bu ürünler başta olmak üzere, çay, sarımsak (Tunceli ve Adana Saimbeyli sarımsağını geliştirme ve iyileştirme projesi yürüyor), baklagillerde verimlilik üzerine çok sayıda projemizi ANG bünyesinde faaliyet yürüten NGBB’de gerçekleştiriyoruz. Amacımız, doğayı korumak, doğadan ödünç alarak, kendi kültür ortamında ürünleri talebin ihtiyacına göre yetiştirmek olmalıdır. Bu noktada kendi bünyemizde açelya, kamelya gibi ürünleri yetiştiriyoruz. Sonra bu ürünleri bakanlık gözetiminde kırsal kalkınma modeli olarak ağırlıklı kadınların yer aldığı sözleşmeli çiftçilere ulaştırıyoruz. Hali hazırda binlerce aile bu tarıma yönelik hizmet üretiyor. Yanı sıra Tuz Gölü etrafında, tuzluk alanlarda büyüyen 40 çeşit endemik bitkiyi botanik bahçemize getirdik ve büyütüyoruz. Yitik Lale’yi tekrar Anadolu topraklarına kazandırmaya çalışıyoruz. Yine Orman Gülü’ne ilişkin de önemli çalışmalarımız mevcut”.
İlk Türkçe eser
NGBB, doğal hayatın ve endemik bitki varlığının korunmasına hizmet ederken, doğadaki tahribatın önüne geçilebilmesi için projeler üretiyor. Yanı sıra dünyada çok önemli bir bitki örtüsü varlığına sahip Türkiye’nin bu alandaki değerlerini yazılı hale getirilmesi için çalışma yürütüyor.
Ali Nihat Gökyiğit, NGBB’nin şu dönem içerisinde en önemli gördüğü yazılı çalışmalarının başında, Türkiye’nin en önemli doğal varlıklarından olan bitki çeşitliliğini tek bir eserde toplamak amacıyla oluşturulan Resimli Türkiye Florası Projesi’nin geldiğini söyledi.
Gökyiğit çalışma ile ilgili şu bilgileri verdi:
Flora Araştırmaları Derneği ve Ali Nihat Gökyiğit Vakfı (ANG) işbirliğiyle, ‘Cumhurbaşkanlığı'nın Himayelerinde’ yürüyen projenin, Türkiye’nin ilk Türkçe çalışması olacağını belirten Ali Nihat Gökyiğit, “2030 yılında tamamlanması planlanan eserin hali hazırda ilk iki cildi yayınlandı. Projenin, 30 cilt olması hedefleniyor. 150 bilim adamı, 100 bitki ressamının çalıştığı külliyatın her bir cilti ortalama 1 milyon TL’ye mal olacak” dedi.
Daha önce Latince ve İngilizce olarak basılan eser, ilk kez Türkçe olarak hazırlanıyor. Türkçe bitki adları yönergesi hazırladıklarını söyleyen Gökyiğit, “Her bir bitki için Türkçe isim belirledik. İsim koyma ekibimiz de var. Halk arasından bitki isimleri derleyen ekiplerimiz var. İsim havuzunda 86 bin Türkçe isim stoğumuz oluştu. Çalışmalarımızda bizlere katkı sunan sayıları 150’yi bulan halkımız arasında doğaya gönül veren ve adlarına Yurttaş Bilgin dediğimiz insanlarımıza da katkılarından ötürü çok teşekkür ediyorum” dedi.
Vakfın mali yapısı
Ali Nihat Gökyiğit Vakfı’nın mali yapısının bağışlar ve Tekfen Holding’in katkıları ile oluşturulduğunu belirten Gökyiğit, “Tekfen Holding yönetimine ve tüm katkı sunan bağışçılara sonsuz teşekkür ediyorum. ANG Vakfı, Türkiye tarımı ve Türkiye insanı için var. Olmaya da devam edecek. ANG Vakfı’nın öz varlığı, Tekfen Holding, ANG Yatırım Holding, Akmerkez’deki iştirak hisseleri, menkul ve gayrimenkul değerleri ile 2018’de yaklaşık 100 milyon liraya ulaşıyor. Vakıf projeleri için her yıl 10 milyon TL kadar harcama yapıyor” diye konuştu.
Ali Nihat Gökyiğit, ANG Vakfı’nın birkaç projesini şu şekilde özetledi:
Kırsal Kalkınma Projeleri
Artvin İli Borçka İlçesi’ne bağlı Camili havzası 2005 yılında UNESCO tarafından Türkiye’nin ilk “Biyosfer Rezervi” olarak ilan edilerek dünya koruma ağı içerisine alınmıştı. Bu havzadaki biyolojik zenginliği korumaya yönelik bir kırsal kalkınma projesi halen tüm hızı ile sürdürüyoruz. Proje Johannesburg Dünya Çevre Konferansı’nda ödüle de layık görüldü. Sakarya İli Ferizli’de Nalköy merkezli üç köy de ele alınan kırsal kalkınma projesi başarı ile tamamlandı. Zaten vakfımızın en önemli ayaklarından bir tanesi, ilgili kurumlar ile işbirliği yaparak kırsal kalkınmaya ve kadın işgücüne hizmet etmek.
Vakfımız, Artvin’deki mikrokredi uygulaması ile çeşitli faaliyetlere, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tıbbı ve aromatik bitkilere ve çay tarımı alanlarında süs bitkileri üretimine destek oluyor. Dünyada kar ortamında dahi tarımı yapılabilen Türk çayının dünyada daha fazla tanınması uygulamalarına destek veriyoruz.
Arıcılıkta Rehabilitasyon ve Organik Bal
Yalnızca Anadolu topraklarında yaşayan 5 arı ırkı var. Bu dünya literatüründe önemli bir zenginlik olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin önemli varlığı olan saf arı ırklarından Kafkas arısı, Camili ve Posof’ta ortaya çıkarılarak damızlık çok verimli ana arı üretimimiz devam ediyor. İkinci saf ırk olan Anadolu ırkı çalışmalarını, Ankara Kızılcahamam köyleriyle birlikte yürütüyoruz. Organik bal için 2 yıl süren kurslarımız sonunda, kriterlere uygun çalışmayı kabul eden sözleşmeli üreticilerimiz ile sertifikalı üretim başlattık.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?